Su direncini kıran Kayganlaştırıcı Madde Balıkların pek çoğunun vücutları oldukça dayanıklı bir deri ile kaplanmıştır. Deri, alt ve üst olmak üzere iki tabakadan oluşur. Üst deri içerisinde mukus salgılayan sayıda bez bulunmaktadır. Mukus kaygan ya da yapışkan bir yapıda olup, balığın su içerisinde hareketi sırasında sürtünmeyi en alt düzeye indirir. Ayrıca kayganlık özelliğiyle de düşmanları tarafından yakalanmayı da zorlaştırır. Mukusun bir başka özeliği de hayvanı hastalık yapan organizmalara da karşı korumasıdır. Balıklarda suyun vücuda Girmesini engelleyen Tabaka Bu balıklarda üst deride keratinimsi bir tabaka mevcuttur. Bu tabaka suyun vücuda girmesini engelleyerek, balığın vücudundaki iç basınç ile dış ortam basıncının dengelenmesini sağlar. Eğer bu tabaka olmasaydı, balığın vücudu zarar görecek, hatta içeri su girmesi nedeniyle basınç dengesi bozulur ve balıkta ölürdü. Balığın vücudundaki Mükemmel Denge ve Yapı Tasarımı Balığın omurgası vücudun dik durmasını sağlamaktan başka, yüzgeçler ile istemli hareket eden kasların bağlanmasını da sağlayarak hareket etmeye yarar; kuyruğun son kısmını destekleyen yelpaze şeklindeki kemiklerle sona erer. Balıkların ağırlık merkezleri genellikle hava keseleri içinden geçer. Balıkta dengenin bozulması halinde çift yüzgeçlerin çok küçük hareketleriyle balık yeniden dengeyi sağlayabilir veya istediği pozisyonda durabilir. Çeşitli derinliklere uyum sağlama ise hava kesesindeki gazın azaltılıp, çoğaltılmasıyla olasıdır. Mükemmel Algılama Sistemi Balıkların fazladan bir duyuları daha vardır. Bunun aracılığı ile titreşimleri yarı hissedebilir ve yarı duyabilirler, yemlerinin yerini veya düşmanlarının konumunu belirleyebilirler, su akıntılarının içerisinde yönlerini bulabilirler ve suyun ısı ve basınç değişimlerini duyumsayabilirler. Yanal çizgi özellikle yakındaki düşük frekanslı titreşimlere duyarlıdır mesela kıyıdaki adımlara veya suyun yüzeyine düşen bir cisme. Kıyıda konuşabilir, şarkı söyleyebilir veya radyoya dahi çalabilirsiniz ancak balıklar bunlardan ürkmeyeceklerdir. Ancak suyla bağlantısı olan bir şeyi hareket ettirecek bir şey yapacak olursanız: iskeleyi sarsarsanız, suya taş atarsanız yada oyuncak kovanızı suya daldırırsanız tüm balıklar yok olacaklardır. Balıkların en önemli duyularından biri “yanal çizgi” olarak adlandırılanıdır. Bu sistem, vücudun her iki yanında boyuna uzanan noktalar veya kesik çizgiler halinde olup, sistemin duyu hücreleri, deri altında bir kanal içerisinde yer alır. Dış ortamda olabilecek en küçük bir basınç değişimi, su dalgalanması, akıntı şiddeti ve yönü bu organlarla saptanır. Kara hayvanlarının duyularının tersine balıklar suyun basınç dalgalarını ve kimyasalları taşıma ve bulundurma özelliğini kullanırlar. Yanal çizgi (Lateral line) adı verilen bir duyu organının aracılığı ile balıklar yakınlarındaki bir düşmanın veya engelin varlığını nesneyi henüz görmeden hissedecektir. Özellikle düşük görüş kapasitesi olan sularda, birbirine yakın kalabalık gruplarda yüzen balıklar, hızlı manevraları hissetmek için yanal çizgiden faydalanırlar. Oldukça hassas olan duyu veya koku alma organları sudaki kimyasalların hissedilmesine olanak sağlar ve bu şekilde yiyecek veya diğer balıkları fark ederler. Golyan balığı gibi küçük bazı balıklar kendi türlerinin derilerindeki kimyasal maddelere bile hassastırlar. Bir başka balığın saldırısına uğradıklarında suya yayılan bu kimyasallar sayesinde diğer balıklar kaçmaları için uyarılırlar. Köpekbalıkları avlarını tespit için koku duyularından da faydalanır. Köpekbalıkları hemen hepsi çok iyi koku alır. Örneğin Büyük beyaz köpekbalığı 100 litre suyun içindeki 1 damla kanın kokusunu alarak kaynağı bulabilir. Avının yerini tespit eden köpekbalığının bundan sonra yapacağı tek şey ölümcül saldırıyı gerçekleştirmektir. http://www.populerbilgi.com/hayvanlar/balik.phpalıntıdır
Özlem abicim güzel bir paylaşım.İnsan üstü bu olayları ve dengeyi yaratan Allaha bir kez daha hayran kaldım.Teşekkür ederim.
Benim merak ettiğim balık yemlenirken midesine su gitmiyormu o zaman basınç dengesi bozulmaz mı ? Yada küçük balığı yuttunda su içine girmiyor mu? Ayrıca su dışındaki sesleri duymuyorsa neden benim balık avındayken bağıra çağıra şarkı söylememe kızıyor yanımdaki avcılar? Sorularıma cevap verebilirseniz bilimsel olarak çok sevinirim
sorularınıza cevap vermeyı cok ısterdım suan .ama benım bıldıgımde okudugunuz kadar arastırdıgım merakedıp okudugum konuları sızlerlede bu sekılde paylaşıyorum ama siz bunları sorunca bende merak ettım bulmaya calısırım bulursam tekrar paylasırım saygılar
bence su dışındaki seslerdende etkileniyolar sarayburnunda nezaman kekonun biri arabasında müzik açsa bereketli geçmiyo av
Şu an araç servisindeyim bakım yapılıyor bilgisayar koymuşlar bakınıyorum aklım hikaye için dolu şu andevam edecem demiştim ayrıca
balık ağzına su aldığı zaman solungaç kapakları kapanır.ağız boşluğunun en geniş düzeye erişmesi ile içerde negatif su akımı sağlanır.kısa zaman sonra solungaçlarla operkulum arası genişler.ancak dışardaki su basıncı nedeniyle operkular kapanmıştır.solungaçlar içinde oluşan basıncın dış yüzdeki basınca eşit olması ile su solungaçlardan dışarı çıkar. böylelikle nefes alma işlemi gerçekleşmiş olur. yani su içeri girmemiş olur.aslında balıklardaki yan hat çok önemlidir balıkların altıncı duyu organıdır tüm tehlikelri bu hat sayesinde hisseder hatta dere alabalıkları bulundukları su ortamından 15 20 metre uzaktaki bir yoldan yürüyen canlının sesini duyabilir...
Hah Arda kardeşim cevap verdi bak teşekkürler. Ses işinede gelince ,benim sesimi beğenmiyorlar sanıyordum balığı korkutmamak içinmiş meğerse