Boğaz'da akıntı olduğu için 100-200 grama kadar kurşun kullanılması ve balık uzakta olduğu için 3.90-4.50 m'lik kamışlar kullanılması gerekiyor. Aynı zamanda 2.40-2.70 m'lik kısa kamışlarla ve 10-20 gram arasındaki sahtelerle lrf yapılıyor. Soru 1:lrf ile yapılan avlarda nasıl bu kadar küçük ağırlık uzağa gidebiliyor ve de akıntıdan etkilenmiyor? Soru 2:Surf yöntemiyle yapılan at-çekler insanı yormuyor mu? Yoksa bu yöntemle sadece kısa süreli beklemeli avlar mı yapılıyor?
Lrf ile ilgili çok fazla bilgim yok ama sanırım sıyırtma mantığı gibi düşünmek gerek. Öyle 100 m falan atmıyorsun zaten okadar da gitmez. Yanlışım varsa affola Surf oltalarla yapılan atçek avları çok yorucudur. O yüzden insanlar kamış ve makinelere milyarlar veriyorlar. Eğer uygun dengeli ve hafif bir takımın yoksa çok orucudur.
Musa kardeşim biraz forumdaki konuları okuman gerek Ayrıca lrf avında 1-10 gr atarlı hafif kamışlar ve ekipmanlar kullanılarak en fazla 10-15 metrelere ulaşabilirsin.Dip balıkları ve yüzen balıklar hedeflenerek değişik aksiyonlarla balık kandırılır.Surf disiplini tabiki ağır kurşunlar ve çok sarımdan dolayı lrfye göre zordur.Uzun kamış ince misine ve yeterli ağırlıkla en uzak noktaya erişilmek amaçlanır.Ama buradada en önemli olay buyuk kafalı vede düşük devirli makinelerle kola binen yük azaltılır.Yinede insanı yorar.:thumb: :thumb: :thumb:
Ben boğazda avlanmak için okuma v system kamış ve okuma trio 40s makine aldım. Bütçeyi baya zorladım. Acaba bunların yerine surf bi takım alsaydım daha mı iyi olurdu? Bu takımı hangi sezonlar kullanabilirim? Balık(dişli) ne zaman kıyıya 15-20 metre yanaşır ki? Cevaplarınız için teşekkür ederim.
bu sene nisan mayıs arası balık kıyıya yanaştı, pendik bostancı arası lüfer yakalayan çok oldu. boğazda da sarıkanat ve çinekop vardı. lrf mantığı ile genelde küçük taş balıkları ve istavrit yakalanıyor. tabi hep küçük yakalanacak diye bir şey yok bunun yanında arada eşkina ve mırmır gibi balıklarında yakalandığı oluyor.
Balığın uzakta olduğunda surf kullanılır, ekim ayında lüfer sarıkanat palamut vs için surf takım kullanmak gerekli. Yaz aylarında istavrit benzeri balıklar kıyıladığından lrf yapılıyor yeni moda Hepsinin yeri farklıdır spin kamışla uzak mesafeden akıntılı sularda ağır kurşun çalışılmaz.
Boğaz'da surf avcılığı kullanılan ekipmanların tüm Dünya'da kullanılan şekillerinden oldukça farklı, sadece İstanbul Boğazı'na özgü bir stildir. Lüfer, sarıkanat ve palamutu İstanbul Boğazı'nın derin ve akıntılı sularında yakalayabilmek için çoğu zaman tek yöntemdir. Tabii oldukça yorucu ama bir o kadar da zevklidir. Bu yöntemle beklemeli avlar yapılmaz, 5-9 cm. arası rapala veya kaşıklar ağır kurşun arkasından yüzdürülür, at-çek yapılır. LRF konusu Boğaz'da bence biraz fantazi. Bu av şeklini akıntısız koylarda denedikleri için akıntıdan etkilenmiyorlar. Ama Boğaz'da LRF ile iri istavrit veya iskorpit dışında balık almak oldukça sürpriz olur. İstavrit ve iskorpitin ise zaten daha verimli ve basit av yöntemleri mevcuttur. Bu av şeklini tercih edenler sanırım gelen balık boyuna göre daha zevkli bir av sunduğu için tercih ediyorlar ama yakalanan balıklara bakılırsa ben İstanbul Boğaz'ında LRF yöntemini tercih etmem. Belki İstanbul'un Marmara'ya bakan kıyılarında eşkina, karagöz, mırmır, levrek için denenebilir.
LRF yönetmi bildiğimiz klasik spin yöntemidir. Boğazda bunu uygulamak zordur. Boğazdakı yegane yöntem ağır kurşun (100-200 gr), ve maks. 12 cm rapala ile at çektir ki bu da yorucu ve TEHLİKELİDİR ( atış yaparken çevrenıze ve kendınıze çok dikkat etmenız gerekir, hele kalabalık sahillerde) Bu yöntemlerden en uygunu bana kalırsa SPİN'dir, SPİNİ'de yapacaksan alacaksın bir spin kamış ve makıne, akıntı olmayan yerlerde levrek ve lüfer peşine düşeceksin (Silivriden sonra Çanakkaleye kadar) Bunun dışında ki yöntem bildiğimiz YEMLİ AVI yöntemidir. Bunu zaten her zaman yaparız...
http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=58605 Bu konu altında paylaştığınız raporda iki kişi yaklaşık 4 saatte bıraktıklarınızla beraber 60'a yakın balık yakalamışsınız. Tabi ben bunu o zaman da görmüştüm. Sonra bir veya iki kişinin profilinde okuma v system kamışa sahip olduğunu gördüm. Boğazda modanın değiştiğini düşündüm. Bir de forumda "surf ile atçek yaparsak ne olur? gibi bir soruya birinin abartılı bir şekilde yorulmaktan bahsettiğini görünce nedense bugüne kadarki boğazdaki surf oltacılığıyla ilgili tüm bildiklerimi bi anda unutuvermişim. Nörolojik bazı problemlerim var. Geçmişteki bazı şeyleri kısmen veya tamamen unutabiliyorum. Tekrardan hatırladığımda küçük bi şok geçirdim. Bi şekil de bu malzemeleri almış bulundum. Artık ben de buna göre avlanırım. Boğaz hayalimi biraz daha erteleyeceğim anlaşılan. Zeytinburnu'ndayım ben de. 17 yaşından beri (yaş:23) kendi çapımda avlanıyorum. Motosikletimi aldıktan sonra boğaz balıkçılığı da yapmayı düşünüyorum. Okuluma da yakın olduğundan çok güzel olacağını düşünüyorum. Herkese teşekkür ederim cevaplarınız benim için yeterli oldu. Ancak sayın Aret o balıkları nasıl aldığınızı çok merak ediyorum bir tek.
Satın aldığın yerden almadan önce malumat isteseydin keşke. Bu tip soruları malzeme almadan önce sormak çok daha sağlıklı oluyor. Hem de yazılı, hatırlatıcı bir kaynağın olur. Lrf ve spin avcılığı kullanılan sahteler, kullanılan kamış falan bakımından birbirinden biraz farklıdır. Senin elindeki takım spin takım. Kullanacağın sahteler biraz daha ağır olacağı için lrf takımından daha uzakta avlanabilirsin ama asla gerçek bir lrf takımı kadar (lrf diye satılan alabalık kamışlarından bahsetmiyorum) heyecan ve keyif vermez ama surf takıma göre balığı daha fazla hisseder ve keyif alırsın. Spin takım, surf takım kadar uzun sezon av yaptırmaz ama yaptırdığında da adamı mutlu eder. Spin avcılığını daha uzun sezonda yapabilmek için iyi mera bilgisi ve bol gezinti gerekebilir.
Spin takımın ucuna bir klips, 15 gr kurşun taktılar bu klipse, aynı klipse 1 metre civarı beden yaptılar ince... Ucuna sahte balık takıp atıp çektiler.
Biz spinle aldık. Sanırım sen LRF ile Spin avcılığını aynı şey zannediyorsun, oysa birbirinden çok farklı dispilinlerdir. Surf ise bambaşkadır. LRF (Light Rock Fishing) 2-10 gram atarlı en ince kamışlarla ve bunlara uygun en küçük makinelerle yapılır. Kullanılan yemler küçük balıklar olduğu kadar yine çok hafif kurt veya karides sahteleri de olabiliyor. Böylece eşikanadan, mırmıra, istavritten, ispariye her türlü balığı bu yöntemle avlamak mümkün oluyor. Gelen balık da kamış çok ince olduğu için avcıya balık avlama zevkini çok yoğun yaşatıyor. Bu kadar hafif takım kullanmanın başlıca amaçları 2-3 gramlık çok hafif sahte yemleri mümkün olduğunca ileri atmak ve bu yemlere aksiyon verebilmektir. Spin avı ise LRF'ye göre daha ağır takımlarla yapılır. Genel olarak 10-40 atarlı ve 2,40-2,70 spin kamışlar ve bunlara uygun makineler ile yapılır. Senin almış olduğun makine ve kamışın LRF değil de bu amaca uygun olduğunu düşünüyorum. Tabii uzunluk ve atar değerlerini verirsen kesin bir yorum yapabiliriz. Dolayısı ile, eğer tahminim doğruysa bir spin takım sahibisin. Spin takımlar genelde 10-15 cm uzunlukta ve 15-20 gram ağırlığında iri sahte balıkları sahilden atıp levrek, kofana veya talı suda turna gibi iri avcı balıkları avlamaya yarar. Kıyı balıkçılığının temel disiplinlerinden biridir ve çok yaygındır. İstanbul Boğazına gelince, suların akıntılı olması ve hedef balıkların az olmasından dolayı bu disiplini kendi amacına uygun olarak kullanan ve sonuç alabilen çok azdır. Ancak aynen surf takımda olduğu gibi bu takımlar da İstanbul Boğazına özgü bir kullanım şekline sahiptir. Bu da gece su üstü spin avcılığıdır. 9-11 cm. civarı uygun renkte sahteler geceleri Boğaz'ın az akıntılı ve ışık alan yerlerinde atılıp çekilerek sarıkanat avı yapılır. Eğer merada balık varsa verimli bir yöntemdir. Çıkış zamanı Nisan sonlarına doğru başlayıp Mayıs ayı boyunca sürer. Sonbaharda da Ekim-Kasım aylarında benzer şekilde birkaç hafta su üstünden balık alınır. Sonra Aralık ayına doğru sular iyice soğuyunca balık derine iner ve geceleri su üstünde gözükmez. Bu durumda balığı sadece gündüzleri açıktan ve dipten, surf takımlarla almak mümkün olur. Kısacası linkini verdiğin av bizim bir gece su üstü spin avımızdır.
Elimdekiler yukarıdakilerin aynısı. Aşağıdakilerde ilerde almayı düşündüklerim. Salinanın 7 fincanlı olması sorun yaratır mı? 3 fincanlı tek parça kamış daha mı iyidir? Makine örgü ipe dayanıklı mıdır? Yoksa ryobiler mi daha dayanıklıdır?
Resimler çıkmamış. Okuma V System 2 Parça 2.70 30-60 Atarlı Spin Kamış Okuma Trio 40S Makine Yukarıdakiler elimde olanlar. Aşağıdakiler almayı düşündüklerim. Okuma Salina 3 Parça 4.20 100-200 Atarlı Surf Kamış Okuma Avenger 65-B
Düşündüğüm gibi elinde olan bir spin kamış. Bu kamışla zaten LRF yapamazsın. Bu kamış 30-60 gramlık sahte yemleri atıp aksiyon vermek için üretilmiştir LRf yemleri ise 3-4 gramdır. Bu kamışla Boğaz'da ekim ayından sonra geceleri akıntısız ve ışıklı yerlerde iri sahte balıklar atarak su üstünden sarıkanat-lüfer yakalayabilirsin. Almayı düşündüğün ise bir surf kamış. Yine Ekim ayından sonra bu kamışla gündüzleri 150 gr. civarı kurşunla 5-9 cm. sahteler atıp derinden sarıkanat-lüfer yakalarsın. Diğer zamanlarda da her türlü çapariyi yapabilirsin elbette.
Aret; Spin kamışla sarıkanat ve lüfer için ne kadar uzağa atmak gerekiyor; meraya göre değişir tabi ama, mesela Kabataş-Fındıklı cıvarında oturuyorum; oralarda spinle verim alınabilir mi sence? Spinle 40 metreye ulaşılabiliyor herhalde, bu kafi midir? (Elimde 2.89 cm/10-34 gr Spin kamış var) Yoksa kamışın peşinden onun uygun olduğu mekanlara mı gideceğiz. Bu arada bu kamışla sanırım LRF de yapılabilir, değil mi? Sonuçta 10-15 gram arası LRF için uygun olmalı.
Evet o bölgelerde gece spin avı yapılıyor. Ekim-Kasım aylarını beklemek gerekli. 40 metre uzaklık bu av için gayet yeterlidir. LRF 2-10 gram atarlı daha hafif takımlarla yapılıyor. Elinizdeki kamış lrf sahtelerini yeteri kadar uzağa atamaz ve tam aksiyonu veremez. Balık yakalanır ancak çok randımanlı olmayabilir.
Eyvallah teşekkür ederim, Ben bir tane surf kamış aldım ama galiba Spin ve LRF'yi daha çok yapacağım. 1-10 gr atarlı bir tane alırım. Surf'ü taşımak, atmak hep mesele... Başka nerelerde spin atabilirim, biliyor musun? Yani öyle gizli mekanları sormuyorum, deşifre olmuş, bilinen yerler olabilir.