Forum,bu günlerde lüfer raporlarıyla şenleniyor.Raporları bir bir okuyup gaza geliyorum.Son onbeş günde ,üç kez sandalımla zarganalı uzun oltayla,8-10 defa da kıyıdan mantarlıyla saatlerce uğraştım durdum.Netice uzun oltada bir vuruş,mantarlıda toplam dört vuruş ve bir adet 26 cm lik sarıkanat. Son dört gecedir, akşamdan gece yarısına kadar sabırla bekledim..Lüfer ,müfer hikaye,bizim buralarda yatak yapmadı kerata.Balık tutan yokmuydu,tek tük vardı tabi,boğazda eline kamışı alanın 30 parçadan aşşağı dönmediği sezonda,devede kulak bile değil. Havada poyraza döndü,birkaç eşkina,karagöz avı yapıp sezonu kaparım... Kurtları dökememenin sıkıntısıyla,daldım yine anılara,sizlerle geçen yıl yaşadığım bir anımı paylaşıyorum ,umarım sıkılmazsınız. 27 temmuz 2011 ,benim oğlan,halaoğlu ,üç kişi Çanakkaledeyiz.Kumkalede boğazın ağzı ,güzel çipura ve levrek yapar.Sabah erken saatlerden, öğleden sonra üçe kadar ,bayağı bi çalıştık. Üçbeş lidaki, ikide ispendek .Yandan yandan yediğimiz sert yıldız ve kulak içlerimize kadar ince kum taneleri ,bizi epey doyurdu. Bir arkadaşım iri sazanların cirit attığı,israilin olmadığı ve denize yakın olduğu için ,çevre halkın tatlı su balığına yüz vermediğnden avlayanının da olmadığı ,bir göletten bahsetmişti .Orası aklıma geldi,bu tozlu yerde kamp yapacağımıza ,orada kurarız teşkilatı. Hemde bi yoklarım şu sazanları diyerek harekete geçtik. Geyikli den yukarı Kemallı diye bir köyün altında ufak bir sulama göleti.varmamız akşam 7 yi buldu ufak bi keşiften sonra çektik gölün kıyısına aracı.Etrafta bi sürüde avcı mevcut .''Yok çevre halkı tatlısuya bakmazmış mışta mış'' anlayacağınız. Çadırları,masayı kurduk 4 tane muhtelif yemlerle döşediğimiz dip oltasını suya attık ama ,su önümüzde bi 50 metre sığ gidiyor.''Boşver olduğu kadar'' dedim oturduk masaya ,yedik içtik, üçgün sonra ramazan, bide son yapalım dedik hala oğluyla. Hava karardı ,etrafta kimseler kalmadı,oltalardada tık yok ama hava serin tatlı tatlı bi esinti ''ohh kebabız yahu''. Gece 11 gibi girdim çadıra ,hala oğlu son işini abarttı ,oturdu masada .Şahane bir uyku çektim.Hava aydınlanırken kalktım çıktım dışarı,oltalara baktım .Birinde(solucan olan) 1 kg a yakın bi pullu ,diğerlerinin yemlerine dokunan bile yok. Yanlış yerdeyiz diye düşünürken,200 m kadar solumuzu gözlemeye başladım.Göleti besleyen kuru bi derenin yatağına doğru ,bi girinti var. Sudaki hareketler ,balıkların adresini gösteriyo gibi.Solucan kovamı,şamandıralı takım bağlı kamışımı,altıma bi şilte ve harb olur darb olur diye yanımdan ayırmadığım kepçeyi alarak oraya yollandım. Niyetim bi yoklama yapıp bizimkileri uyandırmak. Su yeni çekilmiş ,taban biraz yumuşak ama tamda batmıyo ayaklar . Yanaştım dere yatağının su olan bölümüne.Sağımda dalları nın üstü hariç,gövdesi suyun içinde olan ,kuru bir küçük ağaç,5 metre kadar karşım sazlık.Önümde ,yaklaşık elli metre karelik bi ayna var. Gözlerim karşı kıyıdaki sazlarda, boyuna sallanıyorlar zaman zaman da kuru ağaç, dut silkelenir gibi sallanıyor.''Oldu bu iş'', tiyo doğru ,çok iri balıklar var diyorum içimden. Oltayı karşı sazların dibine konduruyorum ,iki metrede derinlik var şahane yer.Bi on dakka sonra ,1,5 kiloluk bir pullu daldırıyor şamandırayı fazla yol vermeden alıyorum karaya.Arkasından bi tane daha ''yuvalarını bastım kerataların''. ''Yahu livarıda getirmedim dur gidip alsammı acaba'' derken ,bi tane daha hepsi aynı boy ''tornadanmı çıktınız mübarekler''.Bir ara, üstüste 3-5 tospa(tatlısu kaplumbağası)yakalanınca neşem kaçıyor, bir gözümde çadırlarda ,uyuyor bizimkiler hala. Tospalar bitti herhalde ki ,bir balık daha aldım .Kepçeye gerek olmadığından saldım hepsini içine ,oynaşıp duruyorlar. Güneş iyice kendini göstermeye başladı, gölgesine sığındığım küçük söğüt artık beni koruyamaz oldu,.Hadi gideyim şunları da kaldırayım ,kahvaltı edelim diyordumki ,şamandıra daldı bir kez daha. Kasmamla oltayı, içime o hem yaşamak istediğim ,hemde panikmi desem,korkumu desem,heyecanmı ,adını bir türlü koyamadığım rahatsız edici duygu kapladı. 8 kilo üstü bi haylaz var oltanın ucunda,sağımda su içinde bir kuru ağaç karşısı sazlık ,solum sazlık ,küçücük bi açıklıkta gelde çıkar bu devi ,yol vermeden,yormadan. Biraz gitti çevirdim kafasını. Fazla mücadele etmedi, ya canı yanıyor ben çekince ,geliyor tıpış tıpış yada salağına denk geldim diyorum. Tüh!!! kepçede balıklar var. hemen bi hamle ,kepçe ele, balıklarmı??? içindeler ,ama olsun .80 cm çapında ağzı var soktumu kafasını, tamamdır... da nasıl olcak???. İlk tur mücadelesiz geçti ama, kepçeyi alırken yol verdiğim haylaz ikinci turda sertleşti .1 metre önüme kadar getirdim, kafayı çıkardı göz göze geldik. Resmen korkuyu gördüm o gözlerde .Tam kuyruk atacakken, gevşettim bi kısa tur daha attırıp ,hazırladım yine kepçeyi .Mücadelesi iyice arttı keratanın, ama yine getirdim kıyıya ve kafasını soktum sokacam kepçeye. Yine göz göze geldik ve müthiş bir çırpınma ,suya adam düşmüş kadar bi gürültü.... ''Elveda güzel gözlü haylazım''. Bir elde olta. bir elde kepçe nasıl olcakdıki zaten.Üstelik,kepçede 6 kiloya yakın balık var. Yine kepçeye balık koydum ...Onca tecrübeme rağmen...Livarı almadım yanıma... Oysa at tuttuğun balıkları arkaya bir yere ,''kedimi kapacak''... Serde sportmenlik var ,irisini tutarsam geri salacam ya ufakları... İyide, büyüğüde yine onların yüzünden kaçırdın... ''Yok yok onların suçu değil ,sen hala acemisin,acemiliğin sonuda işte böyle '' diye kendi kendime söylenirken ,bizimkiler yanıma geldi. Bi fırçada onlara ,''uyumayamı geldiniz buraya!'' Yok kimsenin kabahati ,hepsi benim hatam... Bu arada güzel gözlü haylazında başarısını atlamamak lazım.'' Baştan aldı benim gazımı '',kendime güvenimi artırdı ,sonrada tuş ediverdi . Kolaymı onca boya kiloya kadar yaşamak, benden daha tecrübeli olduğunu kanıtladı. Neyse dostlar, benden bu kadar ,sıkmamışımdır umarım ... Herkese rastgelsin. Beyaz noktalı yerde idim.
Fatih abi eline sağlık çok güzel anlatmışsın yaşamış kadar oldum Senin haylaz hayla yaşıyorsa torununa tombalığına anlatıyordur seni heralde Rastgele..
Güzel bir anı Fatih bey. Güzel anlatım için sizi,kaçtığı için gölün yakışıklı dedesini tebrik ediyorum
Bu yıl yine gittim oraya .Heryerde tabelalar,projeli kiraya verildiğinden av yasak.Proje mroje hikaye,gölün heryerini ağla donatıp tüm balığı toplamış kiralayan Bursa gölyazıdan bir çakal .(güney marmaranın bütün göletlerini ama resmen,ama kanunsuzca talan etti bu aç köpekler,KURUTTUKLARI Apolyont gölü yetmedi)
Üstadım Ellerinize sağlık olsun gerçekten güzel günler geçirmişsiniz. Her seferinde avcılık olsaydı. o zaman iş dahada kötüydü bizler adına Bu sefer böyle olsun Her zaman Bir rövanş vardır. biz burada o ise hep suda bekleyecek. Dahasına rasgele. Sağolunuzç
Yakalanan balıklar,bir müddet sonra hafızamızdan siliniyor belki ama,kaçırdıklarımız asla unutulmuyor.Bizi bu hobiye sımsıkı bağlayan,yakaladıklarımızdan çok,kaçırdıklarımız bence.
Sağolasın Aliço Akıyormu hala lüferler,satın almak ağırıma gidiyor,bu lüfer sezonunda ama ,tutacağım falan yok.lÜFER YEMEDEN geçip gidecek gibi.
Fatih Abi, çok güzeldi eline sağlık birdahaki sefere inşallah daha iyileri girecektir kepçene rastgelsin abi