"Balığı sevmiyor ve anlamıyoruz" Mehmet Yaşin

Balığı sevmiyor ve anlamıyoruz

Makaleyi okumak için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22454330.asp
Yazar: Mehmet YAŞİN

 

Restoran ve Otellerde dana eti diye at eşek domuz eti katıyorlar da balık içinde bu şekilde bir dolandırıcılık yapıldığını duymamıştım cidden

Gerçi bir ara forumda, usta balık aşçılarının, kefali lüfer diye sunduklarını okumuştum.

O güzel balık yemekleri gözümün önüne getirdiğimde bile ağzım sulandı birde tadı nasıldır ki acaba..

Şahsen denizden ne çıkarsa genelde tava bazen ızgara yaparım, fırına dahi hiç atmadım. Bu kadar çeşit yemek yapmak da o zamanlar da insanın az balığın bolluğundan kaynaklı olduğu kesin.

Paylaşım için teşekkür ederim Fethi abi.

 

Hastasiyim Mehmet yasin'in. Bir adam bu kadar mi istahli yer arkadas tokken kitliktan çikmis gibi dolaba saldiriyorum her programdan sonra.
Vatozun kalkan diye itelendigini de unutmamak lazim.

 

ellerine sağlık....

gerçekten ellrine sağlık fethi belki çok kimsenin içinden geçen ama oturup yazmadığı güzel bir konuyu yazmışsın üşenmeden hemde sağolasın varolasın.....balık ekmekte eminönünde ithal uskumru gelene kadar millet çoook vatos ve camgöz yedi emin ol halada dediğin gibi ne olduğunu bilmediklerini satande yiyende var tekrar ellerine sağlık sağol...sevgilerimle....reeling

 

Mustafa abi konu alıntıdır

 

çiftlik levreğini ve çuprasını deniz ürünü olarak da önümüze koyabilirler dikkatli olalım

 

Mehmet yasin galiba kendini avrupada zannediyor. Beyfendi o sofralarda göremedim diye üzüldüğün balıkların tezgahtaki kilo fiyatlarını biiyormusun? Ete gelince biz avrupalının 5 euroya yediği eti 20 euraya yiyiyoruz. Neden..çünkü yerlli besiciyi korumak adına analatbildimmi Ha unutmadan o et diye ucuza satılanların ne olduğunuda ,size bırakıyorum.

 

Güzel bir yazı, kaleme alanın eline sağlık.

Yemek kültürümüzün nasıl değiştiğini ve çeşitlerimizin nasıl daraldığını gösteriyor bir nevi.

Tabi hiç birşey sebepsiz değil. Yaşamın değişmesi, sosyal yapının değişmesi herşeyi etkilediği gibi yemek kültürümüzü de etkiledi.

Kimin 2-3 saati var yemek hazırlamak için. Sosyal yapı ve yaşam standardımızın değişmesi nedeniyle çoğu ailede artık hem erkek hem kadın çalışmakta. Hangi çalışan kadın yemeğe 3 saatini ayırabilir. Uzun uzun yemek yapıp bu uğraşının keyfini çıkartabilir? Yaşam öğle bir noktaya geldi ki fastfood üretenler bile ne kadar iddaalı olduklarını 30 dakikada eve teslim sloganlarıyla vermekteler. Yemek için, uğraşmadan 30 dakika bile beklemeye tahammülümüz yok. Yemek artık, akşama kadar uğraşıp, mücadele edip, akşam eve gelinince zevk alınacak bir aktivite olmaktan çıktı.
Artık televizyonlar, bilgisayarlar ve akıllı telefonlardan keyif almaya çalışıyoruz.
Ne yemeğe, ne sevdiklerimize yeterli zamanı ayıramıyoruz.
Elbet mutfak kültürümüzde bundan nasibini alıyor. Bunların yaşanması doğal ve kaçınılmaz aslında.

Ancak çok keyifli esasen böyle bir uğraşı. Hele balığı da kendimiz yakalamışsak.
Hayatımızdaki gerçek anlamda alınacak keyifleri ıskalamadan yaşayabilmek lazım.

 

Fethi bey alintimi yaptiniz bilmiyorum ama son gunlerde okudugum en guzel yazi.Su anda baliktayim cok yazamiyacagim. Volkan kardesimin yazisinida cok begendim. Ikinizide cok tendril ediyorum.

 

Rastgelsin Hüseyin abi, sonuçları bekliyorum.

 

Uzun geldi, gözüm korktu okumadım.

Ama balığı tutup geri salmak için ona aşık olmak, sevmek, anlamak, ilgi ve alaka göstermek gerektiğini düşünmüyorum pek.

 

Konu restoranda balik yeme, çesitlerin azligi ve üçkagitlar üzerine Serdar abi
Gerçi bu durum yazdigin yanlis-dogru anlamina gelmez.

 

Arkadaşlar,

Benim konu ile ilgili ama yazı içeriği ile ilgili olmayan bir ricam olacak. (Aman polemik malzemesi olmasın.)

Diyorum ki; bu gibi köşe yazılarını, makaleleri ve hatta derlemeleri kaynak ile yazarının da adını vererek paylaşsak emek verenin emeğine saygı adına çok iyi olur.
Tabii ki bu ricamı yetine getirmek kişilere kalmıştır.

Ben Sayın Mehmet YAŞİN'in yazılarını severek okumakta olan bir kişiyim.
Hepimizin emeği kadar onun emeğinin de adıyla anılması gerektiğine inanmaktayım.

KAYNAK: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22454330.asp
Yazar: Mehmet YAŞİN

Gibi.

 

Balığı yemek mi? Yani ölü balık yemek üzerine mi bu kadar klavye eskitilmiş?

Hayretler içine düştüm bizzat. Balığı yakalarsın, sonra da salarsın gider. Onu illa da yiyeceğim, yiyin, hatta şöyle böyle yiyin diyerek bu kadar dil dökmenin ne anlamı var ki?

 

Serdar abi konuyu bi okuyaydin iyiydi.. yemek tarifi vermiyorki konuda

 

Balik avinin oldugu gibi deniz mahsüllerini tüketmenin de bir kültürü var Serdar abi. Sen daha iyisini bilirsin gerçi de mezesi sogugu sicagi pisirmesi vs.. çogu eski istanbullu ve özellikle de rumlardan kalmadir.
Eh simdi olay raki-balik seviyesine indirgendi. Artik restoranlarda masalari isi bilenler degil, denizi ilk 20yasinda istanbulda gören kardeslerimiz donatiyor.

 

Konu başlığında Mehmet Yaşin yazılmış Tarık abi. Saygılar...

 

burger king bile at eti kakalarken, daha ne diyeyim, gerisi normal geliyor

 

Fatihh, roy, accuman, hakanblmr, suats, volex21, Hüseyin Alp Arslan, skoylu, Tarık ERSAL, frenist, merkury33 … yazıyı okuduğunuz bir şeyler yazmaya değer bulduğunuz için hepinize teşekkür ederim.

 

Tarık Bey, sizin de Mehmet Yaşin sevmeniz ve emeğe saygı duymanız, duymayanları uyarmanız çok güzel. Keşke başlıkta ve metinde bulunan Mehmet Yaşin adını gözden kaçırmasaydınız.
Mehmet Yaşin'in emeğiyle kıyaslanamaz ama okumayan arkadaşlarımızı düşünerek o yazıyı kopyalayıp yapıştırmak da bir emek ve bir parçacık da olsa saygıyı hak etmiyor mu?