“Yasadışı Balık Satışlarını Sonlandırma Girişimi” Konusunda; Ortak Kampanyaya Davet

Konu, 'Makaleler' kısmında Talip Girgin tarafından paylaşıldı.

  1. Talip Girgin

    Talip Girgin Talip Girgin

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    465
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta takımı
    Favori Makine:
    Önemsiz birşey
    En İyi Avı:
    Kalkan 14 kg
    [​IMG]

    Günümüz Türkiye’sinde denizel canlı kaynaklarımızın ticari avcılık yönünden işletilmesi ve değerlendirilmesi konusunda son derece olumsuz bir süreçten geçilmektedir. Kaynak yönetiminde avcılık ile ilgili olarak doğru kararların alınması yeterli değildir. Avın tüketiciye kadar ulaşan halkasında da izlenmesi esastır. Diğer bir ifade ile yapılan avlanmalarda olası suiistimallerin ortaya çıkarılması ve bunların bir daha oluşmamasını sağlayacak caydırıcılık unsurunu yaşama geçirtecek ana etmen de denetimdir.

    Balıkçılık konusunda yıllardır çözüm bekleyen birincil düzeydeki konu avın tüketime giden süreçte sağlıklı denetim oluşumundan yoksunluğu olmuştur. Bu yoksunluk beraberinde sucul canlı kaynakların sürdürülebilirliğine gölge düşürmüş ve avcılıkları verimli olmaktan arındırmıştır. Haliyle balıkçılık sektörünün bir bütün olarak yıllardır yakınmasının temelinde yatan neden budur.
    Balıkçılığımızda oluşan olumsuzluğu çok sade bir düzenleme ile olumluluğa dönüştürmek olasıdır. Bunun için çok paydaşlı bir platformun ortaklaşa benimseyeceği hususlar çerçevesinde, yerel yönetimlerin doğrudan yükümlülük almalarının sağlanması ile balıkçılığımızın düzlüğe çıkarılması işten bile değildir. Buna neden gereksinim bulunmaktadır sorusunu Türkiye’nin balıkçılık yönetimi konusunda yaşadığı yarım yüzyıla yakın süreci izlemekte yarar var.

    Su Ürünleri Kanunu 1971 yılında günümüzden tam 42 yıl önce yürürlüğe girdi. Amaç tüm balıkçılık hizmetlerinin tek elden yürütülmesini sağlamak ve ülke balıkçılığını kalkındırmaktı. Bunun için ilkin 1972 yılında Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kuruldu. Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün Tarım Bakanlığı bünyesinde olması nedeniyle bakanlığın yurt sathında yayılmış bulunan diğer tüm kuruluşları da Su Ürünleri Kanununun yürütülmesinde ve izlenmesinde paydaş oldular. Hatta bu kanunun uygulama yetkisi köy muhtarlıklarına bile verilmişti.

    [​IMG]

    Ne var ki merkezi otorite tüm iyi niyetli programlar ve tasarımlar konusunda idari başarıyı yakalamış ise de teknik konularda ayni başarı çizgisi yakalayamamıştır. Bunda hiç kuşkusuz balıkçılık örgütünün kuruluş yıllarında konunun gereği olan çağdaş personel yapılanmasının göz ardı edilmesinin büyük etkisi olmuştur. Bu sağlıksız uygulama yönetim ve karar verici mekanizmalarda doğal olarak sağlıklı kararlar alamamasının da bir nedenini oluşturmuştur.

    Daha sonraki zaman dilimlerinde Tarım Bakanlığı bünyesinde olan düzenleme ve reorganizasyonlarda balıkçılık konusunun öneminin bakanlık bünyesinde ağırlığını ortaya koyamamasında yönetim kadrolarının yetersizliği de önemli rol oynamıştır. Nitekim bunun sonucu olarak genel müdürlük ilkin daire başkanlığı statüsüne dönüştürülmüş, akabinde bu kuruluş da lağvedilmiştir. Daha sonraları balıkçılık, reorganizasyon uygulamalarında oluşturulan tüm yeni yapılandırmaların içerisinde cılız bir birim konumunda kalmışlardır.

    Haliyle bütün bu dağınık yapılanma, kaynakların devlet tarafından yönetiminde ve onun sürdürülebilirliğinde zafiyetler yaratmıştır. Yakın zamana kadar geçen 40 yıllık süreç içerisinde balıkçılık sektörüne egemen olanlar özellikle av yasakları konusunda sürdürülebilir kalkınma kurallarını dikkate almadan siyasi platformu da kullanarak merkezi otoriteye baskı uygulamışlar ve istediklerini elde etmişlerdir.
    [​IMG]
    [​IMG]
    Ne var ki geçen 40 yıllık süreçteki tüm olumsuzluğun bedeli olarak sucul canlı kaynak stokları aşırı avcılık sonucu çökmüş ve avcılıklar verimlilikten uzaklaşmıştır. Haliyle bu durum balıkçılığın ilgi alanına giren tüm kesimlerde yakınma ve hoşnutsuzluk yaratmıştır. Hoşnutsuzlukların tavan yaptığı dönemde 03.06.2011 tarihinde Kanun Hükmünde Kararname ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu oluşum balıkçılığın geleceği ile ilgili umutların da yeşermesinin nedenini oluşturmuştur.

    Nitekim 40 yıldır uyuyan dev konumundaki merkezi otorite balıkçılıkta yapılan hatalardan biri olan üretimi arttırıcı politikaları tamamen terk ederek, “verimli avcılığa geçiş” ile “sürdürülebilir balıkçılığa geçiş” dönemini başlatmıştır. Bunun sonucu olarak su ürünleri avcılığında günümüze kadar alınamayan kısmi de olsa reform addedilebilecek kararları alma durumunda olmuştur. 1 Eylül 2012 – 31 Ağustos 2016 dönemini kapsayan 3/1 No’lu Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığını Düzenleyen Tebliğ bunun somut göstergesidir. Nitekim bu kararların alınmasının sivil toplum örgütlerinde ve sorumlu balıkçılık ilkesini benimseyen kesimde ilk kez yarattığı memnuniyet göz ardı edilemez. Bunu gelecekte reform niteliğinde pek çok kararın takip edeceği kuşkusuzdur. Köprülerin altından çok sular geçmiştir ve uyuyan dev bir daha uyuma hakkına sahip olmamacasına uyanmıştır.

    [​IMG]

    (Bu kararlar, sorumluluğunu bilen siz dostlarımızın talepler doğrultusunda; devletimizin çıkardığı yasalara mail ve Faksları ile destek vererek sağlanmıştır. Desteğiniz sürdükçe daha radikal çözümler ve projeler gelecektir. Çalışmalar bu yönde sürmektedir)

    Ülke balıkçılığının kalkınmasında karar alıcı mekanizmanın merkezi otorite olduğu kuşkusuzdur. Ancak alınan kararların olumlu sonuçlar vermesi uygulama platformlarının takip, kontrol ve denetlemesi ve bu mekanizmanın devamlı ve iyi çalışması ile olasıdır. Peki, kim yapacaktır bu denetlemeyi? 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu mahalle muhtarından kolluk gücüne kadar kanunun uygulanmasından herkesi sorumlu kılmaktadır. Kanunun gayet açık olmasına rağmen geçmişteki uygulamalara baktığımızda durumun hiçte böyle olmadığını görmekteyiz. Her ne kadar Su Ürünleri Kanunu her kurumu görevlendirmiş ise de ne yazık ki görevlendirdiği kurumların kendi kanunlarında ya da yönetmeliklerinde 1380 Sayılı Kanunun getirdiği sorumluluklara hiç değinilmemiş. Hal böyle olunca da yasalardaki boşluklar nedeni ile kanun ile sorumlu olan kamu kurumları görevlerini yerine getirememe konumunda kalmışlardır.

    [​IMG]

    (Bunu anlamak çok basit; ortaya somut bir ifade koymadan, yasayı çıkaranlara ve tamamen gönüllü çalışan doğa dostlarına karşı her olayı kişiselleştirip saldıranlar; denizlerimizdeki katliamın birinci sorumlularıdır! Muhtemelen Sahil Güvenliğin yasak bölgelerde yakalayıp ceza kestiği makbuzların üzerinde aynı adamların isimleri yazıyor olmalı! Allah bu tip insanların şerrinden denizlerimizi ve görevini yapan insanlarımızı korusun. Denizlerimizi yağmalayan korsan zihniyete rağmen, çocuklarımızın geleceği için balıklarımızı korumaya kararlı insanlarımıza selam olsun...)

    Balıkçığımızın sevk ve idaresini düzenleyen 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunun uygulanması konusunda ülkesel düzeyde belediyeler ve zabıta teşkilatları da sorumlu tutulmuştur. 1380 Sayılı Kanunun bu açık ve net görevlendirmesine rağmen, belediyelerin kuruluş, görev ve yetkilerini belirleyen Belediyeler Kanununun içeriği balık satış noktalarındaki 1380 Sayılı Kanunun öngördüğü denetim ve kontrolleri kapsamamaktadır. Haliyle bu durum bir noksanlığı sergilemektedir. Mevcut Belediyeler Kanunu ve zabıta yönetmelikleri, belediyeleri balık ticarethanelerinin sadece gıda güvenliği ve balık satış noktalarının sağlık koşullarına uygunluğu açısından denetlenmesi ile sınırlı kalmaktadır. Böylelikle yasa düzenlenmesi aşamasında gözden kaçırılan bu eksiklik nedeni ile yükümlülük lojistik ve kadro alt yapısı yeterli olmayan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kalmıştır. Oysa genel müdürlüğün görevi bu olmamalıdır.

    Diğer taraftan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sucul kaynakların korunması konusunda yakın geçmişte göz ardı edilemeyecek düzeyde olumlu bir adım atmıştır. Şimdi yapılması gereken ise eşgüdüm ve koordinasyonun hayata geçirilmesi için revize yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Bunun için öncelikli iş ülkesel çapta avlanması ve satılması yasaklanmış tüm su ürünlerinin kontrol altına alınarak otoriter bir sistemin kurulmasına önayak olmaktır.

    Haliyle Belediyeler Kanununda 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu kapsamı ile örtüşen gerekli düzenlemeleri yapmak, söz konusu edilen boşluğu gidermek için Belediyeler bünyesinde “Su Ürünleri Birimi” kurulmasını ve bu birimlerde de “su ürünleri teknik personel” istihdamını kanun marifetiyle zorunlu hale getirmektir.

    [​IMG]

    (Robocop zabıtalar çoğalmalı ve konu üzerinde eğitilip; sistemin en etkili denetleyicisi olmalılar.)

    Böylelikle Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğün omuzlarındaki yükü eylem birliği ile hafifletmek veya kaldırmağa olanak sağlanmış olacaktır.
    Bu eylem birliğini imza kampanyasına dönüştürerek sorunu ve öneriyi siyasal iktidara hep beraber taşımak ortak hedef olmalıdır.

    (İşte bize yeni görev)

    Özümsenmiş haliyle; Yasadışı balık ticaretinin engellenebilmesinin en gerçekçi çözüm yolu, acilen balık satış yerlerinin ve su ürünleri ticaretinin karadaki denetimleri Belediye Zabıta Teşkilatlarına devredilmeli ve bu durum kanun marifeti ile zorunlu hale getirilmelidir. Bunun için de:
    1) Belediyelerin kuruluşu ve görevlerini belirleyen kanunun 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu paralelinde tashih edilerek, belediyelerin balık satış noktalarında 1380 Sayılı Kanun kapsamında görev yapmalarının zorunlu hale getirilmelidir.
    2) Belediyeler bünyesinde balıkçılık ile ilgili olarak bir balıkçılık birimi kurulmalıdır.
    3) Balıkçılık biriminde görev yapacak bireyler konu ilgilisi fakülte, yüksek okul veya meslek lisesi mezunlarından oluşmalıdır.

    Bu talepleri yasaya dönüştürebilmek ve ilgili tüm resmi kuruluşlara yansıtmak amacıyla sizleri ortak kampanyaya paydaş olarak davet ediyoruz.

    GELENEKSEL BALIKÇILIĞI YAŞATMA DERNEĞİ…

    Gönüllü, Doğa Dostu;
    M.Talip Girgin


    Not: Yazıda kullanılan tüm resimler, İnternet "görseller" Google arama motorundan alınmıştır. Sahiplerine teşekkür ederiz!
     
  2. isottevfik

    isottevfik Tevfik

    Mesajlar:
    4.310
    Şehir:
    B U R S A
    Favori Kamış:
    SHIMANO Catana BX 240 Tele
    Favori Makine:
    SHIMANO BIOMASTER 5000 CFB
    Bu ve benzer konularda ki değerlendirmeleriniz, bakış açılarınız, girişimleriniz gerçekten takdire şayandır; kendi bakış açımla.:thumb: :thumb:

    Ne yazık ki, kalkınmakta olan ülkelerin bireylerinin birikimleri, olgulara bakış açı ve değerlendirmeleri vs.vs. şeyleri de, bu yapıyla bir paralellik sergiler. İstenen seviyeye gelebilmesi ve uygulanabilirliği zaman alacak şeylerdir.

    Bu ve benzeri uygulamalarda neticeye giden ve kısa sürede daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmenin tek yöntemi bence '' Net yasaklardır.'':confused: :confused:


    Peki net yasaklar derken, neyi kastediyorum ?:confused: :confused:

    EU birliği uyum yasaları mı, ne var ya.:p :p

    Bu yasalar, bazı kısıtlamalar getirir ve kısa süredede uygulamaya konulur ve ciddi ciddi uygulanır.

    Bakın geçen hafta, yumurtaların pazarda yasaklanacağı, bu tür ürünlerin, uygun koşulları sağlayan market ve benzeri yerlerde satışına izin verileceği şeklinde.

    Kısa yoldan derim ki, balık ürünlerinin pazarlar da, sokak aralarında seyyar olarak satışının yasaklanması, konuyla ilgili olarak, satışı konusunda ciddi standartların oluşturulması, bu tür ürünlerin, satışa ve muhafazaya uygun yerlerde satışına izin verilmesi gerekecektir. Dolayısıyla bu yerler, sürekli, sabit ve göz önünde olacağından, bazı sistem ve disiplinleri de kendiliğinden getirecektir. Kişi satamayacağı balığı almayacak, diğeri de satamayacağı balığı tutmayacaktır. Arz talep dengesi kendiliğinden oturacaktır.

    Gerisi, azıcık eğitim, bilgilendirme, bilinçlendirme ve yetki. Uygulanabilirlik ve sağlıklı sonuca erişme, 1 aydan fazla olmaz.
     
  3. dragonX

    dragonX selcuk

    Mesajlar:
    187
    Şehir:
    istanbul
    Talip Bey,

    Bence bütün eksikliklere tam anlamıyla çok güzel değinmişiniz.

    Emeğinize Sağlık,Teşekkürler...
     
  4. Talip Girgin

    Talip Girgin Talip Girgin

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    465
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta takımı
    Favori Makine:
    Önemsiz birşey
    En İyi Avı:
    Kalkan 14 kg
    Teşekkür ederim Tevfik Bey. Zamanla taşların yerine oturacağına inanıyorum. Karınca misali bu yola baş koyduk. Destek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ederim. Sürdürebilinir balıkçılığın devamı için ekosistemin bütünlüğüne sahip çıkmalıyız. Bizler yani amatör balıkçılar, kıyıcılar ve duyarlı insanlar olarak bu alandaki gücümüzü yeni yeni kullanmaya başladık. 24 Metre derinlik yasağında gösterdiğimiz birlikteliği sürdürdüğümüz sürece elde edemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Gücümüzün farkındayız ve geri dönüşü olmayan bir yola girdik. Süreç başlamıştır. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak artık! Yeter ki arkadaşlarımız bizi bu dönemeçli zor yolda, desteklerinden mahrum bırakmasınlar… Unutmayalım İmza kampanyaları çok ses getiriyor! Selamlar… :p
     
  5. Talip Girgin

    Talip Girgin Talip Girgin

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    465
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta takımı
    Favori Makine:
    Önemsiz birşey
    En İyi Avı:
    Kalkan 14 kg
    "GELENEKSEL BALIKÇILIĞI YAŞATMA DERNEĞİ" Adına

    ben teşekkür ederim sevgili kardeşim selamlar...
     
  6. suats

    suats Suat

    Mesajlar:
    546
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Lınefeeve okuma Dam
    Favori Makine:
    DAM okuma Ryobi Mitchel
    En İyi Avı:
    Kırlangıç 3 kg
    İlginiz takdire şayandır.:) fakat bu sene heryerde çinekoplar satıldı,tutuldu,:( yani bu hayvanın büyümesi her geçen sene engelleniyor.Öyleki artık istavrit boyundan küçük haldeler...Balıkçı tekneleri ise boğazda bizimle beraber kıyıda avlanıyorlar.....:mad: Bence bu olay yasaklamayla değil bu sektörün taaa başından başayarak düzenlemek gerekir.Kaptanların tayfaların eğitimi vs radarların teçhisatların ağların kurallar dahilinde kullanılması vs...okyanuslarda kulanılabilecek radarlar şu an iç sularımızda kullanılarak balık yatakları kurutuluyor.Ha şunuda söyleyeyim türkiyede amatör balıkçılık falan da yok :rolleyes: balık stoğu kalmamış ülkenin amatör balıkçısıda yoktur.Siz bakmayın o forumlardaki balık av fotolarına ,10 gidişten 1 inde balık yakalamış adam onu sergiliyor...selamlar
     
  7. Talip Girgin

    Talip Girgin Talip Girgin

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    465
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta takımı
    Favori Makine:
    Önemsiz birşey
    En İyi Avı:
    Kalkan 14 kg
    Elimizden geldiğince her platformda sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Bu süreç iyileştirme sürecidir. Denizlerimizde reform kaçınılmazdır. Bunun için koordineli çalışmak lazım ve biz bunun için çalışıyoruz. Bu gün bu konuda resmi imza kampanyası başlamıştır. Sonuçları zaman içinde göreceğiz. Bir şey yapmadan oturmak veya bir şeyler yapanlara dik durmak bir önceki yazımda tarif edilmişti ancak bir şahsın ısrarla üzerine çekmesi bu yazı dizisi içinde çok önemli bir vurgulamanın kaybına yol açmıştır. Bu sorun Türkiye'nin sorunu tüm insanların ve insanlığın sorunudur. Kişilerin algılama sorunu yüzünden maalesef zaman kaybedilmektedir... Yasa dışı balık ticaretine son... Lütfen imzalayın...