Burası Bayındır Barajı... Burası insanların vicdanlarını, jandarmanın görev bilincini, güvenlik görevlilerinin cesaretlerini, bizlerin ise balıkları kaybettiği yer... Bugün bu barajda herşey olması gerekenin zıttıydı. Bugün bu barajda insanlık ölmüştü. Bugün bu barajda umutlarımı yitirdim. Bugün bu barajda insanlık ve vicdan bir kenara bırakılmış, bilinçlenme hissi oltalara yem yapılmış, bohçacılık o oltalara zil olarak takılmış, belki havyarlı, belki hayata gözlerini açalı henüz birkaç ay bile olmamış sazanlar, kadifeler akşam yemeği olmak üzere torbalara doldurulmuştu... Dip oltaları ile kıyının 10 metrelik bölümünü işgal etmiş bir şahsın yanına yanaştım. -Selamun aleyküm, abi nasıl balık çıkıyomu? -Çıkıyo çıkıyo hem de balık kıyıya gelmiş, oltaları topladım tekrar kıyıya yakın attım. -Bakabilir miyim balıklara? -Orda poşetin içinde O poşetin içine bakmaya kaçınızın yüreği dayanırdı, kaçınız o peşete baktıktan sonra sinirlerine hakim olamayıp o adamı oltaya yem yapardı inanın bilemiyorum. Hay bakmaz olaydım. Bir kızılkanat 20cm civarında neyse bunu geç, bir kızılkanat daha 15 cm civarında, bir kadife 12-13 cm... Bir sazan -yukarda Allah var- 10cm bile yoktu. Ağzımı açamadım... O hayvanı alıp oraya koyan adama laf anlatmayı denemek ilerleyen 2 dakikalık süreç içinde ya onun beni ya da benim onu hastanelik etmem demek... İnanırmısınız gözlerim doldu... Hemen ayrıldım ordan. Güvenlik görevlisi aramaya başladım. Ara ki bulasın... 1. dereyi geçtim 3-4 kişi kıyının 2 metre önüne şamandıralı oltaları serpiştirmişler. Onlara sormaya da gerek kalmadı. Pet şişenin içine koymuşlar. 1-2 sazan 1-2 kadife. Balıkların en büyüğü 25cm. E be adam hamsi mi o, löp diye yutacanmı o balığı kılçığı boğazına takılmadan. Hamsi mi o beyinsiz herif en büyüğü 15cm olsun. O hayvan 30 kiloya ulaşabilen bi hayvan, sen almışsın 10 cm boyundakini akşam yemeği yapmaya.... Keşke gitmeseydim bugün oraya... Az daha ileri git 2 kişi daha. -Balık var mı -Var var ama hep ufak çıkıyo. Aha şurdalar. Bakmam ben oraya, bakamam lanet olsun. Yüreğim el vermez.... Az daha yürü yola çık. Oh çok şükür karşıdan 2 güvenlik geliyo. Geliyo gelmesine de acep ne getiriyo..? Bohçacılardan sonra -gerçi bohçacı iltifat kaldı- güvenliklerin söyledikleri önce beni, şimdi okuduktan sonra da sizi bir defa daha yıkacak... -Abi nerelerdesiniz siz kaç dakikadır arıyorum. -Hayırdır kardeş? -Siz bu bölgeden sorumlu değilmisiniz? Balık tutmak yasak değil mi? Adamlar her tarafı olta ile donatmış ufacık balıkları torbaya doldurmuş. Kontrol etmiyomusunuz? Arayın jandarmayı gelsinler, bişey yapın toplatın oltalarını gözünüzü seviyim. -Kardeş inanırmısın şu koca parkta şu an 6 tane güvenlik var. Konser mi ne varmış bizim güvenliklerin alayını oraya çektiler. Bu bölgede sadece 2 kişiyiz!* Zaten adamlara bişey yapamıyoruz. Jandarmayı arıyoruz geliyo ne yasağı varmış bizim haberimiz yok diyo ceza kesmeden oltaları toplatmadan gidiyo!*, Biz kendimiz bişeyler yapmaya çalıştık o da olmadı. Bi gün bizim güvenliklerden biri adama oltasını toplatmaya çalışmış, bu adam da bizim arkadaşa ana avrat küfretmiş, o küfürleri herkes kaldıramaz bizim güvenlik adamı bi güzel dövmüş. Şimdi mahkemelikler. Hakim demiş dövme yetkin varmı? -Yok. O zaman %100 suçlu!* Biz ne yapalım kardeş şurda 2 kişiyiz, bugün biz o adama laf etsek oltasını toplatsak, o adam yarın çıkar gelir 10 kişi, bizi kenarda yakalarlar ondan sonra vay halimize. Bizi buraya dikiyolar ama bakma BİZİM ARKAMIZDA DURAN BİR ALLAH'IN KULU YOK.!* Jandarmanın yasaktan masaktan haberi yok. Geçen gün 6-7 tane tırıvırıcı yakaladık, çağırdık jandarmayı toplamda 5800 lira cezaları oluyodu, hesapladılar. Ama jandarma cezayı kesmeden gitti!* Şimdi sen söyle ben gidip bu adama oltayı toplatmaya kalksam ne olur? -??? Sen de haklısın abi. Ben bu adama ne diyeyim? Ne diyebilirim..? Bizim tebliğlerden, önlemlerden, jandarmaya başvurmaktan önce insanımızı bilinçlendirmemiz lazım. Ben bugün yaşadığım olaylardan bunu anladım. Koymuşlar bi yönetmelik: Sudak boy limiti 26cm. -sözüm meclisten dışarı- Sudağa beyaz levrek diyen adam nerden bilecek boy limitini... Balık oltaya takılıp kıyıya geldiyse onundur. Siz kim oluyosunuz da ona laf edesiniz? Babanızın balığı mı? Bizim insanımız ne yazık ki böyle...
şok oldum 30 kilogram olabilecek bir balığı 15 cm iken yakalamak??????hangi mantık acaba bilse yaparmı oralara çıkan balıkların gelişimleri ile ilgili resimli anlatımı olan panolar koymalı bizler pek okumayı sevmeyi de
abi insanımızın gözü açtı birde vicdanını yok ettiler olay bitti. ben şamlar barajında tırvırı kullananları anlamıyorum zaten balık yok olanıda öldürüyorlar. insan oraya huzur bulmaya gidiyor kafa dağıtmaya gidiyor onları görünce ne huzur kalıyor ne neşe allah sizi bildiği gibi yapsın deyip geri dönüyorsun.
Ne güzel ifadelerle yazmışsın eline sağlık,okurken bende senin gibi o anları yaşadım .. selamlar Nihat
okurken gerçekden içim acıdı yaşlılıkdanmıdır bilmem bu aralar baya sulu gözlü oldum çıktım bir şeyler okurken içim acır gözlerim dolar ..gelecekde bu çocuklarımıza ne emanet edecegiz diye düşünür dururum .. ama olmuyor işte suç hepimizde suç bilinçsiz büyüyen ülke büyürken gelişmeyen beyinler bizleri okutan egitmenlere kadar dayanıyor bu sürec .. herşeyin başı egitimli bir toplum olamadık..kısa bir şey anlatıcam .almanya savaşdan çıktıgı zaman taş taş üstünde kalmamış.askerler sokaklara kumbara koymuşlar halk elindeki kumbaraya atıp devletine yardım etmiş.şimdi sorarım size böyle bir şeyi türkiyede yapmaya kalksalar acaba o kumbaraların akibeti ne olur :?? işte sorun burda milli servet kavramını bilmeden hırsız arsız bir toplum yetiştiren büyüklerimize sormak lazım..bize ne bıraktınız bizler çocuklarımıza ne emanet edecegiz
Çok güzel anlatmışsın kardeşim...yüreğim parçalandı ama bu yazıdan anladığım sadece benim gittiğim göller değil her yer aynı..tuttuğunuz balıkların resmini çekin bol bol,çocuklarımız ilerde sazanın,yayının turnanın neye benzediğini ancak o şekilde görebilcekler..
bu anlattığın mevzuya benzer bende çok olay yaşadım... Çok üzücü ama orada gördüğün insanımsı varlıklardan çok var.! ben aslen trakyalıyım ve bizim oralardaki göletler küçük... Zamanında çok güzel sazanlar çıkıyordu ne zaman gitsem 2-3 balık yakalardım ve herbiri yine 2 kg gelirdi. sonra ağ atmaya başladılar ve büyük balıkların hepsi tutuldu.. şimdi geriye kalanlar 8-10 cm lik sazan yavruları... Geçenlerde gölde bi kaç kişi gördüm yanlarına gittim. s.a dayı varmı bişeyler dedim. olmaz mı yeğenim, hepsi poşette dedi. sandım ki 5-6 tane tuttularda her biri bi kaç kiloluk..! poşete bi baktım en büyüğü 15 cm olsun belki 100 tane yavru sazan! dayı dedim bu balığın neresini yiceksin zaten çok kılçıklı bi balık.. olsun dedi kızartınca kılçık kalmıyor çerez gibi oluyor... yani kısaca geleceğini düşünmeyen insanlar olduğu sürece bu manzaraları daha çok görücez. O sazanlar yerlerinde kalsaydıda bi kaç sene sabredip; hem zevkli bi av yapsak hemde balık yesek... Keşke öyle olsa...