Bir tutku bu...

Konu, 'Makaleler' kısmında tanbays tarafından paylaşıldı.

  1. tanbays

    tanbays Tanbay S.

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    henüz yapmadığı...
    Mendireğin tam ortasındaydım çıkıntıyla aramızda yaklaşık kırk-elli metre mesafe vardı, konuşlandığım yer, neredeyse suya paralel bir kaya silsilesi idi. Sağ tarafım bazen tepenin üstündeki kampçıların ışıklarıyla aydınlanıyor sol tarafım nispeten daha aydınlık karşı kıyıda yanan sokak lambalarının ışıkları suya vuruyor limandaki beyaz bir minibüsten hafif şekilde müzik sesi geliyordu.

    Sokak lambalarına doğru kamışı hayli zorlayarak ikinci atışımı yapmıştım ki, misinanın boşluğunu alıp yaptığım ikinci sert harekette makineden o inanılmaz ses geldi.

    “Cırrrrrr” işte hep düşündüğüm hayalini kurduğum, kurguladığım ses kulaklarımdaydı,

    Balık, yapay yemi almış karşı kıyıya doğru gitmeye çalışırken O ana kadar tüm okuduğum ve duyduklarım hızla geçti aklımdan.

    Kamışı tatlı-sert kaldırıp tasmaladım, karanlık olduğu için ilk anlarda tam yer tespiti yapamasam da nerede olduğunu ancak kamışın ucundan ve liman ışıklarının sudaki aksinden kavrayabiliyordum.İlk tasmadan sonra kalama sesi azalmış balık kıyıya dik olarak yüzmeye başlamıştı.
    Misinayı mümkün olduğu kadar balığın yüzüş doğrultusuna dik ve gergin tutmaya çalışarak sarıyordum makineyi.

    Teorik bilgiler pratiğe dökülmüş, içgüdünün hakim olduğu, bir oyunun parçasıydım artık.

    Çok büyük olmadığı düşündüğüm balık bir anda tekrar açığa dönüp yol istemeye başladı suya paralel olan kamışı dikleştirip sarmaya devam ettim. Ben sardıkça balık ışıkların sudaki aksini yararak şapırtılar çıkararak önümde büyük bir yarım ay çizmeye başladı, kıyılamaya başladığında kamışı eğerek makineye yüklendim artık yorulmuş olmalı ki sağ tarafımdaki kayanın önünde çırpınmaya devam etti içimden bir ses “kaçıracaksın şimdi kaldır” diyor, diğer ses “bu heyecan bile sana yeter kaçarsa bile kimsenin bilmesine gerek yok” diyordu,

    Misinayı boşluk vermeyecek şekilde sağ elimle kavrayıp, ilerleyerek hafifçe kamışı diktim balık kafasını sudan çıkarıp yanımdaki kayanın önünde çırpınırken solungacından kavrayıp “seni bırakmam” dediğimi hatırlıyorum. Balık çırpındıkça elime bir şeylerin battığını hissetmemiştim bile.

    Nefes nefeseydim…

    Temmuz 2008 Çanakkale
    ==============================-

    Kurallarını oynarken öğrendiğiniz bir oyun düşünün, içinde büyük heyecanlar, hezimetler olan, yanlışları affetmeyen, kısacası hedefi ve amacı sizin belirlediğiniz, ama doğruları içgüdülerinizle bulduğunuz
    Dengenin hangi tarafında duracağınıza karar verdiğiniz, tekniği ve taktiği her an değişebilen bir oyun…

    Tanımlaması hem kolay, hem de bir çok disiplini kapsadığı için zor olan “Amatör Balıkçılıktan” bahsediyorum.
    Kolay çünkü çok basit bir el oltasıyla deniz kenarına inip balık tutmakta mümkün,
    Derin mavilerde çılgın mücadeleler yapmak, kamçı gibi incecik takımlarla inanılamayacak büyüklükte balıklar avlamakta.

    İnanın mümkün …

    Sizin doğrularınızla, oyunun doğruları aynıysa ve Amatör Balıkçılığa doğru yerden bakıyorsanız , yukarıda ki gibi bir avın sonunda ne kadar balık avladığınız değil, avla mücadelenin niteliği önem kazanmakta, hele ki ayaklarınız yerden kesen, ilk mücadelenizse eğer, iki tane balıkla eve dönmek bile geçer aklınızdan.

    Etin önemli olmadığı, yakalama sürecinde aldığınız hazla ve avınıza gösterdiğiniz saygıyla ilgili bir ruh hali ;
    Öyle bir süreç ki avın gerektirdiği donanımın, ekipmanın, aracın gerekiyorsa yolun ve daha bir çok şeyin planlanmasıyla başlayan, yapay yeminizin veya takımınızın suya değmesiyle, medeniyetten ve yarattığı her türlü stresten alıkoyan bir süreç.

    Saygı bekleyense, panayırda hedefe bağlanmış ateş etmemizi bekleyen bir balon değil,

    Kendi yaşam alanında etkin olmak, her saldırısını başarıyla uygulamak zorunda olan, kaçan, kovalayan, göç eden, kas ve kuvvetten ibaret usta bir avcı….


    Bir kerede kaç kova, kaç kilo, kaç dizgi, balık aldığımız hazzı arttırabilir…?
    ..
    ...
    Balık tutmaya heves edip bu konudaki çabalarımız arttıkça değişik türler ve av tarzları çıkıyor karşınıza
    kimisine dönüp bakmıyorsunuz, kimisi de tutkunuz oluyor, kimimiz çaparisiyle kimimiz yemli dip takımıyla mutlu, kimimiz Kilometrelerce yol kat edip yeni yerler keşfetmek, avlanmak adına ormanların içinde derelerde ararken avını, kimimiz sarp kayalıklarda, bakir kıyılarda, tutkusunu tatmin ediyor, kimimiz teknesiyle tek başına maviliklerde adrenalin peşinde.

    Kişiliğimiz av tarzımızda kendini belli ediyor bazen, bazende gizli kalmış yönlerimizi keşfediyoruz avlanırken,

    Suyu, havayı izliyoruz kısaca ait olduğumuz vahşi yaşamın parçası olmaya çalışıyoruz.

    Kendimizi sınıyoruz, zorluyoruz, her av kendi başına bir hikaye kendi başına bir tecrübe, balık avlamayı öğrenmenin en sağlam yolu oluyor.

    Paylaşıldığında daha da zevkli olan belkide yaşanan rekabetlerden beslenen, balığın bazen gerçekten bahane olduğu, farklı kültürlerden gelmemize rağmen bir araya geldiğimizde aynı dili konuşabildiğimiz bir tutku bu.

    Tutkumuza sahip çıkalım...

    İğneniz keskin, yolunuz açık olsun
    Rastgele
     
    Son düzenleme: 22 Mayıs 2010
  2. point.shot

    point.shot rıfat kayar

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    1.377
    Şehir:
    Kayseri
    Favori Kamış:
    Spro Precision Hot Spin 210 cm 5-15 gr
    Favori Makine:
    Shimano Stradic 3000FI
    En İyi Avı:
    Anadolu Alası Gökkuşağı 63cm
    Tanbay abi,

    Çok akıcı ve bence bir o kadar da tatlı bir yazı olmuş. Amatör balıkçılığın bir tutku olduğunu bu kadar güzel anlatan nadir yazılardan biri bence senin yazdıkların.

    İlk bölümdeki anlatımın arkadan anlattıklarının zihnimizde bir ön izleme gibi berraklaşmasını sağlıyor.

    Ellerine sağlık..
     
  3. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    Kişiliğimiz av tarzımızda kendini belli ediyor bazen, bazende gizli kalmış yönlerimizi keşfediyoruz avlanırken,

    Suyu, havayı izliyoruz kısaca ait olduğumuz vahşi yaşamın parçası olmaya çalışıyoruz.

    Kendimizi sınıyoruz, zorluyoruz, her av kendi başına bir hikaye kendi başına bir tecrübe, balık avlamayı öğrenmenin en sağlam yolu oluyor.

    Paylaşıldığında daha da zevkli olan belkide yaşanan rekabetlerden beslenen, balığın bazen gerçekten bahane olduğu, farklı kültürlerden gelmemize rağmen bir araya geldiğimizde aynı dili konuşabildiğimiz bir tutku bu.


    Amatör balıkçılığın mantalitesini, son cümlelerinizde çok güzel ifade etmişsiniz. Birçoğumuz cümleleri bu şekilde biraraya getiremesek de, farketmeden aynı şeyleri hissederiz. Cümleleriniz bir çoğumuzun duygularına tercüman olacak nitelikte.
    Sağlıcakla kalın.
    not: Videoları hala bekliyoruz :)
     
  4. tanbays

    tanbays Tanbay S.

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    henüz yapmadığı...
    Teşekkürler Rıfat bu vaktim oldukça yazmaya çalışıyorum...

    Yücel ustam sağolasın, Videolar konusunda haklısın,iki ay oldu neredeyse bende kendime kızıyorum ama biraz sağlık biraz iş-güç yüzünden bitiremedim hala, tek başıma uğraştığım için yapılan kurgu ve montaja ,bazen ara vermek başka gözle bakmak gerekiyor, bazen o aralar uzuyor...:(

    Birazda deniz serisi girdi araya iş iyice çetrefilleşti oda ayrı...

    Ama beklediğimize değecek umarım...
     
  5. modena

    modena

    Mesajlar:
    1.911
    abi balık neydi ben ona takıldım...yazınız çok güzel bu arada ellerinize sağlık...
     
  6. sonder

    sonder seyfi

    Mesajlar:
    230
    Şehir:
    Kartal-İst
    Favori Kamış:
    kasnak olta
    En İyi Avı:
    şimdilik yemi alan gidiyor
    Tanbay, eline diline sağlık, bir solukta okunan yazı olmuş,

    o güzel yol hikayelerini de bekleriz. ;)
     
  7. eskina_man

    eskina_man Murat

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    2.399
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    canlı bırakma yaptım, hala bekliyorum.
    Tanbay, ruhuna sağlık, işte amatör ve heyecanını kaybetmemiş bir balıkçının ruh hali, yazında hepimizden bir parça bulmak mümkün, çok azimlisin, yılmadan bıkmadan sevdanın peşinden koşuyorsun, hiç küsmeden, yorulmadan, bıkmadan,

    İnşaallah emeklerinin karşılığı olan gönlündeki avlara,
     
  8. tanbays

    tanbays Tanbay S.

    Mesajlar:
    160
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    henüz yapmadığı...
    Çok teşekkür ederim takdirleriniz için, Av benim gerçek bir av raporumdan alıntı ama bazen balığın cinsi ve boyunun önemli olmadığı zamanlar oluyor, levrek peşine düştüğümüz bir avda bazen bulamayıp, aynı hatta daha fazla mücadele eden kasnanın alabalığın veya tatlı su levreğinin peşine düşebiliyoruz.

    Yeterki kamışı sonuna kadar zorlayacak mücadeleler peşinde olun.

    İnanın kıyıdan av disiplini/ekipmanı buna her şekilde izin veriyor, İstanbulun keşmekeşinden trafiğinden iş yükünden kaçıp yol yapıyorsanız eğer ve bunu sadece kendiniz için yaşıyorsanız.

    Her su kenarı sizin, bizim.
     
  9. Feridun

    Feridun feridun

    Mesajlar:
    637
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    El oltası
    En İyi Avı:
    Kaya balığı
    Sevgili Tanbay emeğine yüreğine sağlık.....
    Bu tutku ancak bu kadar güzel anlatılabirdi...