balık popülasyonları ve tehlike ================================================================================ daha önce tekirdağ da bir avlak da karşılaştığım ,utanmaz bir ağcı şöyle diyordu; '''''ha o göl mü biz oraya yayın atmıştık, baktık kızılkanatlar bitiyor, yayın midye yemeye başladı,yayının eti kokacak diye ,israil sazanı saldık göle'''''' bu yazdığımın içinde o kadar geniş bir anlam varki . durum bu kadar vahim dir arkadaşlar, malesef türkiye deki balık popülasyonlarını ağcılar yönetmek tedir .bizde durup durup bu balıklar da,bu göle nerden gelmiş diyoruz. uzun yıllardan beri balık avcılığı yapıyorum,benim gördüğüme göre,balığın en büyük düşmanı türkiye de ağcılardır malesef. tırıvırıya verdiğimiz önemden çok daha fazlasını bu konuya vermeliyiz, stilimizi ve tepkimizin yönünü değiştirmeli,yada bu yöne de sert bir şekilde kaydırmalıyız. sizin fikirlerinizi almak isterim saygılar.
sitem bilent kardeş sen birde SAZLIBOSNAYI gör bence.Adamlar balıgın ticaretini yapıyolar.Telefonla arıyosun bir sonraki güne istedigin cins balıgı istedigin kilosuyla beraber satın alıyosun adamlar sipariş üzeri çalışıyo bende telefonları var inanmayan arkadaşlara numarasınıda verebilirim.
Bilent Abi, bu cahil adamlara internet üzerinden tepki koysak nolur, koymasak nolur? Adamlar hayatlarında bilgisayar başına oturmamış. Ben piknik yapmak yasaktır tabelasının yanında 3-4 aile piknik yaparken gördüm. Şimdi biz bu insanlara internet üzerinden tepki koysak, bizi ciddiye alacaklar mı? Düzgün, yüklü bir ceza verilse durum böyle olmaz. 25 kuruşluk tırıvırıyı adamın elinden alsan ne olur, almasan ne olur? Kutboğazı'na geçenlerde akvaryum malzemesi toplamaya gitmiştim. Su baya azdı o zamanlar, ve sadece 1 kayaya takılmış 12 tane tırıvırı gördüm. Tırıvılarda yengeç mi ararsın, balıkmı ararsın, kurbağa mı ararsın? Cahil insan çok fazla hocam ve malesef bunun önüne geçmek çok zor . Saygılar...
Kayseri'de geçenlerde tanıştığım bir ekip var, uzun zamandır güzel işler çıkardıklarını öğrendim. Doğal alabalık popülasyonunun olduğu nadide bir avlağın şimdiki içler acısı halini konuşurken bundan on sene öncesinde oradaki avlarında neredeyse her attıkları mepse bir doğal alanın düştüğünü ve bazen ufak balıklardan uğraşmaktan büyükleri avlayamadıklarını söyledi. Yakaladıkları her limitaltı balığıda suya iade ediyorlar tabiki, ve ordan birkaç kişi bunların yakala-bırak tarzlarını görünce saldıkları balıklara bakıp; "ya abi niye atıyorsunuz geri, onun boyu hamsiyi geçmiş işte yenirdi" diyor. Bakın bu cümle bence çok önemli, hep bişeyleri millileştirmeyi çok severizya. İşte bizim milli balığımız hamsi ölçüt olmuş bu ve bunun gibi adamların kafalarında. Bu düşünceye göre boyca hamsiden büyük balık yok, gelmiş mi o boya ye gitsin anasını satayım. Herhangi bir balığın ne kadar büyüyebilieceğini rüyalarında bile tasavvur edemezler bu yüzden, mideleri akıllarından çok çalışır. Konu bence tek taraflı değil ama Bilent beyin söyledikleri çok doğru. Oltayla avlanan arkadaşlarımın yanına gelip siz bilinçli balık nasıl avlanır bilmiyorsunuz deyip serdiği ağları zengin bir ağa edasıyla sunanları da duyduk gördük. Halkımzın gelir düzeyi yükselipte doğadan bu denli tüketmeye hevesi düşmedikçe ağcılara, dinamitçilere, yamyamlara malesef daha yiyecek çok ekmek var. Yazık balıklarımıza..
daha da ilginçi, bence biz olta ile balık avlayanların da internet ortamın da olan sadece yüzde 10 luk kısmıyız ne dersiniz.
Bazı noktalarda yanıldığınızı ifade etmek isterim arkadaşlar. Onlar dediğiniz kişilerin bir çokları eğitimli ve yasakları gayet iyi bilen kişiler. bu işi ticarete döken birinin mevzuatı bilmediğini düşünmek pek doğru olmaz. Emin olun ki bu kişiler, bırakın mevzuatı tebliği, denetçilerin hangi gün gelip hangi gün gelmeyeceklerini bile biliyorlardır. Sizlerinde başına gelmiştir. Kural dışı av yapan birine uslubuna uygun şekilde yaptığının yanlış olduğunu söylediğimizde, cebinden avcı belgesini çıkartıp göstermedi mi? kişi av belgesini de aldığı için her şekilde kendini haklı görüyor. Nesini anlatacaksınız bu noktadan sonra... Bir de konuya farklı bir açıdan bakalım. Açık sezonda, tamamen veya kısmen yasaklanmamış avlakta uygun av malzemeleriyle avlanmaya gidiyorum. vatandaş burda balık avlamak yasak diyor. kim yasakladı diye soruyorsun muhtar diyor. Gidip muhtarı buluyorsun, Senin denetleme kontrol yetkin var, avlağı yasaklayamassın diyorsun. tebliği felan gösteriyorsun. yasaklarım yasaklayamassın diye mevzu uzayıp gidiyor. Yine avlakta usulune uygun şekilde avımı yapıyorum. çalıların içinde bitmiş gibi jenderme kardeşlerimiz çıkıyor. Bir şekilller tafralar! Yakaladık seni tavırları! Buyur diyorsun, sorun ne. avlanmak yasak! değil diyorsun, başlıyorsun tebliğdi belgeydi resmi gazeteydi çıkarmaya... adam bir çok şeyi orada ben tebliği okurken öğreniyor. Köylü şikayet etmiş atlamış gelmiş! bilmiyor. Orman muhafazadan memurlarla konuşuyoruz. 3 tane personel bu iş için 1 tane araç var. hangi birine yetişelim diyor. Birşey diyemiyorsun adama... Uzun yazdım, asıl söylemek istediğime zemin olsun diye... Acarsın bir kurs, yaparsın bir sınav (derneklerin üyelerini toplu halde soktukları ve 2 şıklı cevap seçeneklerinden tüm doğru cevapların aynı şık olduğu sınavlardan değil). Hakedene verirsin denetleme yetkisini. Zaten bir şekilde avlaklardayız. bizden ala denetçimi olur. cezalarda artık bir hayli caydırıcı sayılır. Ne ağcı ne tırıvırıcı kalır. (Düzeltme:Verdiğim örneklerde olumsuz tavırları vurguladım. Bu işe bizzat gönül vermiş denetçilerin hakkını teslim ederim).
ben de bu MUHTAR muhabbetine,3 yıl çok iyi bir avlağıma gidemedim muhtar yasaklamış.sebepse suların kendi aptallıkları yüzünden fazla sulamaya açılması ve doğal olarak,aynı köyden bir ağcının da göletteki balığı temizlemesi.şimdide küçük balık attık diyorlar,kendilerine mi yetiştiriyorlar anlamadım.göleti dsi yapıyor kendi malları zannediyorlar.herkesin malı bu göletler hepimizden kesiliyor bunun vergileri.