Günlerce önceden kararlaştırılan ve daha önceki organizasyonun verdiği keyfin devamı olması beklenen buluşma nihayet gerçekleşti. Cumhuriyet köyü göletinde gerçekleştirilen buluşmaya katılım oldukça yoğundu. Yenildi,içildi,keyifli sohbetler yapıldı. Organizasyon raporuda benim üstüme kaldı. Bende raporu kişiler üzerinden yazmak istedim. Buyrun....... ERDEM(Eozsoyeri);bu çocuk ilerde büyük kariyer sahibi olacak,ama bu kadar sempatik birisini başbakan yaparlarmı şüpheliyim. Zaten balıklarda sempatinin yeterli olmadığını kendisine gösterdiler. İSMAİL(Kılıçbey);değişik bir yöntem denedi. balıkları şiir ve edebiyatla yakalamak gibi.olta tavsiyelerini şiddetle reddederek ısrarla bu usulü sürdürdü. Sonrada oturup acı acı ağladı. NEJAT abi(Nejat Vardar);Sözünü tuttu. Tutmuş olduğu 4 santim boyunda,12 gram ağırlığındaki trofe sazanının boy boy resimlerini çekti. Kendisi bol bol güldü.ancak benim küçücük bir tebessümüme cevap olarak alçılı kolumu bükmeye çalıştı. ERCAN(Balıkkurdu);işe bütün katılımcıların oltalarını hazırlayarak başladı. Alışverişi yaptı,yemeği hazırladı,sofrayı topladı,çayları dağıttı,çocukları uyuttu,sonra eline oltayı alıp göl kenarına indi. Gece yarısı 3 dolaylarında gölün çevresindeki 36. turunu tamamlarken başımızı döndürdüğü gerekçesiyle zorla bir ağaca bağlandı. Bari elime bir iş verin tarzındaki yalvarmaları kaale alınmayarak kaderine terk olundu. SENNUR(Şimendifer);neşeli sohbeti başlatan oydu. Şen kahkahalar,ardı arkası kesilmeyen konuşmalar,vakit ilerledikçe dinleyenlerde balıkgözü sendromuna neden oldu. Gece ormanı kaplayan çakal ulumaları Sennur sebebi ile bir vakit sonra şöyle başkalaşım gösterdi. UUUUuuuuuuuuuuu. UUuuuuuuuuuuuuuuuuu... Bi suuuuuuuuuuuuuuuuuuuusss.. Ne buuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu. Ne buuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu. AYTEKİN(Esabi);Bütün katılımcılar geldiğinde Aytekin henüz ortada yoktu. İsmail kolumu dürterek;Cemal fazlamı içtim baksana şu karşıki tepe yürüyor galiba dedi.gösterdiği yönde hakikaten bir tepe ayaklanmış bize doğru yaklaşıyordu. En üstte battaniyeler,altında 2 çadır,tüfek,top,tabanca,kılıç,semaver,nargile,5 sırt çantası,7 olta,bir binek araba ve mehteran bölüğünden oluşan yükünü yanımızda yere indirip selamını verdiğinde anladık gelenin Aytekin olduğunu. Kendi belirlediği yere kurdu kasabasını. NURİ abi(Ballı);Ormanda polemiğe girmediği kurt,kuş,börtü,böcek kalmadı. Bana seğirtir gibi oldu,İsmail'le kavgaya tutuşup sıyırdım. Gerçi İsmail ciddiye alıp kafa attı bana ama olsun şikayetçi değilim. Yanlız Nuri abi onların Siyah dediğine Beyaz dediği için beşiktaşlı grupla çok iyi anlaştı. MEHMET(Ubjavine);o dar zamanda bir ağaç ev birde yedek baraj gölü inşa etti. müteahhite benzetmiştim ya önceki organizasyonda hani. Hırs yapmış mühendislik fakültesini bitirmiş. Geleceğinde pay sahibi olduğum için bilahare sevineceğim. CEMAL(Cemal Doğan,ben yani ben ben);Ben bütün bu olaylardan sonra göl kenarına inip kanatlarımı yıkadım Melek kanatlarımı. ......... NOT;bu anlatılan olaylardaki kişiler gerçektir,olaylar dahada gerçektir. İnanmayan düzenlenecek ilk organizasyona gelir,görür.
Orada olmak vardi Tüm muhabbettiniz gözümde canladi Cok güzel anlatmissin Cemal. Sabah sabah aksi modumdayken, yüzümde tebessümler belirdi Uzaklardan hepinize selamlar, sevgiler..
bu org. nezaman yapıldı ? benim neden haberim olmadı ya ozaman da demiştim, birdahakine kardeşimi getirmicem, sessizlik olacak diye
O organizasyon deniz değilmiydi abi,burda Cumhuriyet köyü deniyor.Kaldıki kişiklerde eksik.Raporda şöle bir bölümde olması gerekiyor; Günay abi(son mohikan):Balık oltaya gelmeyince bir sinir attı kendini göle,en son bir sazanla boğusurken göründü,bir dahada gözükmedi. Gürol abi:Samsun dan kalktık geldik ne hallere düştük diye söleniyordu Şaka bir yana böle bir organizsyon yapıldımı yapılmadımı bilmem ama yapılsaydı muhtemeden böle olurdu
CEMAL(Cemal Doğan,ben yani ben ben);Ben bütün bu olaylardan sonra göl kenarına inip kanatlarımı yıkadım Melek kanatlarımı. cemal doğan bir karış suda boğulan adam cemal doğan, çakal korkusundan tuvalete gidemeyen, orduyla tuvalete giden cemal doğan, üstelik ben lokantacıyım diyip köfteleri pişirmeyi unutan adam cemal doğan........ o biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiirrrr cemal doğaaaaaaaaaaaan ( tuzlayımda kanatların kokmasın )
Ay ay ay hiç unutamıyorum gerçekten çok güzel bir organizasyondu Cemal beni o gece aç bıraktığını daha unutmadım karnımı salata ile doyurmuştum
Cemal Doğan aşağıdaki resimde gördüğünüz gibi önce tüm oltaları takip edebileceği bir yere oturup balık tutma hırsıyla yanımıza bile gelmek istemedi. Onun kıyıdaki varlığını sezen akıllı sazanlar hemen tedbirlerini aldılar tabii ve bütün gece çıkmadılar. Biz kibarlık olsun, Cemal kardeşimiz üzülmesin, nasıl olsa balık bahane dostluk kazansın diye raporumuzda bunları yansıtmamıştık. Güneşin altında oturmaktan bunalan Cemal çakal seslerini duyunca korkudan beti benzi atmış vaziyette hemen yanımıza koştu veee eline mangal maşası tutuşturuldu. Ama o ne yaptı.Mangaldaki köfteleri etleri yaktı.. Sonra suyun üstüne çıkmaya çalışan yağ misali bir sürü hikaye uydurdu.Ama yukarıda allah var.O günden sonra Cemal Doğan bir türlü kendine gelemedi ama yeni fantaziler geliştirdi.
"NOT;bu anlatılan olaylardaki kişiler gerçektir, olaylar dahada gerçektir. İnanmayan düzenlenecek ilk organizasyona gelir,görür." "Değildir" desem, yine muhalifliğime hamledilecek. "Evet, öyledir" desem, "hikaye" kavramını yeniden tanımlamak gerekecek. Diyelim ki Cemal abimiz tanımladı, kim itibar eder? (Kılıç İsmail hariç)