Selamünaleyküm; 23.10.2010 Sabahı sabah 7:00 da oltalarımız sudaydı. Saat 11:00 e kadar çoğunluğu kraça olmak üzere istavrit aldık (çoğunu damağını yırtmadan çıkarıp suya iade ettik.) Deniz pislikten geçilmiyordu. (plastik kovalar, kapaklar, şişeler, ip, prezervatif vs... bir sürü pislik. Aşırı poyrazdan dolayı balıkta olmayınca dönüşe geçtik. Tam toplanıp yola çıkıyorduk ki bir martının suyun içinde ciyak ciyak bağırdığını, kalkmaya çalışıp kalkamadığını gördük. Önce birşeye dolanmış olabileceğini düşündük ama öyle değildi. Vaniköy parkının sol tarafındaki yalıdan martıya havalı tüfekle boncuk atıldığını gördük. hayvan kanatlarını açıyor ama atılan boncukla bir kanadı kırıldığı için bir türlü havalanamıyordu. Sağına soluna hala demir boncukların düşmeye devam ettiğini görünce bağırmaya başladım. O kadar sinirlendim ki sövmemek için kendimi zor tuttum. Gerizekalı hayvan diye bağırdım atış durdu, martı can havliyle açığa doğru yüzerek kayboldu. (muhtemelen açlıktan ölecek) Ama canım o kadar sıkıldı ki akşama kadar başıma ağrılar girdi. Bu tip insan müsvettelerinin aramızda yaşamasını hazmedemiyorum. Dostlarımdan isteğim balık tutarken çıkardığımız çöpleri mutlaka çöp kutusuna atalım veya yanımıza alıp uygun bir çöp kutusuna kadar bırakalım. Misinaları iğneleri ve çöpleri asla denize atmayalım. Atanları ve yukarda anlattığım olaydaki gibi durumlarda asla sessiz kalarak desteklemeyelim. Tepkimizi gösterelim. Selamlar saygılar...
çok caniler. mustafa bey o çöpler genellikle yalılardan ve teknelerden gelen çöpler. yalıların bahçelerini süpürüp denize atıyorlar buna tekneyle geçerken çoğu kez şahit oldum. zaten dikkat ederseniz çim çok var suda adamlar hortumla direk denize atıyorlar.ben kıyıdan avlanıp da denize çöp atan çok fazla insana şahit olmadım. var tabi o şekilde yapanlarda ama genelde dediğim gibi çöpler yalılardan atılıyor.
Eğer bunlar insansa biz neyiz diye düşünmeden edemiyorum bu tip olayları duydukça... Keşke polise haber verseydiniz, az da olsa - ne yazıkki az, hatta ne yazık ki hala para cezası uygulanıyor, aslında direk hapis cezasıyla yargılanıyor gelişmiş ülkelerde- cezalarını çekerlerdi.... Hoş güvenlik güçleride pek ilgilenmiyor bu tip durumlarla ama şansımızı denemeliyiz bence... Öncelikle zavallı martıya sonra size büyük geçmiş olsun, saygılarla....
Bazen böyle olayları okudukca denize uzak olduguma şükrediyorum.. Biz tatlı sularda avlanıyoruz ama inanın hiç bi tatlı su deniz suyu kadar kirletilmiyor.. Bu güne kadar buralarda sudaki kuşa işgence edene rastgelmedim.. Ama rastgelirsemde o herifi suya atar elindeki tüfeklede arkasından ben kendine sıkarım.. Yukarda yazdıgım arkasından sıkma felan belki abartılı gelebilir ama hayvanları cok seviyorum.. Şuan evin bahcesinde ördek, tavuk, köpek + evde kedi akvaryum var .. İnanın o martıya hayvan diyoruz ama asıl hayvan bence ona o eziyeti edendir..
Ve aleyküm selam abi, bizden sonraki nesillere temiz bir çevre bırakmak bizim görevimiz, bu konudaki duyarlılığından ötürü seni tebrik ediyorum.
Polise gitmeyi düşündüm ama ne yazık ki duyarsız davranacaklarını düşünüp bir kez daha canım sıkılmasın diye vazgeçtim. Belediyeye şikayette bulundum. İnşallah kapılarını çalıp en azından uyarma duyarlılığında bulunurlar. Zaten sahilleri parsellemişler, yasalar tarafından su kenarları halka açık olarak belirtildiği halde sahil şeridinin yarısından fazlası yalıların işgali altında. Bir de bu yetmezmiş gibi zevkleri uğruna canlılara eziyet ediyorlar. Çok canım sıkıldı çok. Bu olayı anlatarak sizinde canınızı sıktığım için üzgünüm. İnşallah buna benzer olaylara bir daha şahit olmayız. Selamlar saygılar...
yalıların çoğu da geçerken bakıyorum hep kapalı. genelde sahipleri yurtdışında yaşıyorlar. anlamış değilim.
Mustafa bey sizin yanınızdayız.. sabırla bu davranışlarımıza devam ederek, bu gibi kafası eksik olan insanlara dogayı koruma bilincini yerlestireceğiz. Saygılarımla,
Engin hani onur akın' ın okuduğu "gidiyorum işte" isimli parçada diyor ya "kibar entelleriyle ufku kesilmiş boğaz sefası!" hakikaten öyle.
Herzaman dediğim bir söz var.. "Dünyanın en büyük hayvanı insandır" diye.. Maalesef sadece denizlerimiz değil iç sularımızda aynı şekilde.. Özellikle nehirlerimizde tarım ilaçlarının boş kutuları cirit atmakta ve bundan dolaylı bile olsa insanlarda etkilenmekte içtiğimiz sular yüzünden..
kanunla bu insanları yola getirmek cok zor. aynı yöntem kullanılmalı bence. mazlemeler: *kar maskesi *gece görüşü gözlükler *beyzbol sopası veya hatırı sayılır büyüklükte bir odun. *tırıvırı *çapa taktik: gecenin karanlığından yararlanılıp yalıya verilen elektriğin kesilmesi, ve içeri dalıp hedefin ağzını burnunu kırıp, tırıvıraya sarıp, çapaya bağlayıp başka bir bölge sularına yapay resif olarak bırakılması. eh tabiki bu sadece yüz milyon fantaziden biri. herkes kendi yöntemini bulsun.
Konuya gösterdiğiniz ilgi için hepinize çok teşekkür ederim. Şahsen bu işin peşini bırakmayı düşünmüyorum. Her balığa gittiğimde o bölgede suda ölü martılar görüyordum. Sanırım sebebi belli. Olay tekrar ederse yalıya girmeyi düşünüyorum. Bana da sıksın bakalım o kadar kolaymıymış.
Üsküdar Belediyesi Beyaz Masa birimine yaptığım şikayet sonucunda, martılara zarar verme konusunda şikayetçi olduğum yalının uyarıldığını ve çöpleri denize atma konusunda çevre yalıların da uyarıldığı bildirilmiştir. Üsküdar belediyesinin yetkilileri perşembe günü beni arayarak söz konusu şikayete neden olan yalının tam konumunu sordular. Telefonda tarif ederek bulmalarına yardımcı oldum. Forumumuz vasıtasıyla Üsküdar belediyesine göstermiş olduğu ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Her ne kadar olay cezasız kalmış olsada bu da bir gelişmedir. İnşallah tekrar etmez bu olaylar...