Bu yazıyı, eskiden yazılmış başka bir konunun altında yazmıştım ama orada insanların okuma ihtimali zayıf olduğu için yeni konu olarak buraya açmak istedim. Baştan söyleyeyim dürüst şekilde balık satarak geçimini sağlayan arkadaşlar sakın ha üstlerine alınmasın lütfen benim işim sadec üçkağıtçılarla. Şimdi gelelim konuya; çok sinirlendiğim bir durum var. Bu da balıkçıların "ufak bir kısmının" (tekrar söylüyorum kimse üstüne alınıpta bana şarlamasın ) çok sahtekar olabildiği. Örneğin: küçük tırsiyi çinekop büyüğünü lüfer, ispariyi ufak çipura, tatlısu kızılkanat balığını mercan, çaçayı hamsi, sarpayı çipura, kolyozu uskumru, tombiği ve ithal uskumruyu palamut vs. vs. şeklinde satan çok balıkçıya şahit oldum kendi gözümle. Hatta "ya usta bu çipuramı ya da lüfermi ya da palamutmu vs.?" dediğinizde ise cevap hazır "abi o karadeniz çipurası/çanakkale lüferi/ege palamutu/bilmemne bilmemnesi" diye sıyırırlar. Böyle sahtekarlıklar yapanların aralarında rastladığım en dürüst olanıda üsküdar sahilindeki eski balıkçılardan bu şekilde yapanlardı ve levreği lüfer diye satarlardı. Yanlarına gidipte işi kurcaladığında "almayacaksan hadi kardeşim kapatma tezgahı" diye aba altından sopa gösterirler birde. Ama ayıp ya bu, yani ne desem bilemiyorum. İlla herkes balıktan anlayacak diye birşey yok ki "adamcağız üç kuruş maaşa talim, balıktanda pek anlamıyor, akşam evine giderken bakıyor fiyatı uygun tırsiyi lüfer diye alıyor. Eve gidiyor, çoluk çocuk hevesleniyor, adamcağız belkide ilk defa hanımına "hanım bak lüfer aldım pişirde yiyelim" diyor. Tabi lüfer genelde çok pahalı, adamcağızın çocukları kimbilir şimdiye dek yememişler lüfer. Büyük bir hevesle pişiriyorlar "lüfsi"yi sonrası hüsran. İşte böyle üçkağıt yapanlara aslında çok ciddi cezalar verebilmek lazım ama neredeeee??? (bu arada, bu konudaki örneklere ekleyebilecek örneği olan varsa yazsınlarda bölgelere göre üçkağıt nasıl oluyor öğrenelim )
kimsenin üzerine alınmasına gerek yok Faruk Bey, zaten tüm mesleklerde bu tip insanlar bulunuyor, ben de maden mühendisiyim, şantiyede üretim miktarını şişik göstermeye ve böylece ekstra prim almaya çalışan pek çok maden mühendisi de gördüm. her yerde var ben de bir kaç örnek vereyim ve bir anımı anlatayım; mesela şu anda gayet verimli bir şekilde berlam balığı mezgit olarak satılıyor. çok çok az satıcıda "mırlan" veya "berlam" diye gerçek ismini gördüm. bazısı da "mırlan (mezgit)" diye yazmıştır. ama %90 ı mezgit diye satar. tat olarak fark var mı? pek yok, berlam zaten irice bir balık, mezgit ise ufak. berlam da boyuna göre verimli eti olan, az balık kokusu içerdiği için balığa meraklı olmayanlarca bile yenebilen ve lezzetli bir balık. ama balık kültürü açısından bence bu yanlış isimlendirmeler düzeltilse daha iyi olur. sonra; öksüz ve mazak balıkları da kırlangıç diye satılır. bu kafadan hatalı, çünkü bu balıkların eti kırlangıça göre çok yavan. resmen kazık. son olarak da bir anımı anlatayım; karaköyde sahilde yürüyorum, eski balıkçıların olduğu yerde tezgahlara bakıyorum. ileride tezgaha yatmış, terlik gibi kazık kesilmiş iri karagözler gördüm. balıkçının iyi niyetini sınamak için de bilmez numarası yaparak "kardeş, bu parlak balıkların adı ne?" diye sordum, "karagöz, abi" dedi. boğazdan mı çıktı, taze mi dediğimde "evet abi boğazdan oltayla tutuldu, şimdi geldi" dedi ben de "çanakkale boğazından tutulmuş olmasın!" "gözlerinin feri sönmüş kardeşim bu balıkların" diye lafı yapıştırıverdim. kilosu beş lira ise bana hemen "abi sana üç lira" deyivermez mi ben de "sen bu karagözleri satacak başka hacivat bul" diyerek uzaklaşıverdim işte böyle, her meslekte her tip adam var. mühim olan bunları en aza indirebilmek için bilinçli müşteri/işveren/işalan vs olabilmemiz... sevgiler.
ewet bende bir örnek vermek isterim ama tatlı sudan. konyada tatlı su balık avı ve tatlı su balık yeme kültürü sizde takdir edersiniz ki coğrafi açıdan deniz balıkçılığına nazaran çok daha yüksektir. tatlı su balıkların arasından da sazan balığı revaçtadır.görüntü olarak sazan balığına benzeyen ama tadı tuzu olmayan ve çok kılçığı olan israil sazanını sazan balığının ufağı diye çok yerde satıyorlar. diyecek bi şey yok.mal ortada en azından göz görerek alınıp satılyor. bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp ....................... her kel satıcının bir kör alıcısı vardır.
Faruk Abi bende sana katılıyorum, Manisa pazarlarındada biraz iri istavriti çinekop diye satıyorlar.Onlar için mevsimi olsun olmasın farketmiyor.Bari yalan söylüyosun usturuplu söyle.Tirsi balığınıda sardalya,kolyozuda uskumru diye satıyorlar.Satıcıyı uyaramıyosun hemen haklıymış gibi harlıyolar. Bende alıcıyı uyarıyorum çaktırmadan.Geçenlerde sardalya alıyordum bir bayan yanaştı bizim tezgaha balıktan anlamadığı belliydi oda sardalya alacaktı.Sonra yan tezgahtan gel abla gel çinekopun güzeli burda,6 lira ya çinekop diye bağıran balıkçıya doğru tam yöneliyodu ki, kadına o balığın istavrit olduğunu,çinekopun bugünün şartlarında15-20 liradan aşağı olmadığını anlatınca kadın ikna oldu.Benim balıkçıylada tanıştırdım bundan sonra canının çektiği, ismini birinden duyup merak ettiği balıkların gerçeğini yiyecek sayemde. Kimse yanlış anlamasın ama bu sahtekar balıkçıların yüzünden kimsenin pazar balıkçısına güveni kalmıyor,Aslında bu işin bir denetimi olsa tüketici hakları tarafından mesela,bilinçsiz tüketici tamamen esnafın eline bakıyor ve bazıları yüzünden yemek istedikleri balığı yiyemiyorlar. Bugün kurumsal mağazalar bu konuda gayet iyiler çünkü denetleniyorlar balığın üzerinde neyse o yazıyor.Balıktan anlamıyanlar buralardan alışveriş yapsalar en azından aldatılmış olmazlar diye düşünüyorum. Belki pazardaki sahtekar esnafın müşterisi azalınca doğru yola döner. Buradan pazarlarımızdaki gerçek esnafa sesleniyorum lütfen aranızda sahtekarlar barındırmayın.Gerekirse şikayet edinki vatandaş ağzının tadıyla balık yesin. Herkese iyi akşamlar,saygılar...
İki tanesini sallandıracaksın FB Şükrü Saraçoğlu'nun orta noktasında bak bakalım bir daha yapabiliyorlarmı? Şaka bir yana gerçekten caydırıcı cezalar vermek lazım, sırf sahtekarlara değil tezgahında yaprak çinekop olanlarada. Aslında hata birazda bizde, prim yaptırıyoruz. Öyle bir üçkağıtçıya rastladığımızda doğruca gidip zabıtaya şikayet etsek en azından ufakta olsa bir ceza alır. Ya da yaprak çinekop satanlardan kimse almasa ama yok adı çinekop ya! illa yiyecek amcam. Destekleriniz için teşekkürler. Hiç yoktan burada arkalarından sallayıp deşarj oluyoruz sahtekar biiiiiiiiplerin