Bu Da Bizim Yemli Avımız :)

Değerli Dostlar, hepinize yeniden merhaba. Genel olarak at-çek avları yapan bir ekip olarak, uzun zamandır buluşup bir av macerası tertip edemiyorduk. Bir yandan aşk mevsimindeki levrekleri pek rahatsız etmeme kaygısı (ki avlaklarımızın genelinde at-çek ile ancak levrek tutabiliyoruz), bir yandan da her birimizin işlerindeki yoğunluk bunda etken idi. Bu zaman zarfında çok sevgili av partnerim Turgay Karaaslan, çok mutlu bir tesadüfle forumumuzun üyelerinden Sedat Amca (Sedat Erdem / “seymensedat”) ile yüzyüze tanışmış, Sedat Amca’nın samimiyetine şahit olmuş ve Sedat Amca’nın teknesiyle Didim/Akbük civarında çıkılan yemli balık avlarından haberdar olmuş idi. Elbette, bu güzel havadisi alan bizler, son derece hain hayaller kurmaya başlamış idik: Hafta sonu buluşup Sedat Amca’nın teknesinde şöyle güzel bir yemli ava çıkabilir, deniz ve av hasretimizi giderebilirdik. Fakat Turgay’ın iş ve hayat yoğunluğu böyle bir planı neredeyse imkansız kılıyordu. Yine de, Cumartesi akşamı Çok Sevgili Bahadır Abi (Bahadır Sarıca) ile, avlanamasak da Turgay Karaaslan’a bir kahve içmek için gitmeye karar verdik. Eee, ekip bir araya gelince, belki de biraz emri vaki ile ava gitmeye karar verildi (takımların zaten hazır olduğunu sanırım söylemeye gerek yok). Saat 03.00’da Aydın’dan yola çıkıldı, yolda mamunlar temin edildi ve sabah suyunda Akbük Koyu'nun açıklarında ava başlandı. Yanlış hatırlamıyorsam 10 kişilik bir mürettebat ile gayet eğlenceli bir av gününde mercan, erkek mercan ve gopezler yakalandı (bendeniz, koca gün ancak dört adet erkek mercan yakalayarak, tekneden yemli avlardaki muhteşem beceriksizliğimi bir kez daha kanıtladım Çok şükür, gerek Turgay Karaaslan gerek Bahadır Abi gerek diğer arkadaşlar yeterince balık tuttular da, beni Mine Hanım’dan eve giriş vizesi alacak balıkla gönderdiler). Sizlerle bu eşsiz av gününden yine çok güzel olduğunu düşündüğüm bazı fotoğrafları paylaşmak istiyorum.

Vira Bismillah (ilk fotoğrafla açılışı ben ve Sedat Amca yapalım):





























Av başlıyor; teknenin İlk Balığı Turgay’dan:



“Kırmızı!” olur da Bahadır Abi durur mu:



Gene Turgay:



Mürettebatın av keyfine diyecek yok:

 

Bahadır Abi’den trofe bir Gopez:





Yeterince balığın ardından akşama doğru karanın yolu tutuldu:









Kaptansız av olmaz değil mi:



Mutlu avcılar:



Dönüş yolundan manzaralar:



















Karaya varınca, Kaptanımız çok sağ olsun bize Flying Fish’i de bir güzel gezdirdi, fakat güzelim teknedeki resimlerimiz maalesef kötü çıkmış; o yüzden sadece Flying Fish’in tek bir resmini paylaşacağım:



Çok Sevgili Turgay Karaaslan ve Çok Sevgili Büyüğüm Bahadır Sarıca’ya, Değerli Büyüğüm Sedat Amca’ya, Kaptanımıza ve teknemizdeki diğer av arkadaşlarımıza, sabah suyunda ya takımlarımızı koparan ya iğnelerimizi kıran ve ne olduklarını bile göremediğimiz üç azmanın büyük heyecan yaşattığı, devamı son derece eğlenceli geçen bu son derece güzel gün için tekrar tekrar teşekkür ediyorum; umarım sizler de bu paylaşım vesilesiyle yaşadığımız güzel anlara ve canım Ege’ye bir nebze olsun iştirak edebilmişsinizdir. Hepinize sevgiler ve rast gele.

EDIT (Video İlavesi): Turgay'ın sabah suyunda bir balığı çekerken oltası birden ağırlaşmıştı; bu, muhtemelen yakalanan balığa yapışan bir ahtapot idi. Bu heyecanlı anların bir videosunu çekmiştik; konuyu açarken bulamadığımız bu video diğer hafıza kartından çıktı, işte video:

http://www.youtube.com/watch?v=pmDqB0ZSkvQ

 

Sevgili Aykut'cuğum,
Ellerine sağlık, senin raporlarını okumak gerçekten çok büyük bir keyif.
Bende sana, sevgili Turgay'a ve değerli Sedat ağabeyimize bu keyfi bize yaşattıkları için teşekkür ediyorum.
Daha nice keyifli avlarımıza....

 

At çek dışında da raporlarınızı görmek güzel oldu Şu hastalıklar bir türlü yakamı bırakmadı gitti, balığa hasret kaldım.

 

oralarda olmak vardı dedirten cinsten bir anlatım ve fotoğraflar Aykut,
resmen içim gitti pembişlere

 

çok güzel bir paylaşım.. Anlatım ile sanki ekipten biri gibiydik.) teşekkürler ellerine sağlık.

 

Aykut arkadaşım merhaba,
Ekip olarak gidilen avlar daha bir keyifli oluyor. Paylaşım ve güzel anlatım için sana ve av arkadaşlarına tşk.

 

İstanbul'un soğuk balıksız günlerinde gıptayla okunacak bir rapor.

Tebrikler.