BALIKÇININ HALİ En az bir hafta önceden heyecanı başlar,gün yaklaştıkça heyecan artar ve ava gidilecek günün gecesi uykular delik deşiktir,sabahın ilk ışıklarında su kenarında olmak en büyük gayedir,günün şekillenmesi ava dair bir çok şeye işaret verecektir.Günlerce önceden hazırlanmış teçhizatlar akşamdan tekrar gözden geçirilir,Bol miktarda yedek malzeme bulundurmak şarttır av esnasında yitirilen herhangi bir takımın yerine hemen yenisi faaliyete geçirmek avın bütünlüğünü bozmaya engel olacaktır.. Bir taraftan kıt uykunun verdiği sersemlik, bir taraftan bir an önce avlağa varma isteği, diğer taraftan avlağın, suyun durumu ile ilgili hayaller eşliğinde geçer yolculuk.Şöyle suyun kenarına varıldığında her şey gönüle göreyse artık başlamıştır şölen, her seferinde tek taraflı söz verilen buluşmalardan biridir bu ve bir her seferinde sevgilinin geleceğini umarak gireriz bu sahneye.Titreyerek hazırlanan takım ve sevgiliyi ürkütmeyecek sessizlikle yapılan harketlerle başlar çağırmalar.Eskilerde bunu bir müsabaka gibi düşünür balığı alırsam galibim,kaçırırsam mağlubum derdim,şimdilerde işin rengi değişti balığı alsamda mağlubum alamasam da,sonuç ne olursa olsun bir sonraki sefere ilk fırsatta yine sevgiliyle buluşmak için çıkacağımdır o sahneye. Bir yaprak gibi kondurulan kaşık,kah seri kah dura kalka sarılan misina,kimi zaman yüzlerce kez tekrarlanır bu sahne,bazen üç beş atıştan sonra durur dönen kol,sevgili davete icap etmiştir,gerilen misina rüzgarın sesi ile ince bir ıslık çalar ve dans başlamıştır sevgiliyle, karada buluşma ile son bulur bu müthiş an,hafif bir fersizlik belirir tüm bedende ve alınan birkaç derin nefes getirir kendimize,kimi zaman öpüp koklanan sevgili salınır bir gün tekrar buluşmak ümidi ile,kimi zaman ayrılmak istemeyizde alırız yanımıza. İflah olmaz bir tutkudur bu,en kısa zamanda geri gelmek üzere ayrılırız bu sahneden, yorulmuş bedenimiz ve dimağımızda kalan bu dansın tadı ile dalarız tekrar kalabalıklara,hayat telaşesine.
Valla onu bilmem de, oltanın bir ucunda bazen balık, öbür ucunda ise her zaman bir alık olurmuş, işte onu bilirim... Sanırım hepimizin şu dünya telaşında, her adım başı düşünüp durmaktan, hesap kitap etmekten bıkıp, bir alık olarak bir kaç saat olsun yaşamak hakkımızdır diye düşünüyorum..
Bazen herşeyi unutup, kopmak istediğimde balığa çıkıyorum.Suyun altından balığın gelişini görünce, aklımda hiçbirşey kalmıyor, deşarj oluyorum.