Çok dalgalı,bir deniz, bir Torik, bir Palamut 23 Kasım 2009 Sivrice

sivrice'de kahvenin önünde oturuyoruz, yanımda Babakale'nin meşhur balıkçılarından Rasim kaptan var, çok zamanlar denizde karşılaşırız, ben olta ile torikleri alırım,oda ağ ile, konumuz ise deni ve balık durumları, bana Ayvalık'tan geldiğini anlatıyor, balığın kıt olduğunu söylüyor, fakat bizim buralarda hala torik olduğunu , lüferin merayı terk ettiğini söylüyor, ben de son günlerde mercan aldığımı anlatıyorum, hava sert bir gündoğrusu, yani gündoğusu, benim için bu hava biraz sert diyorum, haydi gidelim Orhan abi, bak hava kalıyor, bende haydi o zaman gidelim diyorum.
Teknede yanlızım, haydi rastgele diyerek, basıyorum gaza,
Rasim kaptan benden evvel gelmiş dolaşıyor, şu anda aklımda hep torik var, bugün 13 cm Rapala x Rap cekiyorum, bu günkü takımım biraz daha güçlü,
çok büyük bir torik gelebilir diyorum, tam meraya geldim, ikiyüz metre ilerimde Rasim kaptan dolaşıyor, balığın derinlerde olduğunu düşünüyorum, yani yatakta, üç kurşun takarak takımı orta suyun altından çekiyorum, 18 metrelerdeyim, her dönüşüm 90 derece tekrar bir 90 derece yapıyorum takımı dahada derinlere getiriyorum,tabi sıttı çekerek balık avlamanında,zamanla inceliklerinide öğreniyorsunuz, bunun adına tecrübe deniliyor, şu anda devamlı dönerek avlanıyorum, sahte balığın, altımdaki balık sürüsünün içersinden veya yanında geçmesini istiyorum, gerçekleştiriyorum zira işte o an geldi, bir vuruş, parmaklarımın ucu ile bilgisayarın tuşlara basarak bunu sizlere anlatmak istiyorum, bu anı nasıl anlatmak lazım,. zorlanıyorum, ama genede anlatacağım, ilk darbe gerçekten sanki takım birtaşa takılmış gibi , sonra sağa ve sola,hani kepeği tasmasından tutarken , sizin elinizden kurtulmak için yaptığı kafa darbeleri vardır bir sağa çeker birde sola, sonra sert bir şekilde sallamaya başlar,
o anda mısınayı hem tutuyorum, hemde yol veriyorum, bu arada da tasmalarıma devam ediyorum, sert olarak misinamın kuvvetine göre oltanın
balığın ağzına iyice oturmasını sağlamaya çalışıyorum, balık sakinleşti bende tekneye doğru çekiyorum,tekneden bir hayli fazla salmışım 50 metre kadar, ilk kurşunu içeri aldım, balık bana doğru gelmeye başladı, ikinci kurşun ve üçüncüsünüdeiçeri aldım, ön misina , yani ince olan beden elimde ,bu arada balık teknenin alt tarafına doğru girmek istiyor, tabi buna müsade etmiyorum, hafif yol vererek devamlı sağ tarafımda olmasını istiyorum,biraz yol verdim, bu arada balıkta biraz yoruldu,son çekişi yapıyorum, balığın kafası suyun üstüne gelene kadar çekiyorum ve balık suyun üzerinde , kepçe ile balığı alıyorum,
biraz oturuyorum , Rasim kaptan yanıma yaklaştı, tebrik ederim kaptan, diyor,
bana aşağı yukarı kaç kilo diye soruyor, ben de üç kilo civarında diyorum, balığı onlara gösteriyorum, çok güzel bir torik, çok mutluyum,dönüş vakti geldi, dönerken genellikle takımım suda olur, çekmeye devam ederim, tabi limiti doldurmadıysam, işte bu arada gene bir vuruş aldım, her halde barakuda dedim , ama gelen bir palamut, ona hayır demedim tekneye aldım, çok mutluyum.
Sıra geldi bu güzel günü kutlamaya, Muammer ustaya balıkları teslim ettik,
Torikten acele torik lekardası, yani yeni adıyla Suşi, onuda naıl yapılacağını tarif ettik, ama ben genede burada sizlere anlatmak istiyorum, balığın orta kısmında 4cm kalınlığında bir dilimi , güzelce kılçıklardan temizleyip lop eti çıkarıyorsunuz, eti enine doğru çokince dilimliyorsunuz, bir tabağa diziyorsunuz,üzerine tuz, karabüber, bol limon suyu,zeytinyağı, ve bir soğanıda ince ince doğrayıp üzerine döküyorsunuznuz, beklemeye bırakıyorsunuz,
Bu arada balıklarda ızgaranın üzerinde zeytinyağında çok hafif olarak pişiriliyor,
Ben, Kenan kardeşim, Tuncay kaptan, Conta kaptan, İlhami Hoca, hep beraber balık avları hakkında anılarımızı tazeliyoruz ,bende bugün toriği nasıl yakaladığımı anlatırken,bu günkü avımı tekrar yaşıyorum.
Dostlarımla beraber çok güzel bir akşam,
iki kadeh aslan sütüde günün yorgunluğuna ve heyecanına ilaç gibi geliyor.
Sivrice'den selamlar, sevgiler, Hoşçakalın.

 

Eline sağlık Orhan abi, gene klasiğini yapmışsın.

 

Orhan Abi;
tebrikler bir kere daha. Sizin yadıklarınızı okurken, sanki ben de teknedeymişim,oltanın bir ucundan da ben tutuyormuşum gibi oluyor.

 

vay ki vay diycem ama, alıştık artık abi, senin için çıtır çerez bunlar.