Şırıl şırıl akan billur,gür sularım Rengarenk pırıl pırıl parlayan Kaya,sazan,gümüş,kefal balıklarım Nazlana nazlana suda oynayan oltalarım, Kaçarcasına değil,koşarcasına Balığa giden ayaklarım nerede? Bulanmış,lağım ve sanayi artıklarıyla dolmuş sularım Kurumuş,akmaz olmuş ırmaklarım. Zehirlenmiş,ölmüş balıklarım. Seyirci kalmaktan öteye gitmiyor olanaklarım. Hergün can çekişen bir tabiatı gördükçe, İçim burkulur,ağlarım. Coşkuyla uyandığım sabahlarım, Bir başka mutluluk verirdi şafaklarım. Birbirine tutkun hobi arkadaşlarım, Anılarda kalmış bütün hazlarım. Yeniden yaşayamamanın ağrısıyla Yanağımı ıslatır dökülen gözyaşlarım. Mazotta koksa,lağımda dolsa, Bu sular benim sularım. İçimde yeşeren taptaze umutlarım, Beni bekliyor oltalarım ve olmayan balıklarım. Uyanında balığa çıkalım,canım arkadaşlarım.
Tüm amatör balıkçıların duygularını dile getiren şairane bir durum. Teşekkür ederiz paylaştığınız için.
Murat kardeş,duygulanmamak eldemiki.Çocukluğumun ilk olta balıkçılığı deneyimi o çayda geçmiştir.Bir zamanlar o çaydan direk testiye su doldurur içerdik,çay demlerdik(öyle güzel çayı olurdu ki) O çayın öyle güzel balıkları vardıki (siraz,sis(bekir),kızılkanat,sarı balık(çay sazanı),v.b. Bolu,Gerede,Mudurnu,Seben derelerini toplayıp Ankara,nın Nallıhan ilçesi,nin içinde geçip Gökçekaya barajına dökülen pek uzun olmayan bir çaydır.O buz gibi tertemiz suları toplayıp Nallıhan,dan nur gibi akıp giderdi. Ya şimdi...? Evet şimdide akıp gidiyor ama ozamanların 5/1 su debisiyle ama su olarak değil.Çok acı ama lağım ve sanayi artığı olarak.Tabi balık yerine de o çayda şimdi poşet,plastik araba lastiği vb.ne iduğu belirsiz ucubeler yüzüyor. Kardeş ben duygulanmayayımda kim duygulansın.Neyse arkadaşlar daha fazla üzüntüme sizleride ortak etmeyeyim,sevgiyle kalın. Başka şiirlerimde gelecek inşaallah.