hiç düşündünüzmü ? acaba bizim için önemli olan avlanmakmı yoksa doğada bulunmakmı ?.bence bütün avcıların temel gayesi doğada bulunmak ( tabii bu arada avda olursa mükemmel olur )mesela düşünün biri bir tesis yapsa şehrin ortasında çok büyük balıklarla dolu bir havuzda bedava avlanma imkanı sunsa kaçınız bundan haz alır..benim gibi düşünenler eminim bir dere kenarında akşama kadar dikenlerle orasını burasını yırtsada tutacağı iki balıkla çok daha mutlu olur.işte tamda bu yüzden ben aşırı profesyonel ekipmanada karşıyım mücadele ederek adeta kavga vererek avlanmak lazım diye düşünüyorum düşünsenize o hayvanlar orada siz elinizi kolunuzu sallayarak geliyorsunuz teknolojik aletlerle toplayıp gidiyorsunuz..mesela yaban tv,de amerikada bir av göstermişti.helikopterle hayvanı inine kadar kovalıyor ve vuruyor ayağını yere bile basmıyor tur rehberleri avı paketleyip getiriyor bu avcılıkmı avcı doğayı sevendir hayvana şefkat duyandır doğayla bütünleşebilendir ...kasa kasa balık yığılsa önüme akşama kadar yırtınıp tutabildiğim iki istavritin yerini asla tutmaz..bakkala ekmek almaya erinirim ama balıktayken bir balık tutabilmek için derenin etrafında yirmi tur atarım..o yüzden bence doğa önce doğa zaten biz doğayı sevip korursak o en cömert olan tabiat bizden esirgemez....
kesinlikle önce doğa. balık tutmaya çalıştığım zamanki yaptığım şeyleri, girdiğim zahmetleri normalde yapsam yerimden kalkamam. ama balıkavı sonrası hiçbir yorgunluk hissetmiyorum, bazen onlarca kilomete yürümek zorunda kalsam bile. maksat doğanın içinde bulunmak. bir mücadele vermek. bunu yaşamayan bilemez. annem babam bazen "o kadar masraf yapıp o kadar uğraşacağınıza, alın şurdan iki kilo balık da yiyelim" derler. bu bir klişedir zaten. ne kadar anlatmaya çalışsak da anlayamazlar. amacın aslında balık yemek olmadığını, balığı yakalayabilmek, yakalayamasak da bunun mücadelesini vermek olduğunu bir türlü anlatamayız. dediğim gibi, maksat kesinlikle doğa. balık tutamadığımız zaman da keyif alabiliyor olmam sanırım bunu kanıtı olsa gerek.
Hafta içi işe gitmek için sabah zor kalkıp işe gider iken.. Hafta sonu gece 4 de kalkıp balığa gidip gün doğumunu,kuşları,doğayı gözlemlekmek sırf gırgır olsun diye geldik misina ıslansın diye denize gönderilen çapariyi kendi haline bırakıp kahvaltı,sohbet etmeyi 10kg balık tutmaya tercih etmem..
Tabiki doga. Amacimiz kendimizi o doganin icinde bulmak, bocegiyle, yesilligi ile temiz havasiyla, bir butunluk icinde yasamak. Etik olmayan yollardan 100 tane kiloluk balik yakalayacagima, baliga kurtulma sansi verip sabahtan aksama kadar gecen sure icinde 1 tane balik yakalayabilecegimi bilsemde bu yolu tercih ederim. Hayatimda hic bir zaman amatorlere verilen limit olan 5kglik adetsel olarak balik yakalamadim. Bir taneyle bile olsa sevinmeyi ve yetinmeyi bildim, cunku benim amacim doga ile ic ice olmak, kilolarca, adetlerce balik yakalamanin ne sportif nede amator olarak bir sebebi olamaz. Ben buna inananlardanim.
Ben kendimi doğanın ortasına attığım zaman inanın ne iş stresi,ne günlük kaygılar hiçbiri kalmıyor.Akan derenin şırıltısı,kuşların ötüşleri,çiçeklerin kokusu tarif edilemez bir keyif veriyor.Bunların yanında avın heyecanı ve beklediğiniz avı gerçekleştirdiğiniz anda duyduğunuz haz tamamlayıcı bir görev yapıyor. Doğa ve avın biraz içiçe olduğunu düşünüyorum. Güzel bir doğa içinde yaptığınız av kurak bir yerde yapılan avdan daha çok keyif verir gibi geliyor
Hem balık, Hem Doğa. Kişi vardır akşama aşıdır 2 adet balık, Kişi vardır 10000 usd harcarda bir hafta bir kılışbalığı yakalar ve salar Kesin çizgiler yoktur hayatta, flu hakimdir genelde, netlikte karmaşa. Nasrettin hocanın dediği gibi "işte benim durduğum yerdir Dünya'nın merkezi" demesidir Hayatı çekilmez yapan. Bilinç sadece bilinç çok konuda bizlere ışık tutup doğruya ulaşmaya yardımcı olacaktır. Her denedense bazı yerlerde balık olmayınca düşen nabız atışını manipile etme gayretinde bazıları "ah bizlerde doğayı çok severiz" deyip metiye düzmeleri ve uyduruk cümleler kurmaları geröekçi olmadığını iyi gözlemleyenlerin gözünden kaçmıyordur. Ama gaye forumlar değildir,,, Gaye Doğadır, Balıktır, Hobidir, Buna ulaşmada ise forumlar "araçtır"... "amaç" yapanlar yanıldıklarını çok yakında anlıyacaklar ve çok üzüleceklerdir. Tek başına yaşam Doğa ile başbaşada olsa çekilmez, Hergün balık yenilmediği gibi. saygılarımla.
................ve ufak bir ekleme; Doganin olmadigi yerde suyun olmayacagini, Suyun olmadigi yerde baligin olmayacagini, Baligin olmadigi yerde boyle bir hobimiz olmayacagini, Balik avi hobimiz olmadiginda da hayatimizin vaz gecilmez tutkusunun olmayacaginida unutmayalim.. Kullandigimiz balik avi malzeme ve ekipmanlarimizin gelecekte duvarlarda asili birer antika olarak kalmasini istemiyorsak lutfen duyarli olalim, dogayi nasil seviyoruz diyorsak, baliklarida sevelim, koruyalim.. cesitli bahaneler tureterek kendimizi kandirmayalim.
Arkadaşlar,sizlere kesinlikle katılıyorum. ÖNCE DOĞA ......... Ailecek oltacıyız.kurallara saygılıyız..
Abi kendimizi kandırmayalım. Birçoğumuz Galata da avlanmışızdır. Egsoz dumanından ve araba gürültüsünden başka ne varki. Ama yinede gideriz. Arada doğal güzellikler olan yerlere de gidersek ala olur elbette. Balık avı içimizde yaşayan bir canavar. Falan havuzda balık var deseler çoğumuz oltayı alır koşarız kenarına Arada istisnalar çıkar elbet Ama doğayı korumak konusunda herkesten önce biz varız elbet
Olayin ruhunu guzel ozetlemissiniz. Amator balikci boylesi bir ruhu olandir.Av hedef olabilir ancak oyunun kendisi dogayla basbasa olabilmektir. Doga bizim stadyumumuz. Hersey o stada cikip o atmosferle butunlesmekle ve bunu tutkuyla sevmekle basliyor. Gol avimiz olan balik olabilir.Bazen baligimizi tutar, golumuzu atariz..Ama cogu zaman teknik gelistirmekle, calim atmakla, idman yapmakla gecer zaman. Biz bu oyuna , bu stada kisaca bu tutkuya asigiz, gol elbetteki sadece odulumuz olabilir... Ancak unutulmamalidie ki mukemmel bir oyuncu (Amator balikci) sadece gol atabilen degildir. Attigi golle adam olmasini bilendir...
Doğa olsun ya da şehrin ortasında o bahsedilen o kocaman havuz.. Bize bu hobiyi bu kadar kıymetli kıldıran en önemli unsur bence avımız için harcadığımız emektir, onun yükseklik derecesidir. Uykudan sıyırdığınız gözleriniz, dikene takılıp yırtılan cildiniz, akan bir damla kanınız, yürürken attığınız her adım sırtınızdan inen damla damla terdir. Yüzünüzün yanmışlığını hijyeni bile hiçe sayıp bir avuç suyla ovalamaktır. İğneden sıyırıp attığınız yosundan kalanı parmaklarınızda pantolonunuza sürmektir. En sevdiğiniz malzeme ile çamurlarda sekmek, en güvendiğiniz takımı yeri geldiğinde bozmak kırmak, en beğendiğiniz yemi sulara feda etmektir emek doğada.. Galata'da sıcağın soğuğun altında dirsek temasında yer bulabilmek, yeme sahip olarak uğraş vermek, o tozun gürültünün arasında sırtını dünyaya dönüp göz ucuyla kim ne yapıyor diye bakarken bedeni çalıştırmaktır emek.. Ve en nihayetinde bu kadar emeğin takdiridir işte oltanın ucunda çırpınan. Emek her avda oltanın ucunda yansımasa bile öğretmiştir yeni şeyler. Harcadıkça biriken bir tecrübe tortusudur, yıllar geçtikçe balıklar kalmasa da o kalır. Balıkçı tezgahından alınan balık, emekle değil parayla alındığı için avda yakaladıklarımıza göre yavan kalır, herkese rasgele..
Balik avlarken hic yoruldugunu hisseden oldu mu? Ne oluyorsa bi guc geliyor aksama kadar belki is hayatimizda bile kolumuz, bacaklarimiz okadar calismiyordur ama konu balik avlamaya geldimi, ne yorgunlugu hissederiz nede icimizdeki heyecanin durulmasina sebep olabiliriz.
"Avcılığın Basamakları" sanıyorum Tarık abi veya rastgele-der üyesi değerli arkadaşlardan biri tarafından tercüme edilip, internet ortamına yayılmıştı. Doğuştan trofeci, sürdürülebilir balıkçılık, sürdürülebilir doğa gönüllüsü, sportif balıkçı, doğa aşığı olunmuyor... Eğitim, birikim, ekonomi, sosyal durum, ihtiyaçlar... pek çok şey bunu yönlendiriyor. Kademe kademe ilerleniyor. Önce kıraçayla başlayıp, trofeleri suya iade eder aşamaya gelmek zaman alıyor. Bazen kıraçacılıkta da kalabiliyoruz. ============- Polonya talep üzerine 10 yıl kadar önce bazı içsularını dünyanın dört bir tarafından gelecek sportif balıkçılara açmıştı... Amaç biraz ekonomik katkı, turizm geliri vs idi. Halk halen ülkemizde olduğu gibi balık avlamaya besin temini olarak bakıyordu. Bu nedenle avlaklarda sanılanın aksine aşırı avcılık vardı ve trofe boyutta balık bulunamadı. Sportif amaçlı balıkçılar da Polonya'yı tercih etmemeye başladılar. Geçen zaman içinde ülkein ekonomisi gelişti, vatandaş et temini için 20 cm lik sazan ve turnaları avlamaz oldu, göller balıkla doldu. Kısacası; öncelikli ihtiyaç açlığın giderilmesidir. Avlayacağı balıkla beslenmeye ihtiyaç duyulan bir şartta doğayla iç içe, piknik ve gezi yapılan güzel bir ortamda balık avlamanın hedefi besin temini yani balıktır. Traking, dağçılık, kampçılık bunlar da birer spor dalıdır deyip doğada zaman geçirirken ilk hedef balık avlamak olmasa da yanında olta bulundurmak da zor iş olmasa gerek.
hiç unutmuyorum derenin içinden çıkmadan 3 saat boyunca yürüdük.sarp bir yerden güç bela tırmandık.birde o yolu geri döndük.istanbulda 2 km yürüsem yoruluyorum.kısacası doğa diyen arkadaşlara katılıyorum.betondan bir havuza balık doldurup olta atmanın bence bir amacı olamaz.av ve doğa mükemmel bir ikili onlara iyi bakmalıyız.rastgele......
Hiç bir zaman doğa ile kucaklaşmak için evden çıkmadım. Herseferinde ava gidiyordum. Avlakta yorulup bir taşın, çimenliğin üzerine oturup etrafı seyretmeye başlayana kadar da etrafımın nasıl bir şeklinin-güzelliğinin olduğunu farketmiyorum. Benim için varsa yoksa sessizlik, görüntü vermemek, düzgün atışlar, oltanın peşinden gelen karartılar ve oltaya vurduğunda karnını gösteren balık. Yüksek bir noktadan akan şelaleye yaklaştığımda, ne güzel akıyor demiyorum. Şelaleyi nasıl geçeceğimi düşünüyorum. Aşmam gereken bir tepe ile karşılaştığımda, yeşilin her tonu ile bezenmiş bu yükseltiye hayran hayran bakmıyorum. geçit verecek en temiz güzergahı belirlemeye çalışıyorum. Kısaca doğa benim için aşılması, mücadele edilmesi gereken bir kavram. (av sırasında) Ben bir avcıyım. Benim için önemli olan, av sırasındaki konsantrasyonum. yaşamın stresinden uzaklaşmak ise yegane avım.
Ne kadar doğru yazmışsın Cemal abi,sonuna kadar katılıyorum.Hiç balık yakalayamadığım günlerde bile doğada olmak ne kadar iyi geliyor insana.