Çatalca'da Gökçenez balığı avı

Merhabalar arkadaşlar. Bayram tatilini fırsat bilip 3. günü Çatalca ilçesinde bulunan derelerden birindeki meramıza gidip Gökçenez balığı avlayalım dedik. Öncelikle şunu söylemeliyim ki derelerin çoğunda maalesef yaşanan kuraklık sebebiyle su kalmamış, hatta bazıları kurumuş durumda. Ekip bayram dolayısıyla çeşitli yörelere dağılınca, bari iki kişi de olsak şansımızı deneyelim dedik. Değerli dostum Erdal ile birlikte saat 10:30 ile 14:30 arasında yapmış olduğumuz 4 saatlik av sonunda biraz Gökçenez balığı birazda Akbalık yavrusu tuttuk. Tutulan tüm balıklar aynen geri iade edildiler. Akbalık yavruları yaklaşık 20 cm. civarında, daha büyümeleri gerek. 50-60 cm. civarında olanları yakalamak inanın daha da zevkli oluyor. Akbalık lezzet olarak kesinlikle süper, koku yok, kılçık çok az. Ama önemli olanı yumurtlama döneminde havyarlı olanların yakalanmaması. Maalesef buna dikkat eden yok. Gökçenez balığına gelince. Dere balıkları içerisinde küçük ama bir o kadar tutması zevkli bir tür. 20 cm. civarı ve üstü olanlar gerçekten çok lezzetli. Kokusu hiç yok, yalnız kılçıkları çok ince. Bu sebeple kızgın yağda, helede tereyağında pişirirseniz dere balığı olduğuna inanmayacaksınız. Gökçenez balığı tutmak için düz kamışa küçük şamandıra, 0,18 misina ve 9 no iğne takmanız yeterli. Yem olarak ağaç kurdu denen küçük beyaz kurt, ekmek içi ve küçük solucan kullanabilirsiniz. Şamandırayı batırdığı anı görünce şaşıracaksınız. Alabalık misali alıp götürüyor. Bir çok kişi tarafından pek bilinmeyen bu balıkta maalesef tırıvırıcıların tehlikesinde. Herkese bol balıklı günler dileğiyle.






Erdal kardeşim için keyifli bir gündü. Büyük olanları genelde o tuttu da.

 

Güzel bir gün yaşanmış, yüzlerden belli.

Gönlündekine rastgelsin İsmail.

 

Eyvallah abicim, Allah seninde gönlüne göre versin.
Bol balıklı günler dileğiyle.

 

Tebrikler İsmail Abi , tatlı su avlarında benim en çok hoşuma giden meradaki yeşillik görüntüleri bu meradada bol ağaç temiz hava gönlünüzdeki daha iyi balıklara rastgelmeniz dileklerimle

 

Eyvallah, Mert kardeşim. En güzeli ne biliyormusun. Sessizlik ve yeşil doğa. İstanbul gibi bir şehirde yaşayınca insan doğayı öyle özlüyor ki anlatamam.
Sağlıcakla kal.

 

Tebrik ederim güzel vakit geirmişsiniz gökçenaz balığının latince ismini bilen var mı acaba?

 

Teşekkürler Yunus bey. Latince adı nedir bilmiyorum. Birkaç sitede gökçenez diye verilen latince isimlerdeki balıkları inceledim, ama o balıklar gökçeneze hiç benzemiyor.
Sağlıcakla kalın.

 

Gökçenez ismi her yörede farklı balıklara verilen bir isimdir ,hiçbiri biribirine benzemeyen bu balıkların hangisi gökçenezdir,bu isimde gerçekten yaşayan bir balık varmıdır muammadır.
Konuda geçen gökçenez büyük ihtimalle bir Chondrostoma (karaburun)türü .Tesadüf bu ya daha dün M.kemal paşa çayında yüzlercesini seyrettim( oradaki adı yerebakan sanırım ) , bu balık vimba vimba(eğrez) ilede karıştırılır,yada bu eğrezdir,eğrez karaburundur eğer arattırırsanız işin içinden çıkmanız imkansızdır,yerlisi yabancısı(fishbase i wikisi vs.si ) tam bir bilgi çöplüğü.Oysa herzaman söylediğim gibi ,yüzlerce pırof ünvanlı su ürüncüsüne sahip yurdumun bir tane tüm balıklarımızın bulunduğu,(nuh nebiden kalma çizimlerin değil,işkembeden atılmış,o ondan duymuş,bu uydurmuşla dolu,50 sene önceki araştırmaların ışığında hazırlanmış OLMAYAN!!!SAHADA ÇALIŞILIP HAZIRLANMIŞ,FORMALDEHİTE BATIK LEŞ FOTOSU DEĞİL DE GERÇEK FOTO VE ÇİZİMLİ!!!) bir katalog hazırlanmamıştır,HAZIRLANMAYACAKTIRDA!!!

Benim 40 yıllık insani merağımdan edindiğim bilgiler ve gözlemlere göre bu balık bir karaburundur(5 çeşidi mevcut)
Bu arada güzel fotolar ve rapor için teşekkürler sevgili kardeşim balığı görünce tekrar yaram depreşti ha bide o balıkta AKBALIK falan değil,Allahın t.su kefali ,cinsliğin lüzumu yok herkesin t.su kefali diye bildiği Vedat ağabeyin susurluk ve balıkesir bölgesinde kullanılan isimle meşhur ettiği KASNA

 

Benim meralar abi güzel vakit geçirmişsiniz. Gecen sene 45cmlik şıraz, gökçenez bile aldım. Kurdu oldum oraların. Bekirler(miryana, bıyıklı, değirmenci) kol gezerdi bu sene yok. Bende artık akbalık namı diger kasna&tatlısu kefali peşındeyim. artık o güzel derelerimde 50 cmleri görmek hayal gibi olsada 30cm civarı yine hatrı sayılır derecede var. Bir gün belki karşılaşırız birde tuhafıma giden cam gibı görünen dereler bu sene artık bulanik.

 

Yorumlarınız için teşekkürler, Fatih abicim. Sizler gibi duayen ağabeylerimizin yazılarını ve yorumlarını zevkle okuyoruz. Sizinde söylediğiniz gibi Trakya'da bizim Gökçenez olarak bildiğimiz balığı çeşitli kitaplarda da aramama rağmen tam adını bulamadım. Yalnız, Çatalca derelerinde yakalamış olduğumuz Tatlısu Kefalleri ile bizim Akbalık diye adlandırdığımız balık birbirlerinden biraz farklı gibi. (Leuciscus cephalus) olarak bilinen Tatlısu Kefalinin vücudunda bulunan pullar hem çok iri hemde daha sarımtrak renktedir. Ağız yapısı ve yanal çizgiside Akbalığa benzememektedir. Bilimsel adı Aspius aspius olan ve Trakya derelerinde Akbalık olarak adlandırılan balığın pulları ise çok daha küçüktür. Kefal boyu 70-80 cm civarına çıkarken, Akbalığın 120 cm. olanının tutulduğunu gördüm. Tabii en önemli olanıda lezzeti. Akbalığı pişirdiğinizde ustalar hariç kimse bu dere balığıdır diyemez. Kılçık olayı çok az. Benim araştırmalarım bunu gösterdi. Belkide yanılıyorumdur. Balıkların tayinini anlatan kitaplar daha çok olsa ne iyi olurdu.
Bu arada size içtenlikle katıldığım diğer önemli konu ise bilim adamlarımızın Türkiye balıkları ile ilgili çok az yayın yapması ve konu ile ilgili kitapların çok az olması. Ben hobi neticesinde bazı üniversitelerin ders kitaplarını temin ettim. Bu arada balıkçılıkla ilgili çıkan kitaplarıda gördüğüm anda alıyorum. Ama yeterlimi derseniz, maalesef yetersiz.
Sağlık, mutluluk ve bol balıklı günler dileğiyle.
İsmail.

 

Yazdıkların için teşekkürler, sevgili Oğuz kardeşim. Bu sene yaşanan kuraklık maalesef geçen seneleri aratıyor. Sizinle tanışmayı bende çok isterim. Nede olsa hemşeriyiz. Silivri Kurfallı köyündenim. Gerçi köye ancak bayramları veya cenaze olursa gidiyoruz orası ayrı.
Sağlıcakla kal.

 

Tebrikler İsmail abi, niceleri rastgelsin.

 

Eyvallah, Volkan kardeşim. Sanada mutluluk ve bol balıklı günler dilerim.

 

Beni meraklandırdın şimdi akbalık İznik gölünün meşhur balığıdır(Rutilus frisii) levkit balığı diye geçiyor literatürde.Terkostada(dolayısıyla besleyen akarsular ve çevresindede ) mevcut olduğunu biliyorum.Tarifin (boy hariç) o balığada benzemekte.1930 Lara kadar bu balıkda leucuscus olarak sınıflanmış sonra genel kabul Rutilus olduğu yönünde değişmiştir. İznikte 70 cm 4 kilo üstü boyları olur,tadıda gerçekten kefale göre daha farklı ve deniz balığına yakındır.Uzaktan bakınca deniz kefaline daha çok benzer(üst yüzgeç çift olsa kefal dersin ),ağzıda deniz kefali gibi küçüktür. Aspius aspius ise ağzı çok daha iri bir tür(adıda koca ağız zaten ) literatürde marmara ve trakyada yaşadığı yazmakta( ben bir defa sakarya nehrinde oda eskişehir sınırlarında tuttum tesadüfen) ama güney marmarada ne tuttum nede tutulduğunu duydum
120 cm büyüyen balık doğal olarak ilgi alanım içinde olmuştur,Meriçtede avlandım oradada rastlamadım(gittiğim yerde yöre insanı ile diyaloğa girer,edilen tariflerden çeşitler hakkında bilgi edinip,hedef balığımı ona göre tespit ederim),eğer koca ağız sizin oralarda mevcutsa benimde onların peşine düşmem FARZ gibi bişey olur
Senden ricam,o balığın güzel bir fotosunu paylaşman,türünü birlikte tespit edelim,sonra iş avına kalıyor

 

Tırsi çıkarsa hiç şaşırmam. :laughing: :laughing: :laughing: :laughing:

 

Aynen ne aspiusmuş bu yahu öyle bi yazıyoki kaynaklarda,dağ gök aspius.
Ömrümü verdim rastlamadım şuna

 

Bu arada şu meşhur akbalık(Rutilus frisii nordman) sana yakın,niye tutup raporlamıyorsun sorusu akla gelebilir.İznik gölüne yirmi yıl önce Alman gümüşü diye bi balık salındı SU ÜRÜNLERİNCE!!! bu gölün canına okudu,ardından israil de girince SELAMIN ALEYKÜM
Gölde hala eski türler mevcut sınırlı sayıdada olsa ,ancak oltacılığı çok sınırladı.
Akbalığa olta at,israil den kurtulma şansın yok,anca gece boncukla falan sazan alınabilir halde.Ağlardan ne çıkıyor diye sorup takip edebiliyorum gölün çeşidini(kooperatif üyelerinden). Muhteşem yayınlar,sazanlar vardı bir zaman,ayrıca gördek,akbalık ve kadife bolca vardı. Şeytan dürtüyo herhalde,sen tut Almanyaya kilosu 2 liraya gümüş ihraç edecem diye,binlerce yıllık gölün dengesini boz Allah sormazmı adama sen ne yaptın diye

 

Abi hiç forumlarda kocaağız balığı avlayan gördün mü Türkiye'den merak ettim?
Sen yazınca bende araştırmıştım bi parça, gerçekten güzel bir tür esasen.

Trakya'da falan yazınca meraklandım. Trakya da falan varsa sana yakın sayılır.
Bende biraz bilirim o tarafı. Ben küçükken Meriç'te elle balık tutanlar olurdu, onları izlerdim. Ben cesaret edemezdim denemeye (zaten etik değil )
Sanırım o elle tuttukları balıklar perç'ti (tam emin değilim)

Yayın tutanlar olurdu, adam boyu, duyardım.
O taraflarda göletlerde turna tutarlardı.
Rahmetli dedemin köyü Babaeski'nin Karahalil köyünden 1 çay geçerdi. İri balıklar olurdu o çayda. Etrafta başka çaylar da vardı. Oradaki balıklar kasna mıydı, koca ağız mıydı bir bilgim yok tabi abi, araştırmak ta fayda var.

Oralara, şimdiki aklımla bir gidebilsem...

 

Merhabalar, Fatih abicim. Bizim akbalık dediğimiz balık inanın tad olarak kefalle uzaktan yakından alakası yok. Ne derede nede tuzlu suda yakaladığımız kefallere benziyor. Ege Üniversitesinin Türkiye Tatlısu Balıkları kitabında bu balığın adı Akbalık, Kocaağız ve Kurt balığı olarak geçiyor. Beraber avlandığımız grubumuzun usta balıkçısı Çetin abimiz geçen sene 10 Şubat tarihinde saat 14:00 civarında 65 cm. uzunluğunda tutmuştu. Bizde inanamadık. Etraftaki köylüler 6-7 kiloluk balıklar tuttuklarını söylüyorlar. Balığı yemek bana nasip olunca bende tadına inanamadım. Balık Ocak - Şubat aylarında yumurtalarını bırakmak için derelerin yukarı kısımlarına doğru göç edip, daha sonra tekrar göle dönüyor. Maalesef burada üzülerek altını çizmek istediğim konu bir çok kişi havyarı lezzetli oluyormuş diye yumurta dolu balıkları tutuyor. Düşünsenize 100.000 adet civarında yumurtlayabilen bir balık. Elimde şuan fotoğrafları yok ama Çetin abiden temin edebilirsem sizlerle paylaşmak isterim.

 

Sevgili Volkan kardeşim. Trakya derelerinde ve bazı göllerinde (tabii ki belli yerlerde) Tatlısu Kefali, Bıyıklı, Gökçenez, Eğrez, Turna, Sazan, Yayın, Sudak, Tatlısu Levreği, Kadife balığı, Akbalık, Çapak, Kızılkanat bugüne kadar tuttuğumuz balıklar. Ama son iki yıldır bilinçsiz avcılık, yaşanan kuraklık vb. sebeplerden dolayı maalesef eski zevk ve balık çeşitliği kalmadı. Bazen dere veya Terkos kıyılarındaki olta sayısı Galata köprüsünden daha çok oluyor. Gerisini var sen düşün. Tırıvırıcılarla uğraşmaktan zaten bıktık.
Saygılar.