Çeşme Ildırı

Merhaba sevgili balık avı üyeleri. Bu benim ilk raporum şimdiden sürçülülisan edersem af ola. Bayramda eniştem ve iki kuzenimi ayarlayıp 18 Eylül'de Çeşme'ye gitmeye karar verdik 17 Eylül günü yemlerimizi aldık (önceden tuzlanmış sardalye, boru kurdu, madya, yengeç, palet yem) klasik ikili dip oltalarını hazırladım. Hazırladım diyorum çünkü benden başka bu işi üstlenen yok birde dip kıbrısı. Sabah saat 05:00'de yola koyulduk yolda giderken hayallerimiz büyüktü büyük çupralar çekecektik. Ama nereye gideceğimizi de bir türlü kararlaştıramıyorduk büyük bir karamsarlık içindeydik. Sonunda oy çokluğu ile pınarın çiftliğinin bulunduğu meradan avlanmaya karar verdik. Kamışları ve tüm malzemeleri sırtlanıp av yerimize doğru uzun bir yürüyüş yaptık sonunda avlanacağım meraya varmıştık. Herkes büyük bir sabırsızlıkla oltaları biran önce suyla buluşturmak için adeta birbiriyle yarışıyordu. Saat 06:30 civarı oltalar ilk suyla buluştu ilk vuruşlar gelmişti ama bunlar küçük balıklardı çok cılız ve küçük vuruşlardı bunlar. Bir, bir buçuk saat geçti tık yoktu herkes birbirinin suratına bakıyor bir umutsuzluk hakimdi saatler geçiyor moraller iyice bozuluyordu. Ben herkese telkinler verip morallerini yüksek tutmaya çalışıyordum ama benim içimde de umut tükeniyordu. Derken enişte küçük bir karagöz çekti bu şirin ufaklığı büyümesi için tekrar denize saldı. Derken benim kısmetsizin zili çaldı çok sert vuruşlar hissediyordum ve balığı hemen tasmaladım ağır ağır balığı kıyıya çektim. Çektim ama bu bizim beklediğimiz balık değildi 300-350Gr'lık ot levreğiydi bu dip kıbrısıyla attığım oltama gelmişti tam üç iğne balığın çenesine ve yanaklarına batmış uzun bir uğraştan sonra oda o eşsiz güzellikteki denize tekrar salındı. Saat 12:00 olmuştu biz avlak yerinden ayrılıp başka bir yere gitmeye karar verdik. Tekrar eşyalarımızı toplayıp Gerence'ye gitmeye karar verdik. Yarım saat sonra yeni avlak yerimize geldik. Oltaları tekrar suyla buluşturup bu sefer şeytanın bacağını kırmak istiyorduk ilk vuruş geldi Aydın'da oturan kuzenim güzel bir çuprayı tasmalamış kıyıya doğru çekiyordu ki kayalara takılan oltanın azizliğine uğrayarak balığı malesef gördüğümüz halde kıyıya çekemedik. Bu gün bir şanssızlık var üzerimizde diye herkes söylenmeye başladı. Bu arada acıktığımızın farkına vardık sağdan soldan çalı çırpı toplayıp büyük bir ateş yaktık ızgarayı ateşe atıp üstüne kendi ellerimle hazırladığım bol acılı köfteleri attım herkes sabırsızlıkla köftelerin biran önce pişmesini bekliyordu ilk önce küçük kuzene sonra diğerine sonrada enişteme ekmek arası yaptım ama birşeyi unutmuştum eniştem acıyı sevmiyordu öfleye püfleye herkes karnını doyurdu ama bizim oltalar bir türlü bizi doyuramıyordu. ilerleyen saatlerde de beklediğimiz vuruşlar olmayınca toplanmaya karar verdik. yolda dönerken balık tutamadık bari eve boş dönmeyelim dedik ve balıklıovadan çupra alıp evin yolunu tuttuk arabada bir sessizlik hakimdi taki eve varıncaya kadar apartmandan içeri girerken babamla karşılatım elimdeki balıkları gösterip hepsini balıkçıdan mı tuttunuz deyince koptuk eşimde baya bi balık tutmuşsunuz diye bizi iyice makaraya sardılar. Yapacak bir şey yok inşallah bir dahaki seferde tutarız hayalimizdeki balıkları. Herkese rastgele...

 

Caniniz Sağolsun

önemli Olan Orda Bulunmak,sakin Huzurlu Bir çevrede Vakit Geçirmek Değil Mi?başka Sefere Inşallah

 

Kesinlikle öyle Mehmet bey. İyot kokusu denizin o eşsiz güzelliği temiz hava iş stresinden uzak bir ortam bize çok iyi geldi.