Bir At-Çek Levrek Hikayesi

Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba...
Bir gün öncesi önemli şahsiyetim ismail (Küçükavcı) ile gittiğimiz avımız yağmur yüzünden felakete dönüşmüştü.Biz de ismailin çiğköfteleri yiyerek geceyi geçiştirmiştik.hava poyraza dönünce dün gece takımı taklavatı toplayıp saat 05 te meraya çöreklendim .Kıyıda suyun içinde ki güzelliği tarif etmem mümkün değil. Yüzlerce belki binlerce gümüş balığı adeta suda dans ediyorlar.Uygun takım hazırlandı ve suya gönderildi.saat 05_30 gibi ilk vuruş ufak olandan geldi itinayla kıyıya alındı ve alnının ortasına bir öpücük konduruldu .saat 7 civarı da büyük olan prenses teşrif ettiler ama sahteye dalışı biraz garip oldu .Yemi kaptığı gibi kıyıya yanaştı anlam veremedim.çekmeye başlayınca kendini gösterdi ve klasik levrek hareketi kafa atmaya başladı sonuçta onu da kucakladım.Sahtenin karnında ki üçlü ağzına, kuyruk kısmın da ki ise gözüne girmiş.Balıkların büyük olanı 1650gr küçük olan ise 680gr dır.(Bu arada ismail yağmurlu gecenin acısını çıkardım ortak.Yanlız o çiğköftelerin hesabını vereceksin bana,özel olarak görüşeceğiz bir ara, anladın sen onu) .


Balıklar favori yöntemim at-çek ile kıyıdan alınmıştır arkadaşlar...

Darısı benim gibi at-çek olayıyla kafayı sıyırmış olanların başına diyiorum

 

Ümit tebrik ederim güzel bir av olmuş. Dediğin gibi darısı benim de başıma ..

 

İşallah murat abi boy boy trofelerini görürüz burda .. rasgele abi