Av yasağı nihayet başladı,başladı başlamasına ama neyin yasağı başladı acaba Gırgır-Trol yasağımı yoksa balık av yasağımı bunu tartışmak lazım, şayet balık avı yasağı başlıyorsa tüm av gereçlerini uygulayanları da kapsamalı onca imza kampanyaları,bağırış çağırış tamam da kendimizi sorguladık mı hiç.Gırgır-Trol denince hepimizin tüyleri diken diken oluyor,neden?irili ufaklı ne varsa silip süpürüyorlar da ondan,peki ya görmediklerimiz,görüpte dile getirmediklerimiz,yasak uygulanacaksa irili ufaklı tüm profesyonel (epey de kaçak var ya) balıkçı teknelerine uygulanmalı,yılın belirli dönemlerinde av yasağı uygulanıyor ama yılın 12 ayı bazılarına yasak hiç uygulanmıyor.Dipleri silip süpüren marya ağları,paraketeler,kıyılarda ne var ne yok toplayan bırakmacılar,voliciler bir yandan ırpçılar bunlar niye yasaklanmıyor hatta niye gündeme bile gelmiyor.Limanlarda,bükelerde,marinalarda,barınaklarda kayıtlı ve kayıtsız dünya kadar tekne mevcut hepsinin de kıç üstünde ağlar, bunları her gün görüyoruz sırf ben değil hepimiz görüyoruz peki niye hiç dile getirmiyoruz.Komşumuz Yunanistan bizden balık ithal ediyor bunu hepimiz biliyoruz ama dikkat edin bakalım hangi aylarda balık ithalatı var.Kendi sularında balık av yasağını uygulamaya başladığı dönemlerde bizden balık ithal ediyor o zaman bu ne demek,ben sahilime sahip çıkarım sen ne yaparsan yap.Karagöz,mercan,sinarit,levrek ithalatın en gözde balıkları peki bu balıkları gırgırlar mı yoksa troller mi avlıyor tabiki onlar değil yasak uygulanmayan diğer zümreler.Bakın dostlar ben her gün denizdeyim ve inanın son günlerde sadece bunu gözlemliyorum Saroz da ağ bırakılmamış parakat atılmamış bir karış yer maalesef yok.Kilometrelerce marya ağları,paraketeler her tarafı sarmış durumda ve her gün,buna ne can dayanır nede balık.Diliyorum ki bu konuda tüm arkadaşlarım duyarlı davranır ve hep birlikte bir şeyler yapabiliriz diye umut ediyorum.Mutlaka aramızda hukukçu arkadaşlarımız vardır ve ne yapılması gerektiğini, nereye ne şekilde müracaat edileceğini biliyorlardır.Bu denizler hepimizin kalın sağlıcakla.
Turgay abi bu konudaki hassaiyetini ve duyarlılığını biliyoruz, bu konu hepimizin içini acıtmakla beraber, senide derinden sarsmış, Yolu yordamı bilen arkadaşlar var ise, bende gönülden iştirak ederim, bir şekilde bunu daha fazla kişiye duyurarak bilinçlendirmenin yollarınıda düşünelim,
bu konularda sanırım bir şekilde örgütlenmek, kalabalık olup ses duyurmak gerekiyor. belki de ilgili makamlar bu tür durumları idrak edebilecek kadar bilgili veya iligili değildir (salla başı al maaşı anlayışı). dolayısıyla da mevcut uygulamaları yeterli buluyor olailirler. yani belki de makamlar halkı bilgilendirip doğru yöne çekeceğine, halk makamları uyarıp, doğru yolun bulunmasına sevk edebilir. çünkü böyle devam ederse, ileride makamlara, yönetmeliklere, tebliğlere de artık gerek kalmayabilir.
Turgay abi, nedense biz hep sivrisineklerle uğraşıyoruz. Yatağını kurutmayı beceremiyoruz. Maalesef kurallı bir toplum olmak istemiyoruz. Söylediklerinize harfiyen katılıyorum.
küçük balıkçının gelir düzeyi çok düşük olduğu için yasak konmuyor.zaten tuttuklarıyla günlerini geçiriyolar aylarca yasak koymak için devletin bi fon oluşturması gerekiyor bunuda sağlıycak bütçe yok.3. dünya ülkesi olmanın sonuçları bu açlık çeken insanlara balık neslini korumak falan anlatamazsın ilk dicekleri adammı öldürelim soygunmu yapalım başka gelir elde edicek yerleri yok sosyal devlet yok fon oluşturup yardım yapsın o yüzden bunun önüne geçilme ihtimali yok bide şöle bakmak lazım bu sene av yasağının uzatılmasını küçük balıkçı koperatiflerinin ankaradaki oyları sağladı anamaçadaki yumurtlamaya kıyılara gelen balık kurtuldu voliyle uzatmayla o kadar darbe vuramıyolar gırgır manyat trol algarna balığı kurutan yasak zamanı tek darbe yiyen dip balıkları oluyo her tekne 30 40 paket ağ uzatıyo diplere akan balıklarda yükselmediği için ağlarda kalıyo bakaryos kalkan kırlangıç iyice azardı bu misina uzatmalar yüzünden bakalım misina ağ yasağını uygulayabiliceklermi asıl mesele bu.
Münferit yapılan müracaatlarla bir yerlere varılmıyor,Başbakanlık , Tarın ve Köy İşleri Bakanlığına defalarca yazdım fotoğraf yolladım cevap bile vermediler kitlesel olarak çoğunluk oluşturup müracaatta bulunmak faydalı olur diye düşünüyorum bunu da en iyi yapabilecek arkadaşlar hukukçulardır sanırım.Kalın sağlıcakla.
Cem dostum küçük balıkçılıkla uğraşanların nerdeyse tamamı bir kamu kurum ve kuruluşundan emekli,diğerleri ise zaten tarla sahibi çiftçi anlıyacağın balık avı onlara zaten ek gelir sağlıyor tabi ben bunu niya yazıyorum Çanakkale ve Sarozda av yapanları bildiğim için mutlaka bu işe ihtiyacı olupta direk bunula geçim sağlıyanlarda var ama şuda bir gerçek pazarda ki esnaf vergi ödüyorsa,simit satan seyyar vergi ödüyorsa o zaman bununla geçimini sağlıyan da vergi ödiyecek plakalı tekne sahibi olup ucuz mazot kullanmakla iş bitmiyor.Kal sağlıcakla.
bu konudaki hassasiyetinizi taktir ediyorum. bu ve buna benzer hadiselerin önlenmesi örgütlü toplum olmaktan geçer diye düşünüyorum. ama örgüt deyince akla terör örgütünün geldiği güzel ülkemde malesef bu aşamaya daha çook uzun yollar var diye düşünüyorum.
Hukuk devletiysek eger.... Turgay bey, Dediginiz gibi, topluca yapilabilecek bir girisim icin hukukcularin gorusunu almakta fayda var. "Başbakanlık, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na defalarca yazdım, fotoğraf yolladım, cevap bile vermediler" demissiniz. En azindan vatandas olarak vicdani bir gorev yaptiginizi, ancak yetkililerin konuyla ilgilenmedigini kamuoyuna duyurmakta fayda var. Eger hukuk devletiysek, "bundan birsey elde edemeyiz" demeden, iyi niyetle mucadeleyi surdurmek lazim. Mesela bir imza kampanyasi baslatilabilir, toplanan imzalar dilekce ekinde bolgeniz milletvekillerinden birine (muhalefet) iletilebilirse, evvelce munferiden yapilan basvuru da belgelenirse, yetkililerin ilgisizligi "gorev sorumluluklarini yerine getirmeme ve ihmal" kapsaminda TBMM'de soru onergesi olarak dahi gundeme gelebilir. "Yok daha neler" demeyelim, yakin gecmiste cok daha onemsiz konular bu sekilde Meclis gundemine geldi, tartisildi, bu kadar onemli bir konu nicin gelmesin??? Yeter ki meseleyi sahiplenecek dogru kisiyi bulabilelim. O noktada da iktidar - muhalefet cekismesinden hayirli bir is adina faydalanmak bir fikir olabilir. Belki bu sayede bu cekismeden ilk defa memlekete bir fayda saglamis oluruz. Bereketli avlar dilerim.
bu iş ciddiye alınıyorsa herkesin örgütlenmesi gerekir. geçen gün konuların birinde "bankalar balıkçılara sezon başında kredi veriyor. onlar da geri ödemeyi yapabilmek için hertürlü, mümkün olduğu kadar uzun süreyle avlanmak zorunda kalıyor. balıkları buzhaneye atıyorlar. mevsim dışı yok pahasına satıyorlar" gibi bir muhabbet vardı. olaya bak: bankalara kar yaptırtmak için denizler boşaltılıyor. insanlara buzhane balık yediriliyor (bizim ülkemizde). yakın gelecekte balık kalmayacak denizlerde. bankalar borcunu ödeyemeyenlere haciz koyacak. bir şekilde paralarını kurtaracaklar. sonuçta; kredi alanlar işsiz, halk balıksız, bankalar müşterisiz kalacak. kim karlı çıkacak peki
Bu konunun en önemli unsuru aslında maliye peki neden maliye bakın dostlar küçük bir işletme açacaksınız cebinizde nakit para kimseye hele hele bankaya hiç ihtiyacınız yok fakat ruhsat-bağkur-esnaf sanatkarlar veya ticaret odası kaydı-diploma vs.vs. onca prosedürü halledeceksiniz ve iş yerinizi açacaksınız ondan sonra vergi dairesinden ayrı belediyeden ayrı denetlemeye gelicekler yani küçükte olsa bir işletmenin bir çok kuruluş ile bağlantılı işlevleri var.Şimdi gelelim balıkçılığa mesleğiniz ne olursa olsun,ister emekli ister tornacı,ister doktor hiç mi hiç farketmez yeterki plakalı bir tekneniz olsun buyrun denize istediğiniz avı yapın kimse bir şey demez evrakları tamamlayıp denize elverişlilik belgenizide aldınız mı bir de ucuz mazot hakkınız var şimdi bu yasal mı?Teknemi profosyonel yoksa sahibimi.Aslında her önüne gelene plaka vereceğine veya elden satışına müsaade edeceğine maliye tarafınfan bu tekneler ticari olarak kayıt altına alınsın bakalım o zaman kaçak avcılık veya yasaklara uymama söz konusu olur mu.Üzülerek tekrar belirtmek isterim bizler hala gırgır-trol-algarna ile uğraşmaya devam edersek başkaları bu boşlukta denizlerimizi silip süpürmeye devam edecek.Kalın sağlıcakla.
Aynen destekliyorum abi.Bende mesaj attım,bilgi edinmeden cevap istedim cevap vermediler.2 sene önce mayıs ayında Enez'de kıyılara kilometrelerce ağ serilen serildiğini gördüm.
Pasta küçülünce ortalık karıştı. Benim şahsi görüşüm,bu işin çözümü,AB uyum müktesebatında yazılı. Zaten yavaş,yavaş o süreç çalışıyor.
Turgay Bey gerçekten önemli bir konuya değinmişsiniz öncelikle bunun için sizi tebrik ederim Bence birşeyler yapılabilmesi ve bir yerlere sesimizi duyurabilmek için öncelikle resmi kuruluşları yani dernek ve sivil toplum kuruluşları bu konuları medya gücünüde arkasına alarak çalışma yapmalı belki o zaman birilerinin dikkati bu konulara çekilir yani bu sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmeleri gerekmektedir bu benim nacizane fikrim Kalın sağlıcakla
3 tarafı denizler le çevrili ülkeme hala denizcilik bakanlığı kurulmuyorsa, çok kesin ve caydırıcı cezalar uygulanmıyorsa , demekki birilerinin gözü bizim denizlerimizin ve balıklarımızın üstünde, ne yapsak ne yazsak boş , bunlar laftan anlar olsa, bunların vicdan sahibi olsa, bunlar çocuklarının yarınını düşünse, zaten boyle birşeyler konuşmamıza gerek kalmaz.
Sevgili Kardeşim Turgay Yanında olsaydım seni sarılır öperdim.İlk defa cesur yürek birisi olarak,bütün forum ve sair ortamlarda doğruyu dile getiren sensin,can-ı gönülden tebrik ediyorum. Yazdıkların o kadar doğru ve vahimki. Neticede ama faydalı ama tam faydasız gırgır ve trollere bir yasak dönemi uygulanıyor.Bunların tümünün toplamı 5 bini anca bulur.Öte yandan gerek büyüklük,gerek her türlü elektronik alet donanımı ile gırgırlara erişmek çabasında olan belki 100 bin tekne yılın 12 ayı,hemde mesafe,derinlik kısıtlamasına tabii olmadan denizlerimizin dibini kazımaktadırlar.Küçük balıkcıyı kollamak amacı ile müsaaede edilen bu durum,amacını çoktan aşmış ve bence denizlerimizin bu günki durumunun baş müsebbidirler. İnanılmaz bir gafletle bu durum akıllara bile gelmemektedir. İlkdefa sen bu duruma parmak bastın,Tekrar teşekkür ve tebrik ediyorum. Sevgiyle kal. Not;Şimdi yazılarımı takip eden bilindik bazıları bunu okuyunca köy kahvesinde aleyhime belkide 50.kere kampanya başlatacaklardır. Ama cesur yürekbir tek sen değilsin,kocasamda cevap verecek,savunacak gücüm vardır.Kerelerce tekne ve motorlarım çalınsada.