Avrupa Birliği ve Balıkçılık

Konu, 'Kıyıdan Balık Avcılığı' kısmında brsdmrc tarafından paylaşıldı.

  1. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    Öncelikle herkese selamlar. Forumlarda bir çok arkadaşın bilinçsiz avlanan insanlardan ve kurallara aykırı olarak ağ atan balıkçılarından bir hayli şikayetçi olduğu dikkatimi çekti. Benim asıl merak ettiğim konu ise Avrupa Birliğinin bu konuya getirdiği standartlar ve yaklaşımlar. Şu sıralar sıra çevre faslında ve yakın zamanda bolbol gündeme gelecek gibi duruyor. Başka bir başlık altında kısaca bu konuyu konuştuk, ama yerinin başka ve kendine özgü bi başlık altında tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Belki gelecek için bi umut olur içimizde. Onun için bilgisi olan arkadaşların paylaşmasını varsa alıntı yaptığı linkle beraber rica ediyorum. Saygılar...
     
  2. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    ''kımılcık'' rumuzlu Erkan Bey'in alıntısını bende alıntı yaparak burada paylaşayım.

    AB VE BALIKÇILIK POLITIKASI

    AB VE BALIKÇILIK POLITIKASI

    1) BALIKÇILIK AB İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

    Balıkçılık ve yetiştiricilik Avrupa Birliği’ndeki önemli ekonomik faaliyetler arasında yer almaktadır. Balıkçılık sektörünün, üye ülkelerin gayrı safi milli hasılalarına katkısı genel olarak %1’den az olurken, genellikle alternatifin az olduğu bölgelerde bir istihdam kaynağı olarak etkisi oldukça yüksektir. Ek olarak, balıkçılık sektörü, dünyanın en büyük pazarlarından biri olan AB pazarında balık ürünleri ihtiyacının teminine yardım etmektedir.
    Avrupa Birliği’nin ortak balıkçılık politikası hem balıkçılık endüstrisini hem de Avrupa’nın bütünleşme sürecini etkileyen bir dizi hukuksal, siyasal, ekonomik, toplumsal ve çevresel etkene yanıt vermektedir. Bu hususlar arasında en önemli olanlarından biri, son derece hareketli olan, ulusal sınırları tanımayan, aşırı tüketilen ve azalmakta olan bir kaynağı paylaşmanın güçlüğüdür. Balık avcılığı ve yetiştiriciliği Avrupa’da, kıyılar ve kırsal kesimlerde, besin ve iş kaynağı olması bakımından önemli faaliyetlerdir. Bu iki faaliyetin başarısı, deniz eko-sistemlerinin korunmasına bağlıdır. Aşırı avlanma ve deniz kirliliği, Avrupa Birliği ülkelerin balıkçılık alanında ortak mücadeleye ve ortak politikalar belirlemeye yönlendirmiştir.
    AB’nin balıkçılık politikası sayesinde balıkçılık, biyolojik, ekonomik, ve sosyal yönleriyle bilimsel olarak ele alınmakta, böylelikle bir yandan çevre korumasına, diğer yandan da Avrupa’nın ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunulmaktadır.

    2) AB BALIKÇILIK POLİTİKASININ TEMEL UNSURLARI NELERDİR?

    Avlanma Faaliyetlerinin Sınırlanması
    Her bir balık stoğunun varlığını, dengesini ve devamını tehlikeye atmayacak ölçüde avlanmak temel esastır. Fakat, birçok türün aynı avlanma alanında bir arada bulunması ve stokların genellikle çok geniş bir yelpazede yaş ve boyut içeren balıklardan oluşması uygulamada karışık bir avlanma ortaya çıkarmaktadır. Avlanma miktarının belirlenmesinin yanı sıra, olgunlaşmamış balıkların yakalanmasını sınırlayacak teknik önlemler de alınmalıdır.

    Yetki Devri
    Her üye ülke kota seviyelerine göre avlanmak durumundadır. Kota seviyelerinin sürekli izlenmesi ve kota seviyesi dolunca avlanmayı durdurması üye ülkenin yükümlülüğüdür. Yetki devri ilkesine (subsidiarity- her görevin en uygun idari seviyede ele alınması) göre; üye ülkeler izlemenin Birlik düzeyinde de yapılabilmesi için kota kullanımlarını düzenli olarak Komisyon’a bildirmekle yükümlüdürler. Kota yönetimine ilişkin teknikler ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Kotalar milli bir havuzda tutulabildiği gibi üretici organizasyonlarına, birliklere ve hatta kişisel olarak gemi sahiplerine tahsis edilebilmektedir. Seyrek de olsa, kotaların kiralandığı, satıldığı veya değiş tokuş edildiği de görülmektedir. Bireysel transfer edilebilir kotalar (Individualy Transferable Qutoas-ITQs) olarak adlandırılan bu sistem AB’de çok kısıtlı şekilde kullanılmaktadır.

    AB, 1992 yılında Ortak Balıkçılık Politikası’nın ilk on yılı değerlendirmesine göre mevcut balık kaynaklarına karşılık çok fazla gemi bulunduğu anlaşılmıştır. Avlanma için ilk koşul yeterli miktarda balığın olmasıdır. Ancak, fazla sayıda gemi, aşırı avlanma ve balık stoklarında bir azalma yaratmaktadır. Bu nedenle AB’nin avlanma filosunu uygun ölçüye getirmek ve o noktada kalmasını sağlamak Ortak Balıkçılık Politikası’nın ana hedeflerinden biri olmuştur.
    Ortak Piyasa Düzeni
    Ortak Tarım Politikası’nın bir parçası olarak 30 yıl önce başlayan balıkçılık ve yetiştiricilik ürünlerindeki piyasa ortak düzeni, balık ürünlerinde Topluluk iç piyasasında üretici ve tüketicilerin yararı için, üretim ile talebi denkleştirecek şekilde bir ortak pazar yaratmak amacındadır. Bu amaçla,
    • Balık ürünlerinin bir üye ülkeden diğerine geçişini önleyen gümrük vergileri veya benzeri diğer uygulamaların tamamen kaldırılması ve
    • Balık piyasası için ortak kuralların koyulması.
    Uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi çalışmaları, halihazırda Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) içinde yer alan Ticaret ve Tarifeler Genel Anlaşması (GATT-General Agreement on Tariffs and Trade) altındaki anlaşmaların tamamlanması yoluyla sürdürülmektedir.
    Piyasasının Organizasyonu
    Dört temel ortak düzenleme vardır:
    • AB’de bulunan ve ithal edilen taze balıkçılık ürünlerinin kalite, cins, ambalajlama ve etiketlenmelerinde ortak standartlar.
    • Üretici kuruluşları (POs): Piyasanın istikrarını korumaya yardımcı olmak amacıyla balıkçılar tarafından gönüllü olarak kurulmuş birliklerdir. Bu birliğin görevi, talep piyasasındaki ani değişikliklerden balıkçıları korumaktır.
    • Balık ürünleri için minimum fiyatları belirleyen bir fiyat destek sistemi (ürünler bu fiyatın altına satılamayacaklardır).
    • Üçüncü ülkelerle ticaret için kurallar. Ortak düzenlemede amaç, AB piyasasının ihtiyaçları ile Birlik balıkçılarının çıkarlarını dengelemek ve adil rekabet kurallarına saygı gösterilmesini sağlamaktır.
    Birlik Yardımı
    1997 yılının sonlarına doğru, Komisyon tarafından, Topluluk pazarının performansının en elverişli duruma getirilebilmesi için Konsey ve Parlamentoya bir Tebliğ sunulmuştur. Tebliğe göre:
    • Balık ürünlerinden optimum faydayı sağlamak ve sürdürülebilir avlanmayı teşvik için pazarın ortak düzenlenmesinden yararlanma,
    • Üreticilerin piyasanın yönetimine katılımlarının artırılması,
    • Özellikle taze deniz ürünlerinin hakim olduğu bölgeleri içerecek şekilde, Topluluk içerisinde daha fazla rekabetin desteklenmesi,
    • Taraflar arasında işbirliği sağlamak ve avlanma bölgeleri ile kaliteye ilişkin daha iyi bilgilendirme yapmak suretiyle pazarın şeffaflığının ve bütünleşmesinin teşvik edilmesi,
    • Balık ürünlerinin kalitesinin artırılması için yeni yöntemlerin bulunması,
    • Ürün güvenliği ve kaynağa ilişkin kurallar göz ardı edilmeksizin, işleyicilerin ve tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde Topluluk pazarını açık tutmak suretiyle rekabetin sürdürülmesi.
     
  3. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    Müdahale Önlemleri
    Topluluk, balıkçılığın arz ve talep arasındaki kaçınılmaz olan dengesizliğin kötü etkilerini en aza indirgemek için bir dizi mekanizma geliştirmiştir. Bakanlar konseyi, AB sanayii için önemli olan türlerde yönlendirme fiyatları saptamıştır. Bu fiyatlar, Komisyon tarafından geri alım fiyatlarının tespitinde referans olarak kullanılabilmektedir. Balıkçılık için minimum gelirin garanti edilmesi amacıyla, üretici kuruluşları, fiyatlar düştüğü zaman, balık ve kabuklu deniz ürünlerini piyasadan çekmek suretiyle bu fiyatları zorlayabilmektedirler. Ürüne bağlı olarak, üyeler, kendi üretici kuruluşlarından bir muafiyet almakta, bunun karşılığında da Topluluğa telafi için başvurmaktadırlar.
    Mali telafi katkısını hak etmek için, piyasadan çekilen ürünlerin resmi kalite kriterine uyması ve üretimdeki geçici artışlar ile ilgili olması gerekmektedir. Telafi yardımının miktarı piyasadan çekilen balığın miktarı ile doğrudan bağlantılıdır. Çekilen miktar arttıkça, birim başı telafi miktarı düşmektedir. Piyasadan çekilen ürünler genellikle imha edilirler. Üretici kuruluşları, balıkların heba edilmemesini garanti edecek başka adımlar da atabilirler. Örneğin, hayvan yemi üretiminde kullanılmak üzere satabilirler. Diğer bir yöntem de, bunların stoklarda bekletilip, talebin yükseldiği zamanlarda pazara tekrar sunulmasıdır. Diğer önlemler, bazı türlerin belirli şartlar altında işlenmesini ve saklanmasını öngören nakletme operasyonlarını da içermektedir.

    3) TÜRKİYE’NIN ORTAK BALIKÇILIK POLİTİKASI İLE UYUM DURUMU NE DÜZEYDE?

    Balıkçılık sektörü Türkiye’nin AB üyeliğine uyum süreci içinde yapacağı yolculuğun önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Konunun Türkiye için en zorlayıcı yönü senelerce tarım sektöründe olduğu gibi balıkçılıkta da makro düzeyde bir Türk Balıkçılık Politikası çerçevesi bulunmamasıdır. Politika olarak örneğin kişi başına balıkçılık ürünleri tüketiminin x miktarda dünya ortalamasına ulaştırılması ya da balıkçılıkla uğraşan kesimlerin gelirlerinin y düzeyine yükseltilmesi gibi hedeflerin belirlenmesi gerekmekte, fakat bu tür makro hedefler bulunmamaktadır.
    Türkiye’nin AB’nin Ortak Balıkçılık Politikası’na uyum sürecince AB yardımına ihtiyaç duyacağı hususu ilk olarak 1997 Lüksemburg zirvesinde kabul edilmiştir. AB balıkçılık mevzuatına uyumla ilgili Nisan 2003’de açıklanan Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) önemli önerilerde bulunmuştur. Bu belgeye göre AB’nin balıkçılık politikasına uyum konusundaki yükümlülükleri şu şekildedir:
    Kısa Vade:
    • Balıkçılık idaresi, denetimi, pazarlaması ve yapısal politikalara ilişkin mevzuatın AB müktesebatına uyumunun sağlanması.
    Orta Vade
    • Balıkçılık idaresinin kurumsal kapasitesinin yeniden organize edilmesi ve artırılması;
    • Balıkçılık işletiminin, kontrol, pazarlama ve yapısal uyum uygulamalarının müktesebatla uyumlaştırılması;
    • Bilgisayar destekli balıkçılık gemi kayıt ve istatistiki bilgi sisteminin, müktesebata uygun şekilde geliştirilmesi ve uygulanması.
    2003 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye’nin Avrupa Birliği Müktesebatı’nın Üstlenilmesine İlişkin Gözden Geçirilmiş Ulusal Programı’nda balıkçılık konusundaki temel sorun olarak Balıkçılık Yönlendirme Mali Aracı (FIFG) ve Çok-yıllı Yönlendirme Programı (MAGP) olmak üzere temel yönetim ve mekanizmalarına yönelik idari bir yapı ve mevzuatın bulunmaması gösterilmiştir. Ulusal Programın balıkçılık mevzuatında öngördüğü öncelikler listesi şöyledir;
    • Ortak Balıkçılık Politikası’na Uyum İçin Yasal Çerçevenin Oluşturulması
    • Yapısal Politikalar
    • Koruma ve Kontrol Politikaları
    • Pazarlama Politikası
    • Balıkçı Tekneleri Kayıt Sistemi
    • Bilgi Sistemleri ve İstatistikler
    • Su Ürünlerinde Gıda Hijyeni
    • Yetiştiricilik
    Ulusal Programın yanı sıra 2003 yılı KOB ile altı çizilen kısa vadedeki yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla 2003 yılı Mali İşbirliği Programlaması’na “Su Ürünleri Sektörü- AB Müktesebatına Yasal ve Kurumsal Uyum Projesi” sunulmuştur.
    AB uyum çalışmaları çerçevesinde alınacak önlemler sektöre gereken önemin verilmesi açısından bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Dikkat edilmesi gereken nokta AB’nin Türkiye’den beklediğinin kendine kazanç getirici bir balıkçılık sektörü yaratmak değil, kendi normlarına uygun balıkçılık alt yapı ve politikalarının oluşturulmasıdır. Bu iki hedefin çakışması ülkemiz çıkarına hizmet etmiş olacaktır. Bu süreç kapsamında AB teknik yardım ekibi ve bakanlık teknik elemanları ile Trabzon, Eğirdir, Keban Balıkçılık Araştırma Merkezleri ve Akdeniz Balıkçılık Üretim kurumunun da yer aldığı “Balıkçılık Müktesebatı Uyum Merkezi” Ankara’da 6 Ocak 2006 tarihinde faaliyete geçmiştir. Merkezin balıkçılık konusunda hedefleri kurumsal güçlendirme, teşvik ve eğitim, balıkçılık bilgi sistemi kurmaktır.
    Avrupa Komisyonu tarafından 9 Kasım 2005 tarihinde açıklanan Türkiye hakkındaki İlerleme Raporu’nda Türk balıkçılık sektörünün uyum durumu şu şekilde ifade edilmiştir:1
    • Türkiye, balıkçılık alanında mevzuatının müktesebat ile uyumlaştırılması konusunda önemli bir ilerleme sağlamamıştır. Kaynak ve filo idaresi, denetim ve kontrolü, yapısal eylemler, fiyat destek rejimi ve devlet yardımı konularında müktesebatın uygulanması başlamamıştır.
    • Türkiye’de balıkçılık sektörünün idari yapıları, balıkçılık yetkilerinin değişik bakanlıklar arasında dağılmış olmasından kaynaklanan güçlükler nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Bunun yanında yapının dağınık olması ve sorumlulukların dağılımı etkili bir yönetim için katkı sağlamamaktadır.
    • Türkiye, kaynak idaresi ve gerekli denetim ve kontrol kapasitelerini yükseltme çabalarını artırmalıdır. Balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetlerinin belgelendirme ve kayıt işlemleri daha da iyileştirilmelidir. Av, karaya çıkarma ve balıkçılık faaliyetlerinin izlenmesi ve rapor edilmesi kapsamlı iyileştirmeye ihtiyaç duymaktadır.
    • Pazar politikaları alanında, devletin arz, fiyatlar ve pazardan geri çekme konularının kontrolüne ilişkin olarak sınırlı devlet müdahalesi bulunmaktadır. Türkiye’nin balık ve balıkçılık ürünleri için genel pazarlama sistemini geliştirmesi gerekmektedir.
     
  4. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    4) BALIKÇILAR İÇİN ÖNEMLİ BİLGİLER: HAYATIMIZDA NELER DEĞİŞECEK?

    • Avlanma ve paketleme malzemeleri, özellikle balık naklinde kullanılan kasalar hijyenik sebeplerden dolayı,tahta vb. malzemeler yerine plastik olmalıdır.
    • Balıkçılık üretimi yapan firmanın duvarları köşegen olmamalıdır. Temizliği kolay olması ve hijyenik sebeplerden oval olmalıdır. Bu uygulama, balıkların dışarıdaki etkenlerden korunmasıyla taze kalma süresini artıracaktır.
    • 12 metre altındaki balıkçı tekneleri açık deniz balıkçılığında (Akdeniz,Karadeniz ve Ege Denizi) kullanılamaz. Ayrıca uluslararası deniz balıkçılığında tekneler en az 20 metre olmalıdır.
    • Kaçak balıkçılığı önlemek için avlanan balıklar daha önceden tanımlanmış 30 tane ofisten birine kayıt ettirilmeli. Türkiye de bu uygulamaya geçerse balıkçılar avladıkları balıkları o bölgenin ofisine kayıt ettirmeden ilerleyemeyeceklerdir.
    • Pazar bilgilerinin toplanması konusunda ülkemizde kullanılan mevcut sistem AB sistemi ile uyumlu değildir. AB’de, avlanan ürünlere ilişkin bilgilerin pazara sunulmadan önce ilk karaya çıkış noktalarında yetkililere verilmesi öngörülürken, Türkiye’de pazar bilgileri daha çok balıkhanelerden ve satış merkezlerinden toplanmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca 12 metrenin üzerindeki teknelerde başlatılan Jurnal Sistemi ile kayıtların karaya çıkış noktalarında tutulması bir ölçüde sağlanmıştır. Türkiye’de merkezi referans fiyat rejimi bulunmamaktadır. Buna ilişkin olarak da bilgi akışını sağlayan bir sistem mevcut değildir2.
    • Pazara sunulan ürünlerin boy standartları avlanma yasakları düzenlemelerine paralel olmak zorundadır. Belirli boydan küçük su ürünlerinin avlanması yasak olduğu gibi pazara sunulması da yasaktır. Boy sınırlamaları genellikle AB’nin standartları ile uyumludur ve birtakım durumlarda daha katı kurallar bulunmaktadır.. Diğer taraftan, pazara sunulan ürünlerde tüketim açısından bir olumsuzluk olduğunda veya müdahale gerektiren durumlarda 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun 34. maddesi gereği su ürünlerine el koyulmakta, hazırlanan rapora göre tüketime uygun olmayanlar imha edilmektedir. Ayrıca, ilgili kişiler hakkında gerekli yasal işlemler uygulanmaktadır3.
    • Balıkçılar modern standardlara uyum göstermeleri için teknik eğitimler alacaklar. Balık çeşitliliğini korumak ve fazla avlanmayı önlemek amaçlı balık çeşitleri ve balık ömürleri hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Ayrıca, AB hukukuna uygun pazarlar sağlayabilmek için balıkçılık pazarının yapısı hakkında bilgilendirilmelidirler.

    5) FAYDALI KAYNAKLAR:
    Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu:
    www.avrupa.info.tr
    Avrupa Birliği Balıkçılık Genel Müdürlüğü Web sayfası:
    http://www.europa.eu.int/pol/fish/index_en.htm
    Avrupa Komisyonu Balıkçılık ve Denizcilik websayfası:
    http://www.europa.eu.int/comm/fisheries/policy_en.htm
    İktisadi Kalkınma Vakfı - AB temel politikaları Web Sayfası:
    http://www.ikv.org.tr/temelpolitika.php
    İktisadi Kalkınma Vakfı – 15 Soruda Avrupa Birliği Balıkçılık Politikası: http://www.ikv.org.tr/pdfs/balikcilik.pdf
    Türkiye’deki Balıkçılık Müktesebatı Uyum Merkezi:
    2 İKV, Avrupa Birliği Ortak Balıkçılık Politikası ve Türkiye’nin Uyumu, syf. 63 5
    3 İKV, Avrupa Birliği Ortak Balıkçılık Politikası ve Türkiye’nin uyumu, syf 63 Mete Cad. Park Apt. No: 30-32 Gümüşsuyu, Taksim 34437 0 212 244 89 29 ALINTIDIRPBX • Faks: 0212 244 89 20 •
    Web: www.avrupa.info.tr e-posta: info@abinfoturk.net
    kımılcık rumuzlu Erkan Bey'e teşekkürler.

    Bu kadar yazıdan sonra aslına bakılırsa amatör balıkçılara yönelik pek birşeyler göremedim ama umut vaadeden şeyler de yok deği hani. Ama asıl benim dikkatimi çeken kuralların ne insan odaklı olduğu.
     
  5. cousteau

    cousteau Hüseyin MISIR

    Mesajlar:
    341
    Şehir:
    Istanbul
    Favori Kamış:
    Yabomax SURF 4.20
    Favori Makine:
    Shimano ActiveSURF 採用
    En İyi Avı:
    Torik, 2.5 kg.
    Medeni dünya malesef dev şirketlerin kontrolünde. Bunlar denizlerin geleceğini kurtarmak için kağıt üzerinde hesap üstüne hesap yaparken bir yandan da CO2 salınımlarıyla atmosferi katletmeye devam ediyorlar. Meksika körfezindeki facia ise bütün bir Okyanus yaşamını tehdit ediyor.
     
    Son düzenleme: 6 Temmuz 2010
  6. alpargun35

    alpargun35 c.alp argun

    Mesajlar:
    388
    Şehir:
    İZMİR
    Samimiyetimle ifade ediyorum ki !! , ben bu ''Profesyonel'' konuları bu tip ,''amatör balıkçı forumlarından ziyade , halihazırda faaliyet gösteren mevcut ''Profesyonel balıkçılık forumlarında ! , görmek istiyorum !!!.

    Nedeni ise ,, şu an itibariyle görüldüğü üzere , sınırlı ve yüzeysel bilgilere sahip biz amatör balıkçıların , bu tip ''profesyonel konulara'' pek katkı yapamayışımızdır.

    Profesyonel sitelerden takip ettiğim kadarı ile , bizler onlardan , bir şeyler öğreneceğimiz yerde onlar bizlerden medet ummaktadırlar !! Bu gerçekten çok tuhaf !!!
    Konuya vakıf olanlar onlar , bu konuları yani ''AB uyum müktesebatını'' her gün ele alıp tartışmaları gerekirken !!! forumda ! bilmem ne hastalığı , veya balık nerede , gibi değişik başlıklara eğiliyorlar !! forumda kendi görüşlerinin dışındaki görüşleri , düşmanlık olarak algılayıp , provakatif faaliyet olarak niteliyorlar ve maalesef buda forumda düşüncenin gelişimini engelliyor !!!.
    Bence balıkçılığın kurtuluşu bu ''uyumdan'' geçiyor fakat bizler hala , başka tellerden çalmaya devam ediyoruz.
    2005 te yayınlanan ''ilerleme raporuyla , şu anki durum arasında çok büyük gelişmeler malesef yok , 1380 sayılı SK kanunu hala düzenlenemedi !!! ve hala bu kanunlar deliniyor ve uygun şekilde denetlenemiyor yapılanlar ise iş olsun diye yapılmış gibi duruyor !!
    Bu açılan başlığı , umarım ,, ilgili kurumların ,ilgili kişileride , lütuf buyurup okurlar ve bizleri bu konularda daha çok bilgilendirirler !! saygılarımla...
     
  7. lüfer_and_kofana

    lüfer_and_kofana oğuz durmaz

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    114
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    lineaffe extreme 180 cast okuma salina 4,20
    Favori Makine:
    Epix pro 6500 - Vsystem6500- trio 40s
    En İyi Avı:
    1,15 ve 82 cm lik kofana
    AB mi
    1 türkiye ab ye giremez hayal görmekten ibaret
    2 gırgırlar bakanların ve eşleri varken bu tür uygulamalar sadece kağıt üzerinde kalır
    3 bilinçsiz avcı çok defne yaprağına bile olta atan lüfer tutmazsam yunanistana kaçacak onlar niye yakalasın mantığı varken bu söylenenler olmaz
    4 türk halkı o kadar duyarlı değil


    herşey balıkıçıların elinde örnek sirküler deniyor her yıl nasıl oluyorda lüferin boy limit i düşüyor
    cevabı balık azaldıkça bulunamıyor bu seferde sarıkanatlar lüfer diye kayıtlara geçiyor böyle bir zihniyetle ab kurallarına nasıl uyacaksınız sen ben uysam yetkili merciler uymuyor
     
  8. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    +avrupa birliğine alıp almaları açıkçası beni çok ilgilendirmiyor, hatta girmeyelim. Ama alacaklar hemde denize düşen yılana sarılır hesabı bize sarılarak. zira kirli çamaşırları ortaya dökülmeye başladı, bazılarının nasıl halkın yaşam standartını artırdıkları meydanda. Ama yerine getirmemizi istedikleri standartlar tamamen insan odaklı, bu inkar edilemez.
    +Büyük gırgırların ve balıkçı kayıklarının yaptığı usulsüzlükler biz amatör balıkçıların arasında deve-kulak ilişkisi var. Ben çok denk geldim kayalarda balık tutarken gelip 1 metre önüme ağ atıp sonra büyüğüne küçüğüne bakmadan eşkina, iskorpi...... toplayıp gittiğini, ee kime şikayet etcen rüşvet varken. Geçen sene pazarlarda kimse görmüyormu parmağım kadar mezgitleri ( zaten eti az olan bi hayvan, hepten çekirdek kadar kalıyo).
    +Ama birde şu var, balık yok diyende kendileri. Bi 10 sene sonra gırgırları jilet yapmaya, kayıklarıda sobalarda yakmaya göndereceklerini düşünmeleri lazım.
    + son olarak; bu ülkede birçok kötü şey AB ye uyum sayesinde düzeldi( örnek işkence ve insan hakları ihlalleri). Eğer ABye girme sürecinde ilerlersek sıranın bizi ilgilendirecek kısmınada faydası olacağını düşünüyorum.
     
  9. brsdmrc

    brsdmrc Barış

    Mesajlar:
    328
    Şehir:
    Bursa-İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe baia grande 420
    Favori Makine:
    okuma im65
    En İyi Avı:
    serrasalmus nattereri, yani bildiğin kırmızı karınlı amazon Piranhası
    Hani çok klişe bir laf olacaktır '' eğitim şart''. İnsanlarımızın bir kısmında eğitimin kazandırdığı neden sonuç ilişkisi kurarak düşünme yeteneğinden mahkum. Ama aynı zamanda da maddi sıkıntıda var ama aynen bunun sebebide eğitimsizlik. Aksini söyleyenle tartışmaya hazırım.