Benim için balık avı nasıl olmalı.

Sevgili arkadaşlar bildiğiniz gibi 1996 senesinde ufak bir sağlık durumundan sonra karar verdim ve artık doğa ile baş başa olacaktım, sevgili bir arkadaşımın sayesinde Çanakkale Assos Kadırga koyuna geldim burada 2 sene kaldım bunun 2. senesini çoğunlukla Sivrice'ye balık tutmaya giderek geçirdim ve 3 ünçü senede Sivrice'ye Sokakağzına taşındım, sonra bir bahçe aldım birde evimizi yaptırdık o günden sonra burada yaşıyoruz.

Çanakkale Sivrice çok güzel bir yer,yemyeşil zeytin ağaçları ile bezenmiş, masmavi tertemiz denizi ve çok çeşitli balıkları ile tam emekliliğimizi geçirmek için tam bir yaşanacak yer, hele benim gibi balık tutma tutkusu olan kişiler için tam bir cennet diyebilirim.

Burası şeyinle çok güzel bir yer hele insanları gerçekten inanılmaz güzellikteler ben burada yaşayan yerli halkı ve burayı emekliliğini geçirmemeyi tercih etmiş benim gibi dışardan gelen İstanbul'luları da çok seviyorum, burasını Japonya'daki Okinava bölgesine benzetetiyorum, orada da insanlar emekliliğini, hayatının son zamanlarını yaşamak için Okinava'yı seçerlermiş benim için de Türkiye'min Okinava'sı Sivrice koyu.

Sivrice koyunun insanlarının önemli bir tarafı çok sevecenler, bir birlerine her zaman yardımcı olurlar ve birbirlerinin devamlı yardımlarına koşarlar, burada çok güzel dostlar ve dostluklar edindim tutmuş olduğumuz balıkları her zaman bütün arkadaşlar toplanıp bir masa kurarak yeriz, buranın en güzel tarafıda sahilde yakılan bir ızgaranın üzerine taze tutulmuş balıkların atılıp boklu kebab tabir edilen usulle pişirilmesi işte bu olay bana burada esas nasıl yaşanır onu gösteriyor, her kaptan hiç çekinmeden kilolarca balığı getirir ve herkes toplanarak elle balıkları yeriz.

Sizleri de her zamaqn Sivrice'ye sahilde ızgaranın üzerinde boklu kebab yemeye davet ediyoruz, bu arada tekne ile balık tutmak isteyen arkadaşlarımıza, Conta kaptanın, İlhami hocanın, Tuncay kaptanın, tekneleri ve eğer vaktim olursa benim teknemde hazır hem balığa çıkarız hemde tuttuğumuz balıkları hemen ızgaraya ateşin üzerine.....

Bu konuyu açarken bu güzellikleri yazmak hiç aklıma gelmedi ama işte düşüncelerim su gibi akıp gidiyor.

Şimdi gelelim bana göre balık tutmak nasıl bir duygudur, ben balığı tutarken zevk almalıyım, sırtı çekerken rapalaya bir toriğin vuruş anını düşünebilirmisiniz....ilk başta kolunuzu bir sarsar, sonra oltanın ucunda haraket eden bir nesne olduğunu hissedersin bir geri çeker ve sağa sola kafa sallayıp oltadan kurtulmaya çalışır, arada sırada üstünüze doğru gelir oda balığın oltadan kurtulmak için yaptığı bir hamledir,her anı parmağımdaki misinada hissetmeliyim, işte bu anları yaşamak bu süre içersinde elimde tuttuğum oltanın ucundaki balığa bazen -tamam sakin ol diyerek arada sırada onunla konuşup ikna edip tekneye aldığım zaman, sonrada oturup bir ohhhhhh oldu bu iş dediğim zaman dünyanın en mutlu insanı olduğumu hissederim, heyecan, mutluluk, sevinç, gurur, her duyguyu bir birinin içine girmiş olarak sanki gökkuşağı gibi rengarenk yaşarım.

Bir de hava güzel olursa yemli olta ile mercan avına yani dip balığı avına bakarım burada da olay aynıdır el takımı kullarım, oltam gayet basit pratik iki iğneli bir takımdır, bedenin altında ve üstünde fazla teferruat istemem gayet basit bir takım kullanırım, son günlerde kullandığım misina 035 italyan markasını yazmayacağım bu misinayı kullanmamın sebebi 10 kiloluk balığı bile çekebilmeliyim, denizde oltamıza hangi balığın geleceği hiç belli olmuyor, geçenlerde gene mercan avındayım oltama büyük bir balık vurdu aniden çekmeye başladı o kadar süratle çekiyorduki hemen misinanın sarılmış olduğu mantarı suya attım ve mantarı 50 metre kadar takip etmeye başladım ilk başta suya batıp çıkan mantar sonra suyun yüzünde kaldı, bende mantarı aldım ama ne yazık ki balık takımı köstekten koparmıştı, eğer takımı daha sağlam ve güçlü olsaydı o balığı alırdım artık güçlü ve sağlam misina kullanıyorum, bir dafasında da Conta kaptan mercan takımı ile 7.500 gr. sinariti almıştı bazen böyle oluyor.

Gelelim mercan avımıza, takımı güzelce yemleyip denizin dibine oturttuğum zaman takıma birazda boşluk verip kursunun biraz havalanıp tekrar taşlara vurduğunu , her zaman pür dikkat aşağıda balığın bütün dokunuşlarını parmağımın ucundaki misinanın tıkırtılarını hisetmeyim, bazen balık çok nazlı olur meme dokunur ama yemi almaz, büyük ve aç mercan bir hamlede yemi alır, bu gibi nazlı balıklarda ona iki kere yeme tıklaması için fırsat tanırım ve üçünçü seferde biraz yukarı doğru takımı hafifçr çekerim balığı kıskandırırım ve balık oltadadır, ben mercan avında ilk yakaladığım mercan küçükse onu suya bırakırım ve hemen başka bir taşa giderim, ben sadece büyük mercan tutmaya çalışırım, kullandığım takımlarda 3/0 akşamları 4/0 dır, büyük mercan büyük yeme gelir yem taze ve sert olmalı iğne yemi iyice kavramalı, kösteklerin her zaman gamsız olmasına dikkat edilmeli ve teknede her zaman hazırlanmış yeni köstekler olmalı, bedenin üstünde ve alt tarafında çalışan kaliteli sağlam fırdöndüler olmalı, öğleden sonraları akşam üzerler takım değiştirilmeli ve daha büyük iğneli ve daha kalın 0.40 köstekli beden kullanılmalıdır, akşam üzerleri balık sadece yeme saldıracaktır buda zaten bir saat kadar sürer eğer ay aydınlığı varsa sabaha kadar avlanırsınız.

Benim tekne ile yapmış olduğum avımdan ilk başta zevk almalıyım, benim için illaki balık avlamak ön planda gelmez benim için balık avlamak bana zevk vermeli ben o balığın vuruşunu parmağımda hissetmeliyim, ben eğer parmağımda o anı yaşamazsam zaten olta ile balık tutmam eğer illaki balık tutmak gerekirse ağ atarım veya parekete yaparım, benim en çok sevdiğim olta ile balığı manuel olarak elle tutmaktır, birde gayet ucuz ve basit takımlar kullarırım, aynı dedelerimizin atalarımızın kullandığı gibi, işte ben böyleyim, garip bir Orhan Küçükbiçmen.
sakın yanlış anlaşılmasın benim için en güzel ve en çok zevk aldığım bu yöntem ama herkesin kullandığı takımlara ve uyguladığı diğer değişik yöntemleri de kabul ederim ve saygı gösteririm, bunu da benim yoğurt yiyişime verin, zaten ben emekli olduktan sonra balığa başladım için her zaman kendimi olta ile balık avlarında kısa bir zamanda bizlere yetecek kadar balık avlamayı öğrendim.

Çok güzel bir yerde yaşıyorum bugün hava biraz kapalı dışarda kıble tarafından esen bir rüzgar var ben de pencerenin önünden Sivrice koyunu seyrediyorum,ben de denize çıkamadığım için aklıma gelenleri de sizlerle paylaştım, hepinize Sivrice'den selamlar, sevgiler hoşça kalın.


Conta kaptanın mercan takımı ile aldığı sinarit.

 

Orhan Abicim, ellerine sağlık, ne güzel anlatmışsın oraları. Hepimizin içinde ki özlemi yeniden canlandırdın, saygılar ve sevgilerimle

 

bir an önce emekli olmak istiyorum ama bir yandan da istemiyorum emekli olmadan günümüz çalışma şartlarında sadece pazar günleri bir yerlere gitmemiz, kendimize vakit ayırmamız mümkün olabiliyor. o da belki.! ne güzel bir emeklilik yaşıyorsunuz. özendim valla. Allah uzun ömürler bol avlar nasip etsin

 

Samimi içten yazın için teşekkürler, Orhan amca, özendirdin

 

Ağzınıza gönlünüze sağlık. O Okinava da bana da yer varmı 20 seneye kalmaz gelrim

 

Ne mutlu size..

 

orhan abi mutlaka ama mutlaka bir gün misafirin olmak için geleceğim tabi kabul edersen seninle tanışmayı denize açılmayı gerçekten çok isterim

ellerinden öperim abi...

 

Orhan amca Sivrice turistlik bir yermi yoksa sıradan bir köymü?
Esas öğrenmek istediğim sivricede Otel yada pansiyon durumu nedir? Bir haftalık tatil masrafı ne kadar tutar.
Eminim bir çok üyemizde merak ediyordur.

 

Çok teşekkürler sevgili Volkan kardeşim, beğendiğiniz için ben de çok mutlu oldum sevgiler hoşça kalın.

 

Orhan abicim yine çok güzel bir anlatımla içini dökmüşsün

Bu arada Orhan abi el oltası ile zevk alıyor balık tutmaktan yine de teknede jig ve tekne kamışları makinaları mevcut ama zevk işte hiç birini kullanmıyor. Balığı parmakta hissetmek ayrı bir zevk.

 

Çok teşekkürler sevgili Caner kardeşim, inşallah sen de emekli olursun ve benim gibi havaların iyi olduğu bütün günlerde balığa çıkarsın, bence denizde balık avlarımızı doya doya yaşamak bizim en büyük hakkımız, sana güzel emeklilikler ve güzel balık avları dilerim sevgiler hoşça kal.

 

teşekkürler Volkan kardeşim sevgiler hoşça kal.

 

Teşekkürler Mesut kardşim, bizlerden sonra gelecek nesillerin daha dürüst ve doğaya daha saygılı kişiler olacağına inanıyorum ve denizimiz ve doğamız daha da güzel olacaktır ben çok umutluyum sevgiler hoşça kal.

 

Kendinizi özetlerken aynı zamanda size karşı saygı ve sevgimin sebebini de öyle güzel özetlemişsiniz ki , okurken boğazım düğümlendi .....

Yazılarınızı okurken bir çok şeyde kendimi buluyorum desem ayıp olur mu acaba ? Tuttuğunuz balıklar veya yılların tecrübesi değil tabi , olamazda ..... Ama balık avından beklentileriniz benim beklentilerimle o kadar uyuşuyor ki ....

Saygılarımı sunuyor , ellerinizden öpüyorum sevgili Orhan Babacığım ......

 

İnşallah Orhan abi inşallah. Hasattan sonra tohumluk ayırmalı ki seneyede hasat yapılabilsin. Tohumuda tüketirsen el elde baş başta kalırsın. Ben oğlumunda benim aldığım keyfi alabilmesini isterim. Bunun için de doğaya ve kurallara saygı şart !!! Hepimizin düşüncesi bu yönde olmalı.

 

Orhan Baba,
sen çok yasa, sen çok yaşa Orhan Baba,
büyüklere, küçüklere canım feda Orhan Baba
ben fenerliyim. ve Fenerbahçe şarkısı ile karşılıyorum.
mersinden Orhan Babaya ve tüm balıkçı abilerime selamlar, ellerinizden öperim

 

Çok teşekkürler Faruk kardeşim, bu güzel yorumun üç kelimeden ibaret, ama bunun içersinde olan değerleri, sanki hepimizin esasında aynı düşüncelerde olduğumuzu söylüyor gibisin, gerçekten bizler mutluluğu ve huzuru artık burada birbirlerimizle daha çok şeyleri sadece sevgi ve saygı içersinde paylaşarak burasını çok güzel bir balıkçı kahvesi haline getirebiliriz,ben yapmış olduğum balık avlarımı yazarım sizlerde yapmış olduğunuz avları raporlar fotoğraflarla birlikte burada güzel tutkumuzun etrafında toplanabiliriz, bence artık birlik ve beraberlik zamanının geldiğine inanıyorum, zamanla denizlerimiz ve balıklarımızı hepimiz koruyacak duruma geleceğiz, denizlerimiz de yiyecek kadar balığımızı tutacağız işte bunlar zamanla öğreniliyor en sonunda artık sirkülere bile gerek kalmayacak ve vicdanımızla hareket edecek duruma geleceğiz.
Sevgili Faruk kardeşim bu yazıyı yazarken İsviçre'de yaşarken bir anımı hatırladım,İsviçre'ye Zürih'e gittiğim ilk zamanlarda caddelerde gazete satılan kutular vardı ve gazeteyi alanlar yanındaki kumbaraya parasını atarlardı, halbuki bu bizim ülkemizde olsa ne gazete kalır ne de kumbara diye düşünür, neden niçin bu insanlar böylede bizler değiliz diye çok üzülürdüm, demekki kurallardan evvel vicdanımız, şerefimiz, dürüstlüğümüz,
ve kendimizin doğruluna inanmamız lazım, işte denizlerde de balık avlarken ne olursa olsun artık bu olaylara vicdanen bakmalıyız ve diğer balıkçı kardeşlerimize de bunları öğretmek için iyi örnekler oluşturmalıyız, iyiki böyle amatör balıkçı sitelerimiz var bütün balıkçı siteleri ve burası bunun en iyi öğrenilecek ve öğretilecek platformları diye düşünüyorum, kuranlardan ve yaşatanlardan allah razı olsun sevgiler hoşça kalın.

 

Sevgili Furkan havaların iyi olduğu zamanlar gelirsen seninle sırtı avı ve mercan avına çıkabiliriz bana geleceğin tarihi özelimden bildir ve tel nonu ver. sana kendime has balık avı yöntemlerini anlatacağım ve uygulamaları da beraber yapacağız sevgiler hoşça kal.

 

Sevgili kardeşim Sivrice ço güzel insanların yaşadığı bir sıradan bir köy, sevgiler hoşça kal.

 

Çok haklısın sevgili Ceyhun kardeşim ben de böyleyim ama kamış ile balık avlayan kişilere de her zaman hak veririm onun da kendine göre bazı avantajları var, balık mevsimi başlıyor sende hazırlıklarını yap bekliyoruz sevgiler hoşça kal.