Batı Karadeniz...Palamut oldukça açıkta.Akşamları bırakılan uzatma ağlarından dişe dokunur birşey çıkmıyor...Tekneyi çıkarmaya isteksizim.Kıyıdan defne yaprakları tutuluyor.Yaprak varsa sarıkanat neden olmasın düşüncesiyle beyaz tüylü çapari ucunda 2 numara kaşıkla atçek için kıyıdayım. Ufacık yapraklar hemen iade ediliyor.Küçük turnayı da iade edince hep büyüğü gelir,yine aynı strateji. Spin kamış dalgalara ve rüzgara karşı koyamıyor.Daha yorucu da olsa surf kamışla devam ediyorum... Birden kamışın ucu zangır zangır kırılan dalga geri dönüşteyken alıp götürmek ister gibi.O sırada kıyıya paralel oltanın ucunda yüzen dişliyi görüyorum...Biraz daha paralel çekip kıyıya yakınlaşınca ben geriye o kıyıya...35 cm geliyor.1saat kadar daha devam ediyorum.Olduğum yere ağ atılıyor geri dönüyorum. Sabah 7 gibi aynı yerdeyim.Bu sefer 2 zargana alıyorum.Yarım saat sonra da 31 lik dişli tam dalganın kırıldığı noktada beyaz tüylü çaparinin iğnesine atliyor.O da kıyıda...Ha bu arada kıyıya dikimne uzatma ağı atan ağları toplamaya geliyor,tek bir balık bile yok! Köyün balıkçıları oturmuş uzaklara bakıyorlar,gözler palamut oynağı aramakta... Bu akşam mangalda ızgara yapılıp mideye afiyetle indirilen Uploaded with ImageShack.us Bu da haftasonu eşim için (üzülerekte olsa buzluğa atılan) ayırdığım dişli... Uploaded with ImageShack.us
Tebrikler az ve öz olmuş. Olta atış mesafesine ağ atan balıkçılara da selam eder,başarısızlıklarının devamını dilerim.
Çok talihsiz bir yaklaşım. Kıyı balıkçıları, adı üstünde kıyılarda avlanmak zorunda ve evine ekmek götürme kaygısında. Ümitle geçen bir gece ve sabah ağda tek balık yok. İnsan olarak düşünüp üzülmek yerine beddua yaklaşımıyla olaya bakmak içimi burktu.
Tebrikler için teşekkürler...Hepimiz kısmetimize neyse onu alırız umarım... Küçük bir parantez...5 senedir bu köyle tanışığım...Reis Beyin dediği gibi köydeki insanların tek umudu balıkçılık ve az da olsa turizm.Ağ atan ağbimizi de ayrı severim.Ben nasibimi aldım o da alacak umuduyla geldi ağını attı. Ama bir yandan ormanda karacaları vuranlar,tüfekle kefal avlayıp,gölü ağla donatanlar da var.İşte onların da yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu anlamaları umudu da bende...
tamam haklısın amam işi birde bizim tarafımızdan düşünmelisin rızk gelecekse 10 km ilerde bile gelir o rızk meselesi engellemeyle eve ekmek götürmek olmaz ben geçen kara suya balıga gittim sakarya nehrinin denize döküldüğü yerde avlaktaydım tekneler yüzünde 3 takımım koptu bumu eve götürülen ekmek asdam kıyıya 5 ila 6 metre açıktan geçiyor bumu ekmek sorarım size
Yanlış yapanlara, sadece anlamalarını umarak değil, şuurlu bir şekilde mücadele ederek karşı çıkmamız lazım. Herkesin hakkını vermeye çalışarak, daima kendimizi karşımızdakinin yerine koyup düşünerek, yanlış yapan babamızın oğlu olsa, mümkünse bizzat uyararak değilse ilgili mercilere duyurarak mücadele etmemiz gerekiyor, karamsarlığa kapılmadan, yılmadan ama kesinlikle haklı olduğumuza inanmak şartıyla. Bazan bilmediğimiz bir konuda başkalarını kolayca suçlayabiliyoruz. Yanlış bir ihbar, denetim kurumlarını da bizi de zor duruma düşürebiliyor, dikkatli olmak lazım. Bu arada, av raporuna, detayı ve muhtevası açısından tebrik yazacakken, son mesaja takılıp kalmışım, özür dilerim, gerçekten sabrın sonu selamet olmuş ve güzel bir anlatımla bize yansımış, daha iyileri rast gelsin. selam ve sevgiler.
Masum emeğiyle yeteceği kadarıyla çalışıp kazanan,çevreye doğaya türlere saygılı olanları ayrı tutarak; Ekmek parası terimini kabul etmiyorum Mahir bey.Nerde bir haksızlığa karşı çıkılsa ama ekmek parası savunması çıkıyor karşımıza.Haksızlığın bahanesi bu olmamalı.Ve ayrıca kıyıya taş atımı mesafeye işaretsiz bıraktıkları ağlara takılan sahtelerimi satıp balıktan fazla para kazanabilirler. Enezden Hataya kadar size gördüğümü söyleyeyim; birçoğu(dediğim gibi kurallara ve doğaya saygılı olanları ayırıyorum) naylon,küçük göz ağcısı,paragatçısı,boy limiti bilmeyenleri,bombacısı,dinamitçisi,zehircisi,av yasağı bilmeyeni vs vs vs... Biz ticari trollerin dev teknelerin peşine düşüyoruz;sonarı son ayar açıp balığı sürüp sıkıştırıp kıstırıp yakalamalarını,10 metre derinlikte kıyıyı süpürüp yuvaları yumurtaları bozmalarını,limit altı lüferleri şile riva çöplerine dökmelerini veya yem fabrikalarına satmalarını,devletten çeyrek fiyatına teşvikli mazot alıp kamyonculara satmalarını falan ama en azından bu tekneler denetlenebiliyor iyi kötü. Ya kıyı balıkçıları?Evini geçindirsin diye yasaklamaya tabii olmayan ama yüzlerce metre ticari ağ atan veya yukarda saydıklarımı yapanlarla karşılaştım defalarca. Evet bahsettiğiniz azınlık kayıkçılar hala var ve dediğim gibi ben daha çok kıyı balıkçısı postuna bürünmüş ticari katillerle uğraşıyorum.Umarım alınmamışsınızdır.