Selam dostlar. Uzun zamandan beri siteye üyeyim. Neredeyse yazılan tüm av raporlarını, keyifle okuyorum. Fakat bu güne kadar bir av raporu göndermek kısmet olmadı. Kendi kendime dedim ki yazmaya değer ilk avımda üşenmeyip bir raporda ben yazacağım. Neyse fazla uzatmadan konuya gireyim. Hedef balığım levrek. Çarşamba günü yeni aldığım river sea 2 rover 128 rapalamı deneme fırsatım olmamıştı. Bu bir su üstü rapalasıdır ki ben daha önce hem Gelibolu rapalası hem de yozuri nin HYDRO TIGER R384 modeli ile defalarca denemiş olmama rağmen bir sonuç alamamıştım. Bir çocuğa alınan yeni oyuncağı ile oynaması gibi bende yeni rapalamı deneyecektim ve açıkçası da oldukça heyecanlıydım. (Bu duyguyu hepiniz bilirsiniz.) Deniz çok güzeldi ve rapalamı atacağım yere geldim. Kamışı açtım. Kalama ayarını yaptım ve rapalamı deniz ile buluşturdum. Bir yandan rapalayı çekerken nasıl gelecek diye de merak ediyorum. Neyse söylediğim gibi rapalamı su ile buluşturdum. Misinanın boşluğunu aldım.Makinama iki tur sardım. O da ne, Aman allahım balık üzerinde. Belli ki balık biraz iyi. Hiç acele etmiyorum. Ama hiç boşlukta vermiyorum. Yavaş yavaş kenara doğru getiriyorum. Güzel bir kalama ayarı vermişim ki balık kafa attıkça misina hafiften salıyor. Balık kıyıya geldiğinde artık hem benim hemde onun heyecanı hat safhada. Balığı sudan çıkarmama en fazla 1 metre kaldı. Artık makina ile balığı çekemiyorum. Kalama yavaş yavaş boşalıyor. Ben hiç boşluk vermeden kalamayı sıktım. Artık makinama iki tur daha attırıp balığı dışarı çıkaracağım ki kahretsin misinam koptu. Balık önümde afallamış vaziyette duruyor ki baktım onun denizden dışarı çıkacağı yok belli, hemen ben heyecanla denize girdim. Artık ne kadar heyecan yaptıysam. Denizden dışarı levreği elle çıkartacağım. Ama ben yine de elle alacaktım ki ağzında rapalamı(pardon onun rapalasını)görünce korktum. Daha önce çarpmayı eline geçiren birisi olaraktan korkmam normaldir. Suyun içinde ayağım ile dışarı almaya çalıştım ki tahmin edeceğiniz üzere bunu da başaramadım. Velhasıl balık gitti. Kaçan balık büyük olur derler ama o kadar da değildi. Herhalde 1.5 kg dan aşağı değil. 2 kg dan da fazla değildir. SONUÇ: Rapalamın yüzüşünü göremeden rapalam gitti. Balık gitti. Belime kadar ıslandığım için daha fazla atış yapma şansım kalmadı. En önemlisi ise: Durumu arkadaşlarımla paylaştığımda onların bana söylediği kadarı ile; eğer balık rapaladan kurtulamazsa ölürmüş. Eğer durum böyle ise gerçekten çok üzülürüm. Çünkü rapaladan kurtulabileceğine pek inanmıyorum açıkçası.Umarım ondan kurtulur ve yaşamaya devam eder. Balıksız ilk balık raporum bu şekildeydi. Tabi ortada balık olmayınca fotoğrafla süslenecek bir yazıda yok. Ancak sırılsıklam olmuş kendi fotoğrafımı koyabilirdim ki bu da pek hoş olmazdı. Bugün(dün) oldukça heyecanlıydı. Her zaman söylediğim gibi biz balığın etinde değiliz. Biz bunun heyecanındayız. Ve ben bu heyecanı fazlası ile yaşadım. Daha güzel heyecanları sizlerin yaşaması dileği ile Sağlıcakla kalın... Not: Misinam 033 angel kıss. Açıkçası misinama güveniyorum. Herhalde benden kaynaklanan bir hata ile misinayı koparttırdım.
hiç üzülme olur böyle şeyler eğer bir balık bu şekilde telef olucaksa olsun .. tek hatan bence bir kepçen olmaması daha büyük balıklarda dahada önemini anlıycaksın rapor bence güzeldi keşke resimde ekleseydin en azından doğayı denizi görüp içimiz açılırdı ...
üzme tatlı canını hocam.geçmiş olsun hocam neyse sağlık olsun diyeceğiz inşallah daha büğünü alırsın.raporda heyacenın belli oluyor.
geçmiş olsun. dediğiniz gibi hata sizde. balığı en son dışarı alırken bile kalamanızı sıkmayın. balık kalama alamayacak kadar yorulduğunda emin olun salıp suya bıraksanız bile gidemez.
Özcan Bey, Hem giden rapalanız hem de balığınız için geçmiş olsun. Kalama ile balığı yormanız gayet iyi ama daha okurken son anda kalamayı sıkmanıza tabiri cazise "ah!" çektim. Çünkü kısalan misanın gerginliği yüksek ve esneklik payı da yok denecek kadar azalmıştır. Haliyle balığında elinde kalan son kuvveti ya da balığın ağırlığına rağmen sizin kamışla onu dışarı atmak için yaptığınız hareket işi bitiren noktadır. Bu tür güzel ve büyük balıkları kıyılattığınızda iyice yorun ve balığı artık alacağınızdan emin olduğunuzda mümkünse galsamalarınızdan tutarak alın dışarı ya da daha da emniyetli olması açısından fish gripper denilen çeneden tutan özel penseler var, onlardan edinin. Benzersiz bir tecrübe sahibi daha oldunuz.Bir dahakine yakalarsınız inşallah.
Sonu kötü olsada sizin için çok güzel bir tecrübe olmuş. Sonraki seferlerde filmin iyi bitmesi dilekerimle.
Naptın beyaa.. O balık kaçarmı Özcan..Neyse senin için güzel bir anı olmuş inşallah balık ölmez bakarsın başka birisinin oltasına gelir.Bu kış bir arkadaşımız Kemer de ağzında rapala olan bir levrek yakalamıştı.Bazen böyle şeyler olabiliyor.Bende Biga lıyım.Yolun düşerse beklerim.Avcılar çay bahçesi selamlar.
Arkadaşlar hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Daha öncede canlı yem ile 4-5 kg civarı bir levreği önüme kadar çekipte iğneden kurtularak kaçırdığım olmuştu. Fakat o balık büyük ihtimalle yaşamaya devam etmiştir. Bu balık ise muhtemelen ölecektir. Benide asıl üzen şey budur. Yoksa bizler zaten oltamıza takılan her balığı yakalayamayız. Hele bu balık kurnaz levrek ise. Levrek oltama takıldıktan sonra benim hep düşündüğüm şey "işte savaşımız başladı. Ya sen kazanacaksın ya da ben". Levrek gerçekten çok savaşçı çok kurnaz bir balıktır. Elimizden kurtulmak için bütün silahlarını kullanır. Bazen çok güçlü kafalar atar. Bazen denizdeki bir kayanın altına girmeye çalışır. Bazen de size doğru hızla gelerek misinanıza boşluk verdirerek fırsattan istifade solungaçlarının yanında bulunan jilet gibi keskin bölgesi ile(adını bilmediğim) misinayı kesmeye çalışır. Zaten bunun için levrek yakalamak büyük keyiftir. Neyse bu sefer o kazandı(umarım kazanmıştır ve ölmemiştir). Yaptığım her hatadan ders alarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bir dahakine benim ve balığını kaçıran tüm avcı arkadaşlarımın kazanması dileği sağlıcakla...
Ne yapalım beyaa. Kısmet dicez artık. Ben işim dolayısı ile Tekirdağ da yaşıyorum Necmi abi. Ama, sizinle tanışmayı çok isterim. Sizden öğreneceğimiz çok şey var.İnşallah görüşmek üzere diyorum.
Hiç üzülmeyin desemde üzüleceksiniz. İnsanların hayatları boyunca hiç unutamayacağı bazı anılar vardır. Bu anılar sizinle bir ömür boyu yaşarlar ve unutulmazlar. Sizde bu unutulmaz ve son derece zevkli sonu ise biraaz hüzünlü bir anıyı yaşamışsınız. Tebrikler. Umarım birdahaki sefere o balık livara girer. Rastgelsin.
Sevgili Özcan Bey, Dediğiniz gibi amacımız et değil, orada olup, o havayı solumak ve mücadelemizi ortaya koymak. Her nekadar balık ile süslenmesi fena olmasa da siz bunların hepsini yaşamışsınız. Ne mutlu. Hem de hiç bir yerde bulunmayacak bir tecrübeyi yaşıyarak öğrenmişsiniz. Daha ne istiyorsunuz Bereketli ve keyifli avlarınızın devamı dileklerimle, rastgele...
Özcan Ağabey, Hem balık için hem de sizin için üzücü bir durum gerçekten. Sizinkine çok benzer bir durum ben de yaşamıştım. bir metre önüme kadar getirdiğim yaklaşık 2 kiloluk levrek, suyun dışında attığı bir kafa darbesiyle 0,2 asso misinayı koparıvermiş, yaklaşık 1-2 saniye, dudağının kenarında asılı kalan original floater rapala'mla bana bakmış, sonra da hiçbirşey olmamış gibi dönüp arkasını gidivermişti...Ne zaman at&çek yapsam gözümün önüne gelir.. Artık çekeri daha fazla olan, aşınmalardan daha az yıpranan örgü ip kullanıyorum. Kalamam hep olması gerekenden biraz daha gevşek, kopmaz biliyorum, fakat balığın iğnenin takıldığı yeri yırtıp kaçma ihtimali var. Nezaman olursa olsun, gelen sahtede direnci ilk hissettiğimde bir an üzülür gibi oluyorum. Zarar vermeden kıyıya almak, belki de sinirden solungaçlarını şişirmiş yakışıklıya dokunmak, yakından kısaca görüp belki bir kare fotoğraflamak, ait olduğu yere iade etmek bence tarifsiz bir duygu. Sonraki seferlerde kazanan ve affeden taraf olmanız dileğimle. Saygılar.