Avcılıkta attığını vurmanın maharet olduğu gibi,yalan atmanında aynı derecede maharet olduğu bir devirde, avcının biri ilginç yalanlar söyler, hep yalanı ortaya çıkar,bu yüzden de çok ça mahçup olurmuş.Bu duruma daha fazla dayanamayan avcı, bir yalancı şahit bulur ve ben nerde bir yalan söylersem sen kılıf bulacaksın der.Anlaşıp kahveye giderler. Avcı başlar. Dün gece hava öyle soğuktu ki,gök köpek gibi havlıyordu. Kahvedekiler hadi canım! nerde görülmüş göğün köpek gibi havladığı demeye başlayınca bizim şahit devreye girer. Niye olmasın arkadaşlar birisi bir kavurma bidonunu çöpe atar ,küçük bir köpek bidonun içine girer bir kartal da et kokusuna aldanıp bidonu göğe çıkarır köpek havada havlayınca bizim avcıda gök soğuktan havlıyor zanneder demiş.Kahvedekiler;olurmu olur demişler. Avcı durmaz .Geçen bir geyik gördüm, çektim oku,ayağından vurdum kulağından çıktı der. Yok ya der kahvedekiler ,olurda bu kadar yalan olmaz.Bizim şahit başlar anlatmaya. Bakın arkadaşlar niye olmasın.Bu arkadaş geğiyi uzaktan görür.tam yayı gerince geğiyin kulağı kaşınır.Geyik arka ayağıyla kulağını kaşırken oku bırakır ayağından girer kulağından çıkar.Kahvedekilerin aklına yatar kabul ederler. Avcı gerinir yaslanır koltuğa, geçen bir keklik e bir ok attım.Kekliği düştüğü yerden almaya gittimki; soyulmuş,kızarmış,üstünede sarımsaklı yoğurt sürülmüş okun üstünde duruyor demiş. Bizim şahit başlamış.Be adam oku attın, hadi diyelim vurdun.Kekliğin düşmenin hızıyla tüyleri soyuldu .Okun ucu çelikti düştüğü yerdeki çakmak taşına çarptı yanındaki otlar tutuştu keklik kızardı.Buraya kadar tamam.Be vicdansız ben şimdi sarımsaklı yoğurdu nerden bulayım..
Sevgili Barış güzel bir hikaye.. Avcılar kahvede toplanıp en iyi kim atacak diye müsabaka düzenlemişler ve her avcı kendince hikayesini anlatıp bire iki katıp anlatmışlar içlerinden bir avcı çıkıp "Hayır ben atmam kardeşim" demiş ve birinci ilan edilmiş.....