Merhaba arkadaşlar, Fırında Mantarlı Alabalık yemeği çok seviyorum. Kendimi met etmeği sevmem ancak çok başarılı bir Fırında Mantarlı Alabalık yemeği yapıyorum. Sizlere şu sorum olacak. Çiftlik Alabalığı Sağlıklı mı acaba. Suni yemle besleniyorlar, doğal olmayan ortamda değiller vs. gibi sebepler. Fikirlerinizi bekliyorum.Sevgi ve Saygılar.
Öncelikle bir hayvanın çiftlikte yetiştirilmiş olması onun sağlıksız olduğu anlamına gelemez. Eğer ki aynı mantığı diğer türlere de kuracak olursak -sığır,kanatlı v.b.- gerçeği çok daha net görürüz. Endişeniz aslında mantıklı, sonuçta tadı bile başka oluyor ancak eğerki herşey kurallara uygun yapılırsa sorun teşkil etmez. Peki bu kurallar nelerdir? Herşeyden önce bakım şartları gelir, aşılamarın zamanında yapılması, havuzların parazit ve mikroorganizmalardan ari olması gibi. Sonrasında ise kullanınlan çeşitli ilaçların ''Rezidü'' denilen kalıntılarının insana zarar vermeyecek şekilde tatbik edilmesi ve bu rezidülerin arınma sürelerine sadık kalınması konusunda hassas olunmalıdır. En son unsur ise beslenme unsurudur. Alabalık ve buna benzer balık yetiştiriciliği çiftliklerinde kullanılan yemler mantık olarak doğala özdeş yemlerdir. Yani hayvansal protein ve esanasiyel yağ asitlerini içermeleri zorunludur. Bu sebeple et-balık endüstrisi artıkları gibi halkın tüketemediği hayvansal protein kaynakları bu yemlerin yapımı aşamasında değerlendirilmektedir. Mikroorganizmaların ve parazitlerin etkisiz hale getirildiği yöntemlerle hazırlanmış, ayırca düzgün şartlarda saklanmış yemler kullanılıyorsa eğer, havuzda yetiştirilen balık sorunsuz büyüyecek ve sağlıklı olacaktır. Peki bize gelen mamül ne denli güvenli? Öncelikle bakım besleme şartlarından pek şüphe etmememiz gerekir. Salmonidea ailesine mensup alabalıklar çok kolay hastalanırlar. Birçok paraziter viral ve bakteriyel hastalıkları vardır. Genellikle şekil bozukluklarına sebep olan hastalıklar olduklarından -maddi kayıpta cabası- bu şartlara ekstra dikkat edilir. Besleme konusuda hayvanın kilo alması ile direk orantılıdır o yüzden üreticinin dikkat ettiği bir konudur. Burada asıl dikkat edilmesi gereken husus rezidü süreleridir. Genel olarak tüm hayvan yetiştiriciliklerinde -kanatlı sektörü nispeten ayrı tutulabilir- dikkat edilmeyen bir mevzudur. Bu yollarla alınan ilaçlar vucudumuzda kimyasal reaksiyonlara sebep olarak bakteriyel dirençten tutun fizyolojik bozukluklara kadar birçok olumsuz komplikasyona sebebiyet verebilmektedir. Devletin kontrolleri bu konularda yetersiz kalabilmektedir, kalmaktadır. Tüm yetiştiricilikten ayrı tutulması gereken, asıl önemli konu ise, satışa sunulan balıkların çiftlik-tezgah arası yolu sağlıklı kat etmesi gerekliliğidir. Birçok bakteri ve mantar bu sudan zengin, iç organları içinde mamüllerde kolayca üreyebilmektedir. Bu sebeple alışverişin yapıldığı satıcının ciddiyeti önemle sorgulanmalı güvenilir kaynaklardan alışveriş yapılmalıdır. Dip not: Türkiyede et-balık üretim sürecinde hayvanlara hormon takviyesi yapılması kesinlikle yasaktır, yani aldığımız market tavuklarının hormonlu tabir edilmesi yanlıştır, bu tüm bu tip ürünlere uygulanan bir kuraldır. Umarım sunduğum bilgiler size yardımcı olabilmiştir, saygılar, afiyet olsun. Bu arada tarife bende hayır demem
Alabaliga ozel yem verildigini acikcasi ilk defa duydum. Askerligimi karadenizde yapmistim.Koylere devriye gittigimizde bircok alabalik ciftligi vardi.Sahipleri hep bayat ekmek,vs,,,gibi seyler ile besliyorlardi. Ama diger buyuk ciftlikleri bilemem. Rastgele...
Hayvanın enerji ihtiyacını karşılar bu bahsettiğin besinler Emrah abi, hatta verilebilir de doğrudur, ancak protein mekanizması -hayvansal aminoasitler vesaire- birebir gelişmeye orantılı olduğu için mutlaka ve mutlaka protein içerikli özel yemler de verilir. Oranını yapmak elbetteki üreticinin işidir, kar zarar mantığı var ortada sonuçta.
Vay be! Sagolasin Erhan kardes.Ogrenmis olduk. Ne guzel hep birseyler ogreniyoruz forumdan. Rastgele...
Peki aklıma takılan bir soruda Ben sorayım. Tamamen aklıma takıldığı için soruyorum. Genel olarak Çiftlik balıklarının Sağlığa faydası normal deniz yada göl balıkları ile aynımıdır acaba? Yani Denizde yakaladığım çipura ile balıkçıdan aldığım çipura aynı besin değerine mi sahip?
Bişi değil Emrah abi ne demek, bildiğimizi paylaşıyoruz işte. Forum gerçekten amacına ulaşıyor, çok hoş bi durum bu bencede
Tarkan abi bu güne kadar bu konuyla alakalı bir literatürle karşılaşmadım açıkçası. Ama basit bir mantık uygularsak, 2 çipura arasındaki besin değeri farkını yaratacak tek durum balıkların beslenme farklılıklarıdır. Deniz çipurası yumuşakçalardan balıklara kadar birçok besinle beslenirken -hepimizin bildiği gibi yengeç ve türevleri gözdesi- diğer hazır mix yemlerle beslenmekte. Bu durumda kimse çiflik çuprasının besin çeşitliliğinin deniz çipurasını yakalamasını bekleyemez. Burda başka bir konuda var aslında, mesela herkes bilir ki çiftlik çipurası alyanak olmaz. Bunun sebebi nedir peki? Bunun en bariz sebebi çipuranın yanaklarına kırmızı rengi veren betakaroten denen maddenin yumuşakçalarda bol miktarda bulunması, ancak çiftlik çipurasının bu besini tedarik edememesi sebebiyle vucudunda biriktirememesi durumudur. Fakat dikkat ederseniz son yıllarda tezgahta yanakları allaşmış çiftlik çipuralarını da görüyoruz. Ben verimsiz geçen bir avım sırasında limandaki teknelerin köpek balığı ve vatos indirdiğine şahit oldum. Meraktan sordum ne yapıyorlar bu balıkları diye, büyüklerini Yunanistana satıyorlarmış, küçükler ise balık yemi oluyormuş. Hatta gırgırların artık balıkları, trol artıkları da kullanılıyormuş artık, yem çok pahalı olduğundan. Yani sadede gelirsem, ekonomimizin kötülüğünden de olsa çiflik balıklarımız -deniz içi konuşuyorum- artık daha doğala özdeş besleniyorlar.
. Mesela "Alyanak" olayının neden havuz balıklarında olmadığını bilmiyordum açıkcası. Birde Deniz çipurası daha açık renklerde oluyor , alt taraf ve üst taraf birbirine benziyor ama havuz modellerinde sanki sırt kısmı daha siyaha çalar gibi.. Bilgiler için teşekkür ederim , .
Balıklarda -aslında tüm hayvanlarda- bahsettiğiniz ,vucut yüzeyinin kararması yada tür içinde farklı bölgelerde böyle farklılıkların olması, güneş ışınlarından daha fazla yararlanmak için bir adaptasyon şeklinde yorumlanır genelde, ama sorunuzun cevabı bu mu bilmiyorum Tarkan abi.... Asıl ben ilginize teşekkür ederim abi, saygılar.
