elle balık tutan adam

Arkadaşlar bu konu bu linkde http://balikavi.net/forum/showthread.php?t=32057&page=2 konuşuldu fakat , benim konuyu sürdürme amaçlı bu yazım yanlış anlaşılmasın. Adam görüntülerde hiçbir alet kullanmıyor fakat balıkları eliyle topluyor. akar sularda dinamit,kireç,elektrik gibi yasadışı yöntemlerle avlanmak yasaktır. Bunun biilincindeyim ve bu yöntemlerle avlanılan avlaklarda mesela dinamit ve elektriktebalıklar suyun üstüne bagın olarak çıkarlar sanki suda zehirlenme varmış gibi kireç kullanımındada aynı şekilde ayrıca kireç kullanıldığında suda beyaz bulut olur. (ben bu yöntemleri biliyorum, uygulayanlardan dinliyorum,ama yukarıda Allah var bunların hiç birini kullanmadım.) bu belirtilerin hicbiri yok sadece dikkatle seyrederken gördüğüm adamın daldığı ve balıkları çıkardığı bölge çamur gibi bulanık.

yasa dışı olan nokatası balık miktarı ve sanırım avlanma dönemi yani kış olduğunu düşünüyorum( otlar sarı ve adam sudan çıkınca ateş yakın diye seslenmesi)

Peki bu yöntem kışın ve bulanık sudamı yoksa mevsim gözetmeksizin bulanık suda yapılırmı ? asıl bu konun silinmesi ve kitlenmesi ne karı olmamın diğer yönüde bağzı konularda bilgisizliğimizden kaynaklanıyo

Düşünün trıvırı gibi kulanması ve avcılığı yasak olan bir töntemle avcılık yasaktır bu yöntemle avlanan insan sayısı çoktur ya bilmiyolar yada biliyodurda işine öylesi geldiğinden yapıyodur

Fakat bilinçli avcılık sadece yasaklanmış kuralları uygulamamak değil neden yasaklandığınıda ne gibi zararları olduğunuda öğrenmekten başlar diye düşünüyorum. yoksa körü körüne yasak kardeşim dendiğinde nedennkardeşim diyen çok insan çıkar o insanlarıda bilgilendirip dğru yolu gösterdiğimizde ve aynı düşüncede ortak payda buluştuğumuzda bilinçli avcılık yagınlaşır.

Gidin bir gölete bakın kaç kişi küspe kullanıyo belki kullanmayan sayısı çok olabilir. Kullananlara sorsan nekadar çeşitli cevaplar alcaksın neden yasaklandığı konusunda acaba nekadar bilglidir.Oyüzden körü körüne yasak demek yanlıştır

Eğer sebep bildirilir veya neden uygulanması ve kullanılması yasak olduğu konularda açıklama yapılırsa bilinçlenmiş ve yasağa olan ilgi ortadan kalkmış olur.Bu yazımı zıtlaşmak yada polemik yaratmak için yazılmış bir yazı olduğunu düşünmeyin.Amacım öğrenmek, bilgilenmek, bilinçlenmek, bilgilendirmek. Bigi paylaşıldıkca çoğalır işte ozaman tartışmalarda bu yasak kardeşim diye direte bilirz ve nedenini açıklaya biliriz. Facebook da videonun altına yazılan saçma sapan yorumları daha çok görürüz onları gördükce kıyılarımızdaki tırıvırıcıları, kireçcileri, dinamitcileri görürüz

 

Ali Kemal , aslında çok güzel bir konuya değinmişsin , bencede kullanımı yada kullanılması yasak olan nesnelerin neden yasak olduğuna dair geniş kapsamlı bir yazılım ile yeni bir sayfa oluşturup bunu sabitleyerek her üyemizin ve misafirlerimizin okuyabilip öğrenebilmesi için yapılması faydalı bir işlem olarak görüyorum, yöneticilerimizinde bu konuya uzak duracaklarını sanmıyorum.

 

isma,l abi beni anlayıp hak verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizinde benim gibi düşünmeniz çok güzel yyoksa herşeye ysak diyip askıda bırakırsak bilinçli avcılığın önü açılmaz Bu forumları takip eden , bu spora gönül veren isterseniz hobi diyin ister amatörlük bu yaptığımız şeyin nekadar önemli olduğunu veneyin doğru olduğunu n eyin ynlış olduğunu bir kısmız biliyodur bir kısmımız bilmiyodur.Sizinde dediğiniz gibi ilgili bir bölüme sabitlenip neden ysaklandığını ve sonucunu açıklanmalı

 

yasak olan balığın yakalanış tarzı değil. çok tartışıldı etikmidir değilmidir diye geçmişte. bence av bir meydan okumadır. avı ele geçirebileceğimiz iddiasıyla başladığımız. böyle olduğu düşünülürse bu yöntem en şaibesiz yöntemlerden birisidir. diğer yandan av bir katliyam yada soykırım değildir. mesela üreme döneminde yapılmaz yada belli bir limitin üstünde av yapılmaz. bir arkadaş 15 dakkada limit dolsa ben avı bırakmam demiş mesela. avını öldürülmesi gereken bişey gibi görürsen ya da miktarı avın kalitesi haline getirirsen böyle düşünmek normaldir. ancak eğer bu ele geçirme ya da meydan okumada önemli olan miktar değilde yöntem ya da kendi geliştirdiğimiz malzeme vb. şeyler olursa miktarın önemi kalmaz. iç sularda mümkün olduğunca av yapmayan ve tatlı su balığı yemeyen birisi olarak şunu diyebilirimki tatlı suda yakalayacağım hiçbir balığı eve götürmeyi tercih etmem. zaten avuç içi kadar sularda yaşam savaşı veriyorlar bide üzerlerinde av baskısı kurmak bence pek doğru değil.

 

ben konuyla bağlanatı kuramadım açıklayabilirseniz sevinirim

 

Ben şimdi yasal bir düzenekle yasal yöntemlerle mevsim içi bir av yapsam, sonra foruma bir video koysam...

Bakın desem, limit üstü bir balık, bakın bakın kafasını nasıl taşla eziyorum deyip çalsam balığın kafasına taşı...

Sizce yasal olur mu? Balığı nasıl öldürürsen öldür hesabı, nasılsa ölecek... Birinci olay bu, ikincisi ise; bir şey yasak ise bu doğaya zarar verdiğindendir. tırıvırı yasak ise dibe takılıp orada yıllarca çeşitli balıkları öldürmesidir sebebi.

Mantıklı avlanmanın dışında, avlayacağımız balıktan daha fazlası tehdit ediliyorsa, avlayacağımız sayı cinsin var olmasını tehdit edip ekolojik zinciri bozuyorsa o yasaktır.

Ayrı konu açılmasına pek gerek olduğunu sanmıyorum "neden yasak" olayıyla ilgili, bir yerde tırıvırı veya dinamitin yasak olduğu görülüyorsa biraz kurcalanınca zaten neden olduğu meydana çıkıyor. Yok siz derseniz ki "küt" diye karşısına gelsin bu konuda bilgisi olmayan insanların, açarız bir bölüm, tek tek sıralarız başlıklar halinde yasak ekipmanlar vs vs diye, fotoğraflı örneklerle "acı" tablolar hazırlayarak bilinçlendiririz okuyucuları.

Hadi bu konuyu "anketvari" yapalım. Biz sonuçta hep iyilik adına mücadele ediyoruz, bunu nasıl bir formatta yapalım? Siz isteyin biz yapalım... Okuyan arkadaşlarımızı katılıma davet ediyorum ve Ali Kemal'e böyle güzel bir konuyu irdelediği için de teşekkür ediyorum...

 

yani kısaca
1- öldürme delisi olmayacaksın
2- katliyamcı olmayacaksın
2- avına üreme ve yaşama şansı tanıyacaksın
4- bazen yasal olsa bile bölgenin durumundan dolayı (suların azalması vb.) av yapmak bölge eko sistemine zarar verecek hale gelir.


yani avladığın türe zarar verecek işleri yasak olsada olmasada yapmamak gerekir. kısacası bu

 

bu durum tartışılan bir konu. mesela pek çok ülkede yakalanan balık kafasına vurularak öldürülür acı çekmesin diye. suya koyduğunuz balık daha uzun sürede boğularak ölür. yani hangisi daha insani konusu çokca tartışılan bir konu.

 

Sanirim bu konuda yasaklardan daha da önemli bir unsur var.. Vicdan! Maalesef memleketimde vicdansiz insanlarin sayisi da gün gectikce artiyor.. Bir baligi avlamak baska, görüntülerdeki gibi eziyet cektirip ordan buraya savurmak, ya da havyar döken hayvanlari katletmek baska bir sey.. Eger bu av yöntemi icine sinen birileri varsa söyleyecegim birsey yok..Sadece bu arkadaslara insaf diliyorum..

 

Ya kim dedi havyar dökme sezonu diye ben onu anlamdım yakalanılan balıkların hiçbirine ellemdik ve hiçbirinide yan profilden bakmadık nasıl bu balıklar havyarlı yada havyarsız diye biliyoruz ben onu anlamadım. Balıkların vücududa sürekli havyar vardır önemli olan onun döllenmesi. Nasıl bayan larda rahim varsa, tavuklada yumurtalık varsa balıklarda da havyar vardır. yazın tutulan balıktada da havyar çıkar kışın tutulandada

dikatinizi çekmek isterim orada adam balığın kafasına taş yada kaya vurmuyor.ykaladığı balığı kıyıyadan uzağa atıyor tekrara suya kaçmasın diye tabi attığı yer pamuk yatak değil taşın üstüne geliyo birçok oltacıda yapmıştır ve yapmaktadır.Balığı alıp kıyıya atma işlemi özellikle lüferciler çok yapar bunu, tekneden sırtı çekenlerde yapar kurşunu aldıktan sonra kösteği çeker ve balık su kesimine geldiğimi teknenin içine savururlar

birçokavcı sadece balıkcı değil ,diğer hayvanları avlıyanlarda olsun avını en kısa zamanda ac çekmeden öldürmenin yolunu ararlar etik olanda budur avın fazla acı çekmemesini sağlar zıpkıncılar avlarını bıçakla kafasına saplarlar,tavşancılar boğazını keser vs

kaan abi benim düşüncem yasa dışı yöntemlerin balık yakalayanların kullandıkları yöntemlerinbalık popilasyonu üzerindeki etkisi,doğa üzerindeki etkisi, avladığımız suyun kallitesi üzerindeki etkisi avlaktaki doğal yaşam ortamında endemik türlere,tarihi bir doku varsa tarihi eserlere verilen zarar gibi.

Belki bir çoğumuz bilmez ama asos tarihi bir limandır ve açıklarında bir çok açığa çıkartılmamış batmış sandallar ve tekneler vardır şimdi bunu nereden çıkardınd erseniz osmanlı zamanındaliman kent olan ve middilliye yağ zeytin ,altın,şarap gibi ürünlerintaşındığı anforalar ve sikkeler dipte yatmaktadır. Elbette onlar oraya gökten düşmedi. batan gemilerin malları

oralarda demir atmak konaklamak, trol avcığı,gırgır avcılığı,dip sürtme yöntemi gibi dipteki tarihi dokuyada zarar vermekte yasak olmalı peki burası gbi ve buna benzer yerlerde yasaklanmış ve tasaklanacak yerlerdeyapılan avcılık ne kadar limitlerde yada nekadar doğru takımla avlandığınız önemli değil siz oraya demir çapa attınızmı? o önemli

Saroz körfezi çok değerli bir bölgedir kaçkişi orada doğal mercan yetiştiğini biliyor bu biyolojik yapı nerede kim biliyor. mercanların büyüdüğü yerdede avlanmak ve demirlemek gibi konulardada hassas davranılmalı.

şimdi birisi çıkıp bu doğal resiflerde ve apılarda avlanmak yasaklandığında avlanılacak yer kamıyacak diyecek işte ozaman hiç yapılmayan yapay resiflerin değeri ortaya çıkacak

 

Bu bahsettiklerinin hiçbirisi değil Koray kardeşim hepsi tamamen naturel, bu arkadaşlar ya Iğdırlı yada azeriler ve büyük ihtimallede Aras nehrinde yada o yörede Karasu denen ırmak olabilir, lakka dedikleri yayın , kızılala dedikleride sazan. Katliam konusuna kesinlikle katılıyorum , büyük ihtimalle bu balıklar havyar döküyorlardı. __________________
EY TÜRK ÜSTTE GÖK ÇÖKMEDİKÇE ,


Daha evvelki açılan konuda ben olabileceğini yazmıştım Ali Kemal.

 

Ali kemal güzel bir konuya değinmişsin. Bu konuyu açarakta iyi yapmışsın. Çünkü forumlar tartışma ve paylaşma yerleridir. Forumlar bir şeyler paylaşılsın konular ve olaylar tartışılsın herkez fikrini beyan etsin diye vardır.


Kanunlar ve yönetmelikler toplum düzenini saglamak için yapılır. Herkez bu düzenlemelere uymak zorundadır. Ancak şunu unutmayalım bu kanunları ve yönetmelikleri yazıp çizenlerde birer insan. İnsanlar bu kanunlara uymak zorundadır. Kanunen şuç sayılan bir şeyin aksini söyleyip eleştiride bulunmak suç değildir. Suç olması için eylemin fiilen yapılması ve ispatlanması gerekir.
Bir kişinin kanunlara uymadığını beyan etmek şuç duyurusudur. (ispatlayamazsa kanunen iftira etmiş sayılır) Kanuna aykırı bir eylem yapmayıp aksini söyleyip eleştirmek düşünce özgürlüğüne girer. Mahkemelerde davalar esas ve usül yönünden değerlendirilir.
Şöyle bir örnek vereyim ; ben bir şuç işleyip bilgisayarıma kaydetsem . Benim bilgisayarımı benden habersiz açan bir kişi bu görüntüleri alıp aleyhimde delil olarak gösterse. Bu görüntüler o adamın bilgisayarındaydı onun haberi yokken aldım dese. Mahkeme bu görüntüleri delil olarak kabul etmez çünkü usulsuz elde edilmiştir.

Suç teşkil eden olayları devletin görevlendirdiği memurlar zaten takip etmektedir. Burada yayınlanmış yasal olmayan bir av görüntüsü varsa ve bu delil olarak yeterli görülüyorsa (bilginiz olsun diye söylüyorum) bunları inceleyip takip eden bir memur muhakkak vardır.


Kanunlar anayasaya aykırı düzenlenemez ama şu günlerde anayasa bile değiştirilmek üzere. Neden? Çünkü anayasayı yazanlarda birer insan. Anayasanın yazıldığı günlerdeki şartlar o düzenlemelerin gelmesini gerektiriyormuş.



Burada anlatmak istediğim şu; değişmez ve ona karşı kanun yapılamaz deyip böyle bildiğimiz o anayasa bile insanlar tarafından değiştiriliyor. Neden biz fikrimizi söylemeyelim.
Bizi buraya toplayan içimizdeki balık avı hevesi ve sevgisidir.
Burada hepimizin uyması gereken karşılıklı saygı ve hoşgörüdür. Bir kişinin hoş karşıladığını diğer bir kişi hoş karşılamayabilir. Böyle olduğu için vicdan konusunda herkezin kendi yorumu kendisini bağlar başkalarının vicdanı konusunda değerlendirme yapmak karşı tarafa saygısızlık olarak değerlendirilebilir.
Acılar dayanılamayacak kadar çoğaldığı zaman canlı ölür. Avcılığın fıtratınta öldürmek var.
( Vejeteryanları takdir ediyorum çünkü canilik olduğunu iddaa edip et yemiyorlar)

 

Deniz yıldızı hikayesini bilir misin Ali Kemal? Benim için bireysel acı da önemli. 1 Ruh, 1000 ruh... Benim için aynı değerde, yasa haricinde konuşuyorum, etik anlamda. Yaşayan varlığa kendi değerlerimiz çerçevesinde saygı göstermek de önemli, o videoda canlıya saygı yok, Ozan; okuyorsan sana da cevap veriyorum aslında, fiziksel olarak ne derecede acı çekeceği önemli senin dediğin gibi, ben örneğimi balığı havaya savurup 5 metreden şap diye yere yapışan gariban için empati yapılması adına vermiştim... Aksi takdirde; ben bir canlıyı yemek için öldüreceksem, en az acı çekeceği şekilde öldürmeyi tercih ederim, en kısa yolu kafa kemiğine bıçak saplamak ve balığı aniden söndürmektir, ama oltaya asılan 15 istavriti öldürmek böyle kolayca olmuyor. 2-3 saplarken diğerleri zaten işkence çeker beklemekten. İmkan dahilinde en pratiği ne ise onu yapmak lazım, bu tabi ki "lahaleoooy bak nassı da tuttum laa" edasında balığı 5 metreye savurup şap diye yere çalmak değil. Vurgu yapmak istediğim şey buydu.

 

Videoyu tekrar izledim. Balığı atması hoş bir şey değil bu tasvip edilemez. Katliam konusuna gelice evet katliam denilecek kadar çok balık tutmuşlar.