Benim için Muhteşem bir Gündü.. 2*2 Sudak :)

Bir gece öncesinden saat 11 gibi avlak yerimize vardık. Başladık oltalarımızı suya bir bir atmaya. Yemlik balık tutmadan önce iğnelerimize solucan&mısır takarak yolladık. Sonra yanımızda kasık çizmesi olmadığı için paçaları sıvayarak dizimize kadar girdik baraj gölünün sularına. Bir bir topladık orta boy ve trofe (10 cm) gümüş balıklarını.

Derken çalan zille irkildik. Zille beraber takılı olan fosfor dans ediyordu. Arkadaşım koştu balığı çekti. Güzel bir Sazan almıştı 2.5-3 kg civarı. Bi hayli gümüşte toplamıştık bu arada... İğnelere gümüş balığı takarak tekrar yolladık oltalarımızı. Sabaha kadar tek tük zayıf vuruşlar aldık. Birkaç sazan ama hedefimizdeki balık Sudaktan eser yoktu.

Ve güneş doğuyor umutlarımız zirve yapıyordu. Herbirimiz ( 5 ) kişi gözlerimizi oltalardan ayırmıyorduk. Ama nafile Arkadaşlarımın oltalarına sazanlar geliyor , benim oltalarıma ise yengeç dahi dokunmuyordu. Oysa sudağın en iyi av verdiği vaktin sabah saatleri olduğunu biliyorduk. Fakat umutla beklediğimiz o ilk güneş bize beklediğimizi getirmemiş ; gece aldığımız zayıf vuruşlarda kesilmişti.

Can sıkıntımda giderek artıyordu buarada. Takım çantamda bulunan Zargana avında kullandığım 0.15 mm misina ucuna 9 numara mavi iğne bağladım ucunada solucan taktım gönerdim hırsız oltayı suya. Atar atmaz bir adet ' İnci ' balığı aldım 15 cm civarı. Hemen bu tuttuğum güzel yem balığını oltama taktım. Solan umutlarım yeniden yeşermişti bir anda. Yaklaşık 10-15 dakika içinde 4-5 adet daha yemlik balık alıp diğer oltalarıda yemledik.

Saat yaklaşık 7.15 i gösterirken oltanın biri hafif hafif oynuyordu iki iğneli klasik bir dip takımı vardı bu oltamda ; ilkin canlı balığın oyanttığını düşündüm. Fakat ardından misinada boşaldı. hemen oltamın yanına gittim. Balık asıldı hemen tasmaladım. Ufak bir yayın geldi sandım o sırada. Ufak ufak darbelerle gelen bir balık hiç zorlamıyordu beni. Kıyıya yaklaştıkça ağırlaşmaya başladı hatta 5-7 m kala kalama vererek balığın gitmesine izin verdim. Çok fazla uğraşmadan aldım balığı 2 kg civarı Sudak. Bu benim için muhteşem bir andı. Tuttuğum en büyük sudaktı çünkü. Vakit kaybetmeden oltamı tekrar suya gönderdim ve beklemeye başladım.

Diğer oltamda kullandığım takım tek iğneli gezer kurşunlu bir dip takımı. Makinamda çift kamala var ve ben arka kalamayı açarak canlı yeme bir nevi volta attırıyordum. Derken kalama sesiyle irkildim. Misinam boşalıyordu yavaş bir şekilde. Hemen yaklaştım oltama balığın yemi biraz daha götürmesini bekledim ve aldım oltaı elime hızlı bir şekilde tasmaladım. Ama o da nesi ? Bu balık ilk tuttuğum gibi birşey değildi. Kamışımı suya götürmek için benle pazarlık ediyordu adeta. Çok kuvvetli aslıyordu. Aklıma ilk gelen 10 kg üzeri bir yayın olduğuydu. İster istemez heyecanlandım Biran önce balığı karaya çekmek , ne büyüklükte hangi balık olduğunu öğrenmek istiyordum. Balığı yorarak çekmeye devam ettim. Fakat balık git gitde kuvvetini kaybetti , bende o kadar iri bi balık olduğu fikrini aklımdan çıkardım. Balığı kıyılattım Buda diğerinin ikiziydi fakat bu 5 dk önce doğmuş 1 cm daha büyük Sudak olduğunu görünce çok sevindim tekrar arkadaşım kepçeleyerek bana yardım etti ve balığı kıyıya aldık.

Aynı gün içinde Rekorumu egale etmemim verdiği mutluluk ve heyecanla ilk işim sigara yakmak oldu. Bu kelimenin tam anlamıyla keyif sigarasıydı. Müthiş bir gündü benim için . Saat de yaklaşık 10 olmuştu. Artık umutla Güneşi değil Güneşin bulutların arkasına saklanmasını bekiyorduk. Bu aynı zamanda gitme vaktimizin geldiğinin de habercisiydi.

Yarım saat sonra oltalarımızı topladık ve avlaktan ayrıldık. Bu özel günden geriye kalan sadece bu güzel sudakları tutmak değil ; balığı tuttuğumda beni tebrik edecek dostlarımın yanımda olmasıydı. Hepinize rastgele .Daha iyi avlar ve dostluklar sizinle olsun.

(Not : Çok uzun bir rapor olduğu için herkesten Özür dilerim. Ayrıca sonuna kadar okuyan var mı merak ediyorum )

Serhat ÖZER