boğazda ki balık kıyımı Wall Street journalde...bir bakın...

Konu, 'Genel Konular' kısmında modena tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. modena

    modena

    Mesajlar:
    1.911
    Son düzenleme: 5 Ocak 2011
  2. alparslan07

    alparslan07 izzet

    Yaş:
    55
    Mesajlar:
    509
    Şehir:
    antalya-manavgat
    Favori Kamış:
    (Okuma Salina SeaSpin 10-40g)(albastar hera 2811 2.70cm.30-60 gr)(ceboastur pantorga 100g 200g 4.20)
    Favori Makine:
    shimano sahara 3000 fd-spro passion fd 720 & 740-d.a.m 1137 840 quick slr spin 840 fd
    En İyi Avı:
    1430 gr levrek
    acaba bu adamların sesini bari duyan olurmu???
     
  3. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    Mahir Reisimiz video linkinde. Türkçe çevirisini lütfederler mi bilen arkadaşlarımız?:)
     
  4. alikemal

    alikemal Ali Kemal GÖKTÜRK

    Mesajlar:
    1.350
    Şehir:
    Ankara
    :D :D Yazıyı google çevirisi ile okuyup anlamaya çalıştım. Ama bu konun ucu Türkiyenin AB üyeliğine dayanıyor. Burada ki balıkçılarla yapılan bir söyleşide boğazları balıklar için Türkiyenin turuvaları balıkarı buralarda yakalayamazlarsa lüferin italyaya ve yunanistana gidecehinden bahsediyor. Aslında bu düşünce bütü gerçekliğiyle söz edilmiş. Ama bunu da AB üyeliğine dayandırması bana çok acıklı geliyor Türkiyeyi AB ile korkutup şunu yaparsan AB veririm yapma AB de sorgulatırım şamar olanı gibi sürekli AB ile korkutuluyoruz. Aslında bunları birşey için yapmama oturup düşünüp birşeyin korkusunda olmadan toplum bilinci ve çıkarı için yapmak ve bu sümsüklerin diline düşmemeyi yiğelerdim.
     
    Son düzenleme: 6 Ocak 2011
  5. Tarzan

    Tarzan Erman

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    227
    Şehir:
    Manisa-İzmir
    çok iyi bir paylaşım olmuş Turgay abi :) olayın ciddiyetini bir bizim devlet büyüklerimiz farkında değil herlde :S gerçi ne kadar işlerine geliyor oda ayrı bir mesele..
     
  6. cüneyt yılmaz

    cüneyt yılmaz Cüneyt YILMAZ

    Mesajlar:
    246
    Şehir:
    İstanbul
    Lüferler Akdenize ,İtalyaya, yunanistana gidiyor ama geri de geliyorlar. Bu göç olayı yüzyıllardır süregelen doğal bir durum. Balıklar dışarıya gitmesin diye hepsini katledelimmi? Sonra geriye gelip kim yumurtlayacak balıkları. Gırgırlarmı yoksa trolcülermi yumurtlayacaklar yavruları.
     
  7. emir şengezer

    emir şengezer emir

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    878
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    Shimano Speedmaster Power Game - Shimano Nexave BX Surf - Lineaeffe Prestige 7000
    Favori Makine:
    Shimano Ultegra 10000 XSB - Shimano Biomaster C5000 FB
    Vİdeoda gırgırların önünde konuşan adam özetle diyor ki; boğazda balık bitiyor diye birşey yok, ayrıca bu balığı biz tutmasak yunan tutup bize satar...
     
  8. alpargun35

    alpargun35 c.alp argun

    Mesajlar:
    388
    Şehir:
    İZMİR
    Sorunu bizlerin çözemediği aşikar ,öyle veya böyle !! çözemiyoruz işte , olmuyor !!
    Birliğe dahil olmak istiyoruz ! , biz çözemiyorsak , mutlaka başkaları çözecek !
    Balıkçılığımız , son zamanlarda bayağı dillenmeye başladı , hayırlısı olsun.
     
  9. nihatkr

    nihatkr Nihat

    Yaş:
    55
    Mesajlar:
    606
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Kesinlikle El Oltası :) ve TELE SURF 4,20 MT 150 GR
    Favori Makine:
    RYOBI ECUSIMA 8000Vi MAKİNE
    En İyi Avı:
    Bir yakalayabilsem
    Aslında olay dönüp dolaşıp AB ve AB için müzakerelere getirilmesi rahatsızlık veriyor. Adam diyorki Türkiye AB ye girmek istemiyor. AB ye girmek istese görüşmelerde bir müzakere konusununda boğazın ticari balıkçılığa kapatılması olacak. Zaten en geniş yeri 820 Mt olan boğazda her sonbahar çılgınca bir balık avcılığı yaşanıyor. 10000 binlerce kamış ve yüzlerce metre ağlar arasında geçebilirse Lüfer çinekop ege ve akdenize ulaşıp :) yuınanlı ve italyan balıkçılar tarafından tutulacakmış. Ama Kıbrıstaki anlaşmazlık yüzünden türkiye buna müsade etmemeye çalışıyormuş :)

    Dışardaki kulisler çok farklı ama tek doğrusu şu

    Her sonbahar yaşanan çılgınlık. On-onbeş kancalı oltalarla diyor küçük balıkları tutuyorlar. E bak adam doğru söylüyor, şu an git sahilde binlerce kamış var istavrite atılmış. lüfer çinekop zaten yok. Ama işte gel görki herşeyleri farklı bir propaganda için yapıyorlar.

    Doğrusu çok büyük doğru amaaa bu doğruyu anlatırken beklentileri devgibi bir yanlış.
     
  10. süha günay

    süha günay süha günay

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    263
    Şehir:
    istanbul
    arkadaşlar. benim tercüme bürom var. sabırlı olursanız öğleden sonra çeviriyi tam olarak atacağım buraya.
     
  11. KULL64

    KULL64 Emrah

    Mesajlar:
    1.836
    Şehir:
    TURKIYE
    Favori Kamış:
    Guan2000gr
    Favori Makine:
    Ticagt4000
    En İyi Avı:
    ...
    O zaman maillerle yetkili makamlara degilde yurt disindaki YETKILILERE iletmek gerekiyor gibi :)
    Bizimkilerin birsey yapacagi yok.AB ye girmeye calisiyorlar bizimkiler ve keske AB ye kabul edilebilmesi icin bogazlarla ilgilide bir konu cikarsa :D
    Hadi hayirlisi...
     
  12. afacan

    afacan engin aksakal

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    169
    Şehir:
    İSTANBUL gaziosmanpaşa
    En İyi Avı:
    Yeni geldim daha Siftah yok
    Dün semt pazarlarında yine PARMAK KADAR ÇİNEKOPLAR tezgahtaydı.Karışan yok abi diyolar buda insanın içini acıtıyo.Hani başbakanlık bu olaya el atacaktı.Bilgisi olan varmı
     
  13. alikemal

    alikemal Ali Kemal GÖKTÜRK

    Mesajlar:
    1.350
    Şehir:
    Ankara
    Gerçekten olanı biteni tam anlamıyla düzgünce tercüme edilmiş bir kaynak ta okumak çok iyi olur. Buradan yorumluyoruz ama google çevirisiyle nekadar doğru yorumluyoruz oda ayrı . Merakla bekliyorum
     
  14. süha günay

    süha günay süha günay

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    263
    Şehir:
    istanbul
    zamanlama istediğim gibi olmadı. ama yine de çevirisi buradadır. buyrun.

    Oltayla Balık Tutanlar, İstanbul Boğazı boyunca Dar Boğazda
    Aristo tarafından övülen Kitlesel Balık Göçü Yavaşladı; Ton Balığı Neden Yönünü Değiştirdi

    MARC CHAMPION
    ISTANBUL—Her sonbahar, en az son iki bin yıldır insanlar balık için çıldırmaktalar.
    Nedeni. Karadeniz’in soğuk sularından Ege’nin sıcaklığına doğru kaçarken bu yıl geciken kanatlı yaratıkların yıllık kitlesel göçüdür. Yolculuğu gerçekleştirmek için, lüfer, palamut, deniz levreği, istavrit ve diğer türlerin, açık denizden, geçmişte onları her gün yaklaşık 10.000 olta ile bekleyen, en dar yeri sadece 820 yarda genişliğinde olan ince Boğaza toplanmaları gerekir.
    Her sonbahar Boğaz kenarında yaşayan insanlar coşkun bir balık tutma sevdasına kapılırlar. Şimdi bazı balıkçılar kaynağın gittikçe azalmasından endişe ediyorlar. WSJ'den Marc Champion bildiriyor.
    Başörtülü kadınlardan, yün giysili erkeklere kadar oltayla balık tutanlar, bazen bir yard uzaklığından daha az uzanarak Boğaz boyunca sıkışık halde toplanırlar. Yetişkinler, takılmaları riskini önlemek için çocukları ahşap platformdan uzaklaştırdılar. Oltayla balık tutanlar, çoklu kancalarında bir seferde düzenli olarak 10 küçük balık çekerler.
    Boğaz’daki ana ticari balıkçılık kooperatiflerinden birinin başkanı olan Mustafa Kokos, 20 millik boğazın dar geçidinden bahsederek, "biz onu Merkez Bankası diye adlandırırız" diyor.
    1453 yılında, daha sonra adı İstanbul olarak değiştirilen Konstantinapol’ün Türkler tarafından fethinden önce, Bizanslılar da böyle düşünmüştü. İmparatorları madeni paraların üzerine palamut balığı resmini bastırmıştı. Tarihçilerin söylediğine göre, şehrin antik duvarları altındaki Boğaz’a yol gösteren ünlü haliç olan Altın Boynuz, muhtemelen üç aylık sonbahar göçü sırasında yakalanan ton balığı miktarı nedeniyle “Altın” diye adlandırılmıştır.
    Aristo, ton balıklarının sağ gözleri daha iyi gördüğü için sağ kıyıdan gittiklerine inanırdı. (Sağa doğru dönüyorlar, ama sol gözleri de gayet iyi). İlyada Destanı’nda Homer, Troya’da savaşan kahramanı elinde tutmak için rüşvet olarak Agamemnon’un Achilles’e Boğaz’ın zenginliklerini ve balık avı alanlarını teklif etmesini istemişti.
    Bugün, ticaretin mikro-dünyası Haliç’in karşısına Galata Köprüsü’ne akın eden olta balıkçılarının etrafında dönüyor. Bazıları, saatin etrafında, takımlar halinde yerlerini alıyor ve tuttuklarını geçenlere satıyorlar. Marangozlar olta balıkçılarına köprünün parmaklıklarına tutturabilecekleri olta tutucu satıyorlar; kebap, çay ve mısır satıcıları karınlarını doyuruyor; yemciler şehrin dışındaki bir atık su işleme göletinden kovalar dolusu solucan getiriyorlar.
    Boğaz’daki Akıntı

    Marc Champion/The Wall Street Gazetesi
    Yetişkin sarıkanat balığı olan değerli lüferlerin sadece iki kutusundan biri, son günlerde İstanbul belediyesinin toptancı balık piyasasında satıldı. Tanesi 20$ olan bu lüferler Boğaz’dan gelmemişti.
    Fakat Merkez Bankası’nın altını sona eriyor. Küçük teknesinde az miktarda balık tutan Mahir Ersin, “ton balıkları gideli çok oldu” diyor; tıpkı 1950’lerde ve 60’larda babasıyla burada tuttuğu Atlantik çirozu, büyük torik ve kılıç balığı gibi. 65 yaşındaki Bay Ersin, "bir günde 300-500 kilo uskumru yakalıyorduk" diye hatırlıyor. Şimdi, hiçbiri yok.
    Devlet televizyonundan emekli gazeteci Bay Ersin, aşırı avlanmadan sorumlu olarak Bay Kokos gibi avlanma için sonarları ve denizin dibini de avlayan geniş çember ağları kullanan ticari balıkçıları görüyor. Bunlar, diyor Bay Ersin, yetişkin balıklarla birlikte bebekleri de avlıyorlar. Kendisi şu aralar boğazda nelerin avlanabileceği ve büyük filikaların nerelerde avlanabileceği hakkındaki kısıtlamaları sıkılaştırmak için internet temelli bir kampanyaya hazırlanıyor.
    Bay. Kokos, Bay. Ersin gibileri hakkında “Bunlar balıkçı değiller. Sadece ekonomiye hiçbir şey kazandırmayan hobi sahibi emekli memurlar" yorumunda bulundu ve ekledi: "Boğaz’da tüm bu düzenlemelerin yapılmasını istiyorlar. Sonra da öylece oturup konuşuyor ve rakı içiyorlar”. Ticari filikaların küçük balıkları avladığını reddetti.
    Tartışmanın kökleri tarihi rekabetlere dayanıyor. Bay Kokos, karşıt düşüncede olanları “Türkiye’deki Yunanlılar” olarak isimlendiriyor. "Onlar farkında olmadan Yunan balıkçılara Çanakkale Boğazı’ndan Ege’ye çıkar çıkmaz balık tutmaları için yardımcı oluyorlar. Avladıkları balıklar göç ediyorlar. Onları biz avlamazsak, Yunanlılar ve İtalyanlar avlayacaklar” diyor.
    Bay Kokos’a göre, Avrupa Birliği, diğer bir Truva Atı’dır. “Eğer Türkiye birliğe girecek olsaydı, Avrupa Birliği giriş şartı olarak Boğaz’da ticari balık avını tümden yasaklamasını ve balıkçılık şirketlerinin sayısını 18,000’den 4,000’e indirmesini talep edecektir” diyor. Bay Kokos, Türkiye’nin AB’ye katılmasını istemiyor.
    "Aslen söyledikleri, ‘sizi ortak pazara alacağız, ve aynı zamanda balığınızı onlardan temin edebilmeniz için Yunanlılara €100 milyar ($133 milyar) yardımda bulunacağız’dır” diyor. Avrupa Komisyonu sözcüsü, AB’nin Kıbrıs üzerindeki tartışma nedeniyle su ürünleri müzakereleri tıkandığından henüz müzakereyi sonlanmadığını belirtti.
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın balıkçılık danışmanı da olan Bay Kokos, "Türkiye’deki dünyayı beslemeye yetecek kadar balık var" diyor. Son olarak, Bay Erdoğan’a Türkiye’nin bugün €180 milyon olan yıllık balık ihracatını, işletmeyi Türkiye’de yürüterek beş yıl içinde €5 milyara çıkartacak bir öneri sunduğunu belirtti. "Bir konserveye üç hamsi koyup, üzerine biraz sos döküp, Amerikanlar’a satmalıyız.”
    Bay Kokos, “Boğaz’dan artık yetişkin balık geçmiyorsa, bunun sebebini aşırı avlanmada değil, 1955’den bu yana 10 kat büyümüş bir şehrin denize bırakılmış kirliliğinde aramak gerekir” diyor. Işıklar ve aynı şekilde her yıl Boğaz’dan geçip giden 55,000’den fazla tankerin, konteyner gemilerinin ve diğer geniş şileplerin çalkantılı pervaneleri de balıkları rahatsız eder. Şu 10,000 olta balıkçısına ne demeli, diyor: “Her biri sadece bir kilo tutsa bile, bu 10 ton balık eder!”
    İstanbul Üniversitesinde su ürünleri bilim dalı profesörü olan Saade Karakulak “hepsi doğru” diyor. Fakat en büyük tehlike nedir? Fon yetersizliğinden dolayı bunu kanıtlayacak araştırma yapılmadığını doğrulayarak "Aşırı avlanma" diyor.
    Burada en değer verilen balık, Amerikalılar’ın büyük Atlantik kuzenlerini gerisin geriye denize atmalarına sebep olan yoğun yağlı aroması olmayan yetişkin ve mavi bir balık olan lüferdir. Bu sene, lüfer hiç gelmedi. Bay Kokos ve diğer balıkçılar hala bekliyorlar, Aralık başında hava sıcaklığı yüksek olduğundan göçün ertelenmiş olmasını umuyorlar. Bay Ersin, lüferin çirozun yolundan gidiyor olabileceğine inanıyor, çünkü çinekop ve sarıkanat diye bilinen nazaran daha küçük mavi balıklar hala avlanıyorlar. Bay Kokos hiçbirini bulamıyor.
    Kederli bir şekilde "Bir Romanya gemisinin, tek bir ağda bir ton lüfer çektiğini duyduk” diyor. Romanya sularında, balık tutmak için Türk gemilerine izin verilmiyor.
     
  15. süha günay

    süha günay süha günay

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    263
    Şehir:
    istanbul
    bnymnbr arkadaştan alıntıdır: kokoş'u hatırlamak için.

    Mehveş Evin- Milliyet

    Ne balıkçıların, ne de akademisyenlerin haberi olmadan 28 Temmuz’da apar topar bir karar çıkarıldı. Gırgır ve trolün yasak olması gereken Boğaz’da avlanma sınırı, Çubuklu’ya kadar genişletildi!


    Bakırköy’de, İDO iskelesinin yanında dizilmiş küçük balıkçı barınaklarının önünden geçerken aklıma 'Güneşli Pazartesiler' filmi geliyor. Rengarenk balıkçı tekneleri, yılların ve denizin tuzunu yemiş ciddi yüzlü balıkçılar, tatlı tatlı güneşlenen bir köpek... Arkadan sahil yolunun gürültüsü gelmese, pekala bir sayfiye yerinde olduğunuzu sanabilirsiniz.
    Bakırköy Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Müfit Çıkrıkçıoğlu ve İstanbul Su Ürünleri Kooperatifleri Başkanı Ali Güney’le buluşuyorum. Balıkçılık koşullarını iyileştirmek için çırpınan bu ikili, şimdi Boğaz balığını daha da çabuk tüketecek yeni bir dertten mustarip:
    Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı av yasağı bitmesine yakın, hiç kimseye sormadan, Sür Koop'a ya da akademisyenlere görüş danışmadan, balıkçılığın anayasası olan sirkülerde bir değişiklik yaptı.
    Gırgır ve trole kapalı olan İstanbul Boğazı'nda, av yasağının başladığı sınırı Paşabahçe Feneri'nden Çubuklu Kozaltı Burnu'na çekti!

    Balığın yatağına dinamit
    Başkanlar’a “Ne demek bu?” diyorum, anlatıyorlar: Çok küçük bir alan gibi görünmesine karşın, balık talanına yol açacak daha fazla yer yaratıldı. Oysa Boğaz'a giren balığın yatak yaptığı, az soluklanıp yoluna devam ettiği koyların trol ve gırgırla avlanan balıkçıya açılması Marmara'ya inebilen balığın sayısını daha da azaltacak.
    Tehlikeyi bilen balıkçılar ve tüketici adına FSD (Fikir Sahibi Damaklar), Koruma Kurulu’nu mektup ve e-posta bombardımanına tuttu. Şimdiye kadar ne ses var, ne seda!
    “Peki nasıl oluyor da Tarım Bakanlığı böyle bir kıyıma izin veriyor?” diye soruyorum. Aslında olay şöyle patlak vermiş: Sahil Güvenlik, yasak yerde avlanan iki tekneye ağır ceza kesmiş. Birinin ruhsatı iptal edilmiş. Bu iki tekne de Poyraz’dan...

    Kim bu Kokoş?

    Derken kendini ‘Başbakan’ın danışmanı’ olarak tanıtan Mustafa Kokoş ortaya çıkıyor. Kokoş, aynı zamanda Poyraz Kooperatif Başkanı. Nedense kimse 'danışman' statüsünü doğrulayamıyor!
    Fakat bu zat, İstişare Kurulu toplanmadan, Tarım Bakanı’na ulaşmayı başarıyor. İstanbul’daki 35 birliğin haberi olmadan harita üzerinde 'şurdan şuracığa' alıveriyorlar yasağı.
    Bırakın Boğaz’da trol ve gırgır alanının genişletilmesini, av yasağının daha çok yerde uygulanması gerekiyor. Çıkrıkçıoğlu “Teknoloji ve tekneler gelişti ama denizi büyütemedik. Stoklar hızla azalıyor. Daha çok balık tutup zararımızı kapatalım diyerek olmuyor” diyor.
    Bugün dünya, sürdürülebilir değil, 'sorumlu balıkçılık' kavramını tartışırken, biz hâlâ elimizdekileri vahşice yok etmenin peşindeyiz. Türbanı, anayasayı, ekonomik kalkınmayı konuştuğumuz kadar gelecek nesiller için sağlıklı ve yeterli yiyecek konusunu masaya yatırmanın zamanı geldi, geçiyor.
    BALIK YOKSA KAYKAY OLUR
    - Sirkülerde değişiklik yapılmasına bilim adamları da karşı. Çünkü Marmara'nın dengesi Boğazlar'dan girip çıkan balıklarla korunuyor.
    - Eğer yeterince balık Marmara'ya akmazsa, normal koşullarda balığın besini olan planktonlar aşırı çoğalıyor.
    - Bu çoğalma neticesinde denizin yüzeyinde müsilaj denilen (kay kay da deniliyor) jelimsi bir madde oluşuyor.
    - Bu madde denizlerin sağlığı adına muazzam zararlı! Denizin üstü kaykayla kaplanınca balıklar ölüyor.Midyelerde zehirli madde birikimi artıyor.
    -Geçen yıl Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, yerli ve yabancı akademisyenlerden oluşan bir kurula durumu danışmıştı. Kurul "Boğazlar'dan balık akışının kat'i suretle engellenmemesi için Marmara Denizi’nde avcılığın yasaklanması" yönünde tavsiyede bulunmuştu.
    TARIM BAKANI’NA 5 SORU
    1) İstanbul Boğazı’nda gırgır ve trol yasağı nasıl ya da neden Çubuklu’ya çekildi?
    2) Bilim adamlarının raporları nasılsa değerlendiril-mediğine göre...
    Bu raporlar için neden ve ne kadar bütçe ayrıldı?
    3) Bu alanın trol ve gırgıra açılmasının, Boğaz trafiği açısından etkisi ne olacaktır?
    4) Sirkülerdeki değişiklik kararı resmi gazetede yayımlanmadan önce konunun muhataplarına neden danışılmadı?
    5) 8 Ekim’de gelecek AB komiserine nasıl bir açıklama yapılacak?
     
  16. Bahadır Sarıca

    Bahadır Sarıca Bahadır Sarıca

    Mesajlar:
    889
    Şehir:
    İzmir
    En İyi Avı:
    Levrek, bir sonraki
    Teşekkürler Turgay'cım.
    Teşekkürler Süha Bey.
     
  17. obsession

    obsession Selçuk

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    282
    Şehir:
    İstanbul
    Yunanistan o şerefsizler gibi sonar ve tirolle mı avlanıyorlar acaba yada hele bi avlansınlar bakalm nasıl yıyorlar 5 yıl hapis cezasını, yunanistanda bile ağ uzunluk limiti var onu aştıklarında da 2 yıl ceza yiyorlar. Ne konusuyor ki allahın geri kafalısı. Uyuz oluyorum böyle doğayla, canlılarla ilgili meslekleri ite-kopuğa cahile verirler...:mad: :mad: :mad:
     
  18. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    "Mister Kokoç"

    "Kokoç" nedir bilir misin sevgili Selçuk?

    Eskimiş el süpürgesi, yahut el süpürgesinin sapı.

    .
     
  19. adem1

    adem1 adem aksoy

    Mesajlar:
    630
    Şehir:
    Calgary,AB,Canada
    En İyi Avı:
    halibut.20kg(tahmini:D)
    kalemi saglam birisi kisa oz bir yazi hazirlasin,buyaziyi butun amator balikcilik siteleri tarim bakanligina gondersin,bogaz trole misina aglara tamamen kapatilsin.
     
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.