Arkadaşlar, anlamakta gerçekten güçlük çektiğim bir konuyu yazmak istiyorum. Müdahil olmak zorunda kaldığım, görmemezlikten gelemeyeceğim Tebliğ'e uymayan raporlarla ilgili görüşlerimi, tartışmalarımı az çok biliyorsunuz. Benim anlayamadığım ortada bir tebliğ var. Bu tebliğ diyor ki; "Lüfer ailesinin 20 cm altındaki üyelerini avlamak yasaktır!" Bunu bile bile gelip, çizgisi Tebliğlere uyma doğrultusunda olan ve yöneticileri tarafından da sıklıkla dile getirilen böyle bir platformda, forum üyelerinin hatırlatmalarına rağmen ısrarla yasadışı avlarını raporlamak isteyen insanların ruh hallerini anlamakta güçlük çekiyorum.
Yavuz Bey, tartışılsın diye değil gerçekten anlamakta güçlük çektiğim için yazdım. Tebliğ içeriği için tartışalım. Devletin kanunlarını, denetim eksikliğini vs, tartışalım. Ama doğru veya yanlış ortada bir yasa var. Bu yasayı hiçe sayıp avlananlar da var. Cinayet işlemek, hırsızlık yapmak, dolandırıcılık vs gibi fiiller nasıl suçsa, kanunen yasaksa ama buna rağmen bunları yapan insanlar da olacağı gibi balık avı ile ilgili yasalara uymayacak olanlar da olacak. Buna diyecek lafım yok. Ama suç olduğunu bilmese bile, öğrendikten sonra bile ısrarla bunu devam ettirmeye çalışmak... İşte bu benim anlayışımın ötesinde bir konu. Bu topiği açmamın yegane sebebi de işte bu öteyi anlamak.
Söyledikleriniz elbette doğru. Doğruya doğru. Bu doğruların üstüne söylenecek sözler de var elbet. Ama burası yeri değil. Tartışma hiddetlenince kilidi yeriz. Sonuçta kimse kimseyi ikna edememiş, bir arpa boyu yol alınamamış olur. diye düşünüyorum. Münakaşa, kavga gibi değildir. Kaybeden taraf gerçek muzafferdir, zira birşey öğrenmiş olur. Bu yaklaşımda olabilsek tartışmalar kısırlaşmaz bilakis çözüme ulaşır. Maksadımız ikna etmek ya da ikna olmak olmalıdır. Netice bu ikisinden biri olmayacaksa harcanan zamana yazık olur. Ben üçüncü kişilere oynamayı da sevmem. Onun için polemiğe giden yazışmaları özelden tercih ederim. (Bu genelden oldu ama neysse).
İkna etmeye çalışmak boşa olur. Bende katılıyorum. Ama adama "Bakın, burada yasa diyor ki şu şu, bu forumun yöneticileri de böyle bölye diyor. Siz limit altı balık raporu yayınlamayın," diyoruz. Merak ediyorum, böyle insanlar mesela trafik polisi "Buraya parketmek yasak," dediği zaman ne cevap veriyor.
Atatürk resmi hediye edeyim bakar bakar beni hatirlarsin diyorlardir kerem abi Malesef kurala nizama uyan her zaman azinlik
E bu da doğru. Bak beni ikna ettin. Ne mutlu bana.. Ha bu arada, son soruna da kendimce cevap yazayım. Böyle insanlar, trafik polisi karşısında yumuşar ama sen ben uyarsak, başımıza iş alırız. Doğru mu?
Kurallara uymak, uymamaktan çok daha kolay halbuki. Sende Avrupa'da yaşıyorsun, ben 7 sene yaşadım. Herşey ne kadar kolay yürüyor oralarda. Çünkü büyük çoğunluk kurallara uyuyor. Burada olduğu gibi. Hani bi laf vardır ya "Hırsızın hiç mi suçu yok?"
Alkislayalim yumusak inis diyince gayri ihtiyari aklima geldi. Uçak piste inince bizim millet alkisliyor baska milletlerde yok niyedir acaba
Nerede doğru olabildikki acaba, evin kapısında komşuylan karşılaştığımızda birbirimize önden buyurması için yol veririz ama trafiğe araçlan çıkınca geçmek için elimizden geleni yaparız. Bu işler kültür yaşam tarzı vs alakalıdır elin gavuru deriz ama keşke bu insanların yarısı kadar olabilsek cepte para olmaklan olmuyor. Fazla uzağa değil Yunanistan yada Bulgaristan topraklarında 1 gün geçirsek (ki gidenler bilir) anlarız bazı şeyleri. ROY arkadaşım bence uçak piste inince alkış meselesini tersten yazdın Kerem Ç birkaç ay evvel teröre lanet MİTİNG,ine gitmeden ve gittikten sonra yazı yazmıştın burada aslında o son yazın bence herşeyi (bana göre) anlatıyor. Herşeyimizin çoğu gösteriş vede lafta kalan vede laflan yapan toplumuz diye düşünüyorum (kendimide içine katarak). Konumuza gelirsek Limit altı avraporlarını bazı yeni arkadaşlar bilmediğinden yayınlıyorlar örnek olarak bir aile gelmişti çinekop raporu yazmıştı 2 ay evvel sanırsam etmediğinizi bıraktınız buda yanlış. Bizim bir huyumuz vardır biryerde bir hata yapana genelde kimse ikaz etmez ama biri edincede herkes etmeye başlar Yani desteksiz birşeye girirşmiyoruz.. Ben konudan konuya zıplarım böyle hatalarım varsa afola.. Ha bu ara malum kış ayındayız deniz dalgalı kayalıklarda dikkat edelim bildiğim halde 1 saat evvel 2 kere kaydım fakat 3. seferde düştüm Allahtan sol elimde 2 yırtık pantalonda hafif yıptanma ilen işi kurtardım 2 parmağım hala uyuşuk vaziyette avlanalım derken av olmayalım..
Çokta büyütmemek lazim gözde avrupayi. Yunandan örnek verdiniz diye diyorum rahat gamsiz tasasiz keyf adamlari. Italyaya Milanoya araba ile gitmistim istanbuldan farksiz trafik. Kerem abi de bilir almanyaya da birkaç kez araba ile gittim sehir içi çok muntazam trafik lakin otobanlarda soldan geçenin rengini göremiyorsunuz yerine göre. Hollanda belçika trafigi asmis zaten. Trafikte 2ci vites kullaniyorlar gördügüm en sakin trafik. Ha avrupa genel olarak bakinca Türkiyeye nazaran halkin her türlü kurala riayeti daha fazla fakat burda da imrenilen bölgeler kuzey baltik ülkeleri danimarka isveç norveç. Tam tekmil örnek alinmasi gereken devlet ve halk düzenleri var. Tabi bu hep böyle bugün bir iranliya veya azeriye sorsaniz Türkiyeyi örnek almaya bakarlar. Araba gibi, ayagimi yerden kessin der fiat aliriz gözümüz renoda olur, onu alinca mercedes akabinde porche vs..
bir konuya tıklıyorum, birileri sürdürülebilir balıkçılıktan doğayı korumaktan, nesillerin tükenmesinden bahsediyor, çıkıyorum 2 konu altındaki konuya tıklıyorum, falanca yerde çok güzel çinekop aldık diyor biri, öteki ben geçen hafta gittim bana denk gelmedi 3-5 çinekopla döndük diyor, ordan çıkıp başka konuya giriyorum, aceminin biri daha yeni balığa başlamış, bilmeden limit altı balığı almış, herkes taşa tutuyor, başka konuya giriyorum üstadlarımız(!) son teknoloji balık bulucularla kallavi balıkları hergün teknelerine alıveriyorlar, herkes ayakta alkışlıyor, ben de anlamıyorum...
Volkan'ın yukarıdaki serzeniş içerikli yazısının altına ben de imzamı atmak istedim. Neyi ve kimleri kasdettiği konusunda çoğumuzun fikri var sanırım.