EGE Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa, can çekişiyor. Yeterli temiz su gelmediği için üzerine yeşil peltemsi bir görünüm alan gölde, acil önlem alınmazsa balıkçılık bitecek. BAFA GÖLÜ'NÜN RENGİ YEŞİLE BÜRÜNDÜ Aydın’ın Söke ile Muğla’nın Milas İlçesi’ni birbirine bağlayan karayolunun yanındaki Bafa Gölü’nün yeşil boya dökülmüş gibi bir görünüme bürünmesi üzerine köylüler durumu Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’ne (EKODOSD) bildirdi. Bunun üzerine EKODOSD üyesi bir ekip gölde inceleme yaptı. Gölün bazı kısımlarında peltemsi, bazı kısımlarında ise akıcı yeşil renkli bir maddenin, göl yüzeyini yeşile çevirdiğini belirlendi. EKODOSD üyeleri, gölün çeşitli yerlerinden aldıkları su örneklerini laboratuvar analizleriyle, türsel ayrımlarının yapılması için Sülayman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi’ne gönderdi. EKODOSD Bilim Danışmanı, SDÜ Eğirdir Su ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Bafa Gölü’nde biyolojik kirliliğin en üst düzeyde olduğunu söyledi. Gölün yüzey kısmını mavi-yeşil algler (cyanophyteae), dip yapısını yeşil alglerin (chlorophyta) kapladığına dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Kesici, "microsistit sp. ve aphanizomenon sp. türler göldeki yeşil renge neden olmaktadır. Gölün iç kısmı pelteleşmiş makroskobik alglerle kaplı. Bu tür oluşumlar Bafa Gölü gibi tatlı ve tuzlu su girişi dengesiz olan göllerde kirlilikle birlikte üst seviyeye çıkar. Göle verilen sularda da nitrat ve fosfat gibi besleyici tuzların çok olması, bilhassa yaz aylarında Bafa Gölü’nde alg artışını tetiklemekte. Bu tabakalaşmada su sıcaklığıyla birlikte, ışık alglerin çoğalmasını hızlandırmakta. Görünen manzarada azot ve fosfor gibi tuzların göl içerisinde, bu bölgelerde homojen dağılımı, gölün bu kesimlerinde alg patlamasına neden olmakta. Suları kirletilmiş olan göllerde bu durum söz konusu. Gölün içerisinde aşırı oranda askıda katı madde bulunmakta. Bunun yanı sıra Bafa Gölü’nün dip çamuru organik karakterde" dedi. SİNEK VE KOKU ARTACAK Rüzgarla ve dalga hareketiyle kıyıya gelen bu canlılar nedeniyle, gölde bu yıl sivrisineğe benzer bazı yöre halkı tarafından ’gümül’ adı verilen sineklerin daha da çok artacağına dikkat çeken Yrd.Doç.Dr. Kesici, "Bu sinekle Bafa Gölü çevresinde rekrasyonel faaliyetleri büyük oranda olumsuz etkileyecek. Yani insanlar geceleri akşamları ışık yakamaz duruma gelecekler. Işık yaktıklarında çaylarını içemeyecekler, yemeklerini yiyemeyecekler. Sineğin dışında koku meydana gelecek. Tüm bunların nedeni, doğal bir göl olan Bafa Gölü’nün doğal yapısına yapılan müdahale ve kirlilikten kaynaklanmakta" diye konuştu. ÇÖZÜM GÖLE TEMİZ SU VERİLMESİNDE Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, Bafa Gölü’nün kurtarılmasının 1950-70 yılları arasında yapıldığı gibi göle temiz su verilmesiyle mümkün olabileceğini ileri sürdü. Kesici çözüm önerilerini, "Organik dip yapısının ve askıdaki katı maddelerin uzaklaştırılması, gölün iç ve dış yükler tarafından kirletilmemesi, doğal yapısında göle nasıl su giriyorsa, o sistemin tekrar sağlanması, temiz suyun verilip, göldeki biyolojik zenginliğin artırılması" olarak sıraladı. BALIKÇILAR ŞİKAYETÇİ EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, göldeki bu durumundan en çok rahatsız olanların ise balıkçılar olduğunu söyledi. Sürücü, balıkçıların Menderes Nehri’nden verilen suyla birlikte bu görüntünün oluştuğunu iddia ettiğini belirterek, "Mağdur durumda olduklarını, ağlarını attıklarında tüm gözlerin bu maddelerle kaplandığını, balık avlayamadıklarını anlatıyorlar. Ağlarına takılan peltemsi maddelerle kaldıramadıklarından, kesmek zorunda kaldıklarını belirtiyorlar. Bafa kıyısında dolaştığımız köylerde ışığa çok sinek geldiğini, sabah olduğunda sinekleri küreklerle temizlendiğine tanık olduk" diye konuştu. Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17975916.asp?gid=381
Dogal yapisina müdahaleden bahsediyor yazida allah göle akan çaylarin yatagi degistirilmistir sulama amaçli falan. Aglari da kesiyolarmis , dipte ölü ag kalinca hayalet avlanma oluyor denizde de bu böyle. Ölü ag hem dibe zararli hem balikçilara zararli. Iz tvde bu konuyla ilgili izmirde çekilen bi belgesel seyretmistim
Bu cok onemli bir nokta fakat anlasilan kimsenin umurunda degil. Golden ekmek yiyen balikcilar aglari kestikce golun dibi parcalanmis aglarla kaplaniyor, o aglara takilan baliklar da oluyor. O ag kalintilarinin lanetledigimiz tiriviridan pek farki yok. Balikcilar boyle yaparak kendi sonlarini hizlandiriyorlar. "Aglari kesmeyin" diyene de kirk turlu dert yaniyorlardir. Bu yesil tabakanin olusmasinda kabahat balikcilarda degil tabi ama boyle cevre felaketleri basa gelince sorumsuz ve bencil davrandiklari da bir gercek. Ulkemizde balicilik bakanligi kurulup cevreye endeksli kalkinma politikalari uygulanmadikca, en onemlisi de rant kapilari kapatilip surdurulebilirligin geregi anlasilmadikca daha neleri kaybedecegiz bakalim... Cevresindeki zeytin agaclariyla, icindeki su yilanlariyla, tatli su kefallariyle Ege`de bir cennet kosesi daha yok oluyor demek ki cok yazik
Bafa Gölü, Büyük Menderes Nehri’nin düzenli taşkınlarının yanı sıra yeraltı ve mevsimlik derelerin oluşturduğu yüzey sularıyla da besleniyor. Ancak besleme kaynaklarındaki sorunlar nedeniyle su seviyesi düşüyor ve göl kirleniyor. Söke Ovası’nda tarımsal sulama yapmak ve Büyük Menderes’in taşkınlarını önlemek için 1985’te yapılan set, Bafa Gölü'nün Büyük Menderes ile ilişkisini kesti. Sonrasında yapılan Serçin Prizi ile nehir ve göl bağlantısı yapay olarak yeniden oluşturuldu, ancak yine de göle yeterli oranda su verilemiyor. Buna bir de tarımsal sulama amacıyla Büyük Menderes Nehrin’den aşırı su çekilmesi ile yeterli su verilemeyince, Bafa Gölü’nde su seviyesi son 20 yılda yaklaşık 2 metre düştü. Böylece nomalde de hafif tuzlu olan gölde tuzluluk iyice arttı. Diğer taraftan, göl çevresindeki tarımsal alanlarda aşırı gübre ve zirai ilaç kullanımı gölü kirletiyor. Göl ve göldeki yaşam için en büyük tehditlerden bir diğeri Uşak, Denizli ve Aydın illerinin evsel ve endüstriyel atıklarının gölü besleyen Büyük Menderes Nehri’ne bırakılmasıdır. Göl çevresinde yer alan tarımsal alanlarda kullanılan gübre ve zirai ilaçlar gölün kimyasal kirliliğini arttırmaktadır. Bir litre atık suyun sekiz litre tatlı suyu geri döndürülemez şekilde kirlettiği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, göldeki biyolojik çeşitliliği değil, aynı zamanda tarım, balıkçılık ve turizm gibi bölgenin gelir getirici faaliyetlerini de olumsuz yönde etkileyeceği açıktır. Alıntı:WWF-Türkiye - Ayça Aksoy açık olarak görülen şey şudur bir doğa harikasını tabiat anıtını daha yerle bir ettik....
Dünyadaki düzene müdahale etmeye kalkarsan sonucu böyle olur . Herşey bu kainatta anlamlı bir şekilde yaratımıştır eğer insanlar bunlara dokunmasa daha çok uzun yıllar bu göl ve diğerleri dünyaya hayat veriyor olacaktı. Torunlarımıza resimleri ve hikayeleri anlatabileceğiz bu gidişle çünkü yakında ne göl kalacak ne akarsu .
bahsettiğimiz göl 20 sene önce kerevit avında Türkiye nin eb verimli göllerinden biriydi sazan, yılan balığı,sudak avlanır dı..... gelinen durum......okudukça gördükçe yazdıkça sinirlerim oynuyor !!!!!!
Sen git evini akarsu yatagina yap , sel basiyo diye set çek , su kalitesi düstü mahsül azaldi diye kimyasal gübreye dayan , atik suyunu geri göle akit , sonra ahlar vahlar içinde dizine vur göller irmaklar denizler kirlendi balik kalmadi diye. Hata nerde acaba 85-90 arasi karaköyden tahtakaleye geçerdik motorla. Burnumuzu tutardik halicin kokusundan. Yaptilar bi aritma tesisi etraftaki fabrikalarada bi nebze çekidüzen verdiler. Yanilmiyorsam 2003 de hurriyet gazetesinin haberiydi haliçte denizati geri geldi diye. 12 sene su pompalayarak az çok temizlendi haliç. Yazik kendimiz edip kendimiz buluyoruz
Bafa Golu`ndeki cevre felaketine kimsenin dur demeye niyetinin olmadiginin ispati icin asagidaki linke bakmak yeterli. Iki yil oncesine ait bu haberden, bugune kadar golun kurtarilmasi icin birsey yapilmadigi, bugun gelinen noktada golun olmek uzere oldugu anlasilabilir. http://www.naturalhaber.com/haber_detay.asp?haberID=159