evet arkadaşlar çorlu ulaş bakırca civarında trakyada nadir temiz akan derelerden biri olan ergene de son zamanlarda balık tutan varmı acaba?
ergene içler acısı kısa bir bilgi Ergene ile ilgili. EDİRNEnin Uzunköprü İlçesinden geçen ve fabrikaların bıraktığı kimyasal atıklar nedeniyle simsiyah akan, içinde canlı türü yaşamayan Ergene Nehri, vatandaşları canından bezdirdi. Bölgedeki tarım üretimi büyük oranda düşerken, Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen, nehirdeki kirlilik nedeniyle çevrede kanser vakalarının büyük oranda arttığını ve ölümlerin yaşandığını söyledi. Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz da, Ergene Nehrinin artık Trakyaya hayat vermek yerine ölüm kusar hale geldiğini kaydetti. Marmara Bölgesinin Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağlarından doğan, Çorlu, Çerközköy, Lüleburgaz, Babaeski ,Pehlivanköy ve Uzunköprüden geçtikten sonra Meriç Nehri ile birleşen ve Saroz Körfezine dökülen Ergene Nehrindeki kirlilik, bölge halkını çileden çıkarttı. 350 bin kişinin çalıştığı bin 350 fabrikanın bıraktığı kimyasal atıklar nedeniyle simsiyah akan, içinde canlı türü yaşamayan ve çevreye ağır koku yayan Ergene Nehrinin temizlenmesi için Ergene Platformunun üyeleri ile vatandaşlar 2 defa büyük çaplı eylem yaptı. Ancak şu ana kadar bir sonuç elde edemedi. YILLAR ÖNCEKİ ERGENE HATIRASI 1987 yılında, berrak şekilde akan Ergene Nehrinde yüzdüklerini, balık tuttuklarını anlatan Uzunköprü Belediye Başkanı CHPli Enis İşbiler, nehrin önünde bir akrabası ile o dönem çektirdiği fotoğrafı göstererek şöyle dedi: "Fotoğrafı çektiğimiz bu yere şimdi çevreye yaydığı ağır kokudan dolayı yaklaşmak bile mümkün değil. Çerkezköy ve Çorludaki fabrikaların bıraktığı kimyasal atıklar nedeniyle babam ve arkadaşları ile benim girip yüzdüğüm bu nehirde şimdi canlı yaşamıyor. Suya vücudunun bir parçası dokunduğu an yaralar çıkıyor." TRAKYANIN KANALİZASYONU Ergenenin Trakyanın kanalizasyonu haline geldiğini belirten Uzunköprü Belediye Başkanı İşbilen sözlerini şöyle sürdürdü: "Kirlilik 1990lı yıllarda başladı ve hala devam ediyor. Ağırlıklı olarak sanayiinin ve endüstrinin atıkları ile bu hale geldi. Atıklarını bırakan belediyeler de var. Ancak belediyelerin evsel atıkları ile Ergene bu hale gelemez. Suyun analizini yaptığımızda sanayi tuzları çıkmakta. Çevre Bakanlığı yaptığı denetimlerle bunu önleyecek. Fabrikalara arıtması olması gerektiğini söyleyecek ve yapılmasını isteyecek. Eğer yapılmıyorsa kapatılacak bu fabrikalar. Burada atıklarını döken fabrikaların çoğunda arıtma sistemleri yok. Hatta söz konusu işletmelerin inşaaat ruhsatı bile yok. Ruhsatsız işletmeler belediyenin sınırında değil, valiliğin sınırları içerisinde olan işletmeler. Valiliklerin bu yerdeki denetleme yetkilerini yerine getirmediklerini görüyoruz. Uzunköprü halkı adına konuşuyorum. Evlerimizde kokudan dolayı kapı pencere açamıyoruz. Ergeneden buharlaşan gaz bulutu ve zehri soluyarak vücudumuzu alıyoruz. Nasıl etkilendiğimizi bilmiyoruz. Devletin çalışma yaparak bizi aydınlatması ve lazım. Kanserler çok fazla. Ölenlerin çoğu kanserden ölüyor. Sanayiye, işgücüne ve istihdama hayır demiyoruz. Bu işin siyaseti yok. Üretim yapılacak diye bu insanların ölmelerine taraftar değiliz. Uzunköprüde doğdum ve burada yaşıyorum. Zehirlenmek zorunda değiliz." SUÇ DUYURUSU Nehiri kirletenlerin tespit edilmesi için Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu belirten Başkan İşbilen, "Benim asıl mesleğim avukatlık. Ergene Nehrini ve çevreyi kirletenlerin tespit edilerek, kamu davası açıllması için suç duyurusunda bulundum" dedi. ADI NEHİR, İÇİNDEN AKAN ZEHİR Ergene Nehrinin sözün bittiği yer olduğunu belirten Uzunköprü Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi Halil İbrahim Bulak da tepkisini şöyle dile getirdi: "Ergene havzasında 52 bin dekar çeltik ekiliyor. Ancak üreticiler Ergenenin suyundan faydalanamıyor. Baraja ve yer altı sularına muhtacız. Sözün bitiği yer değimiz de ise Adı nehir, içinden akan ise zehir. Çeltik ektiğimiz yerlerde 900 kilo verim alırken, bu 300 kiloya kadar düştü. Bir çok çiftçimiz kanser ve kalp krizinden dolayı hayatını kaybediyor. Yetkililerin biran önce Ergeneyi kurtarmasını bekliyoruz." FABRİKALAR EKMEĞİMİZİ ÖLDÜRDÜ Nehrin çok pis aktığını belirten çiftçi Bakiye Gürsoy ise, yörede 10 kişiden 8inin kanserden öldüğünü öne sürerek, "Trakyanın ölümü, bizim yok oluşumuz Ergene Nehrinden olacak. Devlet temizlesin bu nehri. Bizim ekmeğimiz burası. Ekmeğimizi bu fabrikalar öldürdü. Fabrikalar nedeniyle köylerden ve Uzunköprüden göç başladı" diye konuştu. ÖLÜM KUSAR HALE GELDİ Sanayi tesislerinin arıtma yapmadan bıraktıkları zehirli atıkların yanı sıra, yerleşim birimlerinden akarsulara bırakılan kanalizasyon ve evsel atıklar ile tarımsal gübre ve ilaçların Trakyayı saran Ergene Nehrini kirlettiği belirten Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz Şşu bilgileri verdi: "Ergene artık Trakyaya hayat vermek yerine ölüm kusar hale geldi. Ergene Nehrinden aldığımız örnekler ile çeşitli araştırmalar yaptık.Yapılan analizlerde nehir suyunda kurşun, civa, kadmiyum, kobalt, bakır gibi ağır metaller ve arsenik çıktı. Ayrıca fosforlu-azotlu bileşikler ile solvent, asit, alkali ve boya gibi sayısız kimyasal maddeler tespit edildi. Özellikle sonbahar döneminde etkili olan yağışlar ile Ergene Nehrinin taşması sonucu Trakya bölgesindeki bir çok tarım arazisi söz konusu atıklar nedeniyle zehirleniyor. Bu zehirler yetiştirilen bitkiler aracılığıyla kademe kademe insanlara kadar ulaşmakta ve kanser, inme, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği gibi çok ciddi hastalıklarda artışa neden olmaktadır." TÜRKİYENİN EN KİRLİ NEHRİ Bir süre önce Trakya Üniversitesindeki (TÜ) bilim adamları tarafından hazırlanan raporda, Ergene ve Çorludaki nehirlerde doğal hayatın bittiğinin ortaya çıktığını belirten TÜ Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz şöyle devam etti: "Raporda, evsel atıklar ve fabrikaların bir çoğunun, atıklarını arıtmadan derelere akıtması nedeniyle kimyasal ve biyolojik kirliliğin en üst düzeyde olduğu vurgulanıyor. Ayrıca bu akarsulardaki suların hiçbir amaçla kullanılmayacağı ve sağlık için tehlikeli bir kaynak olduğu belirtiliyor. Ergene Nehrinin Türkiyenin en kirli nehri olduğu ve içinde dördüncü sınıf su bulundurduğu bildirilmekte. İçindeki ağır metaller, bu suya temas eden ve içen hayvanlara, bitkilere ve insanlara geçmekte, insanlarda da kansere neden olmaktadır. Araştırmacılar, Ergene Nehrini besleyen Çorluda kanser sıklığının Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu ve ilköğretim öğrencilerinde bile kanser görülmeye başlandığı uyarısında bulunuyor." YÖREDE HASTALIK ARAŞTIRMASI Nisan ayında Çorluda Kronik hastalıklar adı altında bir araştırma yapan Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyeleri, araştırmalarını tamamladı ve sonuçlarını belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor. Aynı şekilde öğretim görevlilerinin, önümüzdeki günlerde Ergene Nehrinin geçtiği bölgede kronik hastalıklarla ilgili araştırma yapacağı öğrenildi.
yok vazgeçmedim. hatta ben ergene deresinden 1 adet kara sazan ve ne olduğunu tam olarak anlayamadığım çok küçük boyutlarda 2 adet yavru balık yakaladım. ergene deresinin hala temiz kalmış kısımları var veçok sayıda yavru balık yaşamakta. benim asıl sormak istediğim büyük balıkların nerelerde yaşadığı
uzunkoprulu olarak gorevlilerin doga katliamina sessiz kalislarini anlayamiyorum.ergene ile sulanan celtikleri bir dusunun.cevre jandarmasi ne is yapiyor?
Kubilay abi devlet ne yapıyorki jandarma ne yapsın deri fabrikaları bildiğin asit boşaltıyor yıllardır..