Az önce TRT1 de izlediğim bam teli isimli programda Tayfun Talipoğlu trolcülere konuk olmuştu, trolcülerin dertlerini ve sorunlarını dinleyen Talipoğlu herkezce mağlum olan soruyu kaptan ve tayfalarına sordu , trolcülerin denize ne kadar zararları vardı yada varmı dedi, kaptanımız Karadenizden Çanaklaleye göç etmiş bir ailenin devamıydı yöneltilen soruya her suçlunun yaptığı gibi kaçamak cevaplarla dili döndüğünce cevap vermeye çalıştı ve trolcülüğü savundu . İzlediğim görüntüler hiçte hoş değildi, deniz tabanında ne türlü canlı varsa irili ufaklı toplamıştı fakat ne hikmetse ağ fazla dolu değildi görüntülerde standartlarına uyan balıkları kasalıyorlardı fakat uzun süre teknenin güvertesinde ayrıştırılmayı bekleyen ve işlerine yaramayacak olan diğer canlılar yavaş yavaş son nefeslerini veriyorlardı. Sayın Talipoğlu bu işe yaramayanlar ne oluyor diye bir soruda yöneltmedi,katledilen bu canlılar acaba yukarıdan kuşlar tarafındanmı teknenin güvertesine bırakılmıştı, bazen öyle cümleler kurdularki inanın içim acıdı acaba yakaladığım balıkları onlaramı yollasam diye içimden geçirdim.
işte çok güzel başka bir örnek, neden daha evvel bilgi alınmaz böyle bir çekime gidilirken. az buçuk araştırılır, trol denir?zararları faydaları... bu anadolu x köyü gezi belgeseli değil ki... sırf bu değil, en basiti yaban tv... yerli belgesel adı altında oltanın ne olduğunu bilmeyen bir bayana balıkçılık belgeseli çek demişler... sonuç içler acısı..saçma sapan sorular,saçma sapan cevaplar. boğazda ' arnavutköy sahil 'çapari yapan adama soru soruyor, ne yapıyorsunuz yakaladığınız balıkları ? 'kovada 4 cm'lik kıraçalar bu arada ? ' satıyor musunuz ? yiyor musunuz ? - ben satıyorum, - kaç ytl den veriyorsunuz ? - x ytl, - o süper bu sayede ekonomiyede katkıda bulunuyorsunuz !!!!!!!! hadi çekimde kaçtı yokmu bunu derleyen toplayan, vermeyin o halde yayına böyle saçmalıkları. bunun gibi televizyonlarımızda o kadar belgesel adı altında saftata yayın var ki,ne siz sorun ne ben yanıt vereyim. not : çoşkun aral gibi bu işi profesyonelce yapan gerçek belgeselcileri tenzi ederim
Özgür, Talipoğlu bilinçli vebilgili bir şekilde programa başladı fakat trolcülerin anlattıklarından sonra oda benim gibi herhalde onlara acıdı ve can alıcı o soruları sormadı, belkide o teknede misafir olmasıda buna engel oldu . Ben herne olursa olsun Talipoğlu gibi bir belgeselciden yeri gelince savcı yeri gelince o trolcülerin avukatlığınıda yapmasını beklerdim, dedimya ne etliye nede sütlüye bulaşmadı , tayfalardan birisine aynı soruyu yöneltince o tayfadan buz gibi itiraf geldi fakat devamını getirmedi.
adamın Türkiye dahilinde gezip tanıtacağı yer kalmadığı için konusu dışına çıkmış olduğunu düşünüyorum, gezelim görelim tarzlı bir program yapımcısından da zaten trolçülere böyle bir soru zinciri sorması beklenemez di bence,
Coşkun Aral kendini doğaya adamış bir insan , bir doğa fotoğrafcısı ve doğaya gereken saygıyı göstern birisi , yani o ekmeğini belgesel çekmekten kazanan değil doğayı insanlara anlatan ve ona nasıl sahip çıkılmasını anlatan bir doğa tutkunu.
Sevgili İsmail Bizim Sivrice Koyumuzun sahilinde Salaş ancak ünü yaygın bir lokanta vardır. Bazı ünlülerde gelir ve balık yerler. Denize hemen yakın bu mekanda kişiler yemek yerken masaları denize karşı kendileri denizi seyrederek hoşca vakit gecirirler. Bunlardan coğunla sohbetlerdede bulunurum.Tıpkı ünlü bir dizide rol almakta olan Figen hanımla dün akşam olduğu gibi. Konuya katılmamdaki sebep şudur. Mezkur şahış yanındakilerle geldiğinde bugüne kadar asla şahit olmadığım şekilde hemde iceride masayı cam kenarından ayırarak arkasına denize dönerek,suskun,bezgin,kızgın,adeta denize küskün bir şekilde oturmuş,yanındakiler tuttuğum balıkları merak edip benle sohbete başlamalarına rağmen,en ufak bir ilgi duymamış hatta dahada somurtgan bir ifadeye bürünmüştür. O zaman icimde kalmıştı,bu vesileyle anlatım affola. Sevgiler
Kameraların önündeki davranışlar,gercek yaşantılar.Ekranlarda özenerek izlediğimiz maskeli yüzler...Vedat amcam bu olayın üstüne daha ne denebilirki...
Vedat ağabey Senınde takıldığın şeye bak ! Deniz kenarında denize ters oturandan. ay ışığı altında mehtabı izlemeyenden. güneş doğarken kafasını batıya çevirenden. oltasına balık gelipte çekmeyenden korkmak lazım değilmidir? Hiç önemli değil. boşver.
Saygılar Vedat baba, mezkur şahısın denizle alıp veremediği acaba neydiki o güzelliklere sırtını hiç çekinmeden dönebildi , insanlar o güzelliği ve ortamı yaşayıp teneffüs edebilmek için kilometrelerce yol tepiyor, yaptığı kapris kime.