Arkadaşlar öncelikle günaydın.Ben sabah TRT 1 de haberleri izliyordum ve birden bu haberi gördüm çok üzüldüm .İnternetten bir araştırayım dedim ve haberi buldum sizlerle paylaşmak istedim. Muğla Valisi Ahmet Altıparmak, Bodrum'da kıyıya vuran ölü balıkların, ticari değeri olmadığı için büyük büyük balıkçı teknelerinden atıldığını belirlediklerini kaydetti. Altıparmak, düzenlediği basın toplantısında, Bodrum'un Güvercinlik köyünde çok sayıda ölü balığın kıyıya vurduğu bilgisi üzerine inceleme başlattıklarını bildirdi. Muğla Çevre ve Orman İl Müdürlüğü görevlilerince yürütülen inceleme sonucu, kıyıya vuran ölü balıkların, büyük balıkçı teknelerinden atıldığını belirlediklerini kaydeden Ahmet Altıparmak, "İncelemede, Güvercinlik Körfezi'nde su yüzeyinde görülen ölü balıkların, balıkçı teknelerince ağlarla tutulan, ancak ekonomik değeri bulunmadığı için denize atılan tirsi, izmarit ve gümüş balığı gibi küçük balıklar olduğu, iri ölü balıklara rastlanılmadığı belirlendi" dedi. Ölümlerin kirlilikten kaynaklanmadığını belirten Altıparmak, bu durumun tekrar yaşanmaması için balıkçıkların bu konuda eğitilmeleri amacıyla ilgili müdürlüklerce çalışma başlatıldığını söyledi. Altıparmak, "Güvercinlik Körfezine sintine ve evsel atıklar atıldığı iddiası üzerine yapılan incelemede ise herhangi bir kirlenmeye rastlanmadı. Vatandaşlarca yapılan ihbarlar doğrultusunda, denize balık döken teknelerin adlarının ve sahiplerinin belirlenmesi ve haklarında yasal işlemlerin yapılması için Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ile Tarım İl Müdürlüğünce çalışmalar başlatıldı" diye konuştu. Geçen yıllarda da balık avlanma sezonunda bu tip şikayetler meydana geldiğini kaydeden Altıparmak, "Kıyılarımızın kirlenmemesi için, balıkçı tekneleri başta olmak üzere tüm deniz araçları kullanıcılarının azami duyarlılık göstermeleri gerekiyor" dedi. Ama yapılmaz böyle.Lütfen bunlara karşı önlem alalım.Ve uyaralım.
Emreciğim sanada günaydın. Bu konuda yerden göğe kadar haklısın. Bu konuda balıkçıların sıkı denetime alınması ve caydırıcı olması açısından yüksek para cezası uygulanması gerekmekte. Ancak su ürünleri kooperatifleri ve kontrol mekanizması yeterli derecede uygulanmamaktadır. Balıkçılar gerekli ağ açıklıklarınında altında ağlar kullanarak küçük balıklarıda toplamaktadırlar. Bununla ilgili en güzel çözüm yolları; 1. Balıkçıların bilinçlendirilmesi 2. Teknelerin sıkı şekilde denetlenmesi (Ağları, avlanma yerleri ve avladıkları balıklar) 3. Caydırıcı cezaların uygulanması. Alternatif bir çözüm ise bu tipte ekonomik değeri olmayan balıkların o civardaki balık çiftliklerine satılması. Ben Milas Kazıklı Koyu'ndaki bir balık çiftliğinde çalışırken orada avlanan bir balıkçı teknesi ile anlaşmıştık. Belli dönemlerde bu tarz ekonomik değeri olmayan balıkları bize getirirdi. Bizde büyük kıyma makinesinden bunları geçirip çiftlikteki balıklara verirdik. Hem balıklar değerlendirilmiş olurdu hemde çiftlik balıkları suni yem dışında doğal yem ile beslenmiş oluyordu.
Ben bu olayın fotoğraflarını birkaç gün önce gazetede gördüm, bunu yapan tekneler dip trolü kullanan tekneler, iri balık yok deniyor en az yarım kiloluk gopezler bile vardı resimde, adamlar gelmiş sığlıkta balıkları dökmüşler denize. Çevredeki turistler ölü balık bolluğundan denize giremedikleri için otelleri terketmişler.
Dip trolcülerini denetleyen de yok tabi istediklerini yapıyorlar. Habere bakın, bu durumun bir daha yaşanmaması için önlem almalı diyor Vali. Ama bu balıklar yakalanmamalı, ağ gözleri küçültülmeli, dip trolü ile avlanan varsa tespit edilip cezası verilmeli demiyor. Gidip sadece, "küçük balıkları denize dökmeyin" diyecekler olup bitecek. Çok yazık çok.
Sennur sana bu konuda sonuna kadar katılıyorum. Biz ülke olarak su ürünleri ve avcılık konusunda gerçekten çok geri bir ülkeyiz. Ne doğru dürüst avlanmasını biliyoruz nede bunları doğru dürüst kontrol ediyoruz. Bunun sonu nereye varacak diye düşünürsek yakında avlayacak balık bulamayacakları için bütün tekneler kıyıya çekilecek. 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülkede olmamıza rağmen artık ithal balık yemeğe başlayacağız. Allah sonumuzu hayıretsin.
Valla işte uskumruları görüyoruz. İthal uskumru. Uskumru bırakmadılar sağolsunlar Marmara'da. Kolyozları uskumru diye kakalıyorlar insanlara. Hem de ufacıklar. Tezgahlarda görünce söylüyorum satıcılara neden uskumru yazıyorsunuz, bunlar kolyoz diyorum. Çok sinirleniyorlar tabi. İspandeklere de levrek yazmışsınız, ufacık bunlar, hiç değilse ispendek yazın diyorum. Tabi uskumru alacağım diye bekleyenler de almıyor haliyle. Bir gün dayak yiyeceğim ama bakalım ne zaman. Ya tırıvırıcılarda, ya kıraçacılardan ya da ticari balıkçılardan fena bir dayak yiyeceğim. Tabi yakalarlarsa. Sistem o kadar çürük ki, ben, sen, Ahmet, Mehmet kim ne yaparsa yapsın, kim ne çaba harcarsa harcasın bu işi düzeltmek çok zor. Çünkü çıkar meselesi. Adam kaçak avlanıyor, kameraya alıyorum ve kameraya aldığımın farkında ama umurunda bile değil. Çünkü şikayet etsen de nasılsa bir şey olmayacak. Göstermelik cezalarını alıp aynen devam edecekler. Bu arada, avlanma yasağının olduğu dönemde "av yasağı nedeni ile kapalıyız" ilanını yapıştırarak balık satmayan esnafa ve o dönemde avlanmayan balıkçılara çok teşekkürler.
Sennur bey çok doğru söylüyorsunuz bu mesele çıkar meselesi herkez çıkarı için o küçücük balıkları öldürüyorlar ama bunun çok ağır cezası olsa 100-200 milyar gibi bak bakim bir daha o küçücük balıkları öldürebiliyorlarmı.
Bu benzer olaylara ben gelibolu'da gördüm.Balıkçılar vantozları,iskorpitleri,hanosları,trakonyaları,camgözleri,kedi balıklarını sahile atıyorlardı.Trakonyaları bi çocuk alsa zehirlense bunun hesabını kim verecek.Bırakın bunları paragat iğnelerini gelişi güzel her yere atıyorlar.
Emreciğim duyarlılığını takdir ettim, yukarıda yazdığın k.b. yi çok düşündüm sonunda "kusura bakma" olacağına kanaat getirdim... sanırım bu chat veya kısa mesaj alışkanlıklarından kaynaklanıyor... Hem güzel Türkçemize hak ettiği değeri vermek adına, hem de mesajın muhatabının duygu ve düşüncelerini tam olarak anlayabilmesi için açıkça yazarsan daha güzel olur...