Herkese selamlar. Bu konuda yazdıklarımı kıyı raporlarında da dile getirdim ama ayrı bir konu olarak açmanın daha doğru olduğuna karar verdim. Bugün Galata köprüsü üzerinde avlanan insanları ve tuttukları balıkları gözleyerek dolaştım. İnsanların tuttuğu balıkların çoğu 4-5 cm civarında kıraçalardı (pardon bebek balıklardı!!!) İşin kötüsü yakalanan balıkların hiçbirinin denize iade edildiğini görmedim tamamı kovaya gitti. Kovalarda hep kıraçalar vardı. Ayrıca bir de yavru kefaller, aralarında bir adet büyükçe kefal gördüm. Asıl düşündürücü kısmı köprünün dibindeki balık pazarı gibi olan yerde bu kıraçalardan bolca satılması ve ayrıca 8-10 cm'lik defne yaprağını çinekop diye satılması idi. Sizler burada istediğiniz kadar yazın bizler istediğimiz kadar konuşalım ama pratikte her yerde durum bu!!! Balık satanlar da "biz alıp satmasak yan dükkan alıyor" şeklinde savunma yapıyor. Bunun çözümünün bilinçli tüketici olduğunu DÜŞÜNMÜYORUM çünkü buna zaman yok, vatandaş balıkçısıyla balığı satın alıp yiyeniyle bilinçlenene kadar balık nesli tükenir! En önemli adım devlet organlarının sıkı bir kanun ile bunun önüne geçecek yasaklamaları hem tutana hem yiyene ceza gelecek şekilde düzenlemesi. Bunun da yetmeyeceğini ayrıca kolluk kuvvetlerinde "cinayet masası" "narkotik" gibi "av masası" ya da benzeri bir bölümün kurulup mücadeleye dahil edilmesi gerekir. Aksi durumda 3-5 kişinin mücadelesiyle gözü dönmüş insanlar uslanmayacaklar, zaten burada yazılanları da okumuyorlar, mücadele edilecekse devlet kurumlarının özellikle siyasilerin dikkatini çekecek eylemler ve yöntemler üzerinde durmak gerek...
Yazdıklarin cok doğru ama pratikte uygulanamaz en azindan bizim ulkemizde cunku milliet olarak bilincsiziz senin benim gibi bikac iyi niyetlinin cabasida yeterli görunmuyor yakinda denizlerimizde balik kalmayacak o zaman yasagada gerek olmayacak saygilar
Şu anda en kestirme ve en uygulanabilir yol bu gibi görünüyor, yani devleti yönetenlerin kanun koyucuların bu konuda bir şeyler yapması, bilinç şimdilik gerekmez liderlerin bilinci yeter. Sürünün lideri düzgün işler yapsın yeter sonuçta koyun milletiz arkasından gideriz!!!
Kanun koymaktan ziyade uygulamak önemli sadece kanunla olmuyor bak trafikteki insanlara hangi kanunu taniyorlar yada sigara yasagina bak kac uyuyor buyusehirler disinda uygulama yok sen bu satirlari yazarken insanlar hala dinamitle tupgazla sönmemiş kirecle tiriviriyla ve kimbilir daha ne illet seylerle avlanmaya(katliama) devam ediyorlar zararli yada kötü oldugunu bilmiyorlarmi sence yoksa umurlarinda mi degil bence ikinci secenek saygilar
Kanunun yetmeyeceğini yukarıda "Bunun da yetmeyeceğini ayrıca kolluk kuvvetlerinde "cinayet masası" "narkotik" gibi "av masası" ya da benzeri bir bölümün kurulup mücadeleye dahil edilmesi gerekir." cümlesiyle ifade etmeye çalıştım zaten. Kötü olduğunu bilmenin bir anlamı da yok neden kötü sonuçları nedir onu da bilmek gerekir ama bu sonraki adım olmalı, önce bir "acil durumu" tedavi edip ölümü önleyelim (hastanın yaşamasını garanti altına alma) sonra acil duruma sebep olan hastalığı bulup tedavi ederiz.
Meselâ, trafikte cep tlf'la konuşmak yasak kim uyuyor...!! Bizim bu net gibi bir balık com da biri yazmıştı, trafikte tlf'la konuşanların rasmini çekip bildiriyormuş, sende aynı işi yapıyorsun, hatayı yapıyorsun deyince umursamıyor bile, biz türk milleti olarak konuşmayı pek severiz, ama bir adım ileri gitmek işimize gelmez..!! NEDENSE..!! hihi
Senin dedigin sekilde emniyette oyle bi brimin kurulmasi zor kurulsa bile gostermelik olur zaten yeterli emniyet subu ayirmak imkansiz bu iş için Ama balikhallerine ve balik satilan yerlere cok sıkı denetim uygulanirsa ve limit alti balik satanlara kallavi cezalar verilirse bunlari tutanlar satamayacagi için tutmaktan vazgecerler ama bu ihtimalde zor bence
Erhan Bey bir adım ilerisi olarak neyi düşünüyorsunuz? Çevrenizdeki insanları bilinçlendirmek mi küçük balık almamak mı? Bunu yapıyoruz zaten ve sonuçta hiç bir şey olmuyor. Benim anlattığım farklı bir şey, devlet kurumlarının bu olaya el atmasından bahsediyoruz. Yasakların uygulanması da devletin işi, birisi trafikte cep telefonuyla konuşup birkaç defa ceza yerse bir daha konuşmaz, en azından daha dikkatli olur, aynı şekilde dikkat edin hız kontrolü yapılan yerlerde hız limitini aşan çok az kişi görürsünüz ama diğer alanlarda araçlar yanınızdan vızır vızır geçer. Bu yasağın ve denetlemelerin denizlerin her metrekaresinde olması da şart değil balıkların bol avlanıldığı ve yumurta bıraktığı yerler ile göç yolları üzerinde bile denetimler durumu çok farklı bir boyuta taşır. Bunun için de çok büyük bir güce ihtiyaç yok, görev tanımına ihtiyaç var.
Zaten başımıza ne geliyorsa göstermelik şeylerden geliyor. Trafik polisleri göstermelik bir şekilde arada bir hız kontrolü yapar yılda 5000 insanımız ölür (son 20 yılda yaklaşık 100000 insanımız trafik kazalarında öldü, doğuda ölen insan sayısının 30000 olduğunu hatırlarsak trafik kazalarının ciddiyeti daha kolay görülür. Sakat kalanları da sayarsak dehşet rakamlar çıkıyor!!!) ÖSYM göstermelik bir şekilde sınavda insanların yüzüklerini bile çıkarttırır kopya ile insanlar üniversiteye de memuriyete de girerler. Önemli olan kuralların uygulanmasının sağlanması, ancak bunu da maalesef senin benim mücadelesi değil meclistekilerin mücadelesi sağlar. Devlet kurumlarının iyi denetlemesi sağlar.
çözüm olarak ilk başta yapılması gereken sadece ve sadece balık halleri ve pazarlara görevli 3-5 zabıtanın gitmesi..küçük balıklara yazılacak büyük ceza hem satıcıyı hemde balık avcısını kendine getirir kanatindeyim...buna ek olarak bu konuda av sezonunun uzatılmamasıyla ilgili dilekçe örneği gibi bir dilekçe hazırlayalım ve kurumlara gönderelim..ntv nin bu sıralar yaptığı programa da gösteri yürüyüşü yapılarak ta katkıda bulunulabilir..bu konudan diğer balık sitelerinide haberdar edersek daha etkili olur.
Güzel öneriler, bunların bir kısmını (bize düşen kısım) yapmamıza rağmen maalesef sesimizi duyuramadık. Umarım doğru değildir ama av yasağı başlagıcı 1 Mayıs'a alınmış diye duydum.
Evet, işte asıl mesele burada. Canı denetlemek istediğinde gereksiz şeyleri bile denetleyen devlet, balıkçıları, balık satıcılarını ve alanları mı denetleyemeyecek? Bu halde olmasını isteyen zaten devlet. Bunu anlamak için kimlerin trol tekneleri, kimlerin gırgırları var gözlemek lazım. Kalantor amcaların, milletvekillerinin ismi geçiyorsa, bilin ki kanun manun hak getire. Devlet bindiği dalı kesmez. Ama gün geçtikçe o dalı tutan ağaç çürüyüp gidiyor, o da devletin umurunda değil. Carpe diem.
O zaman balıklarımızın ruhuna Fatiha'yı şimdiden okumaya başlayalım! Çünkü bu 3-5 çevre dostunun kurtaracağı bir felaket değil, devlet politikasıyla kurtulabilir ancak. Yazık oluyor...
Bu düşünce yapısı ile hiç bir sorunun çözümü olmaz! Yani diyorsunuz ki kıraça da olsa daha küçük de olsa siz yakalayın bişey olmaz. Hatta bu forumda ve daha bir çok forumda insanlar boşu boşuna didiniyor ne de olsa kıyı avcılığı (olta ile) yaptığın sürece kıraça ve küçükleri de avlanabilir, çinekopun küçüğü de avlanmasında, levreğin limit altı avlanmasında kalkanın ve bilumum diğer balıkların da kıyıdan olta ile avlanmasında limit altı da olsa problem yok diyorsunuz. Çok yazık ediyorsunuz. Aslında yanıldığınız bir nokta var o da balık akını sırasında aslında ne kadar zarar verdiğimizin kimse farkında değil. Bu dönemlerde boğaz kıyıları iki yakada da baştan başa dolu oluyor köprü de iki yakasıyla full dolu oluyor bunun anlamı en iyimser tahminle bile o dönemlerde 1000-2000 kişinin avlanması demek. Her biri 1-2 kg istavrit/kıraça avlasa (ki ben 3 kişiden birinin en az 5 kg avlandığına şahit oldum) 1 günde avlanan balık miktarı 1-2 ton civarında oluyor. Bu iyimser bir rakam, bence bu çok daha yukarılara da çıkıyor. Anlayacağınız artık kıyı balıkçılarının da zarar verme potansiyelleri çok fazla. Biraz daha kapsamlı ve ayrıntılı düşünmemiz gerekior bence...
tekrar ediyorum sorun amatörde değil..sorun agcılarda..2/1 de yani.. istavritin yaşam döngüsünü vs araştırısanız . daha iyi anlıyacaksınız.. olta ile tutulan balıktan hiç bir türe zarar gelmez..o söylediğiniz toplam insanların tutugu,toplam balıgı- 1 defada 1 tekne kaldırıyor.. olay çok basittir , ben denizden tutulmuş balık almıyorum heleki tekir barbun gibi ufakken tezgaha gelenleri hiç almıyorum.. ben metrodan çiftlik balıgı alıyorum..saglıklı ve hesaplı.. ben bu balıgı aldıgım sürece . ülkemizdek su ürünleri muhendislerine ve girişimcilere pazar olanagı açıyorum..iş imkanı saglıyorum , gırgırcılarada karşı duruyorum.. sizde öyle yapın..tezgahlardaki talep düşsün..
Sanırım benim demek istediklerim yanlış anlaşılmış, ben sorun tek başına amatörde demiyorum ancak tamamen günahsız da demiyorum. Sorumluluğu birilerine yıkıp vicdanım rahat demek sorunu çözmüyor, duyarlılığınızı kesinlikle takdir ediyorum bunu da belirteyim. Ancak herkesin sorumluluğu olduğunu bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Aynı mantıkla bir tekne sahibine bunu söylediğinizde diyecek ki ben tek başıma mı denizi kurutacağım. Doğru ve yanlışın ne kadar büyük/küçük miktarda yapıldığının bir önemi yok, sayıdan bağımsız düşündüğünüzde 1-2 ton yakalayan da kıraça alıyor 4-5 kilo yakalayan da işin kötüsü ikisi de tek başlarına balıklara zarar vermediklerini iddia ediyorlar. Bir insana bıçak saplamak da suçtur iğne saplamak da, cezaları farklı olsa da.
Küçük balık satınalmıyorum. Kadiköy çarşıda 5 Tl'ye kıraça satılıyor. Hergüz bakıyorum , fakat almıyorum. Hepimiz böyle davranırsak, denetlenmeyen kanuna da gerek kalmaz. Diye düşünüyorum.