Bugün Habertürk gazetesinede Türkiye denizlerindeki acı tabloyu verdiler. Söylenecek fazla birşey bulamıyorum, önlem alınmazsa önümüzdeki yıllarda balık tutamayacağız. çünkü hiçbirşey kalmayacak.. Doğada kendi yaşam alanını tahrip ve yok eden tek canlı insanoğlu..
Dört tarafı denizlerle çevrili ülkemizde bir denizcilik bakanlığı olmayıp, lahana ve palamutun bakanı aynı olursa, rant yüzünden milletvekili teknelerine denizler peşkeş çekilir ve bu nedenle diğerlerine de ses çıkarılmayıp böylelikle sus payı verilirse, küçücük göz ağlarla yavru balıklar katledilirse, bir Allah'ın kulu "hop kardeşim" deyip illegal avcılığı denetlemezse, denetlendiğinde dahi ses çıkarılmaz göz yumulursa, belli bir kesim bundan avanta sahibi olursa, lağımlar hala denize akarsa, insanlar "benim attığım çöpten ne olacak" diyerek kirletmeye devam ederse v.s. bu durum kolay kolay değişmez. Bu kirliliğe ve yok edişe ortak olanlar, durumun bu olduğunu bilmiyorlar mı sanıyorsunuz? Biliyorlar elbette ama başka şeyler daha tatlı geliyor. Buna ses çıkaranlar da malesef engelleniyor, prosedüre takılıyor ya da hiç dikkate alınmıyorlar. Velhasıl kelam, denizlerimiz gözlerimizin önünde yok olup gidiyor.
Bu haberi okuyunca, yıllar sonra çocuklarımıza sadece tuttuğumuz balıkların hikayesi anlatmakla yetineceğimiz düşüncesi kara bulut gibi üzerime çöktü.
bende babamdan doğazda tuttukları palamut, torik, çinekop ve lüfer hikayeleriyle büyüdüm, belli dönem yetiştim o döneme ancak çok nadir buluyoruz artık o türleri..
Bir bakıyoruz, denizlere, balığa , restorantçılarımız sahip çıkmış , bir bakıyoruz , çevreçiler sahip çıkıyor , yani şu profesyonel balıkçılarımızda bir silkelense diyorum , en azından bir öncülük ,bir şeyler yapılsın artık !!!