Başka bir siteden kendi yazımın alıntısıdır. Arkadaşlar aşağıdaki yazıyı bugün yabancı bir siteden okudun ve bizlere de faydalı olacağını düşünerek elimden geldiğince tercüme ettim. Bu tercümede çiğnen Türkçe dil kuralları için affolla. Bütün elbiseleri üzerinde olan yeni kaptan güverteden birden atladı ve hızlıca yüzmeye başladı. Eski bir cankurtaran olarak gözlerini ve yönününü ,hemen kıyıda demirlemiş olan teknenin sahiplerine çevirdi. "Sanırım bizim boğulduğumuzu zannediyor" dedi koca karısına.Biraz evvel çığlıklarla birbirilerine su fışkırtıyorladı ama şimdi sadece boyunlarına kadar gelen suda hareketsizce duruyorlardı. Biraz heyecanlanmış olarak "bizler iyiyiz. Neler oluyor? " dedi kadın kaptana. eliyle sanki uzaklaşmasını ister gibi koca da "bizler iyiyiz" diye bağırdı.Fakat kaptan hızlıca onlara doğru yüzmeye devam etti."Çekil" diye bağrarak kaptan donakalmış olan karı kocanın arasından geçti. Onların arkalarında sadece 3 metre mesafede 9 yaşındaki kızları boğuluyordu. Kız emniyet içerisindeki kaptanın ellerinde gözyaşları içinde "baba" diye bağırdı. Nasıl oldu da ebeveynlerin sadece 3 metreden fark edemediği olayı bu kaptan 15 metreden fark etmişti? Bir çok insanın beklentisinin tersine -boğulma haşin , sağ sola su fışkırtarak ve imdat diye bağırarak gerçekleşen bir olay değildir.Kaptan uzun yılların deneyimini taşıyordu ve uzmanlardan eğitim almıştı. Diğer taraftan baba ise boğulmayı televizyondan biliyordu. Eğer siz ve tayfanız suyun boyunda yeterince zaaman geçirdiyseniz neye bakacağınızı öğreniyorsunuz. Kız göz yaşları arasında "baba" diyene kadar hiç bir ses çıkartmamıştı. Boğulma neredeyse her zaman kandırıcı ve sessiz gerçekleşen bir olaydır. Boğulma olayında televizyon bizi ; el sallama,suda çırpınma ve bağırışma beklentisi içine sokar.Fakat gerçek hayatta bunlar çok nadir gözlenir. Francesco A. Pia,Phd tarafından içgüdüsel boğulma tepkisi olarak adlandırılan olay nefessiz kalan insanın nasıl davrandığını anlatır. Ve bu olay insanların olmasını beklediği gibi değildir. Çok az suda çırpınma vardır,el sallama hiç yok ve herhangi bir yardım isteme yöntemi de yoktur. Bunun ne kadar olaysız geçtiğini şununla açıklayabiliriz.Boğulma vakaları trafik kazası vakalarından sonra ikinci sıradadır (muhtemelen İngiltere) Önümüzdeki sene 25 yaşa kadar 750 kişi boğulacak ve bunun 350 si ebeveynlerinin 5 metre çevresinde olacak. Boğulma "boğulma" gibi gerçekleşmez. istisnaları saymazsak boğulan kişi fizyolojik olarak yardım isteyemez. Solunum sistemi nefes almak için var edilmiştir. Konuşmak ikincil yetenektir.Konuşma yapılmadan evvel nefes alma gerçekleşmek zorundadır.Boğulan insanın ağızı suya batar ve çıkar.Boğulan bir insanın ağzı hem soluğu almak hem vermek hem de bağıracak kadar suyun üzerinde kalmaz.Ağız suyun üzerine çıkar çıkmaz insan derhal nefes alıp vermek ister. Boğulan insanlar yardım için ellerini sallayamaz. Tabiat onları içgüdüsel olarak ellerini yatay açmasına ve suyun içinde elleriyle kalkmaya çalışmasına zorlar. Ellerini aşağıya basan kurban güç bela ağızını suyun üstüne çıkarabilir ve nefes almaya çalışır,dolayısıyla ellerini sallayamaz. Fizyolojik olarak boğulan insan suyun üzerinde durmakta için çırpınır ve boğulmayı durdurup elle yardım isteyemez veya yüzemez. İçgüdüsel boğulma tepkisinin başından sonuna kadar kurban suda yer desteği olmadan dik olarak durur. Kurtarılmadığı sürece 20 ile 60 sn içinde suyun dibine batma işlemi başlar. Ama bu demek değildir ki suyun üzerinde çırpınan ve bağıran bir insan gerçekten tehlikede değildir - içgüdüsel boğulma tepkisi olmadan önce bazen su telaşı olabilir. Fakat bu su telaşı uzun sürmez ve yerini bir sonraki merhaleye bırakır. Su telaşında olan insanlar , kendilerine atılan can simidi , ip benzeri gereçleri tutabilir. Suda boğulduğunu zannetiğiniz insanlar için şu belirtilere bakınız: Kafa aşağıda suda , ağız su seviyesinde. Ağzız açık ve kafaya geriye bükük. Gözler camsı ve boş , odaklanamıyor. gözler kapalı. Saçlar alın ve gözlerin üzerinde. Ayaklarını kullanmıyor - Dikey. Çok hızlı veya gürültülü nefes alıyor. Belli bir yöne yüzme çabası var ama ilerlemiyor. Sırtının üzerine dönmeye çalışıyor. Yabancı bir siteden alıntıdır.
şimdi denizlerin altını üstüne getiren birisi olsamda,çocukken bunu yaşamışta birisiyim. Çok doğru bilgiler ,Sevgiler