Büyük Sirkeci Seferi-hümayunu

Sirkeci Raporu 30.05.2011 C.Tesi.

 

Tebrikler güzel av olmuş.

 

bende boğaza inip 20 dk da 1 kilo istravit yakaladım. Ancak istarvitlerin çoğunun yumurtası olduğunu görünce epey üzüldüm. Anlatımınız hiç hoş değil. Yaptığınızın övünecek bir tarafı yok bence. Temmuz sonuna kadar istavrit avlamayacağım. Boğazda yapılan resmen katliyam çünki kimse ihtiyacı kadar tutup gitmiyor.Gücü yettiğince yakalamaya çalışıyor.

 

Abisi öyle bir ifadeki , sanki balon balıgın dan bahseder gibisin kusura bakma ama?!! ki balon olsa bile tartışılır..

Umarım, kalbinden geçen ile dilinden dökülen farklı olmuştur.

kolay gelsin

 

Yumurta bırakmaya çıktığını bildiğiniz balıkların önüne setten duvar ördünüz. Ve onlar küffar oldular öyle mi?

Siz ifadenizden hoşnut musunuz bilmiyorum ama ben pek hoşnut olmadım. Bizler her canlının üreme hakkına ve avına saygı duyan insanlarız.

Unutmayın, avına saygısı olmayanın, kendine de saygısı olmaz !!!

 

arkadaşın dili biraz sürçmüş anlaşılan.
ama şunu da unutmayalım lütfen:
bu şekilde bir ifade kullansak da kullanmasak da şu anda boğazda istavrit veya diğer balık türlerini avlayan herkes (buna ben de dahilim) yumurtalı balık avlıyor.
tabi ki hepimiz özledik iri istavrit tutmayı. belki en azından sadece kendimize yetecek kadar tutarak, verdiğimiz zararı en aza indirebiliriz. hani 3 - 5 kilo değil de 1 - 1,5 kilo gibi.

 

Kurallar dahilinde hiçbir sorun yok tabiki ancak avlanacak avı düşman gibi görmek çok kötü bir tavır. Ne yani, onlar üremesin ve çoğalmasın diye set kurup düşmanı alt mı ettiniz. Balığa karşı bu kadar hırs fazla... Ne heyecana gerek var ne de bir düşman edası ile yaklaşmaya...

 

Sanırım "Teşbihte hata olmaz" söylemi burda pek geçerli değil. Zira buradaki teşbihde hem vicdani hemde dilbilgisi açısından hatalar var Arkadaşımızın
bilerek yazmadığına eminim ve bundan sonra daha dikkatli olacağını düşünüyorum.

 

Talihsiz bi tabir olmus bu dönemlerde yapilabilecek isler var.. Uzak atis , 7no igne , kalin beden-köstek , daha bi acelesiz vakit geçirir tarzda avlanma vs.. gibi. Hem zevk yapip hem dengeli avlanmak küçük baligi sefkatle salmak ileriye dönük yatirimdir diye düsünüyorum

 

`Av Nasil Yapilmamalidir` Konulu Ders Malzemesi Olmus

AMATOR BALIK AVCILIGI NASIL YAPILMAMALIDIR:

Iste bu raporda goruldugu gibi yapilmamalidir.

1. Baligin yumurtali olmadigini varsaysak dahi, fotolardaki avlanmis balik miktari bir kisi icin cok fazla.

2. Baligin yumurtali oldugunu bildikten sonra, bazi arkadaslarin onerdigi gibi daha az miktarda avlanmak cozum olamaz, onerilemez. Baligin yumurtlama mevsiminde hicbir sekilde avlanmamasi sarttir. "Yasaklar, kurallar, sirkuler ticari avcilar icindir, amatorler ise limitler olcusunde avlanabilir" argumanini kabul etmiyorum. Baligin tukenmesini istemiyorsak, yumurtlama doneminde hicbir sekilde avlanmayip sezonu beklemek zorundayiz.

3. Amator avci; avina, dogaya ve diger avcilara sevgisi, saygisi olan kisidir. Ayrica, digerlerinin bilinclenmesine onayak olma sorumlulugu tasiyan kisidir. Avini "kuffar" olarak goren, "yumurtlamaya gittigi yola set cekip topluca yok ettik" diyen bir zihniyetin amator balik avciligiyla uzaktan, yakindan ilgisi olamaz.

4. Herseysen once bu bir hobidir, doga ve balik ile kucaklasma vesilesidir. Hirs yaparak, acgozlu davranarak ve avimizi dusman olarak gorerek kenidimizi rahatlatmamiz mumkun degildir. Boyle davrandikca, gunluk hayatin stresinden kurtulayim derken daha cok stres yasamamiz kacinilmazdir.

Bu arkadasimiz, belli ki bilinclenme yolunda cevresindeki (ve buradaki) amatorlerin yardimina ihtiyac duymaktadir. Bizler de elbette uzerimize duseni yapmaktan memnun oluruz.

 

Süha Beye katılıyorum. Şuan boğazın heryerinde istavrit var. 30 lu çapari bile yapılsa neredeyse 30 tane gelecek. Bence bu tip avın bir esprisi ve zorluğu yok.
Balıklarda yumurtalı olduğundan verilebilecek en az zarar için ev ahalisine yetecek kadar (1-1.5 kg) tutulup ava son verilmeli diye düşünüyorum. Bu zamanda 5 kg tutup da konu komşuya dağıtmanın pek bir anlamı yoktur.
Şahsen bende geçen gün zevkine akşamüstü 4 gibi gidip 1.5 kg balığımı alıp sıcakda kavrulmadan zevkimi alıp evin yolunu tuttum.
Rastgele.

 

İnternet sitelerinde bu tip yazmaya Trollük deniyor. Troll aslında iskandinav efsanelerinde olan insan azmanı, canavara benzeyen yaratıklar. Ancak internetteki anlamı oldukça farklı. Bir konuda kasten rahatsız edici şeyler yazıp tepki çekerek o konudaki bilinci arttırmayı hedefleyen bir yöntem. Bence arkadaşımız da burada Trollük yapmaya çalışmış, yoksa hiç bir avcının avladığı balıklar hakkında böyle duygulara sahip olabileceğini düşünemiyorum. Eğer samimi ise söylecek bir şey yok zaten.

 

arkadaşlar,
bende gidip biraz istavrit tutayım dedim ama gördüklerime inanamadım.bir iki olayı paylaşmak istiyorum.
- Karı koca avlanan birisi vardı. Epeyde balık tutmuşlardı. Kadın dediki. İki çapariyi birbirine bağlasak 20 li yapsak. .. ve yaptılar.
- Ben 20 dk kadar avlandım kendime yetecek kadar balık tuttum kovamdaki suyu denize boşaltıyordum. Suyun içinde sepet farkettim. Bir genç geldi dediki.
== Abi benim sepete balıkmı atıyosun bende az vardı zaten.
Sonra sepeti bir çıkardı sudan elinde başka bir kovadan sepete balık doldurdu ama en az 7-8 kilo vardı. Sordum
== Sen kaç kişisin evde.
== Hanım ve ben dedi.
== Peki bu kadar balığı napacaksın dedim.
== dolaba atarım her zaman istavrit olmuyor bu kadar dedi.

gerisi yorumsuz.

 

Her şeye rağmen...

Arkadaşalar söylemlerimden doğan yanlış anlaşılmalar oldu heralde. Bende sizler kadar duyarlı bir kardeşinizim. Yaklaşık 4-5 aydır hiç balığa gidemedim. Eğer gitseydim her hafta olmasada ayda en az 2 kg. balık tutardım zaten. İşte bende c.tesi bıçak gibi bilenmiştim. Maalesef nefsimin kurbanı oldum fakat ufak kreçeleri zaten suya salıverdik. Paylaşım yapan herkese sevgiler ve saygılar...

 

balığı yakaladın baktın yumurtada avı sonlandır be kardeşim.bu ne hırs bu ne cehalet anlamak zor.şidetle kınıyorum......

 

Eminimki kardeşimiz yaptığı hatanın farkına varmış ve nefsine yenildiğini itiraf etmiş ( bu arada aylardır balığa gidemeyip acısını çıkartma hesabı pek hoş olmamış ), ve eminimki bir daha aynı hatayı yapmayıp,yapanlarıda uyaracak.Çünkü o da biliyorki bu şekilde av yapanlar ve maalesef daha da kötüsü troll-dinamit vb. gibi avlanma yöntemlerini kullananlar yüzünden sahillerimizde balık kalmayacak, balıkları ancak yabancıların paylaştıkları videolarda imrenerek seyredeceğiz...

 

Büyük Sefer-i Hümayun da olsa aman dileyene kılıç kalkmaz.

 

Gereğinden fazla ve hırsla yapılan avcılıklara karşı olan bir kişiyim, eleştirileri de haklı buluyorum. Ancak merak ettiğim şey şudur...

Yumurtalı istavrit tutma dönemi İstanbul'da kaç gün veya hafta sürmektedir?

Bu istavrit topluluğunun yüzde kaçı olta balıkçıları tarafından yakalanmaktadır? Popülasyonun geleceğini ne kadar tehdit etmektedir?

Yumurtalı İstavrit yakalamak bu sene mi doruğa ulaşmıştır yoksa 20-30 sene önce de aynı şekilde avcılık yapılıyor muydu?

Bu soruları bilmediğim için sordum. Varmak istediğim nokta şu.

Yumurtalı istavrit tutan kişileri tenzih ederek söylüyorum.

Ayılar da kış uykusundan önce yumurtlamak üzere doğdukları yere göç eden Somon balıklarını normal ihtiyaçlarından fazla olacak şekilde tüketiyorlar.
Ama bu doğanın dengesini değiştirmiyor.

Nüfus artışı ve bu balıkların her yıl daha fazla tüketilmesini de ayılar üzerinden örnek vererek açıklıyordum ki konu sapmaya başladığı için vazgeçtim.

Her yıl bu balıkları avlayan kişi sayısı illa ki artıyor, ancak avlanılacak yer sınırlı olduğu için istavrit nüfusunun ne kadar ciddi etkileneceği tartışma konusudur bence. Somonlar da her yıl ayılarca ihtiyaçtan fazla avlanmalarına rağmen popülasyonlarını koruyorlar.

Ayrıca ben bundan 40-50 sene önce boğazda palamut akını olduğu zaman 4-5 kişi 7 metrelik tekneyi tıka basa doldururduk, adım atacak yer kalmazdı diyen adam da tanıdım. O zaman eleştirmeye o adamdan başlamamız gerekiyor. Ama biz vay be o zaman ne güzelmiş şimdi kuruttular diyoruz.

Sonuç olarak Ayıyı, somonu, 7 metrelik teknesi olan adamı bir yana bırakalım. İnsanlar da hayvanlar gibidir av konusunda,bulduğu zaman depolamak, eşine dostuna dağıtmak ister. Bunu forumlarda tartışarak, bilinçlendirerek nispeten önleyebiliriz ama bu kural koyucuların desteği olmadan önlenebilecek bir şey değil.

Ayrıca yumurtlama döneminde avlanmayı eleştirmek yerine yumurtlamadan önceki dönemde yumurtlama potansiyeli olan balıkları avlamayı neden eleştirmiyoruz ve normal karşılıyoruz? Ayılar sadece yumurtlama döneminde avlandıkları için "!" bu konuda bizden daha insaflı olmuş olmuyor mu?

Bu yazdıklarımı İstanbul'da yaşamayan ve balık zamanlarını bilmeyen birisi olarak yazıyorum, bu yüzden hatam varsa affola.

Her yıl kurban bayramında binlerce gebe hayvanı bile bile, güle oynaya kurban eden insanımızın, 2 kova istavritin içinde barınan milyonlarca yumurtanın değerini anlayacağı gün bence hiç gelmeyecek.

Son not: Sorun en başta ticari olarak hırsla avlananlar ve onlara göz yuman kural koyuculardadır.

 

alıntıdır...
stavrit balığı denizlerimizde bolca bulunan sakin lezzetli , kılçıklı, tavası, ızgarası, buğulaması yapılan, sürüler halinde yaşayan bir göç ve pelajik bir deniz balığıdır.


Denizlerimizde Latince adları olarak, Trachurus meditterenaeus(Karagöz istavrit) ve, Trachurus trachurus(Marmara ve Karadeniz istavriti)olarak bilinen ve bilimsel adlarıyla tanımlanan iki çeşidi bulunmaktadır. Ayrıca balıkçılar arasında Patlak göz olanıda bilhassa Marmara denizi'nde bulunmaktadır.

İstavrit balığının küçüklerine “kıraça” denilmektedir. Denizlerimizde hamsiden sonra en fazla bulunan istavrit balığı yazın ılıman denizlerin kıyılarında, Kışın ise 50 kulaç derinliğe kadar olan deniz diplerinde yaşayabilmektedir.

İstavrit balığının gövdesi yanlardan basık ve füze şeklindedir. Ağzı ise ufak olmasına rağmen açılınca körük biçimini almaktadır.

Dişleri lüfer gibi kesici olmayıp yumuşaktır diyebiliriz. İstavrit balığının kefal veya hamsi gibi pulları yoktur. Kendine has derisi mevcuttur. İki adet sırt yüzgeci , Anüs yüzgecinin önünde de iki adet ufak dikeni bulunmaktadır. Bu dikenler bilhassa çapari ile balık avlarken elinize batabilirler. İstavrit balıklarının sırtları yeşilimsi, koyu gri, yan tarafları açık gri ve karın kısmı ise beyaz renktedir.

Nisan ayından itibaren Marmara denizi'nden Karadenize doğru göç ederler . Bu göç Temmuz ayına kadar devam eder. Yumurtlarlar ve Plankton ve balık yavruları ile beslendikten sonra Aralık ayından itibaren yine boğazı takiben Marmara denizi'nin her tarafına yerleşirler. Bu göç esnasında küçük balıkçılar ve sahilden çapariler ile bolca avlanırlar.

Bu tür istavritler, yumurtasının bir kısmını Marmara’da, bir kısmınıda Karadeniz’de dökerler. Yumurtadan çıkan yavruların boyları 3cm.kadar olup, 10 mm boya eriştiklerinde yüzgeçleri gelişir. 2 yıl sonunda istavrit balığı ideal boyu olan 13-15cm.'ye ulaşabilmektedir.

1380 sayılı su ürünleri kanununun 2/1 nolu sirkülerinin 15.maddesinde de belirtildiği gibi avlanması gereken minimum boy uzunlugu 13cm.dir. Bu boyun altında avlanması yasaktır ve cezası vardır. Ancak gırgır gemileri günlük masraflarını kurtarabilmek adına küçük büyük demeden istavrit balığını katletmektedirler.Yasalar olmasına rağmen bir denetleme sistemi de olmasına rağmen görevini yapan maalesef ortalarda görünmemektedir. Tutulacak balığa KOTA da konmadığından tonlarca miktarda ve binlerce kasalarda istavrit balığı adeta yok edilmekte ve telef edilmektedir. Bilhassa Marmara denizi'nde katliam yaşanmaktadır.

2008/2009 döneminde tutulan küçük boydaki istavritlerin daha doğrusu kıraça'ların haddi hesabı yoktur.Vede yumurtlama döneminde de avlanmaya devam edilmiştir. Bu da yetmiyormuş gibi balıkçılık sezonu 15 Nisan'da bitmesi gerekirken,15 gün daha uzatılarak 1 Mayıs'a uzatılmış ve böylece istavritin nesli adeta yok edilmeye çalışılmıştır.

İstavrit balığının av sezonu , palamut balığı gibi 1 Eylül'de açılmakta ve 15 Nisan'da sona ermektedir. Bu süreç zarfında bu balık büyük gırgır motorları tarafından önce Karadeniz de ve ardından da Marmara denizi'nde avlanmaktadır. Ancak istavrit balığının avlanması için kullanılacak ağın göz açıklık mesafesi Sirkülerde 14mm olarak belirtilmiş olmasına karşın, bazı gırgır gemileri daha ufak gözlü 9 mm olan hamsi ağlarını kullanarak istavritin yavrularınıda yakalayarak adeta soy kırım yapmaktadırlar..
İstavrit balığı aynı zamanda istavrit ağları ilede küçük sandal balıkçıları tarafındanda avlanmaktadır. Bunun yanında beyaz Martı tüyünden yapılmış olan 12 iğneli çaparilerlede amatör olarakta avlanmaktadırlar.

 

Abi ayı konusuna girmişsin de doğada bizden (insanlardan) başka ihtiyaç fazlası yemek yiyen bir canlı modeli yok ki sen hiç şişman bi hayvan gördün mü ha iri oluyorlar ayı gibi fil gibi ama metabolizmalarının ihtiyacı ölçüsünde yiyorlar. Bir kış uyuyacaklarsa bir kışlık yiyorlar. Ben evde beslenen kediler dışında obez hayvan görmedim onlarada makarna yediriyolarda öyle oluyo Yoksa düşünsene Serengetideki aslanları heryer antilop. Bütün aslan taifesinin kalp damar tıkanıklığından kolestrolden ölmesi lazım Konu biraz yumuşasın diye olayı İstanbul Boğazından Afrikaya taşıyorum yoksa arkadaşımız zaten özrünü diledi. Herkese selamlar...