Bir Amator Balikci Olarak Ernest Hemingway Ernest Miller Hemingway "1899-1961" “Kucuk teknesiyle Gulf Stream'da yalniz balik avlayan yaslı bir adamdı.Seksen dört gunun sonunda tek bir balık bile tutamamıstı.Ilk kırk gun kucuk bir cocuk vardı yanında. Kirkinci gün de baliksiz gecince, cocugun ebeveyinleri, yaslı adamın kesinlikle artik bir “salao” oldugunu, yani ugursuzlugun en kotusune ugradigini söylediler. Ardindan basladigi ilk haftada uc buyuk baligin tutuldugu baska bir tekneye onu verdiler.Yaşlı adamin her gun bos teknesiyle geri donusunu gormek uzuyordu çocuğu. Her seferinde onun oltalarini, kakicini, zıpkınıni veya serene katlanmis yelkenini tasımak icin yardima kosardi. Un cuvallariyla yamanmısdi yelken; sarilmis, sonsuz bir yenilginin bayrağı gibiydi.” Kisa ve basit cumleler… Sanki yillarca yaptigi gibi bir haberin yorumsuz ayrintilarini veriyor. Ancak bu sefer ne yakininda patlayan bombanin yaraladigi Italyan askerlerini canini hice sayarak geri mevzilere tasidigi ve bu yuzden kahramanlik madalyasiyla onurlandirildigi ilk Dunya savasini, ne de Paris Meyhanelerinde icerek gun gecirdigi, aylakliktan kafasini kaldirdiginda yazdigi bir iki parca kulaktan kulaga gelmis haberi gazetesine gectigi 2.Dunya savasini anlatiyordu… Sira da Santiago’nun savasi vardi. Bir tek onun gordugu, bir tek onun bildigi, ama butun dunyaya haykira bilmek icin, sanatina butun kapasitesini adayacagi, yasli bir balikcinin, bir marlinle simgelesen dogaya karsi amansiz mucadelesini anlatan savas. Kisa ve basit cumleler… Sanki yillarca yaptigi gibi bir haberin yorumsuz ayrintilarini veriyor. Ancak her kelime an be an insani buyulu bir masalin icine aliyor.Anlattigi okyanusun, amansiz girdaplariymiscasina icine cekiyor, grift duygulara surukluyor insani.Yasam denilen mucadelenin siniri var midir ? Nedir insani her seye ragmen ayakta tutan?Yenilmek nedir, kazanmak nerde baslar ve bu tanimlamalarin yasamin gercekliginde asil yeri ne olabilir? Yasli Adam Ve Deniz… Ne roman diyebilecegimiz kadar genis, ne de bir oyku diyebilecegimiz kadar kisa…Ama edebiyat dunyasinin en saygin odullerinden Pulitzeri 1953 yilinda kazanmaya yetecek kadar muhtesem…Yazari Ernest Hemingway’e bir sonraki yil Nobel Edebiyat odulunun kapisini acacak bu saheser, yasli balikcinin okyanusla , amansiz bir avla, kaderle mucadelesini damitilmis bir tadla usumuza calarken, bilinc altimiza tek bir cumleyi kazir… “Bir adam mahvedilebilir ama asla yenilemez…” Amerikan ve dunya edebiyatinin en saygin isimlerinden Ernest Miller Hemingway 21 Subat 1899da Illionis (Chicago,ABD) sehrinin protestanlarin yogunlukla yasadigi Oak Park semtinde dogdu… Hemingway oldukca dindar olan bu semti ve sakinlerini “genis cimenler ve dar kafalar” olarak betimler. Bu baskili ve sert kurallarla cevrilmis yasam onun kucuk yaslarda dogaya ve avciligin her turune kacisinda buyuk rol oynadi. Babasininin da amator avciliga ve dogal yasama olan duskunlugu, onu Kuzey Michiga’nin orman ve gollerinde kamp hayati, dogayla butunlesmis maceraciligi, amator avcilik ve balikciligi hobilerinin bas kosesine koydu. Windemere olarak adlandirdiklari Michigan’da Poteskey’e yakin Walloon Golu kiyilarinda bir yazliklari vardi. Yaz tatillerini burada ailesi ve dogayla geciren kucuk Ernest insandan uzak, yalniz mekanlarda maceradan maceraya kosmayi yasam boyu surecek bir tutku olarak benimsedi. Balikciligi her ne kadar uzun sureler tatli su balikciligiyla sinirli kalsa da 1921‘de Ispanya’nin Vigo limaninda kalkan bir gemiden gordugu olay onu muhtesem eseri Yasli Adam ve Denize goturdugu kadar , bir amator balikcilik devi haline getirecekdi. Bir mavi kanat orkonosla ansiz bulusma ruhuna caldigi, caylarin, derelerin, nehirlerin mucizesine, ucsuz bucaksiz okyanuslari ekliyecekti... “2m boyunda bir mavi kanat orkinos parildayan sulardan firlayip engel atliyan bir kuheylanmiscasina burnu uzerine tekrar suya daldi…Boylesi muhtesem baligi yakalamayi becerebilecek kimse, yasli tanrilarin huzuruna basi dimdik cikabilir.” Bir karar veristi bu dusunceler. Sadece biz amator balikcilarin icinde ki ruhu tam olarak kavriyabilecegi bir bakisti. Hemingway’in zihninde yasattigi karakterleri ve ruhlariyla, idollestirdigi buyuk Ustadlarinin manevi huzuruna gururla cikabilecegi, “basardim “ diye bilecegi ulasilmaz avdi bu… Sadece bir balik asla degildi… Yasli tanrilarin huzuruna onlardan biri olarak cikabilecegi gune uzanmakti…
1928 yilinda edebiyat kariyeri tamamen oturmus olan Ernest Hemingway , Filorida’nin Key West Adasini ziyaret etti.Buranin havasiyla buyulenen Hemingway, bu gezinin ardindan once Key West’ e ardindan Kuba’da, San Fransisco de Paula’ya yerlesip 30 yil Gulf Stream sularinda balikcilik yapti. Ozellikle acik deniz baliklarinin oltaciligi uzerine ilmi ve bilgilerini rafine eden Hemingway, bu baliklarin pesinde olan karakterleri de yakindan taniyip, inceleme imkani buldu.Bu sporun karmasikligini algilayip, yep yeni tekniklerin dogusuna liderlik yapti. O gunlerde ozellikle dev mavi kanat orkinosla, guc ve zerafet olmus siyah marlinle ve derinliklerin gladyatoru kilicla basedebilecek kalitede ekipman yoktu. Ernest Hemingway kendisi gibi oldukca taninmis acik deniz balikcisi arkadasi Kip Ferrington’la bir muhabbetinde(1935) “Kalitesiz ekipman acik deniz amator olta balikciliginin (Game Fishing) gelisimini yillarca engelledi.” diyerek durumu ifade etmistir. Zamanin en buyuk olta makinalarinin bile bu dev baliklarla guresebilecek uzunlukta misina haznesi yoktu.Ote yandan cok buyuk bir balik oltaya takilip buyuk bir hizla misina bosaltmaya basladiginda, makinalarin kollarini misina diskinden ayiracak bir mekanizma henuz icat edilmedigi icin, kol bosalan misinadan cok daha hizli geriye donmekteydi.Bu durum sakatlanmalara yol aciyor, bu makinalara “Knuckle Buster” yani “Eklem Mahveden” deniyordu. Dev orkinoslarla boylesi ekipmanla mucadele kolay degildi. Oltacilar savastiklari baligin neredeyse %50 sini kirilan kamislar, kopan misinalar ve egilen igneler nedeniyle kaybediyordu.Mucadelenin uzun surmesi cogu zaman baligin bir kismini ve hatta tumunun kopek baliklarina kaptirilmasina neden olabiliyordu. Ernest Hemingway yakin dostlari Kip Farrington ve Michael Lerner'la o zamanlar pek az insanin bildigi ancak pek yakinda cagin dev baliklarin cenneti olarak taniyacagi Filorida'nin Miami sahillerinin 81km dogusunda Bimini sularini gizlilik icersinde kesfediyordu.Bimini'nin goreceli olarak sig sularinda oltaya atlayan orkinoslar "Okyanusun Dili" olarak adlandirilin ve okyanus tabaninin bir yarla aniden, yaklasik iki bin metrelere dustugu kenara dogru kaciyordu.Eger balik bu kenara ulasirsa daliyor ve misinayi patlatiyor, balikci ve tekne baligi sig sulardan cikarmamayi basarabilirse mucadeleyi kazaniyordu.Kisacasi devrin muhabbetinde ki tanimlamayla mucadele "butun herseyini ortaya koyarak kenera kadar at yarisiydi."Ernest Hemingway 1935'de Bimini'nin ilk parcalanmamis mavi kanat orkinosunu yakaladi. Balik 141kg'di. Zamanin teknelerinin ne kuleleri, ne de ozel dizayn edilmis mucadele koltuklari vardi. Mucadele koltugu cogu zaman tekneye vidalanmis bir ofis sandalyesinden baska bir sey degildi. Daha basarili teknikler ve ekipman arayisi suruyordu.Hemingway bir ayagini kupesteye yaslayip destek alarak, kamisini yukluyor bu esnada dalgayla tekne yatmaya basladiginda olusan boslugu sararak yepyeni bir teknik uyguluyordu.Bu kamisi doldur ve boslugu al tekniginin ilk uygulamasiydi. Bu tarz kisa zamanda acik deniz amator balikcilari arasinda "Hemigwaying the fish" yani "Baligi Hemingwaylemek" olarak tanindi.Bu yaklasim o devirde amator balikcilarin guclu olta makinalariyla basari oranini %75'lere tasidi. Hemingway zamaninin en iyi amator acik deniz balikcilari arasindaydi ve deneyimlerini nasil paylasabilecegini cok iyi biliyordu.Tartismasiz olarak ogunun sadece hali hazirda var olan amator balikcilik kitlesinin otesinde, cok genis bir insan kitlesine amator balikciligin buyusunu ulastirip, ogretip, etkiledi ki sadece bu bile Hemingway’in amator balikciliga hic kimsenin basaramiyacagi olculerde muhtesem katkisidir. Kimi insanlar birkez denizlerin ve denize ait olan herseyin muhtesem guzelligi ve gucuyle goz goze gelmeye gorsunler, kulaklarini yuksek dalgalarin guruldeyen cagrisi doldurmasin... Ruhlarini macera ve meragin mistik esrikligi zapteder. Cam gobegi ucsuz bucaksiz derinlikleri kesfetmekten, oltalariyla bu seruvenin her ayaginda, geldikleri yolu ruhlarina kanitlayacak odullere uzanmaktan kendilerini ali koyamazlar.Dalgalarin kopuklu sirtlari, albatroslarin, yelkovanlarin ve martilarin kanat kirislari, baska bir dunyanin varligina kanittir...Tek bir soluk , tek bir an icin birlikte olmak bu buyuyle, hayatta kalabilmek icin her eziyete ve iskenceye katlanan , solmus ve esaret parangalari giymis bir bedenin uykusundan kotu bir ruya gormuscesine firlayip, ruhuna tekrardan sahip cikip, varolusun guduk kaldigi yasayan olume bir baskaldirisi , bir isyanidir. O an ve o soluk yeniden dogmaktir. Ernest Hemingway herseyden once boyle bir ruh olarak, butun Dunyaya boylesi ruhlarin dunyasini anlatti. Kendisi bir yazardan cok once bir amator balikci olup biz amator balikcilarin kalbini muhtesem bir dille Dunyayla paylasti. Agustos , 1940da Uluslararasi Spor Balikciligi Federasyonu (IGFA)’nin Baskanyardimciligi gorevine getirilen Hemingway ,olumune dek bu gorevi surdurdu.Buyuk Ustadimiz ard arda gecirdigi iki ucak kazasini ciddi yaralanmalarla atlatti. Bu kazalarin hasari ona gittikce buyuyen saglik sorunlari dogurmaya basladi.Girdigi tedavide o zamanin tibbinda henuz tam olarak kararini bulmamis cok yuksek elektrosok kulanilmasi hafizasini kaybetmesine yol acti ki hafizasini yitirmis bir yazarin yazabilmesi mumkun degildir.Boylesi bir yasami yasamis , boylesi tabiat asigi Ustadimiz, avcilik ve balikcilikla yasadigi buyuyu ve bunu yaratan ruhu artik paylasamiyacakti. Bu onu cok derin bir depresyona surukledi.Bu deprasyon sonucu 2.Temmuz.1961 gunu intihar ederek yasamina son verdi... Ketchum, Ideho'daki gomulen buyuk Ustad Ernest M. Hemingway'in kitabesinde gene Ideho'da 1939 yilinda yazdigi su dizeler bulunmaktadir... Sonbahara asikdi herseyin otesinde Sari yapraklardi kavaklarin uzerinde Sari yapraklar yuzuyor alabalik caylarinin yuzunde Ve tepelerin uzerinde O dingin gok, yuksek , mavi Sonsuza dek onlarin parcasi simdi... Son Kaynakca: IGFA'nin Web sayfalarinda,Sohretler Salonu Bolumunden edinilen bilgiler, Sport Fishing Dergisinin Nisan,2008 sayisinda Knuckle Busters and Man of Stell adli yazidan edinilen bilgiler, Marlin Dergisinin Mart, 2008 sayisinda Fin-Nor ; The Legacy Years adli yazidan elde edilen bilgilerle, Google arama motoruyla internetten toplanan fotograflarla, Huseyin Alp Arslan'in tercumeleri ve yorumlariyla zenginlestirilip derlenerek Amator Balikcilarimizin yuksek ilgisine sunulmustur. Yazarin izni alinmadan kopyalanamaz.
hemigvay aynı zamanda bir aşk ve savaşım arkadaşıydı.hiç düşünmeden 2 dünya savaşına hitler karşıtı saflarda da silshını konuşturdu .afrikada klimanjorada konuşturdu.av peşinde hele çok sevdiği kudu için aylarca tuzlalarda yaşadıklarını(afrikanın yeşil tepeleri.bilgi yayınevi)daha sonra ispanyada kaleme almıştır.intahar ederek yaşamına son vermiş olduğunuda burda ekleyelim.
Degerli Huseyin Agbim, Boylesine guzel, mukemmel derlenmis bir sunumu bizlerle paylastiginiz ve emeginiz icin cok tesekkur ederim. Buyuk ustadin ogunun sartlarina ragmen bikmadan usanmadan mucadele verdigi tutkusunda yasadigi bir cok olumsuz duruma ragmen bunu surdurerek, kisitli malzeme ve ekipmanlarla ogunun sartlarinda rekorsal balik raporlarina bir amator olarak imza atmasi onun sevenleri ve dostlari kadar, bizleride onure etmis ve ornek olmustur. Hobi ve tutkumuz bi kenara, sahsen hayatimda vazgecmek isteyebilecegim en son sey amator balikciliktir. Buyuk ustad defalarca kaza gecirmesine aldiris etmeden amatorlugune devam etmis. Intihar ederek yasamina son vermesi bizi ayrica derinden etkiledi, tutkusuna okadar bagliymiski bunu paylasamamak, kaleme dokememek onu en derinden sarsan yarasi olmus. Bu hobide herseyin balik yakalamaktan ibaret olmadigini, karsiliksiz paylasabilmeyi oncelikle benimsemeyi, en buyuk balikci benim demek yerine, mutevaziligi koruyup, azemederek bunu somut olarak paylasma sevgisi ile idrak edebilmeyi Allah (cc) herkese nasip eder insallah. Sunumda emegi gecen basta Huseyin agbime ve konudan faydalanabilmemizi saglayan yabanci kaynaklari olusturanlarada cok tesekkurler.
Bu güzel paylaşım için teşekkürler. Birçoğumuz belkide İHTİYAR ADAM VE DENİZ romanını okuyarak yada filmini seyrederek balık tutma aşkının tohumlarını içimize atmışızdır. Zaman zaman düşünmüşümdür acaba öbür dünyada da balık tutmak diye bir kavram olacakmı Olurda cennete girersem sanırım benim cennetimde isteyeceğim şey ucsuz bucaksız deniz ve bir olta....
Hüseyin arkadaşımızın çok güzel derlediği bu güzel ve hüzünlü öykü sonunda; Yine de hiçbir şey doğayı özümsemiş, gücünü kudretini anlayabilmiş, balık tutmanın mutluluğunu sonuna kadar yaşamış bir insana intihar yakışmıyor. Bir şey eksik kalmış gibi....
Yine bir Hüseyin Alp Arslan klasiği. Paylaşımın için çok teşekkürler Hüseyin ağabey. Her ne kadar eski sıklıkta nete giremesem de ,paylaşımlarını zevkle takip etmeye çalışıyorum. Nejat beyin mesajında belirttiği gibi; doğanın kendisine verdiği engin yaşam sevincini en son haddesine kadar yaşamış bir insanın (hepimiz için öyle değil mi? denizlere açılıp ortak sevdamız balık avı ile uğraşırken yaşadığımız o ruh dinginliğinin insana verdiği yaşam sevinci) hayatına kendi eli ile son vermesi çok üzücü. Paylaşımların için tekrar teşekkür ederim ağabey. Sağlıcakla kal.
Mükemmel bir derleme, arasam bu kadarını bir arada bulamazdım. Çalışmanız için çok teşekkürler Hüseyin Ağabey..
Sevgili kardeşim,yeni ve güzel bir derleme ve altında senin imzan.Emeklerine sağlık kardeşim.Balık işleri nasıl gidiyor?Selamlar.
Sevgili Hüseyin Bey Konunun derlemesi ve ceviri icin tesekkürler,zamanla balikcilik forumlarinda nostaljininde yerini alacagina eminim,unutamayacagim filmler arasindadir ,,ihtiyar adam ve deniz,,sizin sayenizde tekrar beynimde canlandi gecmis zamanlarda seyretmis oldugum bu güzel film...
Sevgili dostlarim, Oldukca buhranli bir hayat mucadelesi icersindeyim ve son zamanlarda internette vakit gecirmem neredeyse mumkun degil. Siz cok degerli dostlarimla tadina doyulmaz iliskimi surdurebilmek icin su esnalarda yapabildigim tek sey hic olmazsa ay da bir bir paylasim acabilmeye calismak olmaktadir.Bunu bile basarabilmek kimi zaman buyuk zorluklarla mumkun olmakta. Gordugunuz gibi cogu zaman paylasimlarimin geri takibini su siralar yapmaya yetisememekteyim. Bu zor donemde beni anlayisla karsilayacaginiza duydugum guvenle, paylasimlarima gostermis oldugunuz nezaket , ilgi ve comertlige cok tesekkur ediyor, en kisa zamanda gercekten birlikte olabilmek ozlemiyle hepinize saygi ve sevgilerimi iletiyorum. En az ayda bir defa olmak uzere ozenle hazirlamaya calistigim paylasimlarla aranizda olmaya butun gayretimle devam edecegim...Bu degerli yorumlariniza da gerekli cevaplari bu donemi atlattigimda verebilecegim.. Affiniza siginiyorum...Saglicakla kaliniz, Rast gelsin
Muhteşem bir hayat ve harika bir bilgilendirme yazısı Hüseyin abi, ellerine sağlık. Hayal mayal çocukluğumdan hatırlarım yaşlı adam ve denizin filmini. O ihtiyarın sonunda kılçığı bile kalsa kazandığı zaferi insanlara göstermesidir aklımda kalan.
Mükemmel bir paylaşım Hüseyin ağabey, Paylaşımınız için teşekkür ederim,yalniz bu içerigi uzun uzun okuyup daha sakin bir zamanda kafama yer etmesini sağlayacağım
Bu paylaşımınız amatör balıkçılığınızın yereli aşıp evrensele ulaştığının en güzel örneklerinden biri. Aynı zamanda insanlık ortak mirasına yapılmış çok anlamlı bir katkıdır. Teşekkür ederim. Arada bir olsa da, bizlerin beğenisine sunduğunuz paylaşımlarınızla, şahsınıza olan hasretimizi gideriyor oluşunuzdan dolayı da teşekkürlerimi sunarım. İşlerinizde kolaylıklar ve başarılar dilerim. Uzaklarda tek başına sırf bir ideali ayakta tutmak adına gösterdiğiniz insan üstü çabanızı da taktir etmemek elde değil. Çabalarınızın bir başka uzak diyarda elbette yankı bulacağına yürekten inanıyorum. Bunların boşa olmadığı bilakis, onları arayan sevdalıların keskin kulaklarınca bu fısıltıları duyacağını, taktir ve minnet duygularıyla her zaman hatırlayacağını da biliyorum. Kayıtsız kalamayacağımız, bize ne ernestten, ondan-bundan diyemeyeceğimiz bir yalınlık ve içerikte yaptığınız paylaşımlar gönül tellerimize bir başka çarpıyor. Bu vuruştan çıkan melodi insanı, gönlü, sevgiyi, paylaşmayı hülasa hayatı çağıldıyor. Kıtalar ötesinden oluşu ne gam. İşte burada, hemen içimizde sayenizde. Tekrar teşekkürler. Saygılarımla sevgili üstad.
Teşekkürler...H.Alp kardeşim senin paylaşımlarında nedense ayrı bir tad ayrı bir haz var.Ellerine yüreğine bilgilerine sağlık...
Benim anlamadığım bu adam yazar " Yaşlı Balıkçı ve Deniz " kitabının yazarı balıkla ne alakası var ? Bu adam yazılarında kendisini anlatıyormuş sanırım caba bu hikaye gerçekmi ?