bayram raporu arnavutköy

Herkeze merhaba.
Daha öncede bahsettiğim gibi bu bayram 4 gün boyunca boğazda balık tutacağım demiştim.Bayramın ilk günü sabahı nitekim lüfer,kofanalarla bayramlaştık.Akıntı burnu denen yerden sabah 07:00 sıraları 150 gr.kurşun ve ucuz olan rapala ile 8 adet tutabildim ve belki bi okadarda kaçırdım.Aynı günün akşamı ve bunu kovalayan günlerde aynı mekanda sabahladım fakat ne hikmetse balık sadece bayramlaşmak için geldi herhalde.Neyse sonuçta sabır ve azimle amacıma ulaştım.Eskihisar'da bu balığı kıyıdan tutmak mümkün değildi.İlk günü aldığım balık tutamadığım günlere değdi.
Herkeze rasgele
http://img508.imageshack.us/gal.php?g=resim048n.jpg

 

uğur böyle bayramlaşmaya can kurban tebriller.

 

Demek, kofanalar da selam verdi, hayırlı olsun.

Tebrik ederim Uğur, en güzel avlara rast gelsin.

 

Tutarsında, bir zaman makinesine binip geçen seneye gitmen lazım

Eskihisar'da bunları tutmak zor. Mümkün ama, mümkün demek, tutulacak demek değil. Çok uğraşmak ve sabırlı olmak gerekiyor. Klasik takımlar, sahteler vs. pek netice vermiyor. Ha, birde istavrit olmayacak, ki, çaparicilerden fırsat olacak.

Ne büyük tezattır ? İstavrit olmayınca kofanalarda gelmiyor. Kıt kanaat bir şeyler yakalıyoruz. İstavrit geliyor, ardından kofanalar, ama çaparicilerde geliyor, gene kıt kanaat bir şeyler alıyoruz. İşte işi asıl zorlaştıran da bu zaten.

 

Bu heyacanı ve bereketi Allah herkeze nasib etsin inşallah.Yorumlar için ayrıca teşekkürler.Herşey paylaştıkça güzel.
iyi akşamlar.

 

Serdar bey dediğiniz gibi Eskihisar olayı bambaşka,oltacılardan hariç ağcılardan fırsat kalmıyor.Lüfer zamanı biliyorsun av sezonu açılmış oluyor,dolayısıyla gırgır ve teknelerin atmış olduğu ağlar engel teşkil ediyor.Ayrıca bahsetmiş olduğun gibi olta balıkçıları kıyıdan ne çıkarsa ona çalışır,macera armazlar.İşi bilen; eğer yarım istavrit v.b gelirse lüfere çalışır.
İyi akşamlar.

 

eh maşallah .tebrikler deymiş vallahi 3 güne..

 

Tebrikler. Güzel balıklar.

 

Abi cahilliğime verin, bu resimdekilerin hangisi kofana?

 

Hangisi lüfer?

Maşallah, hepsi birbirinden güzel.

 

Balık azaldıkça, ölçekte düşüyor. Eskinin lüferleri, bugünün kofanası oluyor. Dünün sarıkanatları bugünün lüferi oluyor.

Ama bu raporu yazan arkadaşı iyi tanırım. Kendisine bu balıklar kofana olarak gösterildiği için öyle diyor, eminim. Hoş, bir iki tanesi kofana mı, bir hayli kaba lüfer mi denecek kadar olmuş. Her halükarda güzel av olmuş, tekrarını görmek dileğimizdir.

 

Nuri abim,

alemsin sen yahu, gece gece sen beni güldürdün , Allah'ta seni güldürsün abi,

Abi ben 10-15 dakika yokum internetten kofana ve büyüklüğü ile ilgili bilgi topluyorum, bilmemek değil , öğrenmemek ayıp, dimi ama ??



Saygılar

 

Benım hatırladığım kofana murat yeşilköyde gelmişti 70 -75 cm aralığında 2,5 kg kadar ağırlırında bir balıktı zamanında. o günden sonra hep lüfer gedi.

 

Evet Aliço, yavaş yavaş unutuluyor balıklar, baksana lüferler bile kofana sınıfına girdi artık, eğer o resimdeki tuzluk ise,, balıklar anca sarıkanat

 

İnternette bu konuyu aramak oldukça kafa karıştırır çünkü çok çeşitli sınıflandırmalar bulmak mümkün. Bazıları 30 cm'den yukarısına kofana diyor ki, son derece yanlış. Zaten bu isimler balıkçıların göz kararıyla değerlendirip verdikleri isimler, o yüzden değişiklik göstermeleri normal. Palamuttaki sınıflandırma ise lüfere göre çok daha fazla çorbaya dönmüş durumdadır. Neyse, lüferdeki en doğru (yaygın) sınıflandırma şu şekilde olmalı:

10 cm’ye kadar yaprak (20 adet/kg)
11-13 cm arasi cinekop(16-19 adet/kg)
14-16 cm arasi kaba cinekop (10-15 adet/kg)
17-20 cm arasi sarikanat(9-14 adet/kg)
21-30 cm arasi lufer (4-8 adet/kg)
31-35 cm arasi kaba lufer(2-3 adet/kg)
35 cm’den buyuk kofana ( yaklasik 1 kg/adet veya daha buyuk)

Bir lüferin 35 cm'i geçmesi, yani kofana olabilmesi için Karadeniz'e iki kez girmesi gerekir. Yani sonbaharda Katavaşya ile Boğaz'dan inen lüfer, kışı Marmara'da geçirip ilkbaharda Anavaşya ile Karadeniz'e geri dönebilirse kofana olacak boya gelir. Bu yüzden kofana ismi, Osmanlıca küful-yolculuktan geri dönen kelimesinden türetilmiş bir terim.

Bunlara ilaveten bir de Sırtıkara terimi var ki, onun da nereden başladığı hep tartışma konusudur. Genel kabul 6 kg. üstü lüfere Sırtıkara ismi verildiğidir.

Kayıtlara geçmiş en büyük lüfer 14,42 kg.'dır. (1.30 metre)

 

Resimdeki balıkların tahminimce 4 tanesi 25-30, 4 tanesi de 30-35 cm. aralığında. Yukarıdaki cetvele göre 4 lüfer, 4 kabalüfer diyebiliriz.

 

Tebrikler.

 

Eskihisar'da geçen sene ortalama 800 - 1200 gr arası, 45 - 55 cm arası lüferler geliyordu. Teknik olarak bunlar kofana oluyor zaten. Bu sene ne olacak, tahminimce hiç bir halt olmayacak. Neyse.

Sırtıkara, boğaz civarında olmayan bir balık. Olmayan derken, belki yılda bir iki tane birilerine denk geliyordur. Bu isim, akdeniz bölgesinde kullanılan bir isim. İstanbul'da bu boy balık olmadığı için, istanbul eşrafı bu ismi kullanmamış zamanında.

Şuna dikkat edin: Çinekop, lüfer, kofana. Bu isimler rumcadan geliyor, tıpkı diğer pek çok balık adı gibi. Ama sırtıkara doğrudan türkçe. Demekki bu isim o kaynaktan değil. 2.5 kg üzeri balıklara sırtıkara deniyor.

Sırtıkara, tam ergin lüfer. Klasik lüferin yeşilimsi gümüşi mavimsi sırt rengine karşılık bunların sırtı cidden kapkara olur. Vücut yapısında bazı gözle görülür farklar mevcuttur. Tıpkı erginleşen insanın sakalının çıkması gibi, gençlerinden farklıdır biraz. Fark abartılacak kadar değildir, yan yana koyar ararsanız, o zaman bulursunuz. Sırt rengide tipik bir renk değiştirme vakasıdır, her zaman öyle siyah değildir.

Sırtıkara sorunu sanırım şöyle bir sorun olsa gerek. Bu büyük lüferin kara sırtı ile akya ile karışma durumu var. Satıcı lüfer dese, lüfer yeşil olur, bu kara. Akya dese, değil. O yüzden sırtı kara olan lüfere isim verilmiş, karışıklık olmasın diye.

İstanbul esnafı arasında bu isim pek yaygın değil. Eskiler hatta böyle bir ismin olmadığını da söyleyecektir. Ama akdeniz bölgesinde bu isim bilinen ve kullanılan bir isimdir.

 

Selam. Balıklar güzel görünüyor. Busene lüfer bol olacak inşallah heryerde lüfer haberleri geliyor.

 

İstanbul'da kofanaya çok ender rastlanmasının nedeni aşırı avlanmadır. İlk senesinde Marmara'ya inen lüferin büyük çoğunluğu çinakop-sarıkanat-lüfer boylarında iken avlanıyor. Çok azı turunu tamamlayıp geri dönebiliyor ve kofana boyuna erişiyor. Boğaz'da 70 cm. ve üzerinde kofana yakalayabilmek heralde sayısal lotoyu tutturmak gibi bir şey olur. Okyanus'ta ise bunlar çok normal boylardır, çünkü balık av baskısı olmadan gelişimini rahatça sürdürebiliyor. Bir sene ticari avcılık yapılmayıp deniz nadasa bırakılacak olsa bol bol kofana ve tabii diğer balıkların olgun boylarını da görürdük. Bunların üremesi sonucunda balık popülasyonu artardı ama böyle bir uygulamaya gidileceğini hiç zannetmem...

Sırtıkara'nın İstanbul'da kullanılmayan bir terim olduğu doğrudur. Ama eski kayıtlara ve anlatılanlara göre zamanında 6 kg. ve üzeri kofana Boğaz'da bulunurmuş. Koca kılıçbalıklarının, orkinosların bulunduğu dönemde, yani 60'lı yıllara kadar...