Aşağıdaki yazıyı okurken oltayla avladığı balığı satan amatördür değildir, bizdendir sizdendir tartışması geldi aklıma...Keşke birbirimizi hırpalamak yerine bu BALIK AĞALARIyla, yavru katilleriyle mücadele etmenin yollarını bulmaya çalışabilsek... Makaleyi okumak için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22616011.asp
Fethi abi paylaşım için teşekkür ederim, yazının sonu "lüfer mi çinekopdan çıkar çinokop mu lüferden çıkar" olarak bitebilirdi ayrı balık türü ise nedir acaba? iktidar bunun da cevabını verseymiş iyiymiş..
İÇİM ACIYOR... Bu tür haberleri gördükçe içim parçalanıyor lakin elimden internette denk geldiğim kampanyalara imza atmak ve limit altı balık satışı yapan balıkçıları şikayet etmekten başka hiçbir şey gelmiyor. Acaba sözde Büyüklerimizin hiç içi acımaz mı bu kıyım yapılırken ? Çalıştığım işyeri Giresun'da hemen deniz kenarında. Giresunlu olanlar bilir Belamut Kayaları denen bir kayalık var denizde ada halinde. Her gün en az 15 balıkçı teknesi avlanıyor. Üstelik bu bahsettiğim yer limana çok yakın. Tuttukları balığı limana indirip gün içerisinde tekrar avlanmaya geliyorlar. Tekneleri gördükçe elinden lolipopu alınmış çocuk gibi hissediyorum kendimi. Onlar benim balıklarım. En çok ben ( amatör balıkçılar ) seviyor, kolluyorum onları. Her gün o manzara bozar moralimi lakin gelmez elimden bir şey... Biz amatörler Levreğin şu havyarlı olduğu zamanda balığa dahi gitmezken adamlar denizi kurutma derdindeler. Ayrıca tuttukları ufak ( limit altı ) balıkları balıkhaneye satmasalar dahi yem ve yağ fabrikalarına gönderiyorlar. Üstelik yeni yasalardan sonra çoğu limit altı satış bu şekilde gerçekleştiriliyor. Artık 'Kazan Devirmek' gerekmektedir. Bu düzen bu şekilde yürümeye devam ederse ileride haftasonu çocuğumla istavrit bile yakalayamayacağım. Bu imza kampanyalarından daha ses getiren eylemler yapmak zorundayız. Benden bir öneri; ' Herkes başbakanımızın herdefasında gururla bahsettiği o BİMER' e zatını şikayet edelim'. Belki sesimiz duyulur.