Sabaha karşı saat 04.30.Yağışların az olması nedeniyle halen kuru bir azmak ağzında at-çek yapmaya başladım. 10 dakika kadar sonra denizde sol tarafımda yaklaşık 15 metre kadar yakınımda tam azmak ağzının önünde suyun üzerinde bir kıpırdanma hissettim. Aynı anda kuş sesi yada fare sesine benzer bir ses duymaya başladım. Karanlıkta açığa doğru bu sesi çıkararak yüzen bir canlı ne olabilirdi? Biraz zaman geçince bunun yaralı bir fare olabileceğini düşündüm. Arada bir beyazımsı bir cisim görüyordum. Bu arada at/çek yapmaya devam ediyordum. Az sonra sahte sahile 20 metre kadar yaklaşınca suyun üzerine sıçrayan balıklar gördüm. 10 metre mesafeye geldiğimde birden tam önümde su karıştı. Oldukça büyük bir şey yüzüyordu suda. Arada sırada hayal meyal bir beyazlık görüyordum. Refleks olarak sahteyi çekip aldım sudan ve kayalardan rıhtımın üzerine çıktım. İçim ürperiyordu bir yandan. Ne olduğunu bilememenin verdiği heyecan ile... Önümde beliren canlı sahile paralel olarak sol tarafımda yüzüp çığlıklar atan fare olduğunu düşündüğüm canlıya doğru yüzüyordu. Birkaç metre sonra bir perde daha güçlü şekilde o büyük canlı da aynı şekilde çığlık atmaya başladı. Ben bir levreğin yaralı fareye doğru yüzdüğünü düşünmüştüm o ana kadar. Biraz sonra ikisi birlikte benden uzağa doğru sahile paralel yüzdüler ve azmak ağzının tam önünde kayboldular. Ne gördüğümü anlamaya çalışarak 10 dakika kadar zaman geçirdim. Merayı bozmamak için fenerimi de kullanmak istemiyordum. Yaklaşık 1 saat sonra arkadaşım geldi mırmır için. Ona da anlattım gördüğüm şeyi. Bunların yavrusu ile yüzen su samuru olduğunda hem fikir olduk. Sabah gün ışıdığında sahilde görevli olan güvenlik personeline sorduğumda, daha önce de görüldüklerini söyledi. Araştırdığımda, temiz ve avın bol olduğu azmak ağzı yada liman, mendirek içlerinde su samurlarının denizde de yaşayabildiklerini öğrendim. İzmit körfezinin su samurunun yaşam alanı olarak seçeceği kadar temizlendiğini öğrenmek mutlu etti beni. Belki benzer bir durumla karşılaştığınızda, aynı heyecanı ve ürpertiyi hissetmemeniz için de sizinle paylaşma gereği duydum... İyi günler ve bol avlar dilerim...
Su samurları yalnız olmaz. Küçük sürü halinde gezerler ve bölgecidirler, yani hep orada olurlar. Bu durum su samuru olması ihtimalini azaltıyor. Olası türlerin listesinin başında fok geliyor. Körfezde foklarla yıllardır karşılaşıyoruz. Açık denizden gelmesi ve gitmesi de tipik fok özelliği.
su samurunu tuzlada bir çok kez gördüm hatta balık tuttuğum kayaların altına girip orada bekliyor genelde ama hiç çığlık attığını görmedim şimdiye kadar
Sevgili Murat Deniz su samurları ülkemizde bulunmaz.Bu hayvanlar Kuzey ülkelerini soğuk sularında yaşarlar. Ancak son senelerde özellikle Karadeniz kıyılarında çoğunlıkla olarak,İstanbul boğazının kimi yerlerinde,bu arada Marmaranın Trakya kıyılarında bu türün tatlısuda yaşayan akrabaları görünür olmuşlardır. Kirlenen ve balık popülasyonu azalan, kurulan baraj ve bentlerin menfi etkilediği bu hayvanlar özellikle balık akım zamanlarında denizlerde kıyı bölgelerinde balık arar olmuşlardır. Fok balıklarınınki bunlar Akdeniz foklarıdır,çok eskiden en fazla bulunduğu bölge Karadenizken,hatta bölge halkının derilerinden çarık vesair gereçler yaparlarken,neyazıkki bu sulardan tamamen silinmişler ve Egenin muhtelif yerlerinde gayet küçük sürü ve yanlız olarak gözlenir olmuşlardır. Şahsen Sivrice sularında 3 kere rasladığım bu hayvanlar çok iriydiler. Tatlısu samurlarının büyüklüğü ise onların yanında hayli küçük olup 2-3 kg ancak olurlar. Akdeniz ve tatlısu samurları koruma altında olan hayvanlardır. Duyulan sesleri ise yavru ve anası arasındaki sesleridir bence. Sevgiler
Vedat abi, buralarda, yani Adalardan içerde su samurları var. Bir kaç yerde kümelenmiş haldeler. Ürkütmemek için yakından bakmadım ama, büyüklükleri deniz işi su samuru olmaları gerektiğini düşündürdü hep. Foklar ise, gene bu bölgede yıllardan beri mevcut. Ama çok nadir gözlenebiliyorlar. Sık uğradıkları bir yer bizim avlak. Bazen ayağımızın dibinden taşa çıkmaya çalışıp gece vakti, ödümüzü kopardıkları da oluyor.
Sevgili Serdar Deniz işi su samuru değillerdir.Senin gibi araştırmacı bir genç adam bunu iyice araştırmalı ve neticeye ulaşmalıdır. Ben bu konuyu yıllar evvelinde Yakup Erdem hocamızla konuşup neticeye vardımdı. İstersen sende ara ve gerceği öğren. Sevgiler Not;Akdeniz fokları için gönüllü çalışan ve görülen bireyleri kendilerine stok tespiti için bildirmelerini isteyen kuruluşu aramanı öneriririm.
Neticesi belli zaten üstadım. Bunlar normalde avrupa samuru, yani teknik olarak tatlısu samurları. Fakat, denize baya bir intibak etmiş, deniz işi samur olmuşlar. Deniz samurları büyük olur. Kafadan 15 kg'dan başlar. Tatlısu samurları ise 6-7 kg'dan başlar, en fazla 12-13 kg olur. Bizdekilerin boyları, büyüklükleri tipik bir avrupa su samuru, yani o küçük olanlardan. Tatlısu samuru demek absürt olacak, zira dediğim gibi baya baya denize iyice intibak etmişler.
Görüşünüz doğru. Bunlar tatlı su samurları. Dereler bu mevsimde yazın kuru olduğu için tuzlu suya intibak etmişler. Derelerin ıslah edilip üzerlerinin örtülmesi de bir etken tabiki. Sahilimizde 3-4 yerde seyrek de olsa görülüyorlarmış. Genelde el ayak çekilince... Bundan sonra yanıma fotoğraf makinası alacağım. Ve eğer mümkün olursa bu sevimli hayvanların bir fotoğrafını almak istiyorum. Ancak daha önce söylediğim gibi, bu durum körfez suyunun eskiye oranla nispeten daha temiz olduğunun bir göstergesi. Bunu balık çeşitliliğindeki artış ile gözlemliyorduk. Bu yıl istavrit, eşkina, çinekop, sarıkanat, mırmır, mezgit, kırlangıç, pisi geçen 10 yıla göre çok daha bol körfez içinde. Gırgır yasağı ile birlikte türlerin popülasyonlarının artması en büyük dileğim.
Özellikle Hes (Hidroelektrik santralleri) denen belayla,binlerce yılda doğanın mühendisliğiyle oluşmuş harika dereleri kurutunca hayvanlar aşağılara,denizlere inmeye başladılar özellikle Karadenizde. Marmarada Sarıyer-Belgrad orman derelerinde de bir dönem yaşadıkalarını ama bozulan şartlarla gene Ortaköy civarlarına inen bireyleri duymuştum. Ama fokları bu kadar kuzeyde ilk defa duyuyorum
Samurlar genellikle insan olan yerleri pek tercih etmiyor. Ama foklar nispeten insan olan yerlerde daha fazla görülüyor. Bu maceradaki canlı bence samur değilde, bir fok. Zira samurlar karadan çıkar ve işini bitirip karaya döner. Hep aynı yerde yaşar zaten. Karaya dönüşünde de, toprağa çıkışını göremezsiniz, zira denizin altında girilen bir yuvası olur. Bu şekilde çıkacak bir yeri foklar arar. Denizde yorulan fok, uygun bir yer bulup dinlenmek ister, yuva yapmak alışkanlıkları yoktur o şekilde. Bazen de köpekbalıklarından kaçıyorlar. Marmara'da pek bilinmiyor ama, gayet ciddi bir köpekbalığı nüfusu var dipte gezen camgözler değil, baya baya su üstünde terör estiren köpekbalıkları. Darıca'da kıbrısa gelen kocaman kefali, gözümün önünde, 15-20m mesafede en fazla, kıbrısla filan birlikte çatır çatır yiyen birin hep aklımdadır. Boyu tahminim 3m kadardı ki, bunun olduğu denizde kayıkta bile olmak düşündürür insanı.
İstanbul içinde, boğazda ve anadolu kıyılarında sık sık samur görüyorum, genelde yazın ve havanın ılıman gittiği aylarda oluyor. Genelde 2 li görüyorum, sessiz sedasız işlerini halledip (kraça, gümüş vs avlayıp) gidiyorlar. Önüne, denize indirdiği tel livarından bir sürü sarıkanat çaldıran arkadaşlarım da var Uyanık hayvanlar. Bir keresinde sarayburnunda takılan oltamı kurtarmaya deniz dibine indiğimde karanlıkta suyun dibinden karın üstü çıkıp beni altıma etmeye ramak kala duruma getirmişliği de vardır bir tanesinin. Boyu da insan boyuna yakındı, öyle gelincik azmanı veya sansar boyunda değildi. Vardır bir 15 kilo. Ancak hiç bir karşılaşmamda ses çıkardığını duymadım bu canlıların. Yukarıda anlattığım olayda da samur da ben de çok korkmuştuk, panikle şapır şupur kaçtı, ödü patladı ama onda da sesini duyamadım. Ben duymadım diye samurun sesi öyle değildir demiyorum ama sanki bana konuda anlatılan fokmuş gibi geldi.
Darıca sahilde guvenlik gorevlisi olarak çalışan bir Bey ile sohbet esnasında soylemişti. Karşı yalova kıyılarının sazlıklarında saklandıklarını ve özellikle geceleri bir kac defa şahit olduğunu soylemişti. Fakat fok mu su samuru mu diye soracak olursanız bu konuda bir sey diyemem hatırlayamıyorum.
su samurunu bilmem ama bizim buralarda akdeniz fokları var. hele bir tanesi maaşallah balina kadar büyük. bir kafası var taa milden görüyorum. yavruladıkları zaman yavruları etrafında sıçrıyorlar manzara mütfiş. gel görki bu sayıları tükenmekte olan hayvanlarıda avlayanlar var. Mersinde Akdeniz foklarını görmek isteyen olursa liman (marinadan buruna doğru, dış tarafta) dan bi bakıp şanslarını denemelerini öneririm. yıl içerisinde (yaz kış) ara ara ziyaret ederler. liman çevresi açık ve derin su olduğu için yanaşırlar.. insan gördükleri yerede pek gitmezler