Geçenlerde uzun bir gece yolculuğu sirasinda ,düşünceden düşünceye dalıp gidiyordum , derken "balık avının yeri neden bir başka" üzerine debelenirken buldum kendimi . Tüfekle avcılık da yaparım,severim de , ama balık gibi değil sanki.Eski av maceralarım canlandı gözümün önünde. Ufak bi durum analizi yaptım hemen: Kuş avındayım, bir anda kuş kalktı, kalbim pır pır atıyo, omuzladım sıktım tüfeği ,kuş yavaş yavaş düştü ,mutluyum, gördüm, başardığımı görmenin mutluluğu, heyecanın mutluluğu,biraz eksik bi mutluluk gibi Şimdi ise balık avındayım, attım oltamı ,uğraşıyorum didiniyorum,sonunda takıldı biri oltaya, kalbim küp küp atıyo, o çekiyo ben çekiyom, sağa götürüyo sola asılıyom, zıplamaya kalkıyo kafasına şaplatıyom tabiri caizse ,avımla güreşiyorum pehlivanlar gibi, sonunda alt ettim ve aldım balığı, mutluyum, ama bu sefer zaferimi görmekten değil sadece,resmen zaferimin her anına dokundum ,ellerimle hissettim her anı,arada olta gibi bi araç vardı ama bu benim avımla bire-bir temasımı hiç engellememişti, ve şu an avımı ister geri salar ister afiyetle yiyebilirim, gücü de şefkati heyecanı da özgürlüğe kavuşturmayı da hissettim iliklerime kadar İşte mutluluk bu . Evet herkesin hissettikleri farklıdır, ben kendiminkileri paylaşmaya çalıştım. Sizlerin de trofe hislerinizi duymak güzel olurdu "balık avının yeri neden bir başka" konusunda.İyi paylaşımlar.
bende bir ara kendimi iyi kaptırmıştım nişancılığa..arada bir av yapsamda çabuk bıraktım hayvanı öldürmeyi..bana ters geldi yapamadım..nişancılıkda da epey zevkli anlar yaşadım..doruğuna ulaştım..sonra keyif mermez oldu..at vur at vur tat vermez oldu..eski hobime tam manası ile geri döndüm..önceleri sezonun yarısını atıcılık ile yarısını balıkçılık ile geçirirdim..şimdi top yekün balık sevdasının içindeyim balıkda heyecan umut hiç bitmez.tam gideyim derken bir tane bir yapışır..ondan sonraki günlerde o saatlerde de beklemeye koyulursun ..ön hazırlık aşaması bana göre çok zevklidiir...evde takım yap hazırla plan kur.. malzemeciye selam ver çıkarken dolu çık su kenarında olmak insanı rahatlatıyor..elimde tüfek çantasını gören öcü görmüş gibi bakıyor kendimi ayrı dünya dan hissediyorum o vakit hepsini sattım sadece bir tüfeğim var..onada 2 yıldır elimi bile sürmüyorum
Teşekkürler yorumlarınız için. Kadir abinin sözlerini de çok sevdim: Deniz kenarında yaşasaydım keşke derim hep kendime.Nasip , belki olur.reeling
Ne zaman ne çıkacağının belli olmaması, görmeden avlamak, avla güreşmek vs.. bunların hepsi gerçekten bu hobiyi farklı kılan etkenler arasında benim için de.. Ama asıl beni cezbeden içgüdüleriyle hareket etsede sonuçta ne yapacağını kendi seçen bi canlıyı ustalık, titizlik, emek vb etkenlerle kendi irademiz içine almak. Onla mücadele etmek ve kazanmak... Ona saygı duymak! Ve bu saygının neticesinde trofe olsa bile onu öpüp, bi selam çakıp özgürlüğe salabilmek... Ama balıkçılıkla alakası olmayanlara bunu anlatsanız canını boşa niye yakıyosunki yemeyeceksen der size. Bende diyorumki yeme hakkına sahipken hakkımdan vazgeçmişim sence hangimiz daha hayvanseveriz?
ben çocukluğum dan beri denize büyük özlem duyuyordummemleket bana dar geliyordu yolcu otobüslerine bakar hep imrenirdim özellik ile antalya yazanahihi yaş 17 iken bir gün bindim dahada geri ye dönüp bakmadım..sadece tatil amaçlı gidiyorum..onuda 10 yıldır yapmıyorum