Arkadaşlar merhaba,Bilgisi olan ve yahut bilgisi olmayıpta araştırma yeteneği yüksek siz değerli forum sakinleri ile bir sıkıntımı paylaşmak, bu paylaşım doğrultusunda uygun olan adımı atmak ve doğrunun arkasından neye mal olursa olsun gitmek istiyorum. Efendim sıkıntım şu; Malumunuz içerisinde bulunduğumuz dönem Gemlik Körfezimiz için bazı balık türleri hariç ( özelliikle mezgit,belirli bölgelerde mırmır) av veriminin kıt olduğu bir dönemdir.Karagöz,eşkina vs taş balıkları bu dönemde körfezimizde bulunmasına rağmen bilinen meralarda pek yemlenmezler,bu bakımdan yeni alternatifler oluşturmak için yeni mera arayışlarında bulunabilmek güzel bir zaman dilimidir.Bende bunu fırsat bilerek parterlerimle haberleşerek daha önceden haritadan belirlediğim bazı bölgelerde geçen hafta sonu araştırma yapmaya karar verdim.Zira oğlum rahatsızdı o yüzden uzaklara gidemezdim ( gerçi iyide oldu gece 23.00 da eve dönmek zorunda kaldım). Neyse Erken saatlerde araştırmama başladım,ama daha ilk yerde OHAAAA demek zorunda kaldım.İlk kontrol ettiğim yer araba ile girişin imkansız olduğu,yaklaşım 200-300 mt dik tepeden gördüğüm bir meraydı,Tepeden gördüğüm manzara aynen şu şekildeydi,yaklaşık 8 metre boyunda bildiğiniz tipik bir balıkçı teknesinin motoru olduğu yerde patapata çalışıyor,allah allah bu neden durduğu yerde çalışıyor acaba.Sonra biraz daha dikkatli bakınca teknenin motorundan denizin içine doğru uzunca bir yeşil hortum gördüm biraz daha bekledim ve yeşil hortumun diğer uçundan suyun altından ninja gibi bir yaratık çıktı,hemde elinde silahıyla. Şimdi bunun tüplü dalış yaparak balık vurmaktan farkı nedir?? Bildiğim kadarı ile tüplü dalışta balık avı yasaktır.Lütfen değerli fikirlerinizi beyan edinizi arkadaşlar.Allah ıslah etsin diyerek oradan ayrıldım. Fıstıklıdan Narlıya kadar bütün burunlara,koylara baktım desem yalan olmaz arkadaşlar.Allah sizi inandırsın her burunun bir ucundan öteki ucuna kadar ağlar serilmiş.Bakınız bu mevzu bahis kıyı şeridi takribi olarak 25-30 km ve en az irili ufaklı 20 adet burun var.Bazılarının derinlikleri kıyıdan 10-15 metre sonra 20-25 metreyi buluyor yani oltanızı 20 metre atsanız gönül rahatlığı ile avlanabilirsiniz,balık tutamasanız da her an balık gelebilme ihtimalinin göz önünde olması bile yeterli bir hazdır,zaten biz amatörlerin amacı bu değilmi,zamanı güzel geçirmek,huzur bulmak,heyecanla beklemek,iyot teneffüz etmek.Neyse ben bu şekilde bakına bakına Kumla limanına geri döndüm,sinirlerim accayip yıpranmış durumda olduğundan oturup 2 duble tekir yuvarlıyım dedim,bu sırada da Portos (ufuk) da gelmiş olacaktı zaten. Ufuk geldikten sonra beraber yemeğimizi tamamladık ve benim belirlediğim ancak yoldan tamamını görmemin mümkün olmadığı bir buruna gitmeye karar verdik.Güzel bir burundu daha önce de derinliğini denemiş çıplak iğne ile dip yapısına bakmıştım.Kıyıdan 20 metre ilerisi 25-30 metre civarında derinliğe ve salt midyeliğe sahipti.Burna inebilmek için eşyalarımızla beraber kısa bir uğraş verdikten sonra aşağıya vardığımızda suya atlayıp bir hayvanlık yapmamak için kendimi zor tuttum.Hemen 5-6 metre önümüzde burunun bir ucundan öteki ucuna kadar ağ vardı.Tek amacı oltasını 25-30 metre uzağa atarak oturup balık gelmesini bekleyecek olan bizlere en ağır küfürleri saysalar insanın bu kadar zoruna gitmez arkadaşlar.Çeşitli sinir krizlerimden sonra jandarmayı aradım,5 dakika içerisinde bana geri döndüler.Bir uzman çavuş arkadaşımız aradı sağolsun,kendisine durumu izah ettim ancak bana uzatma ve bırakma ağların serbest olduğu,Gırgır trol vs.vs.vs ağların yasak olduğu bu bakımdan bir şey yapamayacaklarını söylediler.Konuya vakıf olmadığım için sagı duydum ve kapattım.Arkadaşlar,denizlerimizde ağ ile avlanmanın kriteri nedir? Ağın hangisi hangi zamanda serbesttir hangi zamanda yasaktır? Bu konularda bana fikir verirseniz çok sevinirim Zira eğer her türlü ağ ile avlanmak şu dönemde yasaksa,gördüğüm ağı denize girerek parçalayacağım,böylece suç işlemiş olmam herhalde.Eğer değil ise özellikle hafta sonları ağların serilmesinin yasaklanması için bir çalışma başlatıcam ve elimden geleni de ardına koymayacağım. Arkadaşlar biz amatör balıkçılarız,amacımız sadece insanoğlunun temel ihtiyaçlarından birisi olan kişisel beyin yogunluğunun bertarafıdır.İçerisinde bulunduğumuz sosyoekonomik yapı bunu gerçekleştirebilmemiz için ancak hafta sonlarını,resmi ve dini tatilleri uygun görüyor.Öte yandan o ağ sahipleri beyfendiler haftanın 5 günü bu iş ile ilgilenmektedirler.Yetmiyormu acaba kendilerine.Neyse çok uzattım konuyu,toparlamak gerekirse özellikle koyu yazılı yerler konusunda beni bilgilendirirseniz çok sevinirim arkadaşlar.Kalın sağlıcakla Hepinize Rastgele
Amatör balıkçılıkla ilgili onlarca forum içerisinden üyesi olduğum iki forumda da bu konuyu paylaştım.Eğer başka forumlarada üye olan arkadaşlar varsa içimizde oralarda da bu ve buna benzer konuların paylaşılması sürdürülebilir balıkçılık açısından çok büyük önem arz edecektir arkadaşlar.
Aramis kardeş, sen denizde ağ görmüşsün. Ben avlanmanın yasak olduğu bu günlerde tatlı sulara ağ gerildiğini gördüm. Kim kime dum duma
Maalesef, uzatma ağlar hakkında bir yasak yok.. Bu da, şu demek, bir uzatma ğa laın, denize bir baştan ötekine serin gitsin.. Teorik olarak 100km uzatma ağı, hemde 100m derinlikte, serebilirsiniz.. Zaman sınırı vs. yok. Tek tük bir kaç yasak var, o kadar.. Bunlara ve diğer ağ çeşitlerine belli bir boy/büyüklük sınırı getirilmemiş olması istismara açık bir konu. Bu konu gündeme getirilirse, belki bu tür istismarlar önlenebilir. Şimdi birde madalyonun öbür yüzü var. Bu ağlardan balık tutmayı umarak geçimini buna bel bağlamış insanlarımız var. Onlarında bu ihtiyaçlarının göz ardı edilmemesi gerekiyor. Velakin, bu tür bir istismar, bu balıkçıların birbirinin hakkını gasp etmeyede varıyor. Farzet ki, o kadar ağı oraya seren, tek bir balıkçı.. Bu durumda, diğerleri nereye ağ serecek? Ve bu gibi bir uygulama beraberinde başka şeyler getiriyor.. Bir tarafa böyle boydan boya uzatmayı ser. Öbür tarafa geç, denize taş at, sopayla giriş, hava bas, elektrik ver vs. balıkları ağa sür.. Bu gibi istenmeyen durumlara mahal veriyor ki, aslında en büyük meselede bu.. Bu gibi istismarların önlenmesine yönelik bir takım girişimler yapılması bence uygun..
Durum hiç hoş değil Bora kardeş. İşin en kötüsü kanunen yanlış birşey yapmıyoruz ki bahanesi ile bugünün sömürülerek yarınlara birşey bırakılmaması ve bunun kanuni bulunması! Gırgır atana müdahele etti diye öldürülen bir jandarma rütbelisini anlatmıştı amatör bir balıkçı arkadaşım. Ne kötü gerçekler bunlar. Keşke hukuka daha çok sığınabileceğimiz bir ortamda olsak ama maalesef yok... Yapılabilecekleri konuşmak lazım.
Uzatma ağların serbest olması gerçekten çok vahim.Boracım bende son iki haftadır kapaklı ve fıstıklıdaki ağları görüyorum.Hatta Çamlık tesislerinde bir balıkçının teknesi beton iskeleye yanaşınca yanına gittim.Gözlerime inanamadım.En fazla 4-6 cm boyunda binlerce ufak balık (kırlangıçtan tut,istavrite,tırsiye,karides vs) ölmüş, faraşla onları denize atıyorlar.Aralarından en fazla 3 kasa işe yarar balığı ayırıyorlardı. 3-4 kişi ellerinde de biralar vardı.Sadece yazık olmuş bu küçük balıklara büyüyüp onbinlerrce yavru yapacaklardı bu gidişle nesilleri tükenecek demekle yetindim.Ekmek parası olayına gelince bu işin sonu yok.Çok farklı olacak ama şöyle bir örnek vereyim.Bursa da Raylı sistem metrosu ilk başladığına Minibüsçüler ve halk isyan etmişti.O kadar minibüsçü ne ekmek yiyecek , dolmuş ne rahattı vs. gibi.Ama şimdi o minibüsçülerden hiç biri açıkta kalmadı ara güzergahlarda çatır çatır iş yapıyorlar, Bursa halkı da metrodan had safhada memnun.Bu ağ işine sınırlama getirilmesi gerekiyor.Sadece ekmek parası bahane olamaz.Ekolojiye zarar veriyorsa yasaklanmalıdır.
ah be bora kardeşim bu hepimizin sorunu inan lüfer zamanı limana giren balık sürüsünü yasak olduğu halde limanın içini çevirenmi ararsın yoksa iki rapor yazıp bu rapordan yola çıkıp o yeri talan etmeye çalışan gece gündüz oraları taşlayarak balığı oralardan kaçıranlarımı insanlarında mazeretleri hazır zaten ekmek parası abiii
yaklaşık 8 metre boyunda bildiğiniz tipik bir balıkçı teknesinin motoru olduğu yerde patapata çalışıyor,allah allah bu neden durduğu yerde çalışıyor acaba.Sonra biraz daha dikkatli bakınca teknenin motorundan denizin içine doğru uzunca bir yeşil hortum gördüm biraz daha bekledim ve yeşil hortumun diğer uçundan suyun altından ninja gibi bir yaratık çıktı,hemde elinde silahıyla. Sevgili Bora nargilecilere ne yazık müdahale edilmiyor Karadenizde kalkan bunlar yüzünden tükenecek...Yapılan onca talan varki yazmayla çizmeyle bitmez iç sularda ağ tırıvırı lenter sepet km ce serilen ağ gece voli çalışmaları vs vs....Bazen düşünüyorum acaba benim gözlerimmi çok şey görüyor yoksa yetkili kişilermi kör...
Bunun benzeri birçok konuya daha önce yazmıştım, tekrara gerek yok. Herkes kafasına göre balık avlasın, herkes kafasına göre başkalarını şikayet etsin. Bize en yakışanı bu. Neyin yasak, neyin serbest olduğunu ise foruma binin üzerinde mesaj yazdığı görülen kardeşimiz, ana sayfadaki tebliğe bakıp öğrenebilir.
Bey amca,Bilmece gibi konuşacağın yerde sahip olduğun tecrübelerden örnek vererek, foruma 1000 adetin üstünde mesaj yazan ve okuma yazması olan bu doğrultuda tebliğide okuyan kardeşini aydınlatırsan sevinirim.Zira benim yazımı tam olarak okuyup anlamadığın kanısındayım.
Mazallah kanunda eksiklik olupta veyahut bir açığı yakalamışsak dibine kadar,tüketene kadar sömürüyoruz.Mazerette ekmek parası.Yarın denizde balık kalmayınca ekmek parasını kapkaçla mı çıkaracaklar acaba. Kesinlikle ama kesinlikle tebliğlerde serbest diye ağ serme işinin sömürülmesi doğru değil. skoylu nun örnek verdiği gibi teorik olarak 100 km ağda gerebilirsin.Yasak değil.E şimdi buna itiraz etsek dermisiniz yine tebliğe uygundur bu nedenle ekmek paramıza mani olmayın diye. Kanımca aynen diyeceğinizi biliyorum. (Ağ olayına sadece ekmek parası yönü ile yaklaşanlara )
bundan 3 4 sene önce elimizdeki 2 iğneli oltalarımızı toplarken -ki belgemizi ibraz ettiğimiz halde- kanun, tebliğ bilmem ne, olay bu boyutlara gelince kanunda tebliğde serbest.... gayet güzel işliyor ülkemin kanunları....
Maalesef olayın o yüzünü bende anlamıyorum. herşeye yasaklar uygulanırken. bilhassa oltacılara. neden ağcılara tebliğlerde serbesti var. Yasak şöyle olursa bence denizlerde sürdürülebilir balık avcılığı devam eder. 01.01.2010 tarihinden itibaren 31.12.2011 tarihine kadar her türlü av vasıtası ile avlanmak yasaktır. (2 tebliğide kapsamak kaydıyla) Bu günden sonra yeni kurallar katı disiplinli sert o zaman olmayan balıklar nasıl meralarımızda olur balık bolluğu yaşanır. Bu süre zarfında Amatörü-Profesyoneli kayabalığı bile tutmayacaktır. (İşte o zaman adam oluruz.) yoksa rezervler maalesef erıyecek. kofanaları biz gorduk, ufaklık ancak lüfer irilerini. ondan sonrakı nesıl sarıkanatlara lüfer demeye başlayacak arkasından çinekop gören offf dıyecek. 1 kere denensın dediğim metod başkasına gerek yok o zaman balık ülkesi oluruz. Bizler görüyorsak başkalarının hayli hayli görmesi lazım bence........
Çok fazla örneklemeye gerek yok.Bakınız İmralı adası etrafı şu anda balık kaynıyor.Hemde aklınıza gelebilecek her çeşit balık.Ne kadar sürede oluştu bu bolluk?? 100 senemi,50 senemi,25 senemi?? Sadece 9 sene.
Bu rezerv meselesi ancak.... ve Ancak Gırgır tekneleri mazot parasını bile çıkartamaz duruma, Troller Sahil güvenliği görüpte trolu bıraktığı yere Gidip, gelecek kadar mazot parası çıkartamaz duruma, Denizlerde, Göllerde, Akarsularda balık kalmayıp, Malzemeciler, malzeme satacak kimse kalmayıncaya kadar... Hiç kimse parmağını bile kıprdatmıyacak gibi. HAYDİ BİR ŞEYLER YAPMA ZAMANI denildiğin de ise, çok geç olacak gibi. Deprem olmadan "sağlam" ev Sel almadan, Dere yatağına ev yapmamayı öğrendiğimiz ve çok bedeller ödemeden bir şeye kalkışmadığımız gibi olacaktır. Japonlar gibi balıklar icat edip seyrederiz.
Ne acıdır ki buna benzer bir durumu ben 3 hafta önce Tekirdağ'da yaşadım. İnsanların denize girdiği yerde kıyıdan çok çok 100metre açığa insanları yüzerken bir tekne ağı bırakıp gitti. Sahil güvenliği aradım. Durumun önemini anlattım; insanlar ağa dolanıp ölebilir boğulabilir diye... Adam bana bu tarz ağlar serbest dedi ki hadi tamam yapacak birşey yok; daha da vahimi bana " o tarafa doğru değil sahile paralel yan tarafa doğru yüzün sizde diye cevap verdi... Ben insanlar boğulabilir, farketmeyebilir çok sığ yer diye belirtmeme rağmen aldığım cevap buydu... Peki dedim ben bu ağı alsam, karıştırıp kıyıya atsam suç mu dedim; bana evet suç dedi. Peki bir insan canını kaybetse ozaman ne olucak!!! bu suç değilmi dedim; bana yapabileceğimiz bir şey yok, kıyıya paralel yüzün dedi... Şimdi ne dersiniz... Ne düşünürsünüz... Ama inşallah bir tekne alma planlarım var... Ve yemin ederim o tekneyi aldığım gün o insanların dibine bırakılan ağları kıyıya çekip çekip karıştırıp bırakıcam sırf inadına... Madem beni korumuyorlar, ben de kendimi korurum...
Bu, kızgınlıkla söylenmiş bir söz olarak kalsın. Çünkü, o ağı atanların da elleri armut toplamıyor. Herkes kendi işini kendi halledecekse, yasalar niye var? Ben bu yasayı beğenmedim diyebiliriz ama uymuyorum diyemeyiz. Başını derde sokma.
Kızma Reis O ağ atılırken annem ve kardeşim o ağın 30 metre gerisinde denizdelerdi ve bağıra çağıra sahile depar atarak uyardım sudaki insanları... Gel de delirme... Ama öyle ama böyle elleri armut toplamayanlara yasa koyucu, yasa uygulayıcı bir önlem almıyorsa bende kendi canımı korumak zorundaysam; ne yapmalıyım?
