Milliyet gazetesinden alıntıdır. Turnaya ben pek benzetemedim, zaten avı da yasak.. Haber yapalım derken haber oldular Baraj gölünde 40 kiloluk balık avladılar Tunceli Çemişgezekte 40 kilo ağırlığında turna balığı yakalandı. Keban Baraj gölünün kıyısında bulunan Çemişgezek Uzungöl köyünde balıkçılık yapan Osman Göçerin ağına 40 kilo ağırlığında, yaklaşık 130 santimetre uzunluğunda turna balığı takıldı. 2 arkadaşının yardımıyla balığı gölden güçlükle çıkartan Göçer, yakaladığı balığı aynı gün Elazığ balıkçılar çarşısında kilosu 8 TLden alıcıya sundu. Balığı güçlükle çıkardıklarını belirten Osman Göçer, Yıllardır balıkçılık yapıyorum. Köyümüzde balıkçılık yapan çok sayıda arkadaşımız var. Ancak bu güne kadar hatırlayabildiğimiz, bu büyüklükte balık ilk kez ağlarımıza takıldı. Ağda bu kadar büyük bir balık görünce çok şaşırdım. Arkadaşlarımı yardıma çağırdım. Çıkarmak için uzun zaman uğraş verdik. dedi. http://gundem.milliyet.com.tr/baraj...em/gundemdetay/27.02.2013/1674068/default.htm
Merhabalar... Bende haberlerde izledim bende bunları..Keşke ağa takılmayaymış bu balık ta dedim izlerken.Yazık günah hayvana.Birde kilosunu 8 TL'den satmışlar....
Fatih bu balığa sanırım turna diyorlar doğu bölgemizde... Geçenlerde yaban tvde de Diyarbakırda bir gölde balık avı yapan birkaç adamın videosunu gösteriyorlardı, orda da adam şamandıralı takımla gölde tekneden bu balıktan yakaladı ve balığı turna olarak adlandırdılar, hatta videonun başlığında da "adamın ismi ile diyarbakıda turna avı" diye geçiyordu hatta izlediğimde bu turna değilki nasıl bir turna bu diye söylenmiştim kendi kendime
Şabut balığıdır o. Yöresel olarak Turna, Şabut diye adları vardır. Bende Sazan derim. İsraillidir aslen.
Luciobarbus esocinus BİLİM ADLI,fırat turnası,şabot,şabut ,bıyıklı ve bazen karıştırılarak caner adıyla anılan,fırat ve dicle nehir sistemine özgü(endemik) bir balığımız ama israil sazanı,amerikan gökkuşağı alası,alman gümüşü yetiştiriciliği peşinde koşmuş,Aynalı sazan denen ucübe(metamorfoza uğramış sazan kırması)yi görünce yağ bulmuş mağribi(faslı) gibi heryere aşılamış su ürünleri g.m. maalesef bu balığı tanımaktan ve tanıtmaktan(bkz. su ürünleri gm.resmi sitesi)acizdir.Bu balık yurdumuzun bize sunduğu nimetlerinden biridir ama günden güne nesli tükenmektedir.
işte bu balığın yeterince araştırılıp,yetiştirilmesine engel teşkil eden bir yanlış bilgide budur.Balık fırat ve dicle nehirlerinin doğal balığı olmasına rağmen yahudilerce kutsal sayılması sebebiyle domuz muamelesi görmekte.
birde şu turna konusunda birkaç kelime edeyim.Turna bir kuştur,bildiğimiz turna balığına kırsal kesim zurna balığı der,şekli uzun ağzı üfleme yerine,kuyruğu zurnanın ucuna benzediğinden bu ismi koymuştur ve güzel bir benzetme ile uygun bir isimdir.Bu isim kentli kesim tarafından değiştirilerek turna halini almıştır. Bu yanlış tanım ağız yapısı gerçek turna (zurna)ya benzeyen, turna balığıyla uzaktan yakından bir akrabalığı olmayan şabot balığına da turna denmesiyle dahada karmaşık hale gelmektedir.Şabot ibranice bir terim,aslında bu balık bir bıyıklı balık çeşididir,fırat bıyıklısı ismi en uygunudur.
Fatih bey, ben israillidir derken, kökeninin israil olduğunu ima ettim. Domuz muamelesi görmesi fikrinize karşıyım. Bilakis, yahudilerce domuz etine karşı, bir alternatif olarak değerlendirilir. Öğrenebildiğim kadarıyla tabii. Nesli konusunda ise endişeye gerçekten yer yoktur. G.Doğuda, 20-25 yıldır özel nedenlerden dolayı sağlıklı av yapılamadığından, nehir ve barajlarda bol miktarda üremişlerdir. Hem öyle 30-40 kilo değil, 50-60 kilolara varmışlardır.
Tevfik abi bu balığı oltanın ucunda düşünebiliyormusun.. Aslında balıkcılık konusunda turizm yapmak isteyenlere,güzel bir fırsat bu balıklar,sadece denizde değil buralardada gayet güzel balıkcılık turizmi yapılabilir...
Öyle bir balık ve oltanın ucunda. :thumb: O balıkla ilk karşılaşmam 35 yıl öncesiysi. Balıkçılar tarafından 3-4 tanesi, bulunulan yerin merkezine getirilmiş ve ağaç iskelelere koyun misali asıp, kilo kilo satıyorlardı. Tabii ağla yakalanmış. Şimdi, bahsettiğim bölge olan Botan çayına, ( Adı çay. Debisi hızı, boğazın 2-3 misli ) şehirden fazla uzaklaşmamak kaydıyla giden arkadaşlarım var. Her gittiklerinde de, kayda değer balıklar yakaladıklarından bahsederler. Tabii 0.18 falan değil. hihi Ekipmanlarını bayağı sağlam kurduk. Eh, zamanında işimiz gereği bulunduğumuz dönemlerde, 3 - 5 tanede bizim almışlığımız vardır. Kısmet olsada, takımların şu tozlarını bir güzel silip, cilalasam diye bakıyorum. Marmara tozunu silsede, pek cila çekemiyor.
Tevfik bey,kökeni israil değildir ki balığın.Kökeni mezopotamya (fırat-dicle akarsu sistemi) israilin mezopotamyayı vadedilmiş topraklar olarak görmesi fırat nehrini ve bu nehrin özel balığı şabutu kutsal sayması ayrı konular,bir balığın kökeni ayrı. Adamların hayali fıratın kıyılarına sahip olup,nehirde şabut yakalayıp sofralarına bu vadedilmiş toprakların nimetini koymak.Neyse siyaseti daha fazla uzatmadan balığa dönelim, Balık akarsu balığıdır,doğal üreme alanıda akarsulardır.Yumurtlamak için bol oksijenli ,akar,dibi çakıllı sığ yerlere ihtiyacı var.Fıratın üzerindeki barajlar onların beslenip iri boylara ulaşmasını sağlasada ,fıratın akar halde bölümleri yok seviyesine geldiğinden üreme sıkıntısı içindedirler.Üreme maksatlı geldikleri akarlardada kontrolsüz şekilde avlanmaları sebebiylede nesilleri tehlike altına girmeye aday türler sınıfındalar. Domuz eti örneğini ,''gavur domuz yer,yahudide bu şabotu kutsal sayar ,nasıl domuz yetiştirmiyorsak,bu şabot denen elin kutsalıylada uğraşmayalım'' mantığını vurgulamak için vermiştim. Bu şabot konusu derin mevzu,bir konu başlığında tartışılmalı aslında.
Siyaseti, inan bende sevmem ve uzak dururum; Fatih bey. Söylemlerimde hiç bir zaman bu tür görüş ve düşüncelere yer vermem. İlgilenmem; uzak dururum. Bizim sularımızda ki, topraklarımızda ki tüm canlılar T.C. yaşayanıdır, canlısıdır. Adı her ne kadar Arap atı, İran kedisi, Van kedisi, Şabut balığı, Caner balığı, v.s.v.s. olsada. :thumb: :thumb: Üreme konusunda, oluşturulan suni yapılaşma olan barajların etkileri nelerdir bilemem. Onu da, devletin ilgili birimleri araştırıp, gerekli önlemleri almalı. Kontrolsüz avcılık konusunda ki görüşlerinize katılmıyorum. Şu an bahsettiğiniz boyutlarda olmadığını biliyorum. Hemen hemen hiç yok gibi. Tabii düşündüğüm bölgeler için.
Haberi alıntılayan Fatih arkadaşıma ve zurna (ben bu adı daha çok sevdim) balığını keyfli biçimde bize tanıtan Fatih arkadaşıma ve katkıda bulunanl arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu forum olmasaydı belki de zurnayla hiç tanışamayacaktım.
Fethi abi valla bende bilmiyordum ne olduğunu, sazana benzettim ama türünü anlayamamıştım.. Bu balığı da, Fatih ve Tevfik abimin sayesinde literatürüme eklemiş oldum
Fatih kardeşim, siz yine Sazan deyip geçin. Amca çocuğu sayılırlar. Kafa yapısı hariç gerisi sazandır. Bazı yöre halkı, pul yapısı gereği Sazan diyede adlandırır, bu balığı.
Tevfik bey ,25 senedir bıyıklı balık avı için yurdumuzun akarsularına seyahatlerde bulunurum.Tüm bıyıklı çeşitlerini,şahsen tutup inceleme fırsatı buldum bu süreçte.Sudaki mücadelesi,fiziksel görünümü cazip gelmiş ve beni onun peşinde çoruhtan.meriç nehrine ,kızılırmaktan,göksu nehrine kadar peşinden koşturmuştur. Bu tutku beni bu balık hakkındaki yayınları,araştırmalarıda takip etmeye yönlendirmiştir.Bu türde avlanma fırsatı yaratamadığım tek türde şabuttur maalesef,malum sebeplerden o bölgelerin nehirlerine yapmayı planladığım geziyi hep erteletmiştir. Emin olun ,heryıl şabot avı planları yapıp,hakkındaki hertürlü bilgiyi hafızama almak alışkanlık haline geldi.Hedeflediğim balığın,yıllar boyunca (üstelik avını yapamadan) populasyonunun giderek azalmasınıda bilimsel literatürlerden,üzülerek takip etmekteyim. Botan çayı herne kadar temiz sayılsada döküldüğü dicle aşırı kirlilikle yüzyüzedir,dicle üzerinde ülkemiz sınırları içinde baraj sayısı fırata göre nispeten az olsada yeni yapılan ve yapılacak olanlar nehrin doğal balık varlığını tehdit etmektedir .DEVLET GEREĞİNİ YAPMALI diyorsunuz da zaten bu barajları devlet yapıyor,içlerinede aynalı sazan ,gökuşağı alabalığı,ot sazanı(sonrada istilacı ilan ediyor) aşılıyor.Yahu bu nehirde şabut yaşıyormuş umurundamı değil tabiki. Neyse,mademki şabut bol bizim memlekette diyorsunuz,bi yol gösterin Fatih kardeşinize ölmeden bi avlasın hayalini
Jacoub wagner bu baligin pesine malatyaya gitmisti galiba. Sifir çekti yanilmiyorsam. Sabut baligini bana soruyor burdaki biyikli meraklisi arkadaslar. 50-60 kilo biyikli varmis orda he mi diyorlar. He, var da size biyik burmasinlar oralarda diyorum
Allah sağlıklı ömür versin de, Şabut balığı peşinde koşmanız kısmet olsun. Tabii bulunulan dönemde ki deneyimim, işimizin, gençliğimizin, görevimizin verdiği cesaret ve güvene dayalı olmasından kaynaklıydı. Yoksa bu gün için geriye baktığımızda, delilikten başka bir şey değilmiş yaptığımız. Fatih kardeşimizinde, bu günün koşullarında öyle bir avı, pek olası gözükmüyor. Ava giderken, avlanmak da var bu işin içinde. İnşaallah, arzu edilen huzur ve güvene kavuşuruz da, gözü kapalı gideriz avlanmaya.