Ustanın deyişiyle: “Balıkçılık cesaret ister, gözü peklik ister, azim ister. Bırakın doğru takımı; doğru tekne, doğru balık bulucu (FF), yer belirleyici (GPS) ve bunlarla özdeşleşmek, dilinden tam olarak anlamak ister. Üç gündür katettiğim mesafe onlarca mil. Neredeyse Çanakkale boğazını geçecek kadar. Hem de deli poyrazda bilmem nereme kadar ıslanarak.” Doğa ve balık avı tutkusuyla yetti mi? Vedat Abayoğlu üniversite öğrenimi ve arkasından kısa süren iş hayatı sonunda kendini doğaya, balığa ve hayvanlara adamıştır. Şu anda fedakâr eşi, on altı kedisi, üç köpeği, keçisi ve eşeğiyle birlikte, doğanın kucağında, Çanakkale’nin Sivrice ıssızında yaşamını sürdürmektedir. Her sene internet ortamındaki “balık forumu” mensubu dostlarını zaman zaman Sivrice’de ağırlamakta, balığa çıkarmaktadır. Güncel veya geçmiş av anılarını forum arkadaşlarına da yazmakta, tuttuğu iri balık (trofe) resimlerini internette onlarla paylaşmaktadır. Bu kitap o ilginç ve doyumsuz anıların toplu halde ve pek çok resim eşliğinde sunulmasından oluşuyor. Balık meraklısıysanız bu kitabı coşkuyla okuyacak ve bu doyumsuz zevki sudan yeni çıkarılmış balık resimleriyle birlikte siz de yaşayacaksınız. &&& 29.02.2008: Tarihli yazımdan alıntı; ====Afrodit’in güzel seçildiği ve tarihte bilinen ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Ayazma’da halen her yıl ağustos ayında güzellik yarışması yapılıyor olmasına ilaveten bir başka kategori de “en güzel ruha sahip insanların yarışması” olarak açılmalıdır. Bu yarışmanın galipleri olarak ben şimdiden, bize yakınlık gösteren yediden yetmişe Sivrice’deki güzel insanları ilan ediyorum. Özellikle “Eris” düşüncesi ile hareket etmesi beklenilen fakat tüm imkânları ile çırpınıp didinen o agresif görüntüsünün altında sakladığı insancıl yönü ve elindekini paylaşma arzusu ile yanıp tutuşan (trout baba) Vedat Abayoğlu’nu gösterdiği gayretinden dolayı kutluyorum. Onun dâhiyane fikirleri ve taktiği sayesinde ömrümde ilk defa oltayla kova kova balık yakaladık. Onun bizi sahiplenme duygusu karşısında kendimizi bir babanın şefkatli kollarındaymış gibi hissettik. Onun; insan sevgisinin yanında hayvan sevgisinin de en üst düzeyde olduğunu öğrendikten sonra ortak yanlarımızın ne kadar çok olduğunu düşündüm. “Vedat ağabeyimin bir zıpırı varmış (keçi) geçenlerde zengin Mustafa’nın baklalarını yemiş ve 50 YTL tazminat ödemeye mahkûm olmuş! Bahçesinde beslediği (yabani) karatavuğu öldüren avcıyı, Midilli adasına götürüp orda bırakmış ) Bir eşeği ve birde sıpası varmış Kedileri, köpekleri, tavukları, böcekleri vs. Robinson Crusoe gibi! Sütçü Ramiz gibi de, her sabah onları dolaşır onlarla muhabbet edermiş. Burada gülmeyin sakın, en azından Vedat ağabeyin konuşacağı gerçek eşeği, kedisi, köpeği, keçisi gibi hayvanları var... ya biz ne yapalım? Kitabın hayırlı uğurlu olsun Vedat Ağabey; Umarım devamı gelir...Selam ve saygılarımla..
Atilla kardeşim; Zaman kazanmak için olabilir mi acaba? Vedat ağabeyin, GPS icat olmadan çok önce ustalığını kanıtlamış olduğunu sanıyorum. Ama, GPS nin yakalanan balıklar üzerinde önemli bir etkisi olduğu da gerçek. Fakat dediğim gibi "Usta" ustalığını bana göre çok önceden kanıtlamış. Şu an teknesi olan hemen herkeste bu aletler var. Bırakın teknesi olanı; teknesi olmayan da bile var. GPS icat olmasaydı, sanırım biz eskiden olduğu gibi sonbaharda bol bol lüfer ızgara yerdik! Ama şimdi maalesef; lüferlerin boyu çekti (!) 14 cm oldu Palamutlar ise yok oldu...ilaçlık bulunuyor bazen ama bize faydası yok Selamlar...