Geçen sene ramazan bayramınında bir hafta sonrasıydı ben eşimle ramazan bayram tatilinde sarımsaklıda bulunan yazlığımıza geçmiştim. Geçerkende gerçek bir abim olsa heralde en çok onun kadar sevebileceğim Levent abim ile konuşup onları da beklediğimi belirtmiştim. Bir haftalık bir tatilden sonra Abim eşi ve çocukları ile sarımsaklıdalardı yıllardır ayvalıkta yaptığım avları hep anlatırım ona kendisi de en az benim kadar ava meraklıdır ki oltaların takımlarının bulunduğu çantayı 2 kişi zor kaldırıyor bu takım çantasında kamışlar ve makineler yok bu arada Neyse biz avımıza dönelim kaptanımız ile konuştuk sözleştik ve sabah suyuna denizde olmak için vedalaştık ki gel gelelim poyraz o gün buna izin vermedi tüm gün takım hazırlıkları ile devam etti dolaylı olarak. Ertesi gün hava tam istediğimiz gibiydi sabah kaptanla telefon görüşmeleri yem tedariki ve artık denizdeydik. Ayvalıktan cunda istikametine yok almaya başlamışken kasnağa sarılı zargana ipeğini çoktan suyla buluşturmuştum tamam dedim ilk vuruşu aldım malum tam zargana zamanı oda ne bıraktı ipektende kurtulamaz ama neyse bi vuruş daha gene bıraktı misine iyice bollaştı heralde bana yüzüyor arkama bakmamla oda ne Koca bi martı kapmış ipeği uçmaya çalışıyor neyse martıdan kurtardık meramıza varana kadar 3-4 zarganayı alıkoymuştuk. Saldığımız yavruların sadece heycanı içimizde Yalancı boğaz açıklarındayız artık derinlik 40-50 mt aralığı gezerek balık alıyoruz ilk gelenler hanoslar kah martılara kah denize kah livara hedef balık mercan ortalarda yok ama hanos varsa mercanda vardır illa gelicekler oltamıza derken ilk mercanlar sarılmaya başlıyor takımlara Tabi hepimizde güzel bir gülümseme. Abimin oğlu ile şakalaşıyoruz o gün bendne çok balık tuttu yaman abi seni geçiyorum sen ne anlarsın balıklatan diye diye bitirdi balık avını. Akıntının etkisiyle meramız değişiyor bizde geri dönmeyip başka meralarda derin sularda daha irileri için arayışa geçiyoruz derinlik kimi zaman 100 kimi zaman 150 metre akıntı dibe inene kadar kurşunları bizden çook uzaklara taşıyor neyse tek tükte olsa balık toplamaya devam malum ev kalabalık balık bekleyenler var Birden 150-200 metre uzağımızda suda bir köpürmeler atlama zıplamalar nedir onlar derken orkinos olduğunun farkına varıyoruz ama büyük boy rapalamız yokki yanımızda ufak rapalalar ile dönmenin de faydası yok bi yutuşta ne misina bırakır ne olta sadece keyifle izlemekle yetinip balık tutmaya devam neyseki bu arada bi mercan akını daha başlıyor üçlü dörtlü artık çekmeye çalışırken ne olduğunu bilemediğim hala içimde ukte kalan bir ağırlık var oltamda. Emektar daiwa makinam bu güne kadar çekemediği balık olmayan makinam dönmüyor dört tur beş tur dönüp gelmiyor ucundaki ağırlık her neyse kendi gelmek istediğinde çekebiliyorum sadece o an makineyi saramıyorum diye bağırıyorum ama kimsenin aklına misinayı eline alıp çekmek gelmiyor ve birden boşalan bir olta kalamanın sonuna kadar sıkılı olması beklenmedik bir anda beklenmedik bir balığın oltaya takılması açıkçası içimi acıtıyor ama olsun balığa devam peşine birde eşşek istavriti çekiyorum biraz çapari deniyorum kimseler yok. Geri dönüş yolunda rapala takıyoruz makinelerin ucuna bir iki parça da uskumru alıyoruz oltalarımıza cunda fenerlerden geçerken kalamarcıların hepsi orada vaktimiz olsa da kalsak kalamar içinde diye konuşuyoruz ve böyle bitiyor bir av macerası da. Fotoğrafları sadece ben çektiğim için pek fazla vakit bulamadım çektiklerimden bir iki kareyide sizlerle paylaşayım. İlk raporum kusurum olduysa affola