Herkese selamlar. Güncel değil ama 1 Ekim gecesi başlayıp 2 Ekim sabahı biten av raporumu sizlerle paylaşıyorum. Siteden tanıştığım ve Aynı zamanda Hemşerim Şehzadem(Barış) arkadaşımla cuma günü düştük Altınapa yollarına. Barış zaten tam tekmil hazırlığını yapmış ve beni aradı. Tamam dedik ve saat 21.30 gibi buluştuk saat 22.00 gibi avlak yerine vardık. Kıyıda balıkçı ışıkları yanıp sönüyor yer sıkıntısı var gibi dedik ayak üstü cigaraları çekiştirirken yine Sitenin Sakinlerinden dear_star (mustafa) arkadaşımızın tavsiye etttiği avlak bölgesine gitmeye karar verdik. Yorucu bi gidişti kolumuzda derman kalmadı eşya taşımaktan. Bu işin en kötü yanıda eşya taşıması. Neyse oltaları hazırladık yem olarak mısır kullanıyoruz. oltalar 23.30 gibi anca suyla buluştu yalan olmasın ve bekleme başladı. tık yok. Ateş yaktık barış kardeşimizin getirdiği odunlarla sağolsun o olmasa donacaz... nescafe içiyoz bi yandan zil sesi dinliyoz. benim cebimde kalan bi zil var oturup kalkarken arada bi çalıyo heralde bizde dikkatlice oltalara bakıyoz neyse benden geldiğini sonradan farkettik .. hay senin hasann.... muhabbeti de oldu. Neyse çok uzatmıycam Balık tutamadık arkadaşlar. saat 4 e kadar bekledik balık malık yok. Barış zaten iyice dellendi .Bu adam rapor yazan 2-3 kilo sazan çeken adam benim yanımda kurudu Sonra yer değiştirelim başka bir yere gidelim dedik . hadi bakalım topla eşyalar ordan başka bir bölgeye. kafaya koyduk ille tutacaz neyse vardık yeni mekana. oltaları attık suya bekliyoz derken bi zil çaldı şükür. başında bekliyoz oltanın bida vurursa başlayacaz çekmeye. vurdu ve aldı bizim barış eline oltayı başladı çekmeye. 700-800 gr bi sazan çektik. hemen livara koyduk. ama bu benim ilk tuttuğum balık altınapada. barış ufak mufak diyo ne ufağı oğlum baksana kocaman diyom ben falan bu livarda kaldı. sonrasında bitane daha tuttuk ama o çok küçük olunca saldık. limit altı belki ama ben bu balığı aldım arkadaşlar.napıyım onca saat bekledim barış zaten olayın şokunda. öyle böyle balık avı bitti saat sabah 10.00. resim eklemeye gerek yok zaten çok büyük balık yakalayamadık. Barışı kuruttum sıra dear_star mustafa da. Hadi bakalım herkese rasgele...
Böyle giderse, değil forumu, heryeri kurutabilirsin bence. Özür dilerim ama ben; - Onca yol gittim "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" - Çok uzaktan geldim (başka şehirden) "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" - Onca masraf yaptım "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" - Onca zaman bekledim "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" - Onca tehlike atlattım "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" - Çocuğum için avlanıyordum "o yüzden limit altı olsa da balığı aldım" gibi bahaneleri, kendi adıma geçerli görmüyorum. Neden biliyor musun sevgili Hasan? Çünkü bugüne dek, imkanları kısıtlı olduğu halde benden çok masraf yapan, benden çok yol giden, "neler atlattım yahu?" derken, benden daha tehlikeli durumlara düşmüş olan, benden daha fazla balık için bekleyen ama yakaladığı, bırak limit altını, trofesini bırakmış olan insanlar tanıyorum. İşte bu sebeple, yukarıda bahsettiğini mazeret olarak göremiyorum. Keşke o balığı salsaydın. Belki eve balıksız döner ve çevrendekilerin alaycılığına maruz kalırdın, belki birileri balık yiyemezdi v.s. ama bir gün çocuğuna "ben balık tutup salmıştım" diye başlayan bir hikaye anlatabilir ve çocuğunun bile amatör balıkçılığa bakış açısını daha küçücükken değiştirebilirdin. Bir balık alt tarafı, ne kadar tatava yaptı diyeceksin biliyorum. Ama bu sadece senin tuttuğun "bir"... Bunu bu kadar rahat yazarken, daha kaç "bir"e sebep olabilirsin, bunu ne sen ne de ben bilemeyiz. Denizleri kurut, gölleri kurut, arkadaşlarını kurut, forumu kurut, heryeri kurut... Ama senden rica ediyorum, bu kadar rahat alıkoyup, bu kadar rahat anlatma. Çünkü takdir edersin ki bizim işimiz beyinlerle. Zihniyet değişsin derken, buna çabalarken, bir yerlerden darbe alınmasın. Kısacası, istersen heryeri kurut ama beyinleri kurutma.
Senmi Benmi? Ben balığa gidiorum hiç kimse balık yakalayamıyor ne kadar uğursuz adamım bılmıyorum, bu şans bir gün dönecek biliyorum cumartesi günü sıyrıtma, istavrit çaparisi,ragot,kaşık,palamut çaparisi,çinekop çaparisi,rapala ve en son olarakda yemli izmarit takımı yaptım saat sabah 8 den 13:30'a kadar sadece bir tane çok güzel bir balık yakaladım. İsmini orada tanıştığım bir abiye sorarak öğrendim Çırçır balığıymış ilk kovayama su alıp seyrettim yeşil bir balık solungaçlarınının orda turuncu şeritler vardı 10 dakıka izledikten sonra suya saldım avı sonlandırdım. Güzel balık yakalamam ve onu seyretmesi güzeldi.
Teşekkür ederim eleştirileriniz için. 800 gr balık limit altı oluyo anladığım kadarıyla. bunun limiti 1 kilo mu? keşke herkes siz kadar duyarlı olabilse.ama malesef yanımızdaki şahıslar küçücük sazanları zil çaldı diyip oltasına takılanı alırken benim de içim acıdı adama bırak abi çok küçük dedim dursun bakalım yeğen dedi. ona nazaran bizim tuttuğumuz 800 gr lık balık kocaman kalıyo yanlarında. sizde bukadar üstüme gelmeyin napıyım arkadaşlar olanın en iyisi buydu valla. Neyse bakalım inşallah bundan böyle daha dikkatli ve daha kısmetli olurumda burda 3-5 kiloluk sazanları paylaşırım.zaten maksat balık tutmak pişirip yemek değil. o yüzden içiniz rahat olsun bilinçli avcı olmak lazım bunun farkındayım. ilgi alakanıza teşekkürler tekrardan.
800 gr mı? 100gr mercanları parmak kadar karagözleri livarlara koyanlar görüyorum ben... Biraz araştırırsanız bazı balık sitelerinde bile var bu görüntüler.... fazla uzağa gitmeye gerek yok. Denetleme adına hiç bir mekanizma çalışmıyor jandarma iki adım ötede görev yapıyor ama kanundan haberi bile yok. Böyle gittiği sürece sanaldan anca uyarı yapmakla yetiniriz. Konuyu açan arkadaşa değil bu yazdıklarım yanlış anlamasın bizde zamanında bilinçsizce avlandık, bu tür platformlar sayesinde farkına vardık bazı şeylerin ama dışarıda çok büyük bir kesim bunlardan haberdar değil ve olmayada niyeti yok... başka çözümler bulmak gerek.
Sevgili Caner, Ben "şunu yaptım, bunu yaptım" demekten hoşlanan biri değilim. Ki buna rağmen, örnek teşkil etmesi açısından, utana sıkıla (bu anlamda yanlış anlaşılmaktan her zaman korkmuşumdur çünkü) forumda bazı şeyleri paylaştığım olmuştur. Ancak, bir şeyi yapmayı kafama gerçekten koyduysam yaparım, o yaptıklarım her neyse de çevremde bana yardımcı olmuş olan ya da yakın arkadaşlarım ne yaptığımı bilirler. Velhasıl kelam, ortalığa saçılmamış olsa da, ben reelde bu konularla uğraşmayan biri değilim. Bu rapor (ya da av hikayesi diyelim) sanal bir ortamda yayınlandığına göre, onunla ilgili uyarı da elbette sanalda olacaktır. Ki bu bir uyarı değildi, sadece bir eleştiriydi, Hasan arkadaşımız da kendince gerekeni söyledi. Avlanırken yanlarında olmadığımıza göre, buradan fikrimizi söylemekten daha doğal bir şey olamaz. Nasıl ki avlaklarda tuttuğu balığı beğendiğimiz arkadaşları tebrik edip, burada yayınlanan raporlara da tebrik yazıyorsak, aynı şekilde reelde müdahale ettiğimiz durumlara, sitede yayınlandığı zaman da müdahale edebilir, fikrimizi söyleyebiliriz. İşte bu nedenle, senin "uyarı yapmakla yetinmek" değimine katılmıyorum. Zira eğer bugün eskiye nazaran daha fazla bilinçli avcı varsa, "daha önce şöyle avlanıyordum ama bugün şunlara dikkat ediyorum" diyen arkadaşlarımız varsa, özür dilerim ama bahsini ettiğin şey "uyarı yapmakla yetinmek"ten öte bir durumdur.
Sennur hanım, Sanal bir platformda olduğumuzun farkındayım ama balık avı sanalda gerçekleşen bi olay değil........... monitörün içine sallamıyoruz takımları. Denizi var, gölü var, akarsuyu var, çayı var... varda var.... Bu yüzden sanaldan olaya müdehale etmek sadece bu sitenin üyelerini kapsıyor. Sizin sorumluluk sahanız bu site ve çevresi olabilir ama balığı madem dışarıda avlıyoruz, dışarının şartlarınıda göz ardı etmemek gerek. Hiç bişey yapmıyorsunuz demiyorum, zaten yapabilseniz bile tek başınıza bu iş olmaz, yapmışsanız bile elinize sağlık ama o kadar işte, dışarıda aynen sürüp gidiyor herşey değişen bişey yok, değişen bişey yoksa yapılanlar yetersiz geliyor demektir..... siz sadece öncülük yapabilirsiniz arkasını bizim gibi üyeler getirebilir demek istediğim dışarıda neler yapabiliriz binlerce sorun var 30 bin tane üyenin içinden bir kaç bin kişi bazı şeyleri değiştirmek için katılım gösterebilir....neden bu güç kullanılmıyor, artık bu iş sanalda kalmamalı. Yıllardır tebliğ hatırlattınız, halen devam ediyorsunuz bir sürü insan bende dahil bilinçlendik ve devam ediyoruz ama yanı başımdaki adam parmak kadar balıkları kovasına atıyorsa sizce yanlış giden bişeyler yok mu?
Şennur hanım, tüm yazdıklarınıza harfiyyen katılmamla birlikte, henüz tebliği tam olarak bilmeyen bir arkadaşımıza yönelik bu sözler biraz ağır kaçmış gibi. Böyle demek yerine, "arkadaşım tebliğe göre tutulan balık küçüktür. Tebliğe uymamız gerekir. Yanında küçük bir metre bulundur, bu balığın limiti .. cm dir. Bundan sonraki avlarımızda lütfen buna dikkat edelim." gibi uyarılar daha yapıcı olmaz mı? Başımdan geçen şu olayı paylaşmak isterim. Bundan bir buçuk-iki yıl önce avlakta 10 kadar olta sıralamış 55 yaşlarında bir abi ile tanıştım. Dikkat ettiğimde oltalarından üçünde tırıvırı takılı idi. İlk gün kısaca tırıvırının canlılara verdiği zararları anlattım. Pek ikna olmamıştı. Birbirimizin telefonlarını not ederek avımızı bitirmiştik. Daha sonra iki üç defa beraber av yaptığımızda her defasında tırıvırının zararlarını kanunen yasak olduğunu anlattım. Böylelikle tırıvırı kullanmayı bıraktı. Her avında küçük büyük demeden ne gelirse toplardı. Onların yasak olduğunu her gittiğimiz avda defalarca anlattım. Küçükleri almayı da bıraktı. Şimdi attığı oltaların sayısını dörde düşürdü. Halen bu abimle beraber ava giderim. Şu an yaptığı tek şey kaldı. O da çok iğneli küspeli takım kullanması. İnşallah onu da bırakacak. Şimdi şunu merak ediyorum. Bu insana real ya da sanalda sizin yapmış olduğunuz eleştirilere benzer eleştirilerde bulunsaydım. Bu insan tebliğe aykırı hareketlerden vazgeçebilirmiydi? Kısaca demek istediğim şudur: Bir insanı kazanmak zor, kaybetmek ise çok kolaydır. Biz kazanma tarafı olalım lütfen...
Sevgili Hasan, ben de anlayışın için sana teşekkür ederim. Eleştirime bakıp da, senin bilinçsiz, hırslı, açgözlü bir avcı olduğun düşüncesine kapılmış olduğumu sanma. Şayet öyle olsaydı, oturup bu hikayeyi de anlatmaz ve balığı alıkoyduğunu da dürüstçe yazmazdın zaten. Ben de sana eleştiri yapmaz, direk uyarı yazardım. Kaldı ki, Seni ve Barış arkadaşımızı tanımıyorum ama siteden gözlemlerimle tanıdığım Mustafa arkadaşımızla birlikte ava çıkan kişiler olarak baktığımda, zaten sizlerden ciddi bir bilinçsizlik örneği görmek aklımın ucundan geçmez. Sen alıkoydum demişsin, ben de keşke salsaydın diyerek bir eleştiri yaptım. Yanındaki insanlar bilinçsizse, onlarla da mücadele et, ki zaten söylemen gerekeni de söylemişsin. Onlarla biz de uğraşıyoruz, uğraşacağız da. Ama yine de biz kendimize düşeni yapalım her zaman. Bir dahakine trofeni kucağında görmek dileği ile, keyifli paylaşımlar. Not: Bir mesaj yazmıştım daha önce ama araya iş girdiği için gönderemedim, o nedenle cevap gecikti kusura bakma lütfen. İşyerinden takip etmek zor oluyor.
Diğer iki mesaj "Sennur hanım" diye başlamış ama işlerim bittikten sonra cevaplayabileceğim arkadaşlar, lütfen kusura bakmayın.
Ben bu siteyi anlamıyorum neden biliyormusunuz? Bir çok kişinin hevesi kursağında kalıyorda ondan , O balığı çeken kişi benim Hasan anlatırken barış demiş ama bilmemeniz normal rumuz vermemiş, O balık yaklışık 40 metreden sürüklenerek geldi , ve geldiğinde iğnenin dudağının sol kısmını yırttığını , 2.nci iğnenin sürüklenme esnasında süzgeçlerini parçaladığını gördüm ve sürekli kan akıyordu zaten. Yani bıraksam zaten ölürdü. + O balık tahmini 800 gr dı. Ölçülmedi. Bunlar bahane değilde ben anlamadığım bazı arkadaşlar vampir misali saldırıya geçmeleri çok acı adamın daha raporu bile yok. Neden ? Çünki yeni Başlamış? Kimse Prof. Değil ! Kimse bu işte uzman olarak doğmadı! dear_star ın dediği gibi adama yüklenmek yerine bak bu böyle olur, böyle ölçülür , Limit budur , aklında bulunsun desek olmazmı? Olur , olur ama yıllar sonra belki...
Hasan kardeşim merhaba Sanırım bu ilk av raporun oldu ama çok detaylı olamadı, hepsi dear_star yüzünden bizi denizfeneri gibi dikti o kayalıklara tabi baktı onun rekorunu kırcam beni kızağa çekti. Raporunu eleştirenlere kulak asma , Yalnış bişey yapmadık , O bALIK ölüyordu zaten! O yüzden kendini çok bırkama. Bu hafta sonu tüm sitenin ayakta alkışlayacağı bir rapor a imza atalım. Bundan sonraki avların daha güzel geçer inşeallah dear_star a uymayak yeter
ABicim nekadar da beni ve hasanı kayalıkların üstünde dondursanda bu yazını ayakta alkışlıyor ve saygılar sunuyorum.
Yok dostum ortada can sıkacak bir durum görmüyorum zaten. arkadaşlar kendi görüşlerini belirtmişler olsun. Hem benim çevremde balık tutan eş dost yoktu şimdi sitenin sayesinde sen ve mustafa gibi değerli dostlar edindim. Daha faydalı bilgilerle en güzel avlara imza atarım inşallah. arkadaşlarada tekrar söylüyorum kırgınlığım yok kimseye zamanla beni tanıdıkça raporlarımı okudukça onlarda hak verecektir bu acemilik dönemlerime. Yine söylüyorum amacım bilinçli av yapmak ve bunu inşallah siz dostlarımla beraber yapmak dear_star mustafa dostum sanada teşekkür ederim desteğin için. Selametle
Sevgili Caner, senden alıntı yaparak cevap yazdığım ilk mesajımda sanal-reel durumuna net bir şekilde açıklık getirdiğimi düşünüyorum. O nedenle ikinci kere yazmayacağım. Diğer konuya gelince, tek başıma da, küçük-büyük-çok büyük ekiplerle de çalıştım. Çokça taleplerimiz olduğunda, tamamını karşılamış olamasak da illa ki en az birinden sonuç alındı. Ancak şu var, insanlar genel itibari ile bu tip konularla reelde uğraşmaktan sıkılıyorlar. Bahsettiğim çalışmaları, geniş ekiplerle yaptığımızda, insanların hevesle başlayıp, daha sonra çalışmayı boşladıklarını gördük. Bu, her zaman ama her zaman böyle oldu. Konular, döndü dolaştı ve hep birilerinin üzerine yıkıldı, üzerine yıkılanlar tek başlarına ya da daha küçük ekipler halinde uğraştılar. Sen diyorsun ki, "bunca insan neden ilgilenmiyor?"... Çünkü, izlenmesi gereken yolu bilmiyorlar ve dolayısı ile ilk etapta bu nedenle ilgilenmiyorlar. İzlenmesi gereken yolu göstererek çağrıda bulunduğunda ise bulaşmaya hiç niyeti olmayanlar yine bulaşmıyor ama gerçekten ilgili olanlar küçük bir ekip oluşturabiliyorlar. Burada gördüğün sayı seni yanıltmasın. Onlar sisteme sürekli isyan eden, bu işlerle uğraşmak isteyen, bu işin yasalarıyla ilgilenen insanlar değiller. Buna mecburiyetleri de yok. Bu arkadaşlar sadece balıkçı, o kadar. Balık avlamayı seviyor ve sadece yakalamak kısmı ile ilgileniyorlar. Bu yüzden de kimseye kızmıyorum, zira dediğim gibi mecbur değiller. Bizler de bu işi dikte ile yapmıyor, gönül verdiğimiz için, gönüllü olarak yapıyoruz. Benim kızdığım tek şey, şikayet edip de bir şeyler yapmaya yanaşmayanlar sadece. "Siz yapın, ben sebepleneyim" gibi bir mefhum, bizim elimizi kolumuzu bağlayan asıl düşüncedir. Çünkü o zaman, bir şeyler yapacak olan da ne yapacağını şaşırıyor. Başlasam mı, başlamasam mı, yarı yolda mı kalacağım v.s. diye... Mesela siteden toplu mail gönderiyorum bir çalışma olacaksa ve biliyorum ki, sitenin neredeyse tamamı (100 kişi ya okuyor ya okumuyor) mailleri es geçiyor. Mailine gelmiş reklam, spam v.s. gibi muamele ediyor. Bu da daha çok, hali hazırdaki forumların, neredeyse sitelerinde her yeni konu açıldığında tanıtım maili v.s. göndermesinden kaynaklanıyor. Kullanıcılar tarafından "her zamanki maillerden" denilip geçiliyor. Oysa ki site olarak, organizasyon ya da bu tip çalışmalar dışında toplu mail göndermiyoruz. Bir diğer konu da, ilgi konusu. Bir arkadaşınıza "şu güzelliğe bak" başlıklı bir mail attığınızda, "şu tarihte şöyle bir çalışma yapacağız" başlığından daha ilgi çekici oluyor. Siteye konu açtığımızda ise, yine ancak ilgi gösterenler konuyu açıp bakıyor zaten ve onların içinden de reelde bir şeyler yapmayı isteyenler dahil oluyor sadece. Kısacası, yine küçük bir ekip oluşuyor. Bugün yine bir çalışma yapılsın, yine aynı durum söz konusu olacaktır. Çok uzun zamandır bu konularla ilgileniyorum ve şu ana dek aksi hiç olmadı. Sen, bizler bu konularla bu kadar uğraşırken, bahsettiğin gücü kullanmayı denememiş olmamıza ihtimal veriyor musun? Bu güç, yeni bir keşif değil ki. Şunu belirtmek isterim, tek başıma da bir şeyler başardım, ekip olarak da. Başarısızlıklarım/başarısızlıklarımız, başarılardan daha çok. Ama zannetmeyin ki hiçbir şey değişmiyor. Son 10 yıldır olan bitenlere, en azından yüzeysel olarak bile baksanız, pek çok şeyin değiştiğini görebilirsiniz. 2/2 nolu tebliğ bile, eski sirkülerin çok gelişmiş halidir arkadaşlar (mesela hala win93 kullandığınızı düşünsenize.) Bunu da kimse değil, bizler yaptık. Kabul ettirebildiklerimizi ettirdik, ettiremediklerimiz için hala uğraşıyoruz. Ama bu bizim gönlümüz ve bizim başarımızdır. O yüzden kendimizi de küçümsemeyelim. Yalnız, şunu bilmekte fayda var; bizler kanun koyucu değiliz. Denetim birimlerine yetki verip harekete geçirecek, organizasyonu sağlayacak olan da bizler değiliz. Bizler ancak talep edebilir ve diretebiliriz. Bizler talep ediyoruz, yaptırabildiklerimiz yapılıyor, yaptıramadıklarımız için ise, az önce de dediğim gibi hala uğraşıyoruz. Ha, şimdi kalkıp 1000-2000 kişi faks, mail yağmuruna tutsak ilgili mercileri, bir şeyler elde eder miyiz? Bence ederiz. Kara avcıları isteklerini bu şekilde gerçekleştirdiler, bizler neden yapamayalım? Ama gelin görün ki, yukarıda bahsettiğim sebeplerden ötürü, bu gücü kullanmaktan aciziz ne yazık ki. Şayet böyle bir gücü kullanabilsek, belki bugün balıkçılar zorlu sınavlarla ehliyet almak zorunda kalır, denetim eksiksiz gerçekleştirilir ve zamanla tebliğe dahi gerek kalmaz. Velhasıl kelam, yanımızdaki adam parmak kadar balığı alıyorsa, ona da bir şeyler öğreteceğiz demektir. Senin de dediğin gibi, balıkçılığa her başlayan yanlış bir şeyler yapmadı mı? Bu konular "ha" deyince düzelecek konular değil, emek istiyor. O yüzden, yasaları değiştirmek, ama önce insanların kafasındaki balıkçılık anlayışını değiştirmek için çalışmak lazım. Gerçek-sanal diye ayırmadan. ====================- Not: Dediğim gibi, işyerinden yazmak zor oluyor. O nedenle başka yere kopyalayıp, iş arasında ancak bir iki cümle yazıp, sonra yine devam edebiliyorum yazdıklarıma. Bu nedenle de cevap vermem uzun sürüyor.
Ancak muhakeme edebilen insanlar içten, adil ve vicdan sahibidirler. Bu bölüme yazılan yazıları okuyunca özet olarak bu sözün buraya uyacağını zannediyorum. Vicdan, merhamet... eğer bunlar bir insanda yoksa tuttuğu balık küçük olsa bile geri atmıyor. kediye veririm diyerek atıyor kovasına. tabii yem, tutulan balığın midesine gitmişse veya salsanız bile yaşayamıyacak halde ise o zaman yapılacak bir şey yok herhalde. balık üstatları daha iyi bilir. Bu iş benim için yazlıkta bir vakit geçirme ve o heyecanı tatma olayı. yoksa yem ve malzemeye verdiğimiz paralarla da güzel balıklar alabiliriz. ama onun heyacanı bir başka. bende kıyıdan gördüklerim kadarı ile olta atmaya başladığımda acemi şansı belki mırmırından levreğine kadar balık tuttum. sabahlara kadar durup tutamadığımızda oldu. ama olta atmaktan vazgeçmedim. 1986 yılıydı yanılmıyorsam kış sert geçmişti. avcılar ördekleri çuvallarla sürükleyerek götürüyorlardı. tam bir katliam. işte insanlığın sorgulanma yeri burada başlaması gerekiyor. herkese selam ve saygılar.
Selamlar Mustafa, İyi demiş, güzel demişsin de, ben zaten Hasan arkadaşımızı kırmak niyetli bir şey söylemedim ki. Gördüğün gibi anlaştık da. Şayet senin dediğin gibi tebliğe göre şöyle olmalı v.s. deseydim, o zaman onun adı uyarı olurdu. Ama ben Hasan arkadaşımızı uyarma gereği duymadım, çünkü ortada buna sebep bir durum yoktu. Neden yoktu? Çünkü sen zaten yanındaymışsın, balık küçük v.s. bile demişsin, seni de siteden az çok tanıyor, biliyorum. E sen yanındayken, ben neden kalkıp da tebliğ v.s. diye anlatayım ki, muhtemelen bahsetmişsindir zaten. Kaldı ki, kendisine de yazdığım gibi, ben O'nun bilinçsiz, hırslı v.s. bir balıkçı olduğunu düşünmedim. Aksi halde, balığı alıkoydum gibi dürüst bir ifade kullanmazdı zaten. Bil ki, Hasan arkadaşımızın art niyetli bir balıkçı olduğunu düşünseydim, "heryeri kurut" demezdim. Çünkü inan, bunu bile kullanacak insanlar tanıyorum. "Sen dedin ben de avladım" derler, kesinlikle emin ol. Bunun yanısıra kalkıp, "ne yaptın, küçük balığı almışsın, bu nasıl avcılık, bu nasıl zihniyet, sizin gibiler yüzünden balık kalmadı" v.s. gibi söylemlerde de bulunmadım. Çünkü öyle biri olmadığı gün gibi ortada. Ben, "kendimizi bu tip bahanelerle avutarak vicdanımızı rahatlatıp, balıkları alıkoymayalım" demek istedim. Sadece konu üzerindeki şahsi eleştirimdi. Çünkü dediğim gibi, balık yakalamış olma anısı gibi, "bunu saldık" diye çocuğumuza anlatacak başka bir anı da yaratabileceğimizi göstermek istedim. Bunu yaparken de ne arkadaşımızın kişiliğine saldırdım, ne avını kötüledim. Belki "beyinleri kurutma" lafımı farklı algılamış olabilirsiniz ama onu da açıklayayım; burada bahsetmeyin ki, insanlar örnek almasınlar ya da kendilerine bundan pay çıkarıp art niyetli davranmasınlar demek istedim. Çünkü bunu malesef çokça yaşadık, hala da yaşıyoruz. ======- Bir şey daha söylemek istiyorum, lütfen her eleştiriyi saldırı gibi algılayıp, hemen arkadaşlarımızı savunmaya geçmeyelim. Bu şekilde belki daha sağlıklı iletişim kuracağız ama neden bilmiyorum her defasında birileri birilerini savunmaya atılıyor. Bundan yavaş yavaş vazgeçelim arkadaşlar, kimse kendini ifade etmekten aciz değildir emin olun. Arkadaşınız bir şey yazar, karşısındaki anlamaz, arkadaşınızın doğru şekilde ifade edemediğini düşünürsünüz ve o zaman arkadaşınızın yerine durumu açıklama gereği duyabilirsiniz ama lütfen ortada bir şey yokken, her konuda başkaları adına savunmaya geçmeyelim. Bu şekilde, konularda başka başka yerlere gidiyor. Şimdi, ben yazmış, o yazmış olacaktık, konu bitecekti. Ola ki bir yanlış anlama oldu aramızda, bunu da açıktan ya da özelden aramızda yine hallederiz. Ama lütfen bunların olmasına fırsat verin. Bırakın, arkadaşlarımızı eleştirebilelim, karşılığını O'ndan alabilelim, yanlış anlamaları ya da tatsızlıkları da aramızda halledebilelim. Bir eleştiri yazıp, on kişiye dert anlatmak gerçekten yorucu oluyor arkadaşlar. Şimdi bunları bir de Barış'a anlatmak var. Copy-paste mı yapsam acaba?
Şennur Hanım, Aslında bu yazdıklarım, içimde birikenlerin patlamasıydı. Bilmeyen insanlara bazı üye arkadaşlarımızın aşırı gösterdikleri tepkilere bir haykırıştı diyelim. Beraber av yapmışız da ben onu savunmuşum gibi bir anlam çıkıyor. Hasanla henüz yüzyüze tanışma fırsatım olmadığı gibi beraber av da yapmadım Burayı düzelteyim.
Sevgili Barış, Öncelikle vampir olmadığımı söylemekle başlayayım. Kimseyi de "aman yanlış mı yapmış, hemen konusuna yazayım" diye takip etmiyorum. Yüklenmek demişsin ama, inan bana yüklenmem gerekirse yüklenirim ve bu ya laf anlamayan birine karşıdır ya da sürekli yalan dolanla burada rapor yayınladığından emin olduklarıma karşıdır. Bir şeyleri düzeltmek için uğraşmışımdır, uzun zaman müsamaha gösterilmiştir ama tavrında ısrarlıdır, ben de yüklenmişimdir. Ya da onca şeyden sonra yüklenmekle hiç uğraşmam, "bu siteye uygun değilsiniz, başkalarını da yanlışa yönlendiriyorsunuz" diyerek site ile yolunu ayırırım ve biter. Hasan arkadaşımızın ise bunlarla uzaktan yakından alakası yok (bkz. Mustafa arkadaşımıza yazdığım cevap.) Senden ricam, yazılanları tam olarak algılamadan, "vampir" gibi tanımlamalarla, karşındakinin kişiliği ile ilgili yorumlarda bulunma. Ben de buna kızıp senin kişiliğin için laf edecek biri olsam, yok yere dünyanın kavgasını ederiz şimdi değil mi? Seyreyle o zaman gümbürtüyü. İnan bana yazışarak ya da imkan olursa konuşarak anlaşmak varken, tatsızlıkla sonuçlandırmanın kimseye yararı yok.