Bir Ampül Kaç Balıkla Yanar? Türkiye Su Meclisi, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle hazırladığı afişte bu soruyu sordu. Sorunun yanıtı ise hayli çarpıcıydı: 'Türkiye'nin bütün derelerinde yaşayan balıklarla!' YÜZDE BEŞ ENERJİ İÇİN 2 BİN DEREYE SANTRAL! Dünya Su Gününde Türkiye'nin su kaynaklarının neredeyse tamamına yakınında kurulacak olan hidroelektrik santrallerine (HES) dikkat çeken Türkiye Su Meclisi, dereler üzerinde kurulacak olan HES'lerin bu bölgelerde yaşayanları göçe zorladığına dikkat çekti. HES'lerin Türkiye'nin enerji ihtiyacının yalnızca yüzde 5'ini karşıladığının vurgulandığı afişte, buna karşılık 2 bin dere üzerinde kurulacak santrallerin ağaçları, balıklar ve diğer canlıları tehdit ettiğine dikkat çekildi. 55 ÇEVRE ÖRGÜTÜ BİR ARAYA GELDİ Türkiye'nin dereleri üzerinde oynanan büyük oyuna son verilmesinin istendiği afişte, ülkenin dört bir yanında HES'lere karşı mücadele yürüten çevre örgütleri ve gönüllülerinin imzası yer aldı. Afişte, Doğa Derneği, Buğday derneği, Camili Köyler Birliği, Alakır Kardeşliği Platformu, Artvin Kültür ve Yardımlaşma Derneği, TEMA Vakfı, Solaklı Dereleri Platformu, Yuvarlakçayı Koruma Platformu, Van Gölü İnisiyatifi Derneği, Mersin Çevre Girişimi, Çevre İçin Yaşam Girişimi'nin de aralarında olduğu 55 sivil toplum örgütünün mizası yer aldı.
Kayıp-kaçak elektriğin oranı benim güzel ülkemde %22 ler iken, ülkemin tüm derelerini, akarsularını %5 lik bir oran için işgal edenlerin amacı ülke enerji üretmek olamaz... %5 lik oran için, halkın su kaynakları çeşitli bahanelerle özelleştirelemez. Bugün bu yüzden tüm Türkiye ayakta... Karadenizinden Akdenizine kadar insanlar isyanda...
1. Kayıp: Bir elektrik iletim hattı boyunca bulunan Trafo ve iletim hatlarındaki kabloların iç dirençleri neticesinde oluşan kayıplara denir. Teknolojik olarak "sıfır" olamaz. İdeal dünya değerleri %4-7 civarlarıdır.Bizde %6'dır.. 2. Kaçak: Bir elektrik iletim hattından sayaç kullanmadan alınan elektriğe denir. Kısaca "çalıntı" elektrik de diyebiliriz. İşlenen suçun tanımı ise "hırsızlıktır".Bizde %16'dır. Kayıp ile kaçak sözcüğü toplanamaz...Kayıpları engelliyemezsiniz böyle bir teknoloji henüz yoktur..Kaçak ise adı üstünde kaçak kullanımdır,kaçaktan tasarruf olmaz.. Tabiki bu kadar nehir,akarsu varken hes'ler kuracağız..Termik ve nükleer gibi santraller dahamı çevreci??? Hes'ler doğaya en az zarar veren santral tipleridir,ayrıca tarımsal sulamaya katkıları,baraj göllerinde üretilen balık popülasyonları ile yöre insanlarına ciddi katkılar sağlarlar...Lütfen bilip bilmeden herşeye çamur atmayalım...
Türkiye'de yıllık 70 Mwh elektrik üretilir,bunun ortalama 25 Mwh si heslerden gelir...Yani hemen hemen toplam üretimin %35'i falan yapar bu.. %5 çok komik olmuş cidden...
Hayır, çamur atmıyorum. Diyorum ki, kayıp-kaçak elektriği en aza indirgeyecek tedbirler alınmalı. Evet, bugün varolan akarsularımız HES'lerle çok yakın zamanda kuruyacak, bölgenin ekolojik sistemi bozulacak. Bugün karadeniz gibi bir bölgede HES çalışmaları yüzüncek 6 köyün suyu kesilmiş durumda, atılan dinamitler su kaynaklarını yok etmiştir. Ayrıca HES'ler sanıldığı kadar da çevreci değil, bazı bölgeler milli park ilan edilmesine karşın baraj izni verilmiş, Munzur vadisi ilk milli parkımız olmasına karşın... Ayrıca bir HES projesinin gerçeklemesi için baraj alanına en yakın mesafeye taş ocağı kuruyorlar, taş ocağında patlatılan dinamitler 3.2 deprem şiddetinde ayrıca çevre kirliliğine neden olmakla beraber tüm bitkilerin gelişimini, meyva sebze vermesini olumsuz ölçüde etkiliyor. bazı bölgeler milli park alanında ama hemen parkın bitişindeki tampon bölgeler hedef seçilmiş durumda. 1 metre yukarısı milli park, yaşam alanları tampon bölge ilan edilmiş, yani bölge halkı buralardan zorunlu ihtiyaçlarını karşıyabilir, dağdan odununu getirebilir, tarlasını ekebilir-biçebilir. özellikle karadeniz bölgesinde eko turizm yeni yeni filizlenirken, bölge halkı doğal güzelliklerinin ve turizm potansiyelinin farkına yeni yeni varırken HES'ler en büyük darbeyi vurmuştur. Turizmin HES'lere göre ülke ekonomisine göre daha fazla katkı sağlayacaktır.
Temmelli denizlerimizi filan alsınlar da rahatlasınlar.. Bunlar insan değil ya.. Diyecek birşey bulamıyorum (buluyorum aslında da burada söyleyemiyorum).
HES yapılmasın, nükleer santral yapılmasın, termik santral yapılmasın... hatta var olanları da sökelim, yıkalım, devre dışı bırakalım... dışarıdan elektrik ihraç edelim, sonra elektrik çok pahalı diye isyan edelim... evet, en güzel yöntem bu...
herkez bayağı bilgili ama birtek dernektekiler birşey billmeden afiş hazırlamışlar tüh tüh ne kadar yazık......
Nasıl yani? Elektriği turizm tesislerindemi üreticez... Anlatmak istediğimi anlamadınız. Bölgede sadece ilgili firmanın kazancı olacak, bölge halkına hiç bir katkı sağlamayacak. bölge halkı o kadar gürültüye çevre kirliliğine katlanacak, ya da gerekirse zorunluluktan yerini yurdunu terk edecek. Buna karşılık mağdur durumda olmalarına rağmen devlet bedava mı satacak enerjiyi onlara. O santrallerdede kayıp-kaçak enerji oluşacak, kimin cebinden çıkacak gene milletin. Sorun bakalım bölge halkına, bir nabız yoklayın razılar mı HESlere. Değiller! Düşünün kü eko turizmle gelişti, köylü kadınlar bağda bahçede ekip-biçtiklerini yöresel yemeklerini yapıp servis ediyorlar- mimari yapısı bozulmamış evlerini gelen turistlere kiralıyorlar, bölgede bulunan doğal güzellikler mağaralar-şalaleler v.s. yöre halkının rehberleri tarafından gezdiriliyor. Belki biraz pembe bir tablo ama sonuçta tüm bölge bir işin ucundan tutmuş ve büyük şehirlere göç etmeden geçimlerini sağlamış olacaklar. HES'ler ne işe yarayacak peki. Firmaların yaptıklarını söyleyeyim. Belirli bir kısımın özellikle o bölgede yaşayan ve baraj projesi kapsamında yer alan arsa sahiplerine ulaşarak çeşitli vaadlerde bulunup arsalarını almaya ikna etmek, ikna ettiklerini baraja karşı çıkanlara karşı karşıya getirmek, bağış adı altında bölge halkının haber dahi olmadan muhtarlara, derneklere büyük ölçüde rüşvet vermek. Elbette ki bunlar yanlarına kalmıyor. Burası balık sevdalıların, balık avlamayı hobi edenlerin sitesi sanırım. Bende burada bir kaç şey öğrenmeye geldim. Bildiğim kadarıyla akarsularda yaşayan balıklar, akarsuların getirdiği yemlerden besleniyorlar, baraj yapıldığında akıntı oluşmayacağından balıklar beslenemeyecek ve ayrıca hes yapımı sırasında oluşan hafriyatlar suya karışacağından suyun kalitesini bozacak ve balıkların yaşam alanlarını da yok edecektir. bu nedenle derelerimizde balık tutmak bir hayal olacak. Elbetteki enerjiye ihtiyacımız var ama artık sınırlı kaynaklarımızı koruma zamanı.
Hiç konuşmamaktan, herşeye eyvallah deyip geçmekten iyidir. Zaten susa susa, ne hakkımızı arayabildik ne de derdimizi anlatabildik... AMA ŞİMDİ KONUŞMA ZAMANI...
Türkiyenin rüzgar enerjisi potansiyeli konusunda dünyada ikinci olduğu yazılır söylenir.(yanılıyorsam düzeltin) neden mevcut enerji potansiyelimizin karşısına seçenek olarak rüzgar enerjisi konulmaz.ne bileyim niye güneş enerjisi konulmaz. niye kötünün iyisini seçmek yerine ...salt iyi seçilmez??? HES ler yerine daha temiz daha çevreci seçenekler varken :daha temiz yöntemler seçilmelidir. ...diye düşünüyorum
Arkadaşlar baraj-bent gibi yerlerin yapılmasıyla balık nesli tükenmez. Tam tersi balıkların yaşam alanlarının daha genişletilmesi sağlamış olur . Bir yere baraj yapmak o bölgede balıkçılığı geliştirmek demektir. Bir yandanda elektrik üretilmiş kötümü? Termik santrallerde baca dumanlarıyla çevre kirliliği meydana gelir. Ama (barajlar) hidro elektrik santralleri suyun akış gücüyle çalıştığı için çevre dostudur. Nükleer santrallere karşı olanlara sesleniyorum. Çevremizde bir çok ülke nükleer enerji kullanıyor? Neden biz kullanmayalım? Komşu ülkelerin nükleer santrallerinin etki alanlarında bulunuyoruz onların bize verdiği yada vereceği zararlarına katlanıyorsak kendimiz içinde katlanabiliriz.
Zencefil kardeşim; Yaa bu dere akıyor. sen bu suyu kirletmiyorsun. gecerken sadece enerji üretiyorsun. kaldıki sulama için kullanılıyor. balık populasyonu için önemli rezerv sağlıyor. ve çevreye verdiği atık yok. Eğerki HES'lerle elektrik üretmezsek ne olcak. kömür alıp yakacağız. doğalgaz alıp yakacağız. yetmedi nükleer santral kullanacağız. Bunları atıklarının çevreye verdiği zararı düşündün mü?
Balık sadece sazan, turna veya levrekten ibaret değildir. Endemik canlılarımız da vardır. Her canlının bir ortamı vardır. Bazıları sığ suları, bazıları ise hızlı akan suları sever. Bu ortam bozulduğunda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Önce sularımızı ve canlı değerlerimizi korumayı bilelim, daha sonra ne kuracaklarsa kuralım, ona karışan çıkmaz bence. Yabancı ülke örnekleri vermişsiniz ama yabancı ülkedekiler değerlerine karşı son derece duyarlı. Bizim sularımız pislikten geçilmezken diğer ülkelerde (örnek verdiğiniz gelişmiş ülkelerde) heryer milli park. Herşeyimiz tam da bir HES'imiz eksik! Saygılar...
Sizi karadenize davet ediyorum yapılan tahribatları görmeniz için. Bölge halkı tek bir ağacını kesmez iken, çalı çırpı ile sobasını yakarken, gözünü hırs bürümüş firma sahipleri tüm ağaçları tek tek kesiyor. yüzyıllık çınarlar, kestane ağaçları, kayın, gürgen ağaçları ve daha aklıma gelmeyen binlerce ağaca balta vuruluyor. Diyeceksiniz ki duygusal yaklaşıyorsunuz, hayır! Ekolojik denge bozuluyor haberiniz yok. Sayın Başkaban ne demişti: "dere yataklarıyla oyanırsa intikamını ağır alır" İstanbul'u sel bastığında. Ama söyledikleriyle-politikarı hiç uyuşmuyor. (Siyasi boyuta girmek istemezdim) Düşünmüyorlar ki HES'lerle ekolojik dengeyi bozarlarda doğanın intikamı acı olur. Ben artık birşey demiyorum... Biraz okuyup bakın isterseniz, ALIŞAGELEN EZBERLERİ BOZUN... Teşekkürler, tercüman oldun duygularıma.
Neden biliyormusun? Çünkü elektirik enerjisi depolanamaz,yani üretildiği an tüketilmeye mecburdur..Rüzgar temiz bir enerji kaynağıdır fakat bir ülke rüzgara,güneşe,gel-git lere dayanarak enerji politikası kuramaz zira bunların hepsi doğal sebebler yüzünden ani değişimler yapabilen güvenilmez kaynaklardır,50Mwh kurulu güç kurarsın,1 saat sonra 20 Mwh alamazsın o tesisten yani garantisi yok,fakat hes,termik,nükleer gibi teknolojilerde ipler herzaman bizim elimizdedir... Enerji ciddi bir konudur,şu an dünyanın en büyük savaşlarının tamamı enerji kaynaklarını elde tutmak veya ele geçirmek için yapılmaktadır,her ülkenin bir enerji stratejisi vardır ve hiçbir ülke bu stratejilerinden ödün vermez,veremez...