12-09-2010 Sabahı 05:00 - 10:00 arası Arnavutköy burnuna yakın bölgede avlanmaya çalıştım. Belirli aralıklarla çok güzel sardalya yaptı. 2 kişi 3 kg civarında avlandık. Takım olarak yeşil organize çapari ve 25gr kurşun kullanıldı. Sardalyanın yanı sıra ince çapariye 5 cm boyunda kıraçalarda atlamakta. Benim dikkatimi çeken ise çevredekilerin büyük bir marifetmiş gibi o kıraçalardan fazlaca tutarak kovalarını doldurmalarıydı. Hele ki bazıları sadece onları yakalamak için uğraş veriyordu. Bazılarını uyarmak istedim arkadaşların salın gitsin bunları daha çok küçük bırakn büyüsünlerde herkes faydalansın diye ama nafile cevap aynen şu " olur mu yaa bunun tadı burda. Atıncan telin arasına mangala sonra da çıtır çıtır götürcen "..... Bu zihniyette birine daha ne denebilir ki... Not: yanımızda makine olmadığı için av fotolarını yayınlayamıyorum.
bugün benim de oltama çok sayıda kreçe geldi hepsi suya geri iade edildi. kreçeler çok kıyıdaydı oltamı temizlemek için suya daldırdığımda bile geliyorlardı. hepsi iade ama.
Aynen dediğin gibi Engin hiç oltayı sallamaya gerek yok önüne bıraksan doluyolar. Ama iade etmek lazım bunları ki sonra nerde bu istavrit diye "ahhh" çekilmesin. Ama adamlarda balık kültürü yok saygı yok yok yok yok.
Bu dediğiniz şeyleri çoğu kişiden duydum. Maalesef zihniyet aynı bu şekilde. Kıraçalar daha lezzetli oluyor. Yazık çok yazık.
aynen birşey söyleidğinde kreçeler daha lezzetli diyorlar ya var mı böyle birşey. biz çocuklupumuzda komşum bizi balığa götürürdü elimize bir kamış verirdi iskeleden çinekop zamanı yemlik tutardık. çocuk olduğumuz için balık tutmaya doyamazdık ama naci amcam vardı yeterince yemlik tuttuğumuzda yeter çocuklar bu kadar derdi fazlasını tutturmazdı asla..biz öyle gördük ve eskiden bu kaar çok balık tutan yoktu şimdi bakıyorum herkez balıkcı ve bilinçsiz çok avlanan var..
Valla istavritlerin boyları kraçadan da ufak bence yenecek boyda bile değiller.. Madem et peşindeler kraçalar zaten hemen kıyıda daldırıp tutsunlar uzağa atıcaz diye de boşa yer işgal ediyorlar resmen...
Zavallı kıraçalar Geçen sene Galata köprüsünde oltama gelen kıraçaları suya saldığımda yanımdakinin homurdandığını hissetmiştim. Suya iade işlemi birkaç kez tekrarlanınca adam sinirli bir şekilde "Niye atıyorsun, yazık değilmi? Atacağına bana ver" dediğinde kısa bir beyin travması yaşamıştım. Bu bir kültür, 50 yaşındaki adama anlatamazsın. Geçen gün TV'de Norveç'te içi somon dolu bir nehirde flyfishing yapan bir grubu izledim. 3 kiloluk, 5 kiloluk somonları tutup tutup geri salıyorlardı. Neden? Seneye tekrar gelip aynı yerde avlanabilmek için. Bizim köprüdeki adam orada olsaydı herhalde sopayla kovalardı bunları. Bu kültürün TR'de yerleşmesini sağlamak çok zor görünüyor. Belki şu aşamada alınacak en kestirme önlem AB uyum yasaları kapsamında "Zorunlu Amatör Balıkçılık Lisansı" uygulamasına geçmek ve gönüllü/maaşlı denetim mekanizmaları oluşturmak olabilir.
Çoğu insan da tutulan balığın tekrar suya bırakıldığında yaşayamadığına inanıyor.. Elimizden geldiğince nazik davrandıktan sonra balığın yaşamaması için bir sebep olmadığını anlatalım çevremize
zaman zaman her kezin yaptığı şeyler bunlar burada yazmak çok fayda yada çözüm değil yapmayan yazanlardan çok daha azdır emin ol
Bilim adamlarımızca hazırlanan , ''Amatör balıkçılık raporunda , ''Galata köprüsü balıkçılarına dikkat çekilerek , burada av zamanı , 500 tane ''Amatör balıkçı olduğu , ve işi bilenlerin , 20 kğ ma kadar balık tuttukları , bunların %75' inin ticari balıkçılık yaptıklarını yani balıkları sattıkları belirtiliyordu !!. Düşünsenize !! yani ! her gün 10 ton balık ve ''Amatörlerce tutuluyor , biraz tuhaf gibi duruyor !! fakat amatörce !!! Çoğu zaman , gır,gır ve trollere dikkat çekiyoruz , gelgelelim buradaki zaafiyette göze çarpıyor . İnşallah , önümüzde ki tebliğde , ''amatör balıkçılığa da bir çeki düzen verilir !! Amatör , profesyonel , tutan , tutmayan , belli olsun artık !!!
evet her Allah 2ın günü av yapan vatandaşalr var çoğu da ticari. işsizlik artınca çoğu bu işi yapıyor. bizim şirette bir abi var oda söylüyor. bir ara işsiz kaldığını günde en az 10 kg balık tutup sattığını anlatıyordu. küçük büyük dinlemeden çoğu balık alıkoyuluyor. biz en fazla haftada bir balığa gidiyoruz ve eve getirdiğimiz balık adam başı 2 -3 kg mı geçmez.. küçük balıkları alıkoymayız. geri saldığımızda ise etrafımızdan tepki görüyoruz "neden atıyorsun atacağına bana ver . onlar en lezzetlileri" yazık günah ufak bunlar tutulmaz sonra balık kalmadı dediğimizde ise "denizde balık çok" açıklaması beni çileden çıkartıyor. peki benim çocukluğumdaki balıklar nerede ve ya büyüklerimizin gençliğindeki balıklar neredeler şimdi ?
Balıkların nerede olduğunun anlaşılması çok geç değil inanın , sezon açıldı hala doğru düzgün balık yok tezgahlarda !!! Bu sezon değil , bakalım gelecek sezon nasıl olacak.!!!.
arkadaşım katılmıyorum sana .eğer bir insan yazarak eleştiriyorsa yapmaz diye düşünüyorum.yoksa nette centilmen bilinçli balıkçı olacaksın.balığa çıktınmı bohçacı yok öyle bişey.bohçacı zihniyetide şudur sen balığı yakalayıp küçüktür büyüsün gelsin diye salınca başkası nasıl olsa yakalayınca alır en iyisi o alacağına ben alıyım....
Eeee her işte var bu tarz anlayışta insanlar. Bitermi derseniz asla bitmez. ancak aza indirilirse sonuç verecektir.